Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Biyogaz
Makale Başlıkları
Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Biyogaz
Yenilenebilir enerji kaynakları, doğal süreçler tarafından sürekli olarak yenilenen ve çevresel açıdan sürdürülebilir enerji biçimleridir. Bu kaynaklar, fosil yakıtların yerini alarak iklim değişikliğiyle mücadelede ve sürdürülebilir enerji sistemlerinin oluşturulmasında kritik rol oynarlar. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, hidroelektrik enerji, jeotermal enerji ve biyogaz bulunur. Özellikle biyogaz, yenilenebilir enerji kaynakları arasında önemli bir yere sahiptir.
Yenilenebilir enerji kaynakları ve biyogaz doğadan üretilen ve dolayısıyla doğa tarafından daimi olarak takviye edilen enerji kaynaklarıdır. Bu kaynaklar;
- Güneş Enerjisi,
- Jeotermal Enerji,
- Rüzgâr Enerjisi,
- Hidrolik Enerji,
- Dalga Enerjisi,
- Biyokütle Enerji Olarak sıralanabilir. Bu makalenin konusu yenilenebilir enerji kaynaklarından olan biyokütle enerji (biyogaz) olduğu için biz bu makalemizde sadece biyokütle enerjisinden bahsedeceğiz.
Biyogaz Nedir?
Biyogaz, organik atıkların (bitkisel ve hayvansal atıklar, gıda atıkları, çamur vb.) anaerobik (oksijensiz ortamda) fermantasyonu sonucu üretilen bir gaz karışımıdır. Ana bileşenleri metan (CH4) ve karbondioksit (CO2)’dir. Biyogaz, enerji üretimi için kullanılabilir ve fosil yakıtlara alternatif, çevre dostu bir enerji kaynağıdır.
Biyogazın Özellikleri ve Avantajları
- Yenilenebilir ve Sürdürülebilir: Biyogaz, sürekli olarak yenilenebilir kaynaklardan üretilir.
- Çevre Dostu: Biyogazın kullanımı, sera gazı emisyonlarını azaltmaya yardımcı olur.
- Atık Yönetimi: Organik atıkların biyogaz üretiminde kullanılması, atık yönetimine katkıda bulunur.
- Enerji Güvenliği: Yerel olarak üretilebilir, böylece enerji ithalatına bağımlılığı azaltır.
- Çok Yönlü Kullanım: Elektrik üretimi, ısıtma ve motor yakıtı olarak kullanılabilir.
Biyogaz Üretim Süreci
- Toplama: Organik atıklar toplanır.
- Anaerobik Fermantasyon: Atıklar, oksijensiz bir çevrede mikroorganizmalar tarafından parçalanır.
- Gazın Toplanması ve Arıtılması: Üretilen gaz toplanır ve kullanıma uygun hale getirilir.
- Enerji Üretimi: Biyogaz, enerji üretmek için kullanılır.
Biyogazın Kullanım Alanları
- Elektrik Üretimi: Biyogaz, elektrik jeneratörlerinde yakıt olarak kullanılabilir.
- Isıtma: Konut ve sanayi tesislerinde ısıtma amaçlı kullanılır.
- Motor Yakıtı: Arıtıldıktan sonra doğal gaz gibi motor yakıtı olarak kullanılabilir.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, özellikle biyogaz gibi alternatiflerin geliştirilmesi, çevresel sürdürülebilirlik ve enerji güvenliği açısından hayati öneme sahiptir. Biyogaz, atıkların değerlendirilmesi ve temiz enerji üretimi konusunda önemli bir rol oynayarak hem ekonomik hem de çevresel faydalar sağlar. Bu alanda yapılan yatırımlar ve araştırmalar, gelecekteki enerji ihtiyaçlarının karşılanmasında kritik bir rol oynayacaktır.
Biyokütle Enerji (Biyogaz)
Dünya nüfusunun artması ve sanayileşme faaliyetlerinin iyice gelişmesi sonucu dünyada enerji ihtiyacı hızla artmaktadır. Günümüzde dünya enerji ihtiyacının yaklaşık olarak %24.2 doğalgaz, %29 kömür ve %32.8 petrolden karşılanmaktadır. Geriye kalan %14 ise sadece hidro enerji, nükleer enerji ve yenilenebilir enerjiden karşılanmaktadır. Dünyamızda doğalgaz, petrol rezervleri ve kömür tükenmekte olan enerji kaynaklarındandır.
Ayrıca belirtmek gerekir ki bu enerji kaynakları atmosferdeki karbondioksit emisyonunu artırdığından bu enerji kaynakları aynı zamanda doğa için oldukça zararlıdır. Yenilebilir enerji kaynaklarından bir tanesi olan biyokütle enerjisinde ise durum çok farklıdır. Zira, biyokütle enerjisinin bileşenlerinden bir tanesi olan karbondioksit, doğanın kullandığı karbondioksite eşittir ve bu nedenle atmosfere zararlı değildir ve kirlilik de yaratmaz. Biyokütleden elde edilen biyogaz ise içeriğindeki metan gazı sayesinde dünyada artık tükenmekte olan doğalgazın yerini doldurabilecek en büyük potansiyel gazdır.
Biyokütlenin diğer enerji kaynaklarından farkı farklı ihtiyaç alanlarına göre biyokütlenin katı, sıvı ve gaz formunda kullanılabilmesidir. Aynı şekilde biyokütle enerjisinin kolay depolanabilir olması da diğer yenilebilir enerji kaynaklarına kıyasla bir kolaylık sağlamaktadır. Biyokütle genelde 6 farklı metotla kullanılabilmektedir. Yenilenebilir enerji kaynakları ve biyogazuiiu
Bu metodlar
- Gazlaştırma,
- Aneorobik çürütme,
- Doğrudan yakma,
- Piroliz,
- Kömür yatakları kullanılarak,
- Co-firing metoduyla enerji üretiminde kullanılabilmektedir.
Biyokütle enerjisi, dünya birincil enerji ihtiyacının %10’unu oluşturan ısı ve ulaşımdaki kullanımı yanı sıra elektrik üretmek amacıyla da kullanılmaktadır. Bu bakımdan elektrik üretiminde biyokütle enerjisi, yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde rüzgar enerjisinden sonra ikinci sırada yer alır, güneş enerjisi dayanılarak üretilen elektrik ise üçüncü sırada yer almaktadır.
Türkiye, organik atık kaynakları ve biyokütle kaynakları açısından oldukça zengin bir potansiyele sahiptir. Ancak belirtmek gerekir ki ülkemiz ürettiği enerjinin yaklaşık 3 katını da kullanan bir ülkedir. Bu yüzden ülkemizin enerji ihtiyacı bakımından dışarıya bağımlılığı %70’in üzerindedir. Ayrıca yine belirtmek gerekir ki Türkiye’nin biyokütle potansiyeli mevcut doğalgaz kullanımının %88’ine yakındır.
Biyogaz birçok biyokütleden elde edilebilen bir enerji kaynağıdır. Bu bakımdan biyogaz çeşitli organik atıklar ve çeşitli organik maddelerden üretilebilen bir enerji kaynağı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ülkemizdeki genel toplam atıkların %65’i organik atık olup bu bakımdan ülkemiz çok büyük bir organik atık potansiyeline sahiptir. Ancak bu atıkları kontrolsüz bir şekilde çevreye atılmakta ve çürümeye terk edilmektedir. Dolayısıyla da bu atıklar çevre kirliliğine neden olmaktadır. Bu yüzden bu atıkların değerlendirilmesi hem enerji ihtiyacının karşılanması bakımından hem de çevre kirliliğinin azaltılması açısından büyük bir önem taşımaktadır.
Biyogaz Üretiminin Avantajları
- Atıkların değerlendirilmesini sağlar.
- Temiz bir enerji kaynağıdır.
- Çevre dostu ve ucuz bir enerji olmasının yanı sıra gübre kaynağı olarak da nitelendirilebilir.
- Biyogazın üretilmesi sonucunda hayvan gübresindeki istenmeyen koku tamamen yok olmaktadır.
- Biyogaz üretimi sonucunda hayvan gübresinde bulunan yabancı otlar çimlenme özelliğini kaybetmektedirler.
- Belirtmek gerekir ki hayvansal kaynaklarda bulunan yabancı bileşenler yer altı sularını tehdit etmektedir. Ancak bu tehditler biyogaz üretimi sayesinde ortadan kalkmaktadır.
- Biyogaz üretimi sonucunda hem atıklar yok olmaz hem de çok değerli bir organik gübreye dönüşür.
- Yine belirtmek gerekir ki içerisinde %95 civarında metan gazı bulunduran biyogaz, doğalgaz saatlerinin ayarlanması durumunda doğalgaz yerine de kullanılabilecektir.
- Biyogaz çok yönlü bir enerji kaynağı olup hem ısıtma hem de elektrik üretimi için kullanılabilmektedir.
- Biyogaz, sıvılaştırılmış petrol gazı ile çalışan sobaların meme çaplarında basınç ayarlaması yapılarak kolaylıkla kullanılabilir.Yenilenebilir enerji kaynakları ve biyogaz
Biyogaz Üretimini Etkileyen Başlıca Faktörler
- C/N (Karbondioksit/Azot oranı),
- PH değeri,
- Organik Yükleme Hızı,
- Sıcaklık,
- Toksitite,
- Karıştırma Hızı,
- Katı Madde Oranı
Biyogaz Üretiminde Kullanılabilecek Biyokütle Kaynakları
- Hayvan Gübreleri,
- Kentsel Katı Atıklar,
- Kanatlı Gübresi,
- Yer Fıstığı Kabuğu,
- Tarımsal Atıklar,
- Pancar Küspesi,
- Zeytin Karasuyu,
- Atık Su Çamuru,
- Çay Atıkları,
- Diğer Biyokütle Kaynakları (keten, kenevir, meyve ve sebze atıkları, dökülmüş ağaç yaprakları vs.)
Sonuç olarak biyogaz enerjisinin diğer enerji kaynaklarından farkı çıkardığı karbondioksitin doğaya zarar vermeden bitkilerin kullandığı karbondioksit ile eş değerde olmasıdır. Bu nedenle bu kaynakların yerini tutan ve ülkemizde çok büyük bir potansiyeli bulunan yenilenebilir eneri kaynaklarının üretim yöntemlerinin hızla kullanılması ve geliştirilmesi gereklidir. Zira biyogaz üretimi organik madde ve bazı minerallerin geri kazanılması bakımından yararlı olup ayrıca enerji kazanılması, atıkların bertaraf edilmesi ve organik gübre olarak kullanılması bakımından da büyük önem arz etmektedir.
Yukarıda da detaylıca bahsettiğimiz üzere ülkemiz oldukça fazla organik atık olarak bilinen biyokütle kaynaklarına sahiptir. Ancak bu kaynaklar yeteri kadar enerjiye dönüştürülerek değerlendirmemekte ve dolayısıyla çevre kirliliğine neden olmaktadır. Bunların sebeplerinden birisi de ülkemizde çok az biyogaz üretim tesisinin olmasıdır.
Bu nedenle biyogaz üretim tesislerinin arttırılmasına, biyogaz hakkında yapılan araştırmaların geliştirilmesine ve özellikle de biyogaz üretiminde kullanılacak olan tesislerin kurulumunda ihtiyaç duyulacak maddi desteğe ihtiyaç vardır. Böylelikle ülkemizde oluşturulacak biyogaz üretim tesisleri ile birlikte temiz enerji üretiminin yanında, ülkemizin enerji ihtiyacı bakımından dışa bağımlılığını azaltacak ve ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır. Yenilenebilir enerji kaynakları ve biyogaz ile ilgili makaleyi okudunuz.
Biyogaz Üretimini Düzenleyen Hukuki Kaynaklar
Yenilenebilir enerji türleri de ülkenin enerji kaynakları arasındadır. Nasıl elektrik, petrol ve türevi yenilenemeyen enerji piyasalarını düzenleyen kanunlar yönetmelikler bulunuyorsa yenilenebilir enerji üretiminin de belirli düzenlemelere tabi olması gerekir. Ancak yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının son dönemlerde artması nedeniyle bunlara dair piyasalar hakkındaki düzenlemeler de elektrik ve petrol piyasalarına kıyasla daha kısıtlıdır.
Biyokütleden elde edilen biyogaz yenilenebilir enerji kaynaklarındandır. Bu kaynağın kullanımına dair hukukumuzda yürürlükte bulunan 29378 sayılı resmi gazetede yayınlanan Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği bulunmaktadır. Bu Yönetmelikle; çevre ve insan sağlığına zarar verilmeden bitkisel atık yağların oluşumundan bertarafına kadarki aşamalarda yönetiminin sağlanması, yönetiminde birtakım gerekli teknik ve idari standartların oluşturulması ve buna yönelik prensip, politika ve programların belirlenmesine dair usul ve esaslar düzenlenmektedir. Bitkisel atık yağlardan biyodizel üretimi yapacak tesislerde uygulanacak esaslar da bu kanunun 19. Maddesinde şu şekilde belirlenmiştir:
- Bitkisel atık yağlardan biyodizel üretimi yapacak tesisler, bu Yönetmelik kapsamında geri kazanım tesisi olarak kabul edilir.
- Bu tesisler, EPDK’nın teknik düzenlemelerine uygun üretim yapar ve piyasaya arz edilen ürünlere ilişkin olarak dağıtıcı lisansı sahiplerinden alınacak teslimatla ilgili belgeleri 6 aylık dönemlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunar.
- Biyodizel üretimi sonucu oluşan yan ürünlerin kullanımı ve satışı için ilgili kurumlardan izin alınması zorunludur. Bu tesislere kabul edilen bitkisel atık yağ miktarları ve geri kazanılamayan atıkların nasıl bertaraf edildikleri yıllık olarak ilgili il müdürlüğüne bildirilir.
- Biyodizel üretimi hakkında ilgili TSE standardı kapsamında yapılacak biyodizel ürün belgelendirme işleminde; numune alım işlemi, Bakanlık veya il müdürlüğü gözetiminde yapılır. Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliği kapsamında yapılacak başvurularda teknik uygunluk raporu tesislerce sunulur. Teknik uygunluk raporunda; tesisin biyodizel üretim kabiliyeti, Bakanlıkça belirlenen kriterlere uygun olarak ulusal veya uluslararası akreditasyona sahip kuruluşlar veya TÜBİTAK tarafından raporlanır. Biyodizel üretim tesisinde yapılan üretim faaliyetinin performansı, tesisin kapasitesi ve üretim ve ürün kalitesi açısından yetkinliği hazırlanan bu raporlarda değerlendirilmektedir.
- Bitkisel atık yağlardan biyogaz üretimine ilişkin esaslar Bakanlıkça ayrıca düzenlenmektedir.
Emsal Yargı Kararları
Danıştay 14. Dairesi E. 2011/16854 K. 2013/878 T. 13.2.2013
Türk Milleti Adına Karar veren Danıştay Ondördüncü Dairesince, 644 ve 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uyarınca husumet Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yöneltilerek işin gereği görüşüldü: Dava; davacı şirkete ait işletmeden kaynaklanan bitkisel atık yağların, Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliğine aykırı olarak bertaraf edildiğinden bahisle, 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 20/r maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin 07.06.2010 günlü, 2010/52 sayılı Bursa İl Çevre ve Orman Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; davacı şirkete ait işletmede yapılan denetimde; yemekhanede oluşan bitkisel atık yağların lisanslı geri kazanım tesislerine gönderildiğine ilişkin ulusal atık yağ taşıma formlarının bulunmadığının tespiti üzerine, dava konusu işlemin tesis edildiği, işletmenin yemekhanesinde bitkisel atık yağın oluştuğuna ve bunun ilgili Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak bertaraf edildiğine dair görüntülü bir kaydın ya da numune alınması işleminin bulunmamasının olayın kendine özgü niteliğinden kaynaklandığı ve işletmede bitkisel atık yağ oluştuğunu ifade eden 11.05.2010 tarihli denetim tutanağının tesis yetkilisi tarafından herhangi bir çekince belirtmeksizin imzalandığı, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 8. maddesinde; “Her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır.
Kirlenme ihtimalinin bulunduğu durumlarda ilgililer kirlenmeyi önlemekle; kirlenmenin meydana geldiği hallerde kirleten, kirlenmeyi durdurmak, kirlenmenin etkilerini gidermek veya azaltmak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdürler.” düzenlemesi, 20. maddesinin ( r ) bendinde ise; “Bu Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen usûl ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak atık toplayan, taşıyan, geçici ve ara depolama yapan, geri kazanan, geri dönüşüm sağlayan, tekrar kullanan veya bertaraf edenlere 24.000 Türk Lirası, ithal edenlere 60.000 Türk Lirası idarî para cezası verilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Öte yandan; 19.04.2005 günlü, 25791 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği’nin 4. maddesinde, bitkisel atık yağ; “Rafine sanayinden çıkan soap-stock’ları, tank dibi tortuları, yağlı toprakları, kullanılmış kızartmalık yağları, çeşitli tesislerin yağ tutucularından çıkan yağları ve kullanım süresi geçmiş olan bitkisel yağlar” olarak, atık yağ üreticisi ise; “Bitkisel atık yağ oluşmasına neden olan, kaynağın bilinmemesi durumunda ise bu tür atıkları mülkiyetinde bulunduran gerçek ve tüzel kişiler” olarak tanımlanmış, 10. maddesinde; atık yağları, çevre lisanslı taşıyıcılarla lisanslı geri kazanım veya bertaraf tesislerine göndermek ve atık yağ sevkiyatında ulusal atık taşıma formu kullanmak ve her taşımadan sonra bunların bir kopyasını ilgili valiliğe göndermek, bu belgeleri beş yıl süreyle tesiste muhafaza etmek atık yağ üreticilerinin yükümlülükleri arasında sayılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirkete ait A1 adresinde bulunan polyester, pamuk, terbiye, boyama ve boyanan kumaşların apre işlemlerinin yapıldığı işletmede 11.05.2010 tarihinde yapılan denetim sonucunda; yemekhanede oluşan bitkisel atık yağların lisanslı geri kazanım tesislerine gönderildiğine ilişkin ulusal atık yağ taşıma formlarının ibraz edilemediğinin tespiti üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmıştır.
Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği’nin yukarıda aktarılan maddelerinden anlaşılacağı üzere; bir tesisin adı geçen Yönetmelikte belirtilen mükellefiyetleri yerine getirmediğinden bahsedebilmek için, Yönetmeliğin 4. maddesinde tanımı yapılan bitkisel atık yağ kategorisine girebilecek nitelikte soap-stock’lar, tank dibi tortular, yağlı topraklar, kullanılmış kızartmalık yağlar, yağ tutuculardan çıkan yağlar ve kullanım süresi geçmiş olan bitkisel yağlardan bir ya da birkaçının ortaya çıktığının ve bunların ilgili Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak bertaraf edildiğinin somut olarak tespiti gerekmektedir. Bu anlamda; bir işletmede sadece yemekhane bulunması nedeniyle, bu faaliyetle ilgili olabilecek olan kullanılmış kızartmalık yağ ya da kullanım süresi geçmiş olan bitkisel yağ ortaya çıktığının ön kabul olarak değerlendirilmesi olanaklı olmadığından, işletmede bitkisel atık yağ ortaya çıktığına ve bunların Yönetmelikte öngörülen lisanslı kuruluşlara verilmediğine ilişkin açık bir tespit olmadan para cezası verilmesi olanaklı değildir.
Bu durumda; davacı şirkete ait işletme yemekhanesinde bitkisel atık yağ ortaya çıktığına ilişkin açık bir tespit bulunmadan, salt yemekhane bulunması nedeniyle bitkisel atık yağ ortaya çıkacağının kabulü suretiyle para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; Bursa 2. İdare Mahkemesi’nin 24/06/2011 günlü, E:2010/752, K:2011/578 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 13/02/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Danıştay 6. Dairesi, E. 2008/7047 K. 2010/5615 T. 07.06.2010
Türk Milleti Adına Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü: Duruşma yapılmasına gerek görülmedi.
Dava, davacı şirketin Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği’nin 5/k ve 10/d maddelerini ihlal ettiğinden bahisle 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 20/r maddesi uyarınca 77.616,00 YTL para cezası verilmesine ilişkin 07.06.2007 günlü, 9832 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği’nin 5/k ve 10/d maddelerinde öngörülen denetim, bilgi verme ve bildirim yükümlülüğü kapsamında yıllık sözleşme yapmak, atık taşıma formu kullanmak ve bunların bir kopyasını ilgili valiliğe göndermek ve bu belgeleri beş yıl süreyle muhafaza etmek gibi şekli ödevlere aykırı davrandığının tespit edildiği, ancak bitkisel atık yağları topladığı, taşıdığı, geçici veya ara depolama yaptığı, geri kazandığı, geri dönüşüm sağladığı, tekrar kullandığı veya bertaraf ettiği hukuken kabul edilebilir somut bilgi ve belgelerle ortaya konulmaksızın davacının yıllık sözleşme ve yağların teslimatına ilişkin belge ibraz edilemediğinden hareketle 2872 sayılı Yasanın 20/r maddesinde belirtilen fiili işlediği varsayılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 5491 sayılı Kanunla değişik 20.maddesinin (r) bendinde: “Bu Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen usûl ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak atık toplayan, taşıyan, geçici ve ara depolama yapan, geri kazanan, geri dönüşüm sağlayan, tekrar kullanan veya bertaraf edenlere 24.000 Türk Lirası, ithal edenlere 60.000 Türk Lirası idarî para cezası verilir.”, anılan Yasanın 5491 sayılı Yasanın 8. maddesi ile değişik İzin Alma, Arıtma ve Bertaraf Etme Yükümlülüğü başlıklı 11.maddesinin birinci fıkrasında ise: “Üretim, tüketim ve hizmet faaliyetleri sonucunda oluşan atıklarını alıcı ortamlara doğrudan veya dolaylı vermeleri uygun görülmeyen tesis ve işletmeler ile yerleşim birimleri atıklarını yönetmeliklerde belirlenen standart ve yöntemlere uygun olarak arıtmak ve bertaraf etmekle veya ettirmekle ve öngörülen izinleri almakla yükümlüdürler.” kuralları yer almıştır.
19.04.2005 günlü, 25791 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği’nin 1.maddesinde: “Bu Yönetmeliğin amacı, bitkisel atık yağların üretiminden bertarafına kadar, çevreye zarar verecek şekilde doğrudan veya dolaylı bir biçimde alıcı ortama verilmesinin önlenmesini, bu atık yağların yönetiminde gerekli teknik ve idari standartların oluşturulmasını, geçici depolama, geri kazanım ve bertaraf tesislerinin çevreyle uyumlu yönetimi için buna yönelik prensip, politika ve programların belirlenmesi amacıyla hukuki ve teknik esasların düzenlenmesini sağlamaktır.” şeklinde belirlenmiş, kapsam başlıklı 2. maddesinde: “Bu Yönetmelik; bitkisel atık yağların geçici depolanması, toplanması, taşınması, geri kazanılması, bertarafı, ticareti, ithalat ve ihracatı ile transit geçişine ilişkin yasak, sınırlama ve yükümlülükleri, alınacak önlemleri, yapılacak denetimleri, tabi olunacak hukuki ve cezai sorumlulukları düzenler.” kuralı yer almış; 5.maddesinin (k) bendinde: “Kullanılmış kızartmalık yağ üreten lokanta, yemek fabrikaları, otel, motel, yemekhaneler, turistik tesisler ve tatil köyleri ile diğer benzeri tesisler, bu yağların toplanması için lisanslı geri kazanım tesisleriyle veya toplayıcılarla yıllık sözleşme yapmakla yükümlüdürler. Bu yağların ücretsiz olarak geri kazanımcıya veya toplayıcılara teslim edilmesi esastır.” kuralı getirilmiş ve Atık Yağ Üreticilerinin Yükümlülüklerinin düzenlendiği 10.maddenin (h) bendinde ise: “Atık yağ sevkiyatında ulusal atık taşıma formu kullanmak ve her taşımadan sonra bunların bir kopyasını ilgili valiliğe göndermek, bu belgeleri beş yıl süreyle tesiste muhafaza etmekle” yükümlü kılınmıştır.
Yukarıda içeriğine yer verilen kuralların birlikte değerlendirilmesinden, bitkisel atık yağ üreticilerinin yükümlülükleri arasında, bitkisel atık yağın üretim yeri dışında bertaraf ettirilmesi amacıyla, atık yağ için geri kazanım lisansı almış kişi ve kuruluşlara veya izin sahibi toplayıcıya tesliminin yapılması yer almaktadır. Çevre Kanunu’na göre, bu gerekliliğe aykırı hareket eden bitkisel atık yağ üreticisinin, lisanslı geri kazanım tesisi ile sözleşme imzalamaması veya izin sahibi toplayıcıya teslim etmemesi halinde, bu fiilinin karşılığında anılan Yasanın 20. maddesinin (r) bendi uyarınca para cezası ile cezalandırılması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, bitkisel atık yağ üreticisi olan davacının, fabrikada 19.04.2007 günü yapılan denetim sonucu düzenlenen tutanakla, tesisin yemekhanesinde kullanılmış yağların (bitkisel atık yağ) oluştuğu ve bunun lisanslı işletmelere teslim edildiğinin tesis yetkililerince belirtilmesine rağmen, Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği gereğince lisanslı tesis veya toplayıcılarla yapılan yıllık sözleşme ile bu yağların teslimatına ilişkin belgelerin tesis yetkililerince beyan edilemediğinin belirlendiği, yargılama sırasında bu döneme ilişkin olarak da bu yönde bilgi ya da belge sunulamadığı, tutanaktan sonraki tarihe ait sözleşme ile ulusal atık taşıma formlarının dosyaya sunulduğu, davacının 2872 sayılı Yasa ile ilgili Yönetmelik gereğince bitkisel atık yağ üreticisi olarak atık yağı lisanslı geri kazanım tesisine veya izin sahibi toplayıcıya teslim ettiğine ilişkin yükümlülüğü yerine getirmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının tesisinde üretilen bitkisel atık yağı Çevre Kanunu ve bu Kanun uyarınca çıkarılan Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliğinde öngörülen usul ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak, üretici sıfatıyla lisanslı geri kazanım tesisi ile sözleşme yapmaması veya izin sahibi toplayıcıya teslim etmemek suretiyle bertarafı yoluna gitmemesi fiili nedeniyle bu fiilin karşılığı olarak adına 2872 sayılı Yasanın değişik 20/r maddesi uyarınca davacı adına para cezası verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, Ankara 14. İdare Mahkemesinin 09.05.2008 günlü, E:2007/1949; K:2008/708 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 07.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Faydalı Linkler:
- Enerji Ve Madencilik Hukuku
- Elektrik Piyasasında Lisanslama Süreci ve Başvuru Yolları Nelerdir?
- EPDK Lisans Sözleşmeleri Nelerdir? Lisans Nasıl Alınır? Hangi Hallerde Lisans İptal Edilir