Mirasçılıktan Çıkarma (Iskat)
Makale Başlıkları
Mirasçılıktan Çıkarma (Iskat)
Mirasçılıktan çıkarma iskat, bir mirasçının miras hakkından feragat etme veya bu hakkı başka bir mirasçıya devretme işlemidir. İskat, miras paylaşımında yaşanan anlaşmazlıkları önlemeye, aile içi huzuru sağlamaya ve miras maliyetlerini azaltmaya yardımcı olabilir. Bu süreç, miras hukuku ile ilgili düzenlemeler ve prosedürler doğrultusunda gerçekleştirilir.
Miras hukuku, Türk hukuk sisteminde önemli bir yer tutar ve miras kalanın paylaşımı, intikal gibi konuları kapsar. Mirasın paylaşımı, mirasçıların tespit edilmesi, mirasçıların miras paylarının belirlenmesi ve mirasın dağıtımı süreçlerinden oluşur.
Mirasçılıktan çıkarma süreci, özellikle miras hukuku ve aile ilişkileri söz konusu olduğunda oldukça karmaşık bir konu olabilir. Bu nedenle, mirasçılıktan çıkarma konusunda bilgi sahibi olmak ve bu alanda profesyonel destek almak önemlidir. Mirasçılıktan çıkarma, bir kişinin miras hakkından feragat etmesi veya başka bir mirasçıya devretmesi anlamına gelir.
Miras kalanın paylaşımı esas itibariyle miras bırakanın vasiyeti ya da kanuni mirasçılarına göre yapılır. Mirasçılıktan çıkarma ya da iskat, miras hukukunda yer alan bir kavramdır ve bir mirasçının mirastan çıkarılması anlamına gelir.
Mirasçılıktan çıkarma (ıskat), miras bırakanın vasiyeti veya kanuni sebepler nedeniyle mirasçısının haklarının tamamen veya kısmen kaldırılması işlemidir. Mirasçılıktan çıkarma işlemi Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiştir ve özellikle ahlaki veya kanuni sebepler nedeniyle mirasçının hakları kaldırılabilmektedir.
Mirasçılıktan çıkarma işlemi, mirasın açılmasından sonra mirasçıların talebi veya dava yoluyla gerçekleştirilebilir. Bu işlem, belirli şartların yerine getirilmesi halinde gerçekleştirilebilir. Kanuni sebepler arasında, mirasçının miras bırakanı öldürmesi veya miras bırakanın aleyhinde bir suç işlemesi gibi durumlar yer alırken, ahlaki sebepler arasında mirasçının miras bırakanı aşağılaması, küçük düşürmesi veya terk etmesi gibi durumlar sayılabilir.
Mirasçılıktan çıkarma işlemi, mahkeme kararı ile gerçekleştirilir. Mirasçılıktan çıkarma kararının alınabilmesi için mahkeme tarafından belirli şartlar aranır. Mirasçılıktan çıkarma işlemi, sadece kanuni veya ahlaki sebeplerin varlığı halinde gerçekleştirilebilir ve bu sebeplerin varlığına ilişkin kesin delillerin mahkeme tarafından kabul edilmesi gerekir.
Mirasçılıktan çıkarma işlemi, miras bırakanın vasiyeti ile de gerçekleştirilebilir. Miras bırakan, vasiyetinde belirli mirasçılarını mirasçılıktan çıkarabilir veya belirli şartların yerine getirilmesi halinde mirasçılıktan çıkarma işleminin gerçekleştirilmesine karar verebilir. Ancak vasiyet ile gerçekleştirilen mirasçılıktan çıkarma işleminin de kanuni şartlarına uygun olması gerekir.
Sonuç olarak, mirasçılıktan çıkarma işlemi, kanuni veya ahlaki sebepler nedeniyle mirasçının haklarının kaldırılması işlemidir. Bu işlem, mahkeme kararı veya vasiyet ile gerçekleştirilebilir. Ancak bu işlemin gerçekleştirilmesi için belirli şartların yerine getirilmesi gerekir ve bu şartların yerine getirildiğine ilişkin kesin delillerin olması gerekmektedir.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun 510. Maddesinde düzenlenmiştir. Bir kişinin saklı paylı mirasçılarından birinin mirasçılığına son vermesi ve onu mirasının dışında bırakmasıdır. Miras bırakan mirasçısını kısmen de olsa mirastan mahrum etmek niyetinde ise tasarrufunda bunu hiçbir şüpheye yer kalmayacak şekilde açık ve kesin ortaya koymuş olmalıdır.
Kanunda iki farklı şekilde mirasçılıktan çıkarma düzenlemiştir:
Cezai(Basit) Mirasçılıktan Çıkarma
- Ağır bir suç
- Miras bırakana veya miras bırakanın aile üyelerine karşı aile vazifelerini ihlal
- Koruyucu (Özel) Mirasçılıktan Çıkrama
Koruyucu (Özel) Mirasçılıktan Çıkrama
- Borç ödemeden aciz olma
Cezai (Basit) Mirasçılıktan Çıkarma
Kanun cezai mirasçılıktan çıkarmanın iki halde gerçekleşebileceğini düzenlemiştir:
Mirasçının;
- Miras Bırakana Veya Yakınlarından Birine Karşı Ağır Suç İşlemesi
- Miras Bırakana Veya Onun Aile Üyelerine Karşı Aile Hukukundan Doğan Yükümlülüklerini Yerine Getirmemesi
Mirastan çıkarılan saklı paylı mirasçı terekeden pay talep edemeyecek ve tenkis davası da açamayacaktır. Ancak miras bırakan tarafından başkaca bir tasarruf söz konusu değilse, mirastan çıkarılan şahsın saklı payı, tıpkı mirastan çıkarılan miras bırakandan önce ölmüş gibi mirastan çıkarılanın alt soyuna geçecektir. Mirastan çıkarılanın alt soyu yok ise miras bırakanın yasal mirasçılarına kalacaktır.
Mirastan çıkarılanın altsoyu, mirastan çıkarılan miras bırakandan önce ölmüş gibi saklı payını isteme hakkına da sahiptir.
- Miras bırakan mirasçılıktan çıkarma işlemi için bir sebep belirtmek zorundadır. Bu mirastan çıkarma işleminin geçerlilik koşuludur. Mirasçılıktan çıkarılma işlemine karşı itiraz edilebilir. İtiraz haline ispat yükü mirastan çıkarılma halinden faydalanan mirasçı veya vasiyet alacaklısına aittir.
- Mirastan çıkarılma sebebi ispat edilememişse veya miras bırakan tasarrufunda mirastan çıkarmanın sebebini belirtmemişse, tasarruf mirastan çıkarılanın saklı payı dışarıda tutularak yerine getirilir. Ancak eğer miras bırakan mirastan çıkarma sebebinde açık bir yanılgıya düşmüşse çıkarma geçersizdir.
- Ayrıca işlediği ağır suç nedeniyle mirasçılıktan çıkarılan mirasçının kusuru ortadan kalkarsa veya meşru savunma vb. hukuka uygunluk nedenleri varsa bu mirasçı mirasçılıktan çıkarılamaz. Yapılan ıskat geçersizdir.
- Mirasçılıktan cezai çıkarma sebebi sayılan tipe uygun eylem, icrai veya ihmali davranışla işlenen bir suç olabilir. Eylemin tamamlanması zorunlu olmayıp, teşebbüs aşamasında kalan suçların (TCK md.35) da çıkarma sebebi sayılabileceği kabul edilmektedir.
Koruyucu (Özel) Mirasçılıktan Çıkarma
Sebep gösterme zorunluluğu tıpkı cezai çıkarma da olduğu gibi burada da mevcuttur. Ancak burada sadece tek bir sebep vardır.
Kanunun 513. Maddesine göre mirasçısının borç ödemeden aciz olduğunun belgelenmesi miras bırakan için koruyucu çıkarma sebebi oluşturur. Mirasçılıktan çıkarma bir ölüme bağlı tasarrufla gerçekleştirilir. Çıkarma işleminin kanuni başka bir yolu yoktur.
Kanunun 513. Maddesinde, bazı şartlara bağlı olarak gerçekleşebileceği düzenlenmiştir.
- Mirastan çıkarılacak kişi, miras bırakanın altsoy mirasçısı olmalıdır. Doğmuş veya doğacak çocuklarının olması şarttır.
- Mirastan çıkarılacak bu altsoy hakkında borç ödemeden aciz belgesi alınmış olmalıdır.
- Mirastan çıkarılan saklı payının yarısı oranında mirastan çıkarılmalıdır.
- En fazla yarı oranındaki bu saklı pay mirastan çıkarılanın doğmuş veya doğacak altsoyuna özgülenmelidir. (Koşulsuz ve yüklemesiz bir özgüleme yapılmalıdır. Bu özgüleme koruyucu mirastan çıkarma işleminin geçerlilik şartıdır.)
- Kanun bu şekilde hem mirastan çıkarılanın mevcut altsoyunu hem de ileride doğması muhtemel altsoyunu koruyarak mirasçı olabilmelerinin yolunu açmıştır.
- Bu durumda mirastan çıkarılanın çocukları doğma ihtimali oldukça tereke paylaştırılamayacaktır. Ancak miras bırakan öldüğünde hayatta olan çocuklar varsa terekedeki haklarını fazlasını doğacak olan çocuğa nakletmek üzere kazanacaklardır.
- Koruyucu çıkarma yapıldığında çıkarılan altsoy saklı paylı mirasçıdır ve çıkarılma işleminden sonra mirasçılık sıfatı devam eder. Çünkü koruyucu çıkarma kısmi çıkarmadır. Çıkarılan mirasçı saklı payının en fazla yarısı için çıkarılabilmektedir.
Mirasçılık sıfatı ile birlikte çıkarılan haklardan yararlanma ve terekenin borçlarından diğer mirasçılarla müteselsil borçlu olmaya devam eder. Çıkarma ile birlikte sadece çıkarılan mirasçının saklı payında azalma meydana gelir.
- Çıkarılan alt soy, saklı payını aşan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlar arası tasarrufların iptali için tenkis davası da açabilir. Mirastan çıkarılan altsoy aynı zamanda miras bırakan hayatta iken miras payına karşılık almış olduğu kazandırmalar varsa bunları da terekeye iade ile yükümlü olmaya devam eder.
Mirastan Iskatın (Mirasçılıktan Çıkarma) Sonuçları Nelerdir?
Mirasbırakan, mirasçılık hakkını kaybetmiş kişileri miras dışı bırakabilir. Bu durumda, mirasçılıktan çıkarılan şahıs miras haricinde kalmakta ve mirasçılık haklarını kaybetmektedir. Medeni kanun uyarınca mirasbırakan tarafından, aksine tasarruf yapılmamışsa, ıskat edilen kişi, vasiyetçiden önce ölmüş gibi, miras hissesi mevcutsa altsoyuna, yoksa mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarına geçer.
Mirasbırakanın, mirasçılıktan çıkarmak istediği kişileri belirleme hakkı vardır. Böylece, mirasbırakan, mirasçılıktan çıkarılan şahsın miras hissesini tümüyle veya kısmen ıskat edebilir. Bu durumda, mirasçılıktan çıkarılan kişinin, miras hakkından mahrum kaldığına dair bir belge hazırlanır.
Medeni Kanun’a göre, ıskat edilen kişi vasiyetçiden önce ölmüş sayılır. Eğer mirasçılık hakkı saklı payda kalmışsa, altsoyuna, miras hissesi yoksa mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarına miras payı geçer.
Mirasçılıktan Çıkarmaya (Iskata) İtiraz Mümkün Mü?
Miras payının ıskat edilmesi, mirasçının haklarının kısıtlanması ve haksız bir durum yaratabilir. Ancak, mevcut yasalarımızda ıskata itiraz etme ve ıskatın iptali gibi olanaklar da bulunmaktadır.
İskatın iptalini talep etme ve dava açma hakkı, mirasçılıktan çıkarılan kişiye aittir. Ancak, borçlarını ödeyemeyen veya iflas durumunda olan bir mirasçı için, ıskat edilmiş mirasçının alacaklıları da ıskata itiraz edebilir ve iptalini talep edebilirler. Bu durumda, mirasçının haklarının korunması ve adil bir karar alınması önemlidir.
Mirasçılıktan Çıkarmanın İptali Davası Kimlere Karşı Açılır?
Mirastan ıskatın iptali davası, mirasçılıktan çıkarılan kişinin yanı sıra diğer yasal mirasçılarla atanmış mirasçılar tarafından da açılabilir. Davacı, ıskatın haksız olduğunu veya yanlış olduğunu iddia ederek dava açacaktır.
Bu davada, mirasbırakanın ıskat nedenleri geçersiz kılınabilir ve mirasçıların hakları korunabilir. İskatın iptali davası, miras bölüştürülemeden önce veya sonra açılabilir ve borçlarını ödemekten aciz olan bir mirasçının alacaklıları da bu davayı açabilirler. Ayrıca, davacıların bu dava için belirli bir süreleri de bulunmaktadır.
Iskatın İptali Davasında İspat Yükü Kimdedir?
Dava açan kişi ıskatın nedeninin olmadığını veya yanlış olduğunu iddia ederken, diğer yasal ve atanmış mirasçılar ise ıskat sebebini doğrulamakla yükümlüdürler. Bu durumda, davacının ispat yükü yoktur ve dava olunanların ispat yükü vardır. Eğer dava olunanlar ıskat nedenlerinin varlığını ispat edemezlerse, mirasbırakanın vasiyetindeki tasarruf iptal edilir ve mirasçılıktan çıkarılan kişi saklı payını alır. Bu nedenle, ispat yükü dava olunanların üzerindedir ve dava açan kişinin amacı, ispat yükünü dava olunanlara yüklemektir.
Borç Ödemeden Aciz Sebebiyle Mirasçılıktan Çıkarma Hali Nasıl Olur ?
Mirasbırakanın saklı paylı mirasçısı olan altsoyunun borçlarını ödemekten aciz halde olması, mirasçılıktan çıkarma durumunu doğurur. Bu durum, mirasçının sahip olması gereken miras hissesinin tamamının hemen alacaklıların eline geçmesini önlemek ve bu sayede mirasçının çocuklarını korumak amacıyla düzenlenmiştir. Bu nedenle, borç ödemeden aciz olan bir mirasçı, mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarına kıyasla farklı bir muameleye tabi tutulur.
Aciz Nedeniyle Mirasçılıktan Çıkarmanın Şartları Nelerdir?
Mirasbırakanın altsoyu için geçerli olan mirasçılıktan çıkarma kurumunun ilk durumu dışındaki diğer durumlarda da belirli şartlar aranmaktadır. Bu şartlardan biri, mirasçının borçlarını ödemekten aciz durumda olması ve bunun aciz belgesiyle ispat edilmesidir.
Diğer bir şart ise mirasçılıktan çıkarılan mirasçının doğmuş ya da doğacak çocuklarının olmasıdır. Altsoy yoksa, mirasçılıktan çıkarma aciz nedeniyle yapılamaz. Ayrıca, mirasçılıktan çıkarma vasiyetname yoluyla yapılmalı ve nedeni açıkça gösterilmelidir.
Son olarak, mirasbırakan, altsoyunun saklı payının yarısından fazlasını ıskat edemez ve ıskat edilen payın yarısını mevcut ve doğacak çocuklara tahsis etmek zorundadır.
Emsal Yargı Kararları
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, E. 2018/3342, K. 2021/3230, T. 17.05.2021
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.04.2008 gününde verilen dilekçe ile mirasçılıktan çıkarmanın iptali talebi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17.01.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, vasiyetname yolu ile mirasçılıktan çıkarmaya (ıskata) ilişkin ölüme bağlı tasarrufun iptali isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, mirasbırakan …’ın davacıyı Yatağan Noterliği 27.10.2004 tarih ve 8488 yevmiye numaralı vasiyetnameyle mirasından ıskatın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilk olarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 07.07.2014 tarihli, 2014/4250 Esas – 2014/15551 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemesi mirasbırakana veya aile üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülükleri önemli ölçüde yerine getirmemesi halinde mirasbırakanın yapacağı ölüme bağlı tasarrufla saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkartabilir. Mirasçılıktan çıkartılan (ıskat edilen) kimse mirastan pay alamayacağı gibi tenkis davası da açamaz. Ölüme bağlı tasarrufta mirastan çıkarma sebebi gösterilmişse ıskat geçerlidir. Mirastan çıkarma sebebinin varlığını ispat etmek çıkarmadan yararlanan mirasçıya ait bulunmaktadır.
TMK’nın 512/3. maddesinde “Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf, mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir; ancak, mirasbırakan bu tasarrufu çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapmışsa, çıkarma geçersiz olur” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, mahkemece mirastan ıskat sebebi olarak gösterilen olayların kanıtlanamadığı kabul edildiğinden; TMK’nın 512/3. maddesi uyarınca ıskat sonucu ölüme bağlı tasarrufun mirasçının saklı payı dışında yerine getirilmesine karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi ve tenkis hesaplaması yapılması doğru görülmemiş ve bu husus kararın bozulmasını gerektirmiş ise de yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün 1. fıkrasında yer alan ”KISMEN” ibaresinin çıkarılmasına, hükmün 1. fıkrası (b) ve (c) bentlerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına yerine “Yatağan Noterliği 27.10.2004 tarih ve 8488 yevmiye numaralı vasiyetname ile yapılan ölüme bağlı tasarrufun mirasçının saklı payı dışında yerine getirilmesine” ibarelerinin yazılmasına ve hükmün HUMK’nun 438/7. maddesi gereğince DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.