Bu Kategorideki Tüm Makaleleri Görüntülediniz.

Avukatlarımız

Danışmanlarımız

Ceza Hukuku Nedir?

Ceza hukuku genel anlamda bakıldığında; kamu hukuku dalı altında yer edinmiş, suç olarak nitelenen insan davranışlarının yaptırımını düzenleyen bir hukuk dalıdır. Ceza hukuku üç ana bölümden oluşmaktadır, bunlar: Ceza genel hukuku, Ceza Özel Hukuku, Ceza Muhakemeleri Hukuku.

Ceza Genel Hükümler Nedir?

Ceza genel hükümler, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 1 ve 75 arasında düzenlenmiş olup bütün suçlar için geçerli olan özellikleri düzenlemiştir. Bir fiilin cezalandırılabilme koşulu ve fiilin gerçekleşmesi durumunda buna bağlanan hukuki durumlar değerlendirilmiştir.

Ceza Özel Hükümler Nedir?

Ceza özel hükümler, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 76 ve 345 arasında düzenlenmiş olup bu hükümler kanunumuza göre suç sayılan kasten öldürme, rüşvet, yağma, tehdit, hakaret, hırsızlık, zimmet gibi suçları tek tek inceleyerek bunların yaptırımlarını düzenlemiştir.
Ceza Muhakemesi Hukuku Nedir?
Ceza muhakemesi, suç teşkil eden bir fiilin gerçekleştirildiği şüphesiyle başlayan ve bu şüphenin gerçek olup olmadığının belirlenmesine kadar devam eden süreçtir. Ceza muhakemesi hukuku, bahsedilen sürece müdahil olan şahısların hak, vazife ve yetkileriyle işlendiği düşünülen suçun gerçek manada işlenip işlenmediğini eğer işlendiyse kim tarafından işlendiğini ve yaptırımın nasıl biteceğini saptamak gayesiyle meydana getirilen ve iddia, müdafaa ve yargılama vasfındaki belli durumlardan oluşan hukuk dalıdır.

Ceza Hukukunun Amacı Nedir?

Ceza hukuku toplumsal yaşantıda gerçekleştirilebilecek suçların yaptırımlarını düzenleyerek, kamu güvenliğini sağlamak adına var olmuştur. Toplumsal ve sosyal barışı devam ettirmek, ıslah edici olmak, kişi hak ve özgürlüklerini korumak, suç işlenmesinin önüne geçmek, kamu düzenini sağlamak ceza hukukunun amaçlarıdır.

Ceza Hukukunun Temel İlkeleri

Kanunilik İlkesi

Kanunilik ilkesi; ceza hukukunda suç olarak tavsif edilen eylemin ve bu eylem sonucunda bir yaptırım öngörülmesinin kanunda düzenlenmiş olmasını ifade eder. Anayasanın 38. Maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 2. Maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 7. Maddesinde kanunilik ilkesi düzenlenerek yasal dayanağı da mevcuttur.
Kanunilik ilkesi sonucunda; suç ve cezaların açık ve belirleyici olmak zorundalığı olur, yürütme ve yargının keyfiliği önlenmiş olur, idarenin düzenleyici işlemleriyle ceza verilmez ya da bu işlemlerle suç oluşturulmaz, örf ve adet kuralları doğrultusunda suç ihdas edilemez ve ceza verilemez, failin aleyhine olan yasalar geçmişe yürüyemez, suç ve ceza içeren hükümler için kıyas yasak olur ve kıyasa yol açacak şekilde geniş yorum yasak olur, fiilin işlendiği sırada yürürlükte bulunmayan bir hükümden dolayı kimse suçlanamaz ve cezalandırılamaz, fiil işlendikten sonra yürürlüğe giren bir kanunla işlenen fiil suç oluşturur hale gelirse bu eylemden dolayı kimse suçlanamaz ve cezalandırılamaz.

Kusursuz Ceza Olmaz İlkesi

Kusursuz ceza olmaz ilkesi; failin suç konusu eylemi icra etmesinin cezalandırılabilme açısından tek başına yeterli olmadığını, aynı zamanda failin gerçekleştirdiği eylem bakımından kusurlu olması gerektiğini ifade eder. Bu ilkenin sonucu olarak suç konusu eylemi icra eden kişinin, suçu işlediği sırada kusurlu bulunmadığı durumda cezalandırılması da mümkün değildir.

Cezaların Şahsiliği İlkesi

Ceza sorumluluğu şahsidir. Bu husus hem Anayasanın 38 maddesinde hem de Türk Ceza Kanununun 20. maddesinde düzenleme alanı bulmuştur. Cezaların şahsiliği ilkesi ile kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.

Hümanizm İlkesi

Failin işlediği suç ne olursa olsun faile verilecek cezanın insan onurunu ve haysiyetini zedelemeyecek, faili tekrar topluma kazandırabilecek bir ceza niteliğine haiz olmasını sağlayan ilke hümanizm ilkesidir. Hümanizm ilkesi Ceza Hukukunda öngörülen cezaların amacının faili ıslah etme yeniden topluma kazandırma olduğu düşüncesine dayanır.

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi

Şüpheden sanık yararlanır ilkesi(in dubio pro reo), kişinin işlemiş olduğu iddia edilen eylemden ötürü mahkum olabilmesi için bu eylemin onun tarafından işlendiğinin kesin olarak herhangi bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde kanıtlanmış olmasını aksi halde en küçük bir şüphenin bile sanık lehine değerlendirilmesi gerektiğini ifade eder. Ceza yargılamasında her birey baştan itibaren hem ulusal hem de uluslararası mevzuat gereğince suçsuz kabul edilmekte olup, bu durum masumiyet karinesi olarak izah edilmektedir. Şüpheden sanık yararlanır ilkesi de masumiyet karinesinin doğal bir sonucu olup, ceza yargılaması nihayetinde suçun sanık tarafından işlendiği kesin olarak ortaya konamadıysa sanığın cezalandırılması mümkün olmayacaktır.

Ceza Yargısı

Ceza yargısında genel yetkili mahkeme Asliye Ceza Mahkemeleridir. 10 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçların yargılaması Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından yapılır. Uzmanlık mahkemeleri; Çocuk Mahkemeleri, Çocuk Ağır Ceza Mahkemeleri, Fikri ve Sınaî Haklar Mahkemeleri, İcra Ceza Mahkemeleridir. Sulh Ceza Hakimliği ise CMK’ya göre belli soruşturma işlemleriyle bu işlemlere karşı yapılan itirazlar ve idari nitelikte olan bazı işlemlere karşı yapılan itirazları inceleyen bir yapı olarak görev yapmaktadır. Kanunda hakimlik olarak düzenlenen Sulh Ceza Hakimliği, AİHM’ye göre mahkeme olarak kabul edilmektedir.