Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçu
Makale Başlıkları
Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçu, hem Türk Ceza Kanunu’nda hem de uluslararası hukukta ciddi bir suç teşkil etmektedir. Bu suç, hırsızlık, dolandırıcılık, yolsuzluk gibi eylemlerle elde edilen mal veya eşyaların bilerek satın alınmasını veya kabul edilmesini kapsar. MDM Hukuk Bürosu olarak, bu karmaşık ve çok yönlü suç tipinin hukuki boyutlarını, suçun oluşumu, cezai sorumluluklar ve hukuki sonuçları üzerine derinlemesine bir bakış açısıyla ele alacağız.
Suç eşyasının kabul edilmesi suçu halk arasında “çalıntı mal satın alma” olarak bilinmektedir. Ancak halk arasındaki bu tabir doğru değildir. Sadece çalıntı mal değil diğer suçlardan elde edilen malların satın alınması veya kabul edilmesi de hatta ve hatta devredilmesi de bu kapsamda değerlendirilir. Bahsi geçen suç TCK Malvarlığına Karşı suçlar bölümü m. 165’ de düzenlenmektedir. “Bir suçun işlenmesiyle elde edilen eşyayı veya diğer malvarlığı değerini, bu suçun işlenmesine katılmaksızın (iştirak) etmeksizin, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”
Suç eşyasını satma, satın alma ve kabul etme suçu, daha önce işlenmiş olan herhangi bir suçtan elde edilen eşyanın “kabul edilmesi”, “satılması” , ‘’devredilmesi’’ veya “satın alınması” seçimlik hareketleriyle işlenmiş olması gerekir.
Suçun Unsurları Nelerdir?
Suçun oluşabilmesi için gerekli belli başlı hususlar var şimdi onlara değinelim.
Önceden bir suçun işlenmiş olması gerekmektedir. Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu işleyen fail suça iştirak etmemiş olmalıdır. Yani önceden meydana gelen suç eşyasını teşkil eden somut olayda bir payı olmamalıdır. Söz konusu suç tamamlanmış olmalıdır. Satma işlemi, devretme işlemi veyahut satın alma, kabul etme işlemlerinden biri yapılmış olmalıdır.
Suçun TCK‘ da malvarlığına karşı işlenebilen suçlar kategorisinde yer aldığını söyledik buradan da anlaşılacağı üzere suçun konusunu ancak ekonomik değeri olan şeyler oluşturabilir. Bu ekonomik değerin de daha önce işlenmiş bir suçtan elde edilmiş olması gerekmektedir. Failin bu ekonomik değerin hangi sebepten elde edildiğini bilmesine gerek yoktur.
Hırsızlık, dolandırıcılık, yağma vb. suçlardan elde edilmiş olabilir. Fail suçun türünü bilmese bile bir suçtan elde edildiğini biliyorsa ve bildiği halde satın alıp kabul ediyorsa hatta teslim alıyorsa suç işlemiş olacaktır. Suç eşyasının failinin işlemiş olduğu o suçtan ceza almış olması şartı aranmaz.
Suç eşyasının nereden satın alındığı önem arz etmektedir. Hayatın olağan akışına aykırı beyanlar suçun işlendiği yönünde kanaat oluşturur. Örneğin birinin mağazadan alınması gereken bir eşyayı sokaktan aldığını beyan etmesi. Aynı şekilde bir malın değerinden az veya fazla bir meblağdan satın alınmış olması da suçun işlenmiş olacağı yönünde kanaat oluşturur.
Takdir etmek gerekir ki bir kimsenin alacağı ürün hakkında fiyat bilgisine sahip olması, piyasadaki satış fiyatlarını biliyor olması hayatın olağan akışına uygun olacaktır. Örneğin günümüzde bir kişinin süt ürününün zincir marketlerdeki fiyat aralığını bilmiyor olması mümkün olmamakla beraber pek inandırıcı değildir.
Süt ürününü iki liraya almış olduğunu söyleyen birinin şaibeli bir durum yaratacağı ve suçun işlenmiş olması yönünde izlenim vereceği aşikardır. Günümüzde genellikle kuyumculara ilişkin örnekler verilmektedir. Yine aynı şekilde failin gündüz temin edeceği bir eşyayı gece temin ettiğini söylemesi veyahut tam tersi bir durumda suçun işlenmiş olacağı fikri ağır basmaktadır. Bu konu ile ilgili basılı olan kitap için bu linkten alım yapabilirsiniz, kitaba referans değiliz.
Şahsi Cezasızlık Sebepleri Nelerdir?
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunda şahsi cezasızlık sebepleri öngörülmüştür. (TCK M.167)
Suç eşyasını satma, satın alma veya kabul etme suçunun;
- Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
- Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın,
- Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,
Zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
Suç eşyasını satma, satın alma veya kabul etme suçunun;
- Haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin,
- Aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin,
- Aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının,
Zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.
Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçu Şikayete Tabi Midir? Dava Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?
Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul edilmesi suçu şikayete bağlı suçlardan değildir. Bu yüzden şikayet süresine tabii olmamaktadır. Bu sebepten dolayı savcılık tarafından resen yürütülür Uzlaşma kapsamında olan suçlardandır.
Kovuşturma aşamasına geçilmeden hemen önce dosyalar uzlaştırma bürolarına gönderilir ve uzlaşmaya uygun olup olunmadığı kanaatine varılır. İlgili suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu dava zamanaşımı süresi eşyanın satın alındığı, devredildiği veya kabul edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçunun Cezası Nedir?
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu düzenleyen TCK m. 165 e göre bu suçun cezası altı aydan üç yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezasıdır. Hapis cezasının üst sınırı 2 yıldan fazla olduğundan suçun işlendiğine dair kuvvetli şüphe uyandıracak somut deliller mevcutsa, fail hakkında tutuklama kararı verilebilinecektir. Eğer bu durumda fail için verilen adli para cezası yanında hapis cezasına da hükmedilmişse, ilgili cezanın süresi bir yıl ve daha kısa süreli ise bu ceza adli para cezasına dönüştürülebilecektir.
Genel olarak bu suç türüyle alakalı çalıntı telefon almak suç mu? Satın alınan eşyanın çalıntı olduğunu bilmemek durumu değiştirir mi? gibi sorular sorulmaktadır. Kısaca toparlamak gerekirse birbiriyle bağlantılı sorular nezdinde suç unsuru olan eşyanın çalıntı olduğunu bilmesi gerekmektedir. Bilmesi mümkün değil ise suç oluşmayacaktır. Suç unsuru olan eşyanın çalıntı olduğunu bilmemek durumunda suç oluşmaz.
Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçunun Görevli ve Yetkili Mahkemesi Nedir?
Suçun görevli mahkemesi ise Asliye Ceza Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir.
Emsal Yargı Kararları
Yargıtay 22. Ceza Dairesi, E. 2015/11812 K. 2016/5292 T. 6.4.2016
Suça sürüklenen çocuğun aşamalardaki beyanlarında, suça konu mazotlar dolayısıyla başka bir yargılama dosyasında hakkında güveni kötüye kullanmaktan mahkumiyet kararı verilen dosya dışı … isimli şahıstan,
iki bidon mazotu piyasa fiyatının altında ve kimsenin görmemesi için köprünün bulunduğu yerde satın aldığını söylemesi karşısında;
suça sürüklenen çocuğun, şirkette çalışan bir kişi olduğunu bildiği sanıktan teslim için tenha bir yer seçilerek ucuz şekilde ve bidonlarla satın aldığı mazotun suç eşyası olduğunu bilebilecek durumda olduğunun ve suç kastının bulunduğunu kabul etmek gerektiği gözönüne alınarak,
eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 165/1. maddesine uyan suç eşyasını satın alma veya kabul etme suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı biçimde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 06/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2013/23146 E., 2014/11495 K.
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Telefon alım satım işi ile uğraşan sanığın “ikinci el piyasa değeri 90-100 TL olan suça konu telefonu, babasını ve kendisini tanıdığı H.. S..’dan 80 TL’ye satın aldığına, mağdureye ait olduğunu anlayınca da ona iade ettiğine” dair savunması,
tanık H.. S..’nın “telefonun kendisine ait olduğunu ve paraya ihtiyacı olduğunu belirterek sanığa sattığını” beyan etmesi, mağdurenin de telefonun sanık tarafından iade edildiğini bildirmesi karşısında,
sanığın ikinci el piyasa değerine yakın değerde satın aldığı telefonun suç eşyası olduğunu bilerek aldığına dair mahkumiyetine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, somut, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden,
atılı suçtan cezalandırılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş,
sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA,
30.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.