Koruma Kararı Nedir?
Makale Başlıkları
Koruma Kararı Nedir?
Koruma Kararı düzenli ve sağlıklı bir toplumun oluşması için huzurlu ve düzgün bir aile yaşamının varlığı vazgeçilmez bir husustur. Ancak günümüzde hem dünyada hem de özellikle ülkemizde artan aile içi şiddet bu huzurlu ve düzgün aile yaşantısını ne yazık ki olanaksız kılmaktadır.
Aile içi şiddete özellikle kadınlar olmak üzere erkekler ve çocuklar da maruz kalabilmektedir. Bu şiddet sonucunda sakatlıklardan ölüme kadar birçok hak ihlali de gerçekleşmektedir.
Aile içi şiddet sonucunda özellikle hayat ve vücut bütünlüğünü güvence altına alan haklar ihlal edilmektedir.
Bu haklar Anayasa’da da bulunan haklardır ve aslında aile içi şiddet hem temel hakların ihlalini hem de Anayasa’nın ihlalini içermektedir.
Ülkemizde özellikle son yıllarda kadınlara yönelik artan şiddet ve kadın ölümlerinin hızla artması sonucu şiddeti önlemeye yönelik birtakım somut adımlar atılmıştır.
Bu somut adımlardan bir tanesi de 20.03.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’dur.
Bu kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte şiddet gören kadınları korumaya yönelik koruma tedbiri ve şiddet uygulayan kişiyi şiddet gören kişiden uzaklaştırma tedbiri olmak üzere iki tür tedbir hukuk hayatımıza girmiştir.
Uzaklaştırma tedbiri, niteliği itibari ile şiddete karşı önleyici bir tedbir iken; koruma tedbiri uzaklaştırma tedbirine nazaran şiddete karşı önleyici bir tedbir değil, şiddetten, şiddeti uygulayan kimseden koruyucu bir tedbirdir.
Koruma Kararı Nasıl Alınır?
Aile içerisindeki şiddet, aynı konutta yaşayan kişilerden birinin diğerine karşı uyguladığı şiddettir. (kocanın karısına, çocuklarına ya da aynı konutta yaşadıkları akrabalarına karşı uyguladığı şiddet veya aynı evde yaşamasa bile eşlerden birinin diğerine karşı olan şiddet.) Şiddet uygulayan eşin şiddet gören eşe uyguladığı tehdit ve baskı ile fiziksel, psikolojik, ekonomik, cinsel şiddet aile içi şiddet kapsamında görülmektedir.
Şiddet gören aile bireyi ya da şiddet olayına tanık olan kişiler, polis merkezlerine, Cumhuriyet Savcısına, Aile Mahkemesi Hakimliği’ne ya da jandarma karakoluna ihbarda bulunabilir.
Eğer o yerde Aile Mahkemesi bulunmuyorsa bu durumda Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ihbarda bulunulur. Uzaklaştırma kararı verilecek şiddet uygulayan kişiden eğer nafaka alınmıyorsa uzaklaştırma için verilen dilekçede nafaka talebinin de bulunması gerekir.
Ayrıca nafaka miktarının belirlenebilmesi açısında şiddet uygulayan kişinin gelirlerini gösteren belgelerin de dilekçede yer alması önemli bir husustur.
Aile içinde şiddet gösteren kişiye uygulanacak koruma tedbirleri 17.01.1998 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Ailenin Korunmasına Dair Kanun’da sayılmıştır.
Bu kanunda sayılan koruma tedbirlerinin süresi en fazla 6 aydır. Aile içinde şiddet uygulayan eşe karşı uygulanan en önemli koruma tedbiri 6 ay süre ile evden uzaklaştırma kararıdır.
6 aylık sürenin bitmesinden sonra eğer şiddet devam ederse yeniden koruma tedbirlerine başvurulabilir.
Şiddet uygulayan kişi 6 aylık süre ile evden uzaklaşması ile birlikte Aile Konutu için gerekli giderleri (doğal gaz, su, elektrik vs.) karşılamakla yükümlüdür. Aksi durumda hâkime müracaat edilebilir. Mahkeme bu koruma tedbirlerine dosya üzerinden yapacağı inceleme neticesinde karar verir.
Koruma Kararı Sebebiyle Hapis Cezası
Koruma kararına uyulup uyulmadığı kolluk kuvvetleri haftada bir kez ziyarette bulunarak, muhtardan bilgi alarak, evin çevresini araştırarak, komşulardan bilgi alarak vs. denetler.
Ancak şiddet uygulayan kişi verilen koruma tedbirlerine uymaz ise bu durumda derhal polise, jandarmaya ya da Cumhuriyet Savcısı’na bilgi verilmelidir.
Cumhuriyet Savcısı böyle bir durumda derhal kamu davası açar ve şiddet uygulayan kişiye 3 aydan 6 aya kadar hapis cezası verilir.
Tüm bunlarla beraber belirtmek gerekir ki aile içi şiddet TCK hükümlerine göre de suçtur ve bu durumda koruma talebinden başka şiddet uygulayan kişi hakkında TCK hükümleri gereğince şikâyetçi olunabilir.
Koruma Tedbir Kararı Türleri Nelerdir?
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacını taşımaktadır. Tedbir kararları, koruyucu tedbir kararları ve önleyici tedbir kararları olarak ayrılmaktadır.
Koruma Kararını Almaya Hangi Makam Yetkilidir?
Bu kanun kapsamında koruyucu ve önleyici tedbirler 3 ayrı şekilde düzenlenmiştir. Koruyucu tedbir ve önlem kararlarını vermeye mülki idari amirler ve aile mahkemesi hâkimleri yetkilidir. Koruyucu tedbir kararlarını hem mülki amirler hem de hâkim verebilmekteyken önleyici tedbir kararı verme yetkisi sadece hâkimlere aittir.
Mülki Amir Tarafından Verilebilecek Koruyucu Tedbir Kararları Nelerdir?
- Korunan kişiye ve gerek görülürse beraberindeki çocuklara bulunduğu yerde veya başka bir yerde barınma yeri sağlanabilir.
- Geçici maddi yardım yapılabilir.
- Psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilebilir.
- Hayatî tehlikenin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınabilir.
- Gerekli olması hâlinde, korunan kişinin çocukları varsa çalışma yaşamına katılımını desteklemeküzere 4 ay, kişinin çalışması hâlinde ise 2 aylık süre ile sınırlı olmak kaydıyla, 16 yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının yarısını geçmemek ve belgelendirilmek kaydıyla Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkânı sağlanabilir.
Hâkim Tarafından Verilebilecek Koruyucu Tedbir Kararları Nelerdir?
- Korunan kişinin işyeri değiştirilebilir.
- Kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı bir yerleşim yeri belirlenebilir.
- 4721 sayılı Türk Medenî Kanunundaki şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulabilir.
- Korunan kişi bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâlinde ve ilgilinin aydınlatılmış rızasına dayalı olarak5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgeleri değiştirilebilir.
Yargı Kararları
Yargıtay Kararı – 2. HD., E. 2009/7467 K. 2009/15296 T. 9.9.2009
Davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından açılan davada, küçük Arda Aktaş hakkında 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu uyarınca koruma kararı alınması talep edilmiş, mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73. maddesine göre “istisnalar haricinde hakimin her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremeyeceği” kabul edilmiştir. 2828 sayılı Kanunda ise işin evrak üzerinde incelenip, karara bağlanacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Koruma kararı alınması çocuğun hak ve menfaatleriyle de ilgilidir. Bu nedenle, husumetin hakkında korunma kararı alınacak olan çocuğa, çocuk ergin değilse yasal temsilcisine (veli veya vasisine) yöneltilmesi, kanuni mümessilin menfaati ile küçüğün menfaati birbirine zıt olursa kayyım tayin edilerek husumetin ona yöneltilmesi, tarafların göstereceği deliller varsa toplanıp, değerlendirilerek ulaşılacak sonuç uyarınca karar oluşturulması gerekirken, evrak üstünde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi. 09.09.2009
Yargıtay Kararı – 2. HD., E. 2016/3253 K. 2016/5967 T. 24.3.2016
DAVA TÜRÜ: 2828 Sayılı Yasaya Göre Koruma Kararının Kaldırılması
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dava, 2828 sayılı Kanununa göre verilmiş bulunan koruma kararının kaldırılması talebine ilişkindir.
Sözü edilen Kanun, korunmaya muhtaç çocukların, ergin oluncaya kadar, bu kanun hükümlerine göre kurulan sosyal hizmet kuruluşlarında bakılıp gözetilmeleri hususundaki tedbirin 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’na göre görevli ve yetkili mahkemece alınacağını hükme bağlamıştır
(2828 S.K. m. 22/1). Kanunun 24. maddesi de, korunma kararı alınmasını gerektiren şartların ortadan kalkması halinde, kurum yetkililerinin önerisi üzerine mahkemece, çocuk ergin olmadan kaldırılabileceği gibi, ergin olduktan sonra da çocuğun rızası alınmak şartıyla ve bu maddede gösterilen şartların varlığı halinde korunma kararının devamına karar verilebileceğini hükme bağlamıştır.
5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanununun 26/3. maddesinde mahkemeler ve çocuk hakiminin bu kanun ve diğer kanunlarda yer alan tedbir kararlarını almakla görevli olduğu düzenlendiğinden, 2828 Sayılı Yasa uyarınca alınan tedbir kararlarında da çocuk mahkemeleri görevli bulunmaktadır
(HGK’nun 16.01.2013 tarih, 2012/2-563 Esas, 2013/69 Karar sayılı ilamı). Yukarıda açıklandığı üzere 5395 Sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesini,
2828 sayılı kanun uyarınca korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevi Çocuk Mahkemelerinin görevi kapsamına alınmıştır.
Bursa ilinde Çocuk Mahkemesi bulunmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, görevsizlik kararı verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Kabule göre de; koruma kararının kaldırılmasına yönelik istek koruma altında bulunan çocuğun hak ve menfaatleriyle ilgilidir. Bu sebeple davanın hakkında koruma kararı alınmış olan kişi küçük ise yasal temsilcisine, ergin ise koruma altına alınan kişiye yöneltilmesi gerekir. Bu husus nazara alınmadan eksik hasım ve eksik incelemeyle hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1.bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.24.03.2016(Prş.)
Faydalı Linkler:
- Mirasçılıktan Çıkarma (Iskat)
- SGK Tarafından Karşılanmayan Kanser İlaçları
- SGK İlaç Bedeli İade Davası
1 Comment
[…] Koruma Kararı Nedir? […]