İntihara Yönlendirme Suçu Nedir? Cezaları ve Önlemleri
Makale Başlıkları
İntihara Yönlendirme Suçu Nedir? Cezaları ve Önlemleri
İntihara yönlendirme suçu, TCK’nın hayata karşı suçlar bölümünde madde 84’de düzenlenmiştir.
İntihara yönlendirme suçu, seçimlik hareketli bir suçtur.
İntihara azmettirme,
Başkasının intiharına yardım etme.
İntihara teşvik etme,
Başkasının intihar kararını kuvvetlendirme,
Suçun temel şeklinde bulunan seçimlik hareketlerden de anlaşılacağı üzere, intihar etmek suç olarak tanımlanmamıştır. İntihar eden değil, sadece intihara yönlendiren cezalandırılmaktadır.
İntihara Yönlendirme Suçunun Oluşabilmesi İçin:
-Mağdur işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğine sahip bir kişi olmalıdır ve bu kişi üzerinde cebir veya tehdit kullanılarak intihara zorlanmamış olmalıdır.
-azmettirme, teşvik ve yardım şeklindeki hareketlerin intihara sürükleyebilecek nitelikte olmalıdır ve bu hareketlerin mağdurun hayatını tehlikeye düşürmeye elverişli olması gerekir.
Korunan Hukuki Değer
İntihara yönlendirme suçu kanun koyucu tarafından suç olarak düzenlenmesinin nedeni,insanın doğuştan sahip olduğu yaşama hakkını güvence altına almak ve başkalarının ölümüne yol açan hareketlere engel olmaktır.
İntihara yönlendirmenin suç olarak tanımlanması, yaşama hakkının vazgeçilmez, dokunulmaz ve üzerinde serbestçe hareket edilemeyen bir hak olarak korunduğu anlamına gelmektedir.
İntihara Yönlendirme Suçunun Unsurları:
Fail
Bu suçun faili herhangi bir kimse olabilir. Fail bakımından bir özellik arz etmemektedir.
Mağdur
Suçun mağduru intihara azmettirilen, teşvik edilen, intihar kararı kuvvetlendirilen veya intihar etmesine bir şekilde yardım edilen kimsedir.
Maddenin üçüncü fıkrasında anılan intihara alenen teşvik suçunun oluşumu için belli bir kişinin muhatap alınması gerekmemektedir Eğer mağdurlar belirli ise fail maddenin birinci fıkrasına göre cezalandırılacaktır.
Ayrıca eğer mağdur işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş veya algılama yeteneği ortadan kaldırılmış örneğin mağdurun çocuk;
akıl hastası veya sarhoş durumdayken ya da kendisine karşı kullanılan;
cebir veya tehdit nedeniyle intihara mecbur edilmiş bir kişi ise bu durumda intihara yönlendirme suçu değil kasten öldürme suçu dolaylı faillik yoluyla işlenmiş olacaktır
Suçun konusu
İntihara yönlendirme suçunun konusu, intihar eden şahsın hayatıdır. Bu suçun oluşması için hareketin suçun konusu üzerinde bir zarara yol açması gerekmemektedir.
Suç teşkil eden haksızlık bir kimsenin intihara yönlendirilmesi, teşvik edilmesi, onun intihar kararının kuvvetlendirilmesiyle olur.
Mağdurun intihar etmesi, suçun neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış hali oluşturmaktadır.
Bu nedenle bu suç bir tehlike suçudur.
Fiil
Bu suçun fiil unsuru “intihara azmettirmek”, “intihara teşvik etmek”, “intihar kararını kuvvetlendirmek”, “intihara herhangi bir şekilde yardım etmek” şeklinde belirtilmiştir.
Bahsedilen hareketlerden birinin icrası suçun oluşumu bakımından yeterlidir. Bu yönüyle seçimlik hareketli bir suçtur.
Bu hareketlerden birinin yapılması suçun oluşumu için yeterlidir.Suçun oluşması için kanuni tanımda hareketten başka neticenin meydana gelmesi, örneğin mağdurun intihar etmesi aranmadığı için sırf hareket suçudur.
Seçimlik Hareketler
İntihara Azmettirme, belli bir suçu işleme konusunda düşüncesi olmayan birinin başkası tarafından suçu işlemeye ikna etmektir.
İntihara azmettirme suçu ise intihar etme düşüncesi bulunmayan bir kişiyi intihar etmeye ikna etmekle oluşmaktadır ve azmettiren fail bu nedenle cezalandırılmaktadır.
Örneğin, evlilik dışı hamile kalan sevgilisine “Kendini ve beni kurtarmak istiyorsan kendini öldür” diyerek baskı kuran kişi intihara azmettirme suçunu işlemiş olur.
İntihara teşvik etme, intihar düşüncesinde olan ama henüz net karar veremeyen kişinin intihar düşüncesini destekleyerek mağdurun intihar etmekte karar kılmasıyla intihara teşvik etme suçu oluşur.
Örneğin, evlilik dışı hamile kalıp ailesinin tepkisinden korkan bir kadının “benim tek çarem ölmek” sözlerine;
“Senin yerinde olsam bu şekilde yaşamak yerine intihar ederim” şeklinde cevap veren kişi intihara teşvik suçu işlemiş olmaktadır.
İntihara yardım etme, intihar etme düşüncesi taşıyan kişinin bu kararını kuvvetlendirmek, intiharın nasıl gerçekleştirileceği konusunda kendisine yol göstermek ya da intihar için gerekli araçları sağlamak;
intihar öncesi veya sırasında destek vererek eylemin icrasını kolaylaştırmak biçiminde maddi ya da manevi nitelikte olabilir.
İntihar için temin edilecek aracın somut olayda kullanılmaması halinde dahi, eylem en azından mağdur bakımından bir teşvik ya da kuvvetlendirme etkisi gösterir bu yüzden failin intihara yardım suçundan sorumlu tutulmalıdır.
Başkalarını alenen intihara teşvik etme, halinde sadece suçun mağduru olan intihar eden değil, toplumun geri kalanı da doğrudan olayın yaratacağı psikolojik etkileri altında kalacaktır.
Aleniyetin gerçekleşmesi için, hareketin mutlaka kamuya açık veya genel yerlerde yapılması şart değildir. Bazı durumlarda, failin başkalarınca duyulma iradesine bağlı olarak özel yerler de;
örneğin evin balkonu veya sokak kenarındaki bahçe de aleniyete imkân verebilir. Dolayısıyla, aleniyetin gerçekleşmesi, fiilin işlendiği yere bağlı değildir.
İntihara alenen teşvik suçundan söz edilebilmesi için, belirli bir kişinin hedef alınmamış olması gerekmektedir.
ntihara teşvik, eğer belirli bir kişiye yönelik olarak alenen gerçekleştirilmişse;
başka bir ifadeyle intihara alenen teşvik edilirken, belirli bir kişi hedef alınmışsa TCK m. 84/1;
bu kişinin intiharı gerçekleşmişse de, m. 84/2 uygulanmalıdır.
Örneğin intihar etme düşüncesini herkese açık bir sosyal medya (facebook, twitter, instagram gibi) hesabında paylaşan bir kişinin, bu paylaşımının altına yapılan bir yorumla intihara teşvik edilmesi mümkündür.
Öte yandan, intihara teşvikin, internet yoluyla belirsiz sayıdaki kişilerin hedef alınarak gerçekleştirilmesi de şüphesiz mümkündür ve bu durum, m. 84/3 kapsamında değerlendirilir.
Başkasının intihar kararını kuvvetlendirmede, mağdur artık intihar kararını vermiştir.
Mağdur dış etkilerden bağımsız olarak intihar etme kararını vermiş, düşünce aşaması son bulmuş artık harekete geçmiştir. Mağdurun aldığı intihar kararı, fail tarafından güçlendirilmektedir.
Örneğin, atlamak üzere bir binanın çatı katına çıkan kişiye yönelik “atlarsan atla artık seninle mi uğraşacağız” şeklindeki sözler söylemekle başkasının intihar kararını kuvvetlendirme suçu işlenmiş olur.
Manevi Unsurları
Ancak kasten işlenebilir. Fail, bir başkasını intihara azmettirdiğini, teşvik ettiğini onun intihar kararını kuvvetlendirdiğini veya başkasının intiharına yardımcı olduğunu bilmelidir.
Failin yaptığı hareketler sonucunda mağdurun intihar edeceğini öngörüp öngörmemesi önem taşımaz. Suçun taksirle işlenebileceği kanunda düzenlenmediği için başkasını taksirle intihara yönlendirmek suç teşkil etmez.
Yaptırım Ve Kovuşturma Usulü
İntihara yönlendirme suçunun cezası iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır.
Eğer intihar gerçekleşmiş ve kişi ölmüşse ceza dört yıldan on yıla kadar hapistir.
Başkalarını alenen intihara teşvik suçunun cezası ise üç yıldan sekiz yıla kadar hapistir.
Zor olmakla birlikte intihara yönlendirme suçundan dolayı hükmedilen hapis cezasının bir yıl veya daha az olması halinde adli para cezasına veya tedbire çevrilmesi mümkündür.
Hükmedilen ceza iki yıl veya daha altı olursa, diğer koşullarında gerçekleşmesiyle ceza ertelenebilecektir.
Ayrıca bu suçtan mahkum olan kişi belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılacaktır.
Bu suç soruşturma ve kovuşturma makamları tarafından resen takip edilir.
Bu suçun davası asliye ceza mahkemesinde görülür.
İşlemiş olduğu fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişiler cebir veya tehdit kullanmak suretiyle intihara mecbur edilmişse fail kasten öldürme suçundan sorumlu tutulacaktır bu durumda görevli mahkeme ağır ceza mahkemesidir.
Suçun Şikayet süresi, Zamanaşımı ve Uzlaşma
Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır.
İntihara yönlendirme suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.
İntihara yönlendirme suçu, şikayete bağlı suçlar arasında yer almaz resen soruşturulur, herhangi bir şikayet süresi belirlenmemiştir.
Kamu davasına şikayetçi olarak müdahil varsa bile şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmamaktadır.
Suçlar, dava zamanaşımı süresine uyulmak kaydıyla her zaman ihbar veya şikayet dilekçesi verme suretiyle savcılığa bildirilebilir..
Dava zamanaşımı, kanunda suç olarak öngörülen fiillerin işlenilmesinden sonra, yine kanunda öngörülen belirli sürelerin geçmesi halinde;
fail hakkında kamu davasının açılmasını engelleyen veya açılmış olan davanın devam etmesine engel teşkil eder.. Dava zamanaşımının dolması halinde;
CMK’nın 223. maddesi gereğince davanın düşmesine karar verilir İntihara yönlendirme suçunun basit halinde (TCK m.84/1) suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Suçun nitelikli hallerinde dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.
Emsal Kararlar
Evli ve iki çocuk babası olan 31 yaşındaki sanık Bilal ile 16 yaşındaki mağdur Kader’in arkadaşlık yapmasını ailelerinin onaylamaması üzerine;
Bilal’in 11.03.2010 tarihinde Kader’in telefonuna mesaj çekerek “benimle her şeye var mısın” dediği, Kader’in de “evet” şeklinde cevap vermesi üzerine, bu kez de mağdureden öldürecek bir ilaç getirmesini istediği;
12.03.2010 tarihinde Kader’in evden 4 kutu ilaç alarak okul çıkışı Bilal ile buluştuğu, birlikte Mersin’den Erdemli’ye gittikleri, burada bir pansiyonda kaldıkları;
14.03.2010 tarihinde Bilal’in Kader’e ilaçları getirip getirmediğini sorduğu, Kader’in de getirdiğini söylemesi üzerine ilaçları paylaştıkları, önce Kader’in içmeye başladığı, Bilal’in de ilaçları içtiği, bir süre sonra hastaneye gittikleri ve tedavi sonucu yaşama döndürüldükleri olayda;
intihar etmeyi sanık Bilal’in teklif ettiği ve intihar etmekte kullanılan ilaçları sanığın isteği üzerine mağdurenin temin ederek getirdiği anlaşılmakla, sanığın eylemine uyan intihara yönlendirme suçundan cezalandırılması gerektiği düşünülmeksizin, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi” Yarg. 1. CD., 04.12.2013, 2013/4118, 2013/7481.
“(…) mağdur Metin ile haklarında verilen hüküm kesinleşen Doğan ve Mustafa’nın birlikte işledikleri ‘nitelikli öldürme’, ‘yağma’ ve ‘hürriyeti sınırlama’ suçlarından hükümlü olarak aynı cezaevinde bulundukları;
Doğan ve Mustafa’nın, yanlarına yine hakkında verilen hüküm kesinleşmiş olan Ersin ve sanık Engin’i de alarak, sürekli baskı altında tuttukları mağduru, kendileri yararına kantin alışverişi yapmaya zorladıktan;
olay günü mağdurun parasının kalmaması sebebiyle sanıkların isteklerini yerine getiremediği, bunun üzerine, sanıkların hep birlikte bahçeye çağırdıkları mağduru darp etmeye başladıkları;
temin ettikleri bir çamaşır ipini mağdurun kalmış olduğu koğuşun pencere demirine bağladıkları, ardından ‘intihar etmezsen seni öldürürüz’ diyerek, buldukları tabureyi asmış oldukları ipin altına koydukları;
mağduru tabureye çıkıp kendisini asması için yoğun bir baskı uygulayarak zorladıkları, nihayet tüm bu baskılardan bunalan mağdurun tabureye çıkıp boynuna ipi geçirdiği;
tabureye vurduğu tekmeyle birlikte boynundan sallanmaya başladığı, bu esnada paniğe kapılan sanıkların ipi kesmek suretiyle mağduru kurtardıkları olayda;
Mağdurun kendi iradesi ile değil, sanık Engin’in de içinde bulunduğu grubun fiili ve psikolojik baskı ve zorlamaları sonucu intihar ortamına sürüklendiği, bu durumda ölümün gerçekleşmesi halinde;
TCK’nun 84/2-son maddesi uyarınca ‘kasten öldürme’ suçundan, ölümün sanıktan kaynaklanmayan bir nedenle gerçekleşmemesi halinde ‘öldürmeye teşebbüs’ ten neticenin bizzat sanık tarafından engellenmesi halinde ise;
TCK’nun 36. maddesi uyarınca ‘kasten yaralama’ suçundan hüküm kurulması gerektiği, somut olayda neticenin sanık tarafından engellendiği anlaşıldığı halde, sanığın, ‘kasten yaralama’ suçundan;
TCK’nun 61. maddesi uyarınca, suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman ve yer, sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı ile güttüğü amaç ve saik gibi hususlar gözönünde bulundurularak, üst sınırdan bir ceza ile cezalandırılması yerine, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek, yazılı biçimde ‘intihara yönlendirme’ suçundan hüküm kurulması, (…)”.
Yar. 1. CD., E. 2014/282, K. 2014/1248, T. 04.03.2014.
babanın kızına karşı sarf ettiği “…canına kıysın” sözünün, kızgınlıkla söylendiği için intihara ilişkin kast taşımadığı ve sanığın beraat etmesi gerektiği görüşünü paylaşmıştır, Yargıtay 1. CD., 13.11.2013, 2013/6272.
(…) sanığın, mağdureye ‘sen beni gerçekten cinsel yönden aldattıysan bana sözün vardı, ben bu rezillikle yaşayamam, intihar ederim diyordun;
eğer beni aldattıysan intihar et, kimse sorumlu değildir diye bir not yaz, sonra kendini as’ diye söyleyip evden ayrılması ve mağdurenin kendisine bir şey yapacağını düşünüp hemen eve geri dönmesi;
mağdurenin de sanığın evden ayrılmasından sonra dışarı çıkıp yolda gördüğü polis ekiplerine olayı anlatması şeklinde gerçekleşen olayda suça konu sözlerin sanık tarafından kızgınlıkla tepkisini göstermek için söylendiği;
mağdurenin de sanığın sözlerini önemsemediği anlaşılması karşısında sanığın suç işleme kastının bulunmadığı, (…)”.
İstanbul BAM. 20. CD., E. 2017/12, K. 2017/777, T. 06.04.2017. “
(…) mağdurun, sanığın müteahhitliğini yaptığı inşaatta taşeron ustabaşı olarak çalıştığı, olay öncesinde sanık ile mağdur arasında alacak ve sigorta işlemleri ile ilgili anlaşmazlık bulunduğu, olay günü de aynı konu yüzünden tartışma yaşandığı, tartışma sırasında sanığın mağdura;
‘istersen iskeleye çık atla, atlarsan da 3 gün önceden sigortanı yaparız’ dediği, mağdurun da inşaatın iskelesine çıkarak sanığa hitaben ‘buradan düşsem ne olacak, beni sigortasız nasıl çalıştırırsın, paramı neden vermiyorsun’ şeklinde sözler söylediği, bunun üzerine sanığın da kızgınlıkla mağdura;
‘hadi atlasana, atla da görelim’ dediği akabinde mağdurun telefonla polise haber verdiği, olay yerine gelen emniyet güçlerinin mağduru ikna ederek iskeleden indirdiği ve olaya ilişkin tutanak tutulduğu;
sanığın davaya konu sözleri sözlü münakaşa ortamında kızgınlıkla söylediği, mağdurun da sanığın bu sözlerini önemsemediğinin anlaşıldığı olayda;
suç işleme kastı bulunmayan sanığın atılı suçtan beraatine yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi(…)”. İstanbul BAM. 1. CD., E. 2018/1286, K. 2018/1402, T. 26.10.2018.