Acele Kamulaştırma Ve Dava Süreci
Makale Başlıkları
Acele Kamulaştırma Ve Dava Süreci
Acele kamulaştırma, devletin olağanüstü durumlar karşısında mülkiyet hakkına müdahale etme yetkisini ifade eder. Bu süreç, genelde kamu yararını gözeterek gerçekleştirilir ve acil durumlar için öngörülmüştür.
Kamulaştırma, devletin veya kamu tüzel kişiliklerinin özel mülkiyeti kamu yararı gerekçesiyle devralmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda mülkiyet hakkının korunması temel bir ilke olarak yer alır. Ancak, bu hak kamulaştırma yoluyla sınırlanabilir. Kamulaştırma süreci, genellikle belirli bir planlama ve tazminat ödemesi gerektirir.
MDM Hukuk Bürosu olarak, kamulaştırma süreçleri hakkında güncel bilgiler sunmak istiyoruz. Bu makale, acele kamulaştırma ve dava işlemleri üzerine detaylı bir rehber olacak.
Acele Kamulaştırma Nedir?
Acele kamulaştırma, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun 27. Maddesince düzenlenmiş olup ilgili madde uyarınca Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunun uygulanmasında, yurt savunması ihtiyacı veya acele olunan hallerde Cumhurbaşkanı kararı alınarak veyahut özel kanunlarda düzenlenmiş olağanüstü durumlar için gerekli olan taşınmazın mahkeme kararı ile 7 gün içinde acele kamulaştırmaya tabi olacağından bahsedilmektedir.
Buna göre kamulaştırma kanunun 15. Maddesine göre bilirkişi tespiti ile taşınmaz malın değerinin belirlenmesi ve 10. Maddesi uyarınca ilgili taşınmaz malın bedel tespitinin ödenmesi halinde taşınmaz mala el konularak idare adına tescil işlemi yapılır.
Yani acele kamulaştırma işleminden çıkarılacak sonuç kamu yararının sağlanması maksadıyla, olağanüstü hallerde ve ivedilik gerektiren hallerde idarenin kıymet takdiri dışındaki işlemleri sonradan tamamlamak üzere taşınmaz mala el koymasıdır.
Kısacası idare kamu yararı gerekçesiyle kişilerin mülkiyet hakkını elinden almaktadır.
Acele Kamulaştırma Hangi Durumlarda Yapılır Ve Şartları Nelerdir?
1) 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu uyarınca yurt savunması ihtiyacının ortaya çıkması halinde
2) Cumhurbaşkanı kararı ile (2018 yılına kadar Bakanlar Kuruluna ait olan bu yetki 700 sayılı KHK’nın 86. maddesi ile Cumhurbaşkanına tanınmıştır.)
3) Özel kanunlarda öngörülen hallerde
Örneğin 3213 sayılı Maden Kanunu, 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu, 2634 sayılı Turizm Ve Teşvik Kanunu, 6491 sayılı Türk Petrol Kanunu, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, 4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanunu, 6306 sayılı Afet Riski Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun gibi.
Ancak özel kanunlarda bulunan bu düzenlemeler nezdinde idare sadece olağanüstü ve ivedilik gerektiren hallerle sınırlı olduğu unutulmamalıdır.
Acele Kavramı Nedir Ve Acele Haller Nasıl Belirlenir?
İdarenin takdir yetkisini kullanarak keyfi işlem yapmasını engellemek amacıyla acele kavramının içeriği belirlenmelidir.
Buna göre idarenin takdir yetkisi sınırsız bir yetki olmayıp idarenin bütün işlem ve eylemlerine karşı yargı yoluna başvurulabileceği hususu belirlenmiştir. Anayasa’nın 125. maddesinde açıkça düzenlenmiştir. Bu denetimle hukuka uygunluk denetimi ile sınırlıdır.
- Acele hallerin belirlenmesinde dikkat edilecek hususular;
- kamulaştırma işleminin kapsamının net ve açık olması,
- el konulacak taşınmazların ayrı ayrı belirtilmesi,
- mutlaka kamu yararının olması,
- olağanüstü durumun veya acele olan durumun belirtilmesi
şeklindedir.
İdarenin Acele Kamulaştırma Yapabilmesi İçin Gerekli Şartlar Nelerdir?
· Kamu yararı kararı olmalıdır.
· Kamu yararı kararının bağlı olduğu bakanlıktan olur yazısı almalı.
· Cumhurbaşkanı tarafından aciliyet kararı verilmiş olmalıdır.
· Cumhurbaşkanı tarafından verilen acele kararının Resmi Gazete’de yayımlanması gerekmektedir.
Ve tabiî ki yukarıda sayıldığı gibi özel kanun düzenlemeleri ve yurt savunması ihtiyacı hallerinde idare acele kamulaştırma yapabilecektir.
Acele Kamulaştırmanın Kamulaştırmadan Farkı Nedir?
Acele kamulaştırma ile kamulaştırmanın arasındaki en temel fark acele kamulaştırma işlemini yapan idarenin, kıymet takdiri dışındaki işlemleri söz konusu olan taşınmazın mülkiyetini üstüne geçirdikten sonra yapabilmesidir. Olağan üstü bir kamulaştırma yöntemidir. Acele kamulaştırmada bedel tespiti kamulaştırmadan önce yapılır diğer işlemler kamulaştırmadan sonra yapılır. Kamulaştırma da ise bahsedilen bu işlemlerin kamulaştırma yapılmadan önce yapılması gerekmektedir.
Acele Kamulaştırma Süreci Nedir?
Acele kamulaştırma sürecinin başlayabilmesi için yukarıda saymış olduğumuz kamu yararı ve acelelik hususlarının oluşması gerekir. Ve bunların tespitinin gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bununla beraber kamulaştırma işlemini yapacak olan idarenin, ilgili taşınmazın bedelinin tespit edilmesi istemiyle mahkemeye başvurması gerekir.
Bedel tespiti Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 7 günlük süre içerisinde yapılır. Bu tespitin gerçekleşmesinden sonra idare, kamulaştırılacak olan taşınmazın malikleri adına bankaya ödeme yapar.
Mahkemenin bedel tespitine ilişkin maliklere uzlaşma maksadıyla tebliğ gönderilir. Bunun sonucunda taraflar anlaşırsa 45 gün içerisinde malik, taşınmaz üzerindeki haklardan feragat edip taşınmazın tescilini idareye geçirecektir. Eğer uzlaşma olumsuz sonuçlanırsa idare, Asliye Hukuk Mahkemesine ilgili taşınmazın kendi adına tescili ve bedel tespiti için dava açacaktır.
Acele Kamulaştırma Bedeli Nedir?
Acele Kamulaştırma işlemini yapan idarenin Asliye Hukuk Mahkemesine başvurması ile söz konusu taşınmazın bedel tespiti yapılır. Ancak nihai bedel diğer olağan kamulaştırma işlemlerinin yapılmasıyla belirlenir. Yani kamulaştırma kanununun 7,8 ve 10. Maddelerinin uygulanarak acele kamulaştırma işleminin tamamlanması gerekir.
Acele Kamulaştırma Bedeline İtiraz Edilebilir Mi?
Nihai bedelin tespiti için satın alma usulünün uygulanması, tapu siciline şerh verilmesi gibi hususların tamamlanmış olması gerekmektedir. Acele kamulaştırma ile belirlenen taşınmaza ilişkin bedel tespitine itiraz mümkün değildir. Ancak bilirkişinin yapmış olduğu bu tespite ilişkin ek bilirkişi raporu talep edilebilir. Bedele ilişkin itiraz edilememektedir.
Acele Kamulaştırma Kararına Karşı İptal Davası Süreci Ve Nedir?
Acele kamulaştırma kararına itiraz ve iptal davası sürecinden bahsedeceğiz. İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 20/A ya göre acele kamulaştırma işlemleri ivedi yargılama usulüne tabidir. İvedi yargılama usulünde dava açma süresi 30 gün şeklindedir. 30 günlük dava süresi Cumhurbaşkanı kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla başlamaktadır.
Savunma süresi, dava dilekçesinin tebliğ tarihinden itibaren 15 gündür. Ancak bu süre bir defaya mahsus uzatılabilmektedir. Dava 1 ay içerisinde karara bağlanacaktır.
Bu dava sonucu verilen nihai karara karşı 15 gün içerisinde temyiz yoluna başvuru yapılabilir. Temyiz istemi ise en geç 2 ay içerisinde karara bağlanır. Acele kamulaştırmayla ilgili açılacak olan idari davalar ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da açılmaktadır.
Acele kamulaştırma kararına (Acelecilik kararı) karşı itiraz da aynı şekilde Danıştay’da görülecektir. Resmi Gazete’de yayımlanan karara 30 gün içerisinde itiraz edebilir.
Acele Kamulaştırma İşleminde Görevli Ve Yetkili Mahkeme Nedir?
Acele kamulaştırma işleminde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi, yetkili mahkeme ise kamulaştırma konusu olan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Yani toparlayacak olursak görevli mahkeme kamulaştırma konusu olan taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesi olacaktır.
Acele Kamulaştırmanın İptali Davasında Görevli Ve Yetkili Mahkeme Nedir?
İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 34/1 uyarınca
“İmar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskan gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasında veya bunlara bağlı her türlü haklara veya kamu mallarına ilişkin idari davalarda yetkili mahkeme taşınmaz malların bulunduğu yer idare mahkemesidir.”
şeklinde düzenleme yapılmış olup istisnai olarak Cumhurbaşkanı kararıyla alınan ve Resmi Gazete’de ilan edilen acele kamulaştırma kararlarına karşı iptal davası ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da görülür. Görevli mahkeme Danıştay olacaktır.
Emsal Yargı Kararları
Danıştay 6. İdari Dava Dairesi, E. 2019/21497 K. 2021/10344 T. 29.9.2021
MADDİ OLAY :
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısı ve Cumhurbaşkanlığı tarafından kamuoyunun bilgisine sunulan
“100 günlük icraat programları” çerçevesinde çalışmalarına başlanılmış olan millet bahçelerinin 81 ilde yaygınlaştırılması kapsamında,
Rize İli, Güneysu İlçesi, … Mahallesi sınırları içerisindeki bazı taşınmazların dahil olduğu alanda, yöre halkını doğa ile buluşturma, rekreaktif gereksinimlerini karşılama, kentsel yaşam kalitesinin arttırılması,
afet anında kentin toplanma alanları olarak da kullanılabilecek kentin açık ve yeşil alan ihtiyacı başta olmak üzere eğlence, dinlenme, piknik ihtiyaçlarının karşılanabilmesi amacıyla millet bahçesi yapımı için Güneysu Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği yapılmış, davacıya ait taşınmaz ticaret alanından rekreasyon alanı (millet bahçesi) fonksiyonuna ayrılmıştır.
Güneysu Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile; yapımı planlanan millet bahçesi projesinin yapılacağı alanda bulunan taşınmazların acele kamulaştırılması yapılması için gerekli müracaatların yapılması kararı alınmıştır.
Dava konusu 06/11/2019 tarih ve 1752 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile, Rize İli, Güneysu İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın, yapımı planlanan millet bahçesi projesinin uygulamaya geçirilmesi amacıyla Güneysu Belediye Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına karar verilmiştir.
Bakılan dava, dava konusu acele kamulaştırma kararının davacıya ait taşınmaz yönünden iptali istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 35. maddesinde: “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” hükmü yer almaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolünün “Mülkiyetin korunması” başlıklı 1. maddesinde:
“Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir.
Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez.” hükmüne yer verilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde ise;
3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri,
idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği, bu Kanunun 3. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedeli olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının “Yeşil alanlar” başlıklı (vvvv) bendinin 4 sayılı alt bendinde,
“Millet bahçeleri: Halkı doğa ile buluşturan, rekreaktif gereksinimleri karşılayan, afet anında kentin toplanma alanları olarak da kullanılabilecek. Yer seçimi, alan büyüklüğü, fonksiyonları ve tasarımı gibi hususların Bakanlıkça hazırlanarak yürürlüğe konulacak Millet Bahçeleri Rehberinde belirlendiği büyük yeşil alanları ifade eder.” olarak düzenlenmiştir
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Özel mülkiyet hakkının korunması gereken temel insan hakları arasında öngörüldüğü, anayasa ve uluslararası sözleşmelerde mülkiyet hakkını korumaya yönelik düzenlemelere yer verildiği,
bu düzenlemelerde mülkiyet hakkına müdahalelerin olabileceğinin öngörüldüğü, ancak bu müdahalelerde kamu yararı gerekçesi,
kanuni düzenleme gereği ve ölçülülük yada orantılılık gibi uluslararası hukukun genel ilkelerinin varlığının dikkate alınması gerektiği, aksi durumda müdahalenin mülkiyet hakkı ihlaline neden olacağı kabul edilmiştir.
Nitekim Anayasa Mahkemesi kararları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla da bu hususların açık bir şekilde ortaya konulduğu görülmektedir.
Anayasa’nın 35. maddesinin ikinci fıkrasında mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabileceği belirtilmek suretiyle mülkiyet hakkına yönelik müdahalelerin Kanunda öngörülmesi gereği ifade edilmiştir.
Acele kamulaştırma usulü idareye kamulaştırma işlemlerinin neticelenmesini beklemeden kamulaştırılan taşınmaza el koyma imkânı tanıyan olağanüstü bir kamulaştırma usulüdür.
Acele kamulaştırmada, kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile Mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın kanunda belirtilen usule göre bilirkişilerce tespit edilecek değeri idare tarafından mal sahibi adına bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir.
Acele kamulaştırma usulü, olağan kamulaştırmada malik lehine getirilen usule ilişkin güvenceleri bertaraf etmemekte; yalnızca bu usullerin işletilmesinden önce idareye, kamulaştırılacak taşınmaza el koyma imkânı tanımaktadır.
Taşınmaza el konulduktan sonra idare tarafından öncelikle satın alma yolunun işletilmesi, bunun mümkün olamaması durumunda ise Asliye Hukuk Mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası açılması gerekmektedir. Kamulaştırılmasına karar verilen taşınmaza acele olarak ihtiyaç duyulması halinde, 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca kamulaştırma acele usulle yapılmaktadır.
Bu çerçevede, 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile acele kamulaştırmada olağan kamulaştırmaya oranla özel koşulların varlığı aranmış ve üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır.
Anılan hüküm uyarınca taşınmazların bir an önce kullanılmasına ihtiyaç duyulan, kamu düzenine ilişkin olarak acelilik halinin bulunduğu durumlarda Cumhurbaşkanınca, taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verilebilmektedir.
Acele kamulaştırma istisnai bir yöntem olduğundan, olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında aceleliğin varlığına dair şartlarının ortaya konulması gerekmektedir.
Acelelik koşulunun kamu düzenine ilişkin olması gerektiği ve kamu yararının ise, olağan kamulaştırma usulü ile sağlanması amaçlanan kamu yararından farklı olarak, acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren, aceleliği zorunlu kılan bir yarar olduğu açıktır.
Uyuşmazlıkta; davaya konu taşınmazın acele kamulaştırılmasına yönelik şartların oluşup oluşmadığı, yani acelelik durumunun bulunup bulunmadığı yönünden bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı ile, yapımı planlanan millet bahçesi projesi kapsamında bulunan toplam 33.750,00 m² büyüklüğünde 35 adet taşınmazın acele kamulaştırılmasına karar verilmiş olup, davacıya ait taşınmazın üzerinde kuru çay imalat fabrikasının bulunduğu görülmektedir.
Söz konusu alanın fiziksel koşullar yönünden sağlıksız yapılaşma alanı niteliğinde bulunduğu, alandaki yapı varlığının genellikle üçüncü sınıf yapı ve hatta basit inşaat grubundan oluştuğundan yapı kalitesinin çok düşük ve sorunlu olduğu, davacı şirkete ait çay fabrikasının ilçe merkezinin ortasında konut alanlarının içinde kalmasından dolayı çevre sağlığı açısından problemleri barındırdığı,
söz konusu alanda bulunan basit inşaat tarzındaki tek katlı yapıların kent estetiği ve çevre düzeni yönünden kirlilik oluşturduğu,
bahse konu alanın önemli bir kısmında mülkiyet sorunları nedeniyle düzenli yapılaşmanın gerçekleşmediği ve metruk bir alan görünümü taşıdığı,
öncelikle normal kamulaştırma usulü uygulandığı takdirde bütüncül bir biçimde karşılanması gereken bir kamu hizmetinin gerçekleştirilmesinin mümkün olamayacağı,
yöre halkını doğa ile buluşturma, rekreaktif gereksinimlerini karşılama, millet bahçesi projesinin kentsel yaşam kalitesinin arttırılması,
afet anında kentin toplanma alanları olarak da kullanılabilecek kentin açık ve yeşil alan ihtiyacı başta olmak üzere eğlence, dinlenme, piknik alanı ihtiyaçlarının bir arada karşılanabilmesi amacını taşıdığı da dikkate alındığında, millet bahçesi projesinin yapılmasında kamu yararı bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan, Dairemizin 16/12/2019 tarih ve E:2019/21497 sayılı ile 06/05/2020 tarih ve E:2019/21497 sayılı ara kararları ile taraflara ve ilgili idarelere;
acele kamulaştırılmasına karar verilen söz konusu taşınmazlardan her biri için acelelik durumuna gerekçe teşkil edecek herhangi bir somut nitelikte tespit yapılıp yapılmadığı,
dava konusu acele kamulaştırma kararının dayanağı olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğine ve millet bahçesi projesine karşı dava açılıp açılmadığı,
2942 sayılı Kanunun 8. maddesinde öngörülen satın alma usulünün uygulanıp uygulanmadığı, bahse konu alanda kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ile riskli alan ilanları yapılıp yapılmadığı,
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. ve 27. maddeleri kapsamında mezkur taşınmaza acele el konulmasına ve kamulaştırılmasına yönelik olarak Asliye Hukuk Mahkemesinde acele el koyma ve bedel tespit-tescil davaları açılıp açılmadığı, sorularak konuya ilişkin bilgi ve belgelerin istenilmesine karar verilmiştir.
Bu ara kararına taraflarca verilen yanıtta;
dava konusu acele kamulaştırma kararının dayanağı olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali istemiyle Güneysu Belediye Başkanlığına karşı … İdare Mahkemesinin E: … sayılı dosyasında dava açıldığı, 1/5000 ölçekli nazım imar planında da anılan taşınmazın rekreasyon alanında (millet bahçesi) kaldığı,
anılan imar planına karşı dava açılmadığı, söz konusu alanda kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ile riskli alanı ilanı yapılmadığı, millet bahçesi projesine ilişkin TOKİ ile Güneysu Belediye Başkanlığı arasında 06.03.2020 tarihli protokol imzalandığı, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E: … D.İş, K: … sayılı kararıyla söz konusu taşınmaza acele el konulmasına karar verildiği belirtilmiştir.
Diğer taraftan;
Rize İli, Güneysu İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alana ilişkin Güneysu Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planı değişikliği ile bu alanda millet bahçesi projesinin uygulamaya geçirilmesi amacıyla acele kamulaştırma kararı alınabilmesi için başvuru yapılması kararı alınmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Güneysu Belediye Meclisi kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle davacı tarafından açılan davada;
… İdare Mahkemesinin … tarihli ve E: … sayılı kararıyla yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmiş ve anılan karara itiraz edilmesi üzerine, … Bölge İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesinin … tarih ve Y.D. İtiraz No: … sayılı kararıyla itirazın reddine karar verilmiştir.
Bu durumda; proje alanının afet anında kentin toplanma alanı olarak kullanılmasının amaçlandığı, olağan kamulaştırma usulü uygulandığı takdirde sürecin uzayacağı, olası afet durumunda mevcut durumun risk oluşturacağı,
bölge bütünlüğünde işlem tesisinin zorunlu olduğu, bahse konu alanda ikamet eden vatandaşlar için yapılmak istenen millet bahçesi projesinde yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen gerekçeyle kamu yararının varlığı da açık olup,
projenin bütünselliği kapsamında davaya konu projenin bir an önce tamamlanmasında acelelik halinin bulunduğu sonucuna varıldığından, taşınmaza el konulmasına imkan veren dava konusu Cumhurbaşkanı Kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı davalar için belirlenen … -TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Varsa posta avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(g) maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 29/09/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.