Devlet Güvenliği İle İlgili Belgeleri Elinde Bulundurma Suçu – TCK 339
Makale Başlıkları
Devlet Güvenliği İle İlgili Belgeleri Elinde Bulundurma Suçu – TCK 339
Günümüzde, “Devlet Güvenliği İle İlgili Belgeleri Elinde Bulundurma Suçu Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 339. maddesi altında kritik bir konu olarak öne çıkmaktadır. Bu makale, devletin hassas bilgilerini koruma altına alan TCK 339’un altını çizerken, bu suçun hukuki tanımını, kapsamını ve bu suçla mücadelede yargı kararlarının önemini detaylı bir şekilde irdeleyecektir.
Devlet güvenliği ile ilgili belgelerin yasa dışı yollarla elde edilmesi, bulundurulması veya paylaşılmasının suç teşkil ettiği bu madde, ulusal güvenlik ve kamu düzeninin korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
Özellikle bilgi çağında, siber güvenlik ve gizli bilgilerin korunması konularının daha da önem kazandığı bir dönemde, bu suçun yasal çerçevesini anlamak hem hukuk profesyonelleri hem de kamuoyu için hayati önem taşımaktadır.
MDM Hukuk Bürosu olarak, bu konudaki derinlemesine araştırmamızla okuyucularımıza, TCK 339 maddesiyle ilgili kapsamlı ve bilgilendirici bir rehber sunmayı hedefliyoruz. Makalemiz, devlet belgelerinin korunması, bu suçun cezai sonuçları ve korunma yolları üzerine yoğunlaşacaktır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 339. Maddesinde düzenlenen bu suç ile Devletin iç ve dış siyasal faaliyetleri bakımından devlet güvenliğini sağlama amacı güderek gizli kalması gereken bilgileri veya yetkili makamlarca açıklanmasının yasaklandığı ve nitelik itibariyle gizli kalması gereken konuları elde etmeye yarayan ve elde bulundurulması için makul bir neden bulunmayan belgelerle veyahut herhangi bir şeyle yakalanan kişiye verilecek olan ceza belirlenmiştir.
Bu düzenlemeye göre ilgili maddenin birinci fıkrası suçun basit halini, ikinci fıkrası ise suçun nitelikli halini belirtmektedir. Bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda Devlet Güvenliği ile İlgili Belgeleri Elinde Bulundurma Suçuyla alakalı hükmün siyasal yararları gözeterek devlet güvenliğini, milli savunmaya bağlı olarak gelişen hukuki durumların menfaatini korumayı amaçladığı anlaşılmaktadır.
Devlet Güvenliği İle İlgili Belgeleri Elinde Bulundurma Suçundan farklı olarak TCK m. 327 de düzenlenen Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçunda ve TCK m. 334 de düzenlenen Yasaklanan bilgileri temin etme suçunda ‘’ temin etme’’ maksadı için gayrette bulunma gerekliliğine değinilmiştir.
Bu maddelerdeki temin etme maksadıyla yapılan hazırlık hareketlerinin cezalandırılması TCK m. 339 Devlet Güvenliği İle İlgili Belgeleri Elinde Bulundurma Suçu ile mümkün kılınmaktadır.
İlgili madde söz konusu olan bilgileri temin etmeye yarayacak olan belgelerin elde bulundurması durumunu ayrı bir suç olarak saymaktadır. Yani suçun maddi konusu bu bilgilerin teminine yarayan belgeler ve şeyler olarak belirtilmektedir.
Kanun hükmünün açık olmadığını belirtmekle beraber suçun maddi konusu ‘’belge’’ veya ‘’herhangi bir şey’’ olarak nitelendirilmiştir. Bu durum kanunilik ilkesine aykırılık teşkil etmekle beraber belge ve herhangi bir şey kavramlarının içeriğini doldurmak mahkemenin takdirine kalmıştır.
Türk Ceza Kanunu, devletin güvenliğine karşı işlenen suçları ve dış siyasal yararların korunması gerekliliğini vurgular. Bu kanun kapsamında, devlet güvenliği ile ilgili belgeleri haksız yere elinde bulunduranlar ve bu fiilleri savaş kabul edenler, ciddi cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalır. Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, özellikle yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir. Maddenin gerekçesinde, ilgili belgeleri elinde bulundurma ve bilgiyi elde etmeyi suç sayan hükümler yer alır, bu durum devlet güvenliği ile ilgili ciddiyeti pekiştirir.
Devlet Güvenliği İle İlgili Belgeleri Elinde Bulundurma Suçunun Cezası, Yargılama Süreci, Görevli Mahkemesi Ve Ağırlaştırıcı Sebebi Nedir?
İlgili kanun maddesinde suçun basit ve nitelikli hallerinin düzenlendiğini belirttik. Buna göre suçun basit halini düzenleyen madde 339 un birinci fıkrasındaki şartları sağlayan kişiye 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecektir.
Fıkra hükmündeki şartlar yukarıda açıklanmıştır. Suçun nitelikli halini düzenleyen ilgili maddenin ikinci fıkrasında ise faile 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası verileceği öngörülmüştür.
Bahsedilen ilgili hükmün ikinci fıkrası uyarınca Devlet Güvenliği ile İlgili Belgeleri Elinde Bulundurma Suçunun ağırlaştırıcı nedeni olarak fiilin, savaş zamanında işlenmiş olması gerektiği ifade edilmiştir. Suça ilişkin görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesidir. Yargılamalar CMK. m. 250,251,252 usullerine uygun şekilde yapılacaktır.
Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması, hukuk alanında yaygın bir uygulamadır. Hukuk makalelerini hak sahipliğinin sınırları içinde kullanmak ve söz konusu belgeleri elde bulunduran kişi için bu bakımdan geçerli ve kabul edilebilir nedenler sunmak önemlidir.
Bu, hem hukukun hem de etik kuralların gerektirdiği bir uygulamadır. Avukatlar, bilgiyi elinde bulunduran ve bu bilgiyi mesleki uygulamalarda kullanırken, yasal ve etik standartlara uygun hareket etmelidir.
Devlet Güvenliği İle İlgili Belgeleri Elinde Bulundurma Suçunda Kimler Fail Olabilir?
Kanundaki hükmün lafzından anlaşılacağı üzere kanun koyucu fail açısından bir sınırlama getirmemiştir. Kişinin Türk veya başka bir ülkenin vatandaşı olması hatta ve hatta suça konu olan o şeyi himayesi altında, muhafazası altına almış olması şartı aranmamaktadır. Söz konusu normda faili ifade etmek için kullanılan ibare ‘’…kimse’’ şeklindedir. Yani herkes bu suçun faili olabilir.
Devlet Güvenliği İle İlgili Belgeleri Elinde Bulundurma Suçunun Unsurları Nelerdir?
Söz konusu olan Devletin iç ve dış siyasal faaliyetleri bakımından devlet güvenliğini sağlama amacı güderek gizli kalması gereken bilgileri veya yetkili makamlarca açıklanmasının yasaklandığı ve nitelik itibariyle gizli kalması gereken konuları elde etmeye yarayan ve elde bulundurulması için makul bir neden bulunmayan belgelerin veyahut herhangi bir şeyi ‘’elde bulundurma’’ durumu suçun maddi unsurunu oluşturmaktadır. Bu suç nezdinde yakalanmak failin cezalandırılması için şarttır ancak suçun maddi unsurunu oluşturmaz.
Önemle belirtilmelidir ki suçun oluşabilmesi için kişinin elde bulundurma eylemini gerçekleştirirken makul bir sebep varlık göstermemelidir.
Devlet Güvenliği İle İlgili Belgeleri Elinde Bulundurma Suçu Taksirle İşlenebilir Mi?
Suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir. Suç genel kastla işlenir. Failin Devletin iç ve dış siyasal faaliyetleri bakımından devlet güvenliğini sağlama amacı güderek gizli kalması gereken bilgileri veya yetkili makamlarca açıklanmasının yasaklandığı ve nitelik itibariyle gizli kalması gereken konuları elde etmeye yarayan ve elde bulundurulması için makul bir neden bulunmayan belgeleri veyahut herhangi bir şeyi kasten bilerek ve isteyerek elinde bulundurması gerekmektedir.
Genel kasta ek olarak özel kast içeren herhangi bir durum oluşursa örneğin casusluk maksadıyla işlendiğini varsayarsak bu durumda TCK m. 335’in uygulanması gibi.
Devlet Güvenliği İle İlgili Belgeleri Elinde Bulundurma Suçu Teşebbüse Elverişli Midir?
Devlet Güvenliği İle İlgili Belgeleri Elinde Bulundurma Suçu, neticesi itibariyle harekete bitişik bir suçtur. Peki bu ne anlama gelmektedir?
Sırf hareket suçları veya neticesiz suçlar olarak da anılmaktadır. Buna göre neticenin gerçekleşmesi hususu önemli görülmemektedir. Bununla birlikte ‘’ elde bulundurma’’ eylemi bölünebilirlik teşkil etmediğinden suça teşebbüs elverişli değildir demek yerinde olacaktır.
Devlet Güvenliği İle İlgili Belgeleri Elinde Bulundurma Suçunda Şikayet Ve Dava zamanaşımı Süresi Nedir?
Devlet Güvenliği İle İlgili Belgeleri Elinde Bulundurma Suçu şikayete bağlı suçlar kategorisinde yer almamaktadır. Buna bağlı olarak savcılık soruşturmayı resen başlatacaktır. Suça ilişkin bir şikayet süresi bulunmamaktadır. Dava zamanaşımı süresiyle ilgili olarak madde hükmü gereğince birinci fıkrada düzenlenen suçun basit hali için 8 yıllık, ikinci fıkrada düzenlenen nitelikli hal için 15 yıllık dava zamanaşımı süresi uygun görülmüştür.
Emsal Yargı Kararları
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, E. 2022/13858 K. 2022/3687 T. 20.6.2022
İlk Derece Mahkemesi: Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.10.2019 tarih ve 2018/383 – 2019/622 sayılı kararı
Suç: Devletin güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma
Hüküm : Devletin güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma suçu yönünden ilk derece mahkemesi hükmünün (D) bendinin Ceza Muhakemesi Kanununun 280. maddesinin 2. fıkrası 2. cümlesi uyarınca kaldırılarak, sanığın 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine ilişkin
Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurusunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından, işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Oluş, dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde,
T.C. Milli Savunma Bakanlığı Hava Kuvvetleri Komutanlığı Hukuk Hizmetleri Başkanlığının 24.11.2021 tarihli yazıları ekindeki 18.11.2021 tarihli yazı içeriği dikkate alındığında;
HETS projesine ilişkin olan belgenin hizmete özel gizlilik derecesinde olduğunun bildirildiği, bu itibarla TCK’nın 339/1. maddesinde düzenlenen gizli belge niteliğinde olmadığı, Hava SOJ projesine ilişkin belgenin ise bir kısmının hizmete özel, bir
kısmının gizli, bir kısmının ise tasnif dışı bilgi olduğunun bildirildiği, sanığın Hava Kuvvetleri Komutanlığı Savunma, Planlama ve Proje Yönetim Başkanlığının vermiş olduğu bilgiye göre mezkur projelerde görevli ve yetkili proje subayı,
yürütme grubu üyesi, projenin sorumlu koordinatörü olduğu ve işin doğası gereği bu projedeki bilgi ve belgeleri ürettiği ve elinde bulundurduğu,
bu itibarla sanığın Devletin güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma bakımından kabul edilebilir bir nedeninin olduğu anlaşılmakla,
yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçesiyle sanık hakkında verilen beraat kararına yönelik tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, sanığın elinde bulundurduğu HETS projesine ilişkin olan belgelerin TCK’nın 339/1. maddesinde düzenlenen gizli belge niteliğinde olmadığı;
Hava SOJ projesine ilişkin olan belgeleri ise, görevli ve yetkili proje subayı ve koordinatörü olarak kabul edilebilir bir nedenle işin doğası gereği uhdesinde bulundurduğu anlaşıldığından,
zincirleme şekilde Devletin güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurmak suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı ve yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan,
bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz isteminin reddi ile CMK’nın 302/1. maddesi gereğince beraat kararının ONANMASINA,
28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesine,
kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
20.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sitemizde yer alan Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır.