Erkek Evlenirse Nafaka Düşer Mi?
Makale Başlıkları
Erkek Evlenirse Nafaka Düşer Mi?
Nafaka Nedir?
Nafakanın temelinde yardımlaşma ve dayanışma yer alır. Aile bireylerinin birinin yoksulluk içindeyken diğer bireylerin refah içinde olması ahlak kuralları açısından doğru görülmez, Aile bireylerinin yoksul durumdaki diğer aile bireylerine yardımcı olması beklenir.
Bu düşüncenin yansıması olarak nafaka kurumu düzenlenmiştir.
Nafaka Türleri Nelerdir?
TMK’da düzenlenen nafakalar yardım nafakası ve bakım nafakası olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bakım nafakası, eşler ve çocuklar açısından düzenlenen nafaka türüdür Nafakanın veriliş amacı;
eşlerin ve/veya çocukların barınma, eğitim, beslenme, sağlık, giyim gibi ihtiyaçlarının karşılanabilmesinin sağlanmasıdır. TMK’da düzenlenen bakım nafakaları; yoksulluk nafakası, tedbir nafakası ve iştirak nafakasıdır.
Nafaka Alacağının Özellikleri Nelerdir?
Kamu düzeniyle ilgilidir.
Haczedilemez
Üçüncü kişiye devredilemez
Henüz doğmamış nafaka alacağından feragat edilemez
Takas edilemez
Üzerinde rehin tesis edilemez
Miras yoluyla mirasçılara geçmez
Hapis cezası uygulanabilir.
Yoksulluk Nafakası Nedir?
Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşünceye dayanan, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek tarafı koruma amacıyla getirilmiş bir düzenlemedir. Nafaka, boşanılan eşe yükletilen ceza veya tazminat niteliğinde değildir.
Yoksulluk Nafakasının Şartları Nelerdir?
Talep olmalıdır.
Boşanma kararı kesinleşmelidir.
Nafaka talep eden tarafın kusuru diğer tarafın kusurundan daha ağır olmamalıdır.
Boşanma sebebiyle yoksulluğa düşmelidir.
Lehine hükmedilen tarafı yoksulluktan kurtarırken diğer tarafın mali gücünü aşacak boyutta olmamalıdır.
Yoksulluk Nafakasının Belirlenmesi
Hâkim, yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gereken şartların oluştuğunda karar kılarsa, nafaka yükümlüsünün mali gücüyle orantılı ve nafaka alacaklısının sadece geçimi için gerekli miktarda nafakaya hükmeder.
Taraflar kendi aralarında yapacakları sözleşmeyle de karar verebilirler ancak bu sözleşmenin geçerliliği hakimin onayına bağlıdır.
Tarafların yoksulluk nafakası talebinin anlaşma ile ortaya konulması halinde taleple bağlılık ilkesi gereği, hâkim talep edilen miktardan fazlasına hükmedemez, ancak talepten, azına hükmedebilmektedir.
Yoksulluk nafakası miktarı belirlenirken, somut olayın özellikleri, talepte bulunan eşin sosyal ve ekonomik durumu, nafaka ödeyecek eşin mali gücü, kişilerin zorunlu ihtiyaçları nafaka miktarının belirlenmesinde dikkate alınmalıdır.
Yoksulluk Nafakasının Miktarının Arttırılması veya Azaltılması
Hâkim, talep halinde, “tarafların malî durumlarının değişmesi” veya “hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde” iradın artırılması veya azaltılmasına karar verebilir. Miktarının değiştirilmesini hem nafaka alacaklısı hem de nafaka borçlusu talep edebilir.
Nafaka miktarındaki değişiklik talebi herhangi bir zamanaşımına tabi değildir. Nafakanın değiştirilmesi için bazı şartların varlığının arandığı söylenebilir;
bu şartlar ekonomik durumda büyük bir değişiklik ortaya çıkması, bu değişikliğin sürekli olması, boşanma kararı verilirken bu değişikliğin öngörülebilir olmaması ve TMK m. 176/4’de bulunan seçimlik ihtimallerdir.
Yoksulluk Nafakasının Sona Ermesi
İrat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka, alacaklı tarafın “yeniden evlenmesi” ya da taraflardan birinin “ölümü” hâlinde kendiliğinden; nafaka alacaklısının, evlenme olmaksızın “fiilen evliymiş gibi yaşaması”, “yoksulluğunun ortadan kalkması” ya da “haysiyetsiz hayat sürmesi” hâlinde mahkeme kararıyla sona erer.
Yoksulluk nafakasının irat şeklinde ödenmesi, kanunda sayılan sınırlı sebeplerin gerçekleşmesi ve nafakanın kaldırılması yönünde talepte bulunulması halinde nafaka ödenmesine son verilir; hâkimin bu noktada bir takdir yetkisi bulunmaz.
Kanuni düzenlemeye rağmen, nafakanın belli bir süre ödenmesinin talep edilmesi veya tarafların bu yönde anlaşmaları halinde, hâkimin anlaşmayı onaylaması ve onaylanan hükmün kesinleşmesiyle yalnızca bu süre kadar nafaka ödenir. Sürenin sona ermesiyle, yoksulluk nafakası da sona ermektedir.
Erkek Evlenirse Nafaka Düşer Mi?
Yoksulluk nafakası, nafaka alacaklısı tarafın evlenmesi ile TMK madde 176/3 gereği kendiliğinden sona ermektedir. Yoksulluk nafakasının evlenme ile kendiliğinden sona erebilmesinin koşulu;
evlenen tarafın nafaka alacaklısı taraf olmasıdır Nafaka borçlusunun yeniden evlenmesi kural olarak yoksulluk nafakası bakımından bir önem taşımaz ve nafaka borcunu sona erdirmez.
Fakat nafaka borçlusunun yeniden evlenmesi, TMK.’nun 176. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca bir indirim sebebi olabilir.
Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi ile yoksulluk nafakasının kendiliğinden sona ermesinin gerekçesi, evlenme ile nafaka alacaklısına bakım yükümlülüğünün yeni eşe geçmiş olmasıdır. Yapılan açıklamalar doğrultusunda,
Erkek eğer nafaka alacaklısı ise bu durumda evlenme nafakayı kendiliğinden ortadan kaldıran bir sebep olduğu için evlenmesiyle nafaka kendiliğinden ortadan kalkmaktadır.
Ancak erkek nafaka borçlusu ise nafaka borçlusunun evlenmesiyle nafaka yükümlülüğü ortadan kalkmaz. Ancak nafakadan indirim yapılmasını gerektirebilir.
Emsal Yargı Kararları
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/21043 E. 2014/6594 K.
‘’… Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile davalının boşanma ilamı ile birlikte davalıya 100 TL yoksulluk nafakası bağlandığını, daha sonra artırılarak 160 TL’ye çıkarıldığını, davacının asgari ücretle çalıştığını;
çocuğu olduğunu, çocuğunun sağlık problemi nedeniyle harcamalarının arttığını, davalının sigortalı işe girdiğini belirterek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, olmadığında azaltılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, önceki nafaka artırma davasından sonra 2 yıl geçtiğini, davacının maaşının arttığını, davalı kadının ise işten ayrıldığını beyan etmiştir.
Mahkemece; davacının yeniden evlenip, çocuğu olduğunu, masraflarının arttığını, davalıya ödeyecek nafaka gücü olmadığını, davalının ise yaşı itibariyle çalışma imkanı bulunduğunu belirterek, davanın kabulüne, davalıya ödenen 160 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında görülen boşanma davası sırasında davalı kadının fabrikada çalıştığı, davacı kocanın asgari ücret aldığı açıklanması nedeniyle 14.10.2009 tarihinden itibaren 100 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiş;
27.04.2010 dava tarihi itibariyle yoksulluk nafakasının artırılması için açılan davada ise yoksulluk nafakasının 160 TL’ye artırıldığı anlaşılmış, bu dava ise 11.04.2012 tarihinde açılmıştır.
Sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılması sonucunda, davacının …Yalıtım isimli işyerinde çalıştığı, 978 TL aldığı, yeniden evlenip, 1 çocuğu olduğu, davalı kadının …. isimli su cihazı firmasında çalıştığı, daha sonra işten ayrıldığı, gelirinin olmadığı anlaşılmaktadır.
Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması, olmadığı takdirde indirilmesi talep edilmektedir.
TMK’nun 176/5. maddesine göre; “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir”.HGK’nun 07.10.1998 tarih, 656-688 sayılı kararında;
“Yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi” gerektiği vurgulanmıştır.
Yine, asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması yoksulluk nafakası bağlanmasına engel olmadığı belirtilmiştir.
Bu durumda, davalı kadının ekonomik olarak yoksulluk nafakasına ihtiyacı olduğu tartışmasızdır. Ancak, davacının yeniden evlenmesi, çocuğunun giderleri ve gelir durumu dikkate alındığında bu husus yoksulluk nafakasının miktarında indirim sebebi olabilir.
Mahkemece, belirtilen nedenlerle yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir….’’
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/996 E. 2014/7858 K.
’’…İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar;
alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır.
Somut olayda, tarafların 08.10.2008 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları, davacının emekli olduğu, aylık 815,00 TL emekli maaşı aldığı ve davalı kadının boşanmadan sonra asgari ücrete yakın düzeyde gelir elde ettiği, babasından dolayı aylık 780,00 TL maaş aldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Ancak, Yerleşik Yargıtay’ın uygulamalarına göre asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edilmiştir …”