Bilişim Yoluyla İşlenen Hakaret Suçu
Makale Başlıkları
Bilişim Yoluyla İşlenen Hakaret Suçu çağımızın en dikkat çekici sorunlarından biridir. Teknoloji ve internetin hayatımıza derinlemesine entegrasyonu, yeni suç biçimlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu makalede, MdM Hukuk Bürosu’nun uzmanları, bilişim yoluyla işlenen hakaret suçunu mercek altına alıyor. İlgili yasal düzenlemeler, mağdurların hakları ve bu suçun yargı sürecindeki işleyişi ele alınacak. Hakaret suçunun bilişim ortamındaki yüzü, hem mağdurlar hem de hukuk profesyonelleri için önemli bir konudur. Bu makale, mdmhukuk.com üzerinden erişilebilen geniş bir bilgi kaynağı sunarak konuya dair farkındalığı artırmayı hedefliyor.
Bilişim Suçunun Tanımı Ve Türk Ceza Kanunu’nda Sayılan Bilişim Suçları
Bilişim suçu yaygın kabul edilen tanımıyla, bir bilgisayar veya bilgisayar ağı kullanılarak işlenen suçlara verilen isimdir. Dünyada teknolojinin gelişmesiyle birlikte diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de teknolojinin ve sosyal medyanın kullanımı oldukça yaygın bir hal almıştır. Hukukun gelişiminin sosyal olayları takip ettiği göz önüne alındığında sosyal medyanın ve teknolojinin gelişiminin hukuk alanında da düzenlemeleri gerektirmesi kaçınılmazdır. Nitekim teknolojik gelişmelerin hukuki gelişmelere göre çok daha hızlı gerçekleştiği bilinmektedir. Bu nedenle toplumu bu kadar etkileyen bir konunun yine kamu düzenini sağlamaya yönelik olan ceza hukuku açısından sonuçları olması da gerekmektedir. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu bilişim suçlarını; hakaret suçu kapsamında 125. Maddenin 2. Fıkrasında ve ayrıca bilişim alanında suçlar olmak üzere 243 – 246. Maddelerinde düzenlemiştir.
Bilişim Yoluyla İşlenen Hakaret Suçu
Bilişim Yoluyla İşlenen Hakaret Suçu; Türk Ceza Kanunu’nun 125.maddesinde düzenlenen hakaret suçu, bir kişinin şeref ve saygınlığını rencide edecek, zedeleyecek nitelikte somut bir fiil ya da olgu isnat etmek ya da imalarda bulunmak veya sövmek suretiyle kişinin şeref, onur ve haysiyetine saldıracak şekilde eylemlerde bulunmaktır. Hakaret suçu sadece yüze karşı değil mağdurun gıyabında da işlenebilir. Ancak mağdurun gıyabında işlenen hakaret suçunun cezalandırılması için fiilin en az 3 kişi ile birlikte ihtilat halinde işlenmiş olması gerekir. İhtilat halinde işlenme ise: Hakaretin 3 kişi tarafından algılanması gerektiği anlamına gelen aleniyet unsurundan farklı olarak; hakaretin algılanma ihtimalinin bulunmasının dahi yeterli olması anlamına gelmektedir. Ayrıca fiilin bilişim yoluyla işleniyor olması da ihtilat halinde kişilerin aynı yerde aynı zamanda bulunması gerekliliğini ortadan kaldırmaktadır.
İnternet yoluyla hakaret suçları, Türk Ceza Kanunu’nun 125.maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre internet yazı, görüntü ve sesi içeren çok yönlü bir iletişim aracı olmasından dolayı ilgili madde hükmüne göre huzura karşı işlenen hakaret suçu olarak kabul edilir. Ayrıca belirtmek gerekir ki internet yoluyla işlenen hakaret suçları TCK’nun ilgili hükmünde sayılan hakaret suçlarının nitelikli halleri içerisinde sayılmadığı için bu suçun işlenmesi durumunda kişi hakaret suçunun temel cezası üzerinden cezalandırılacaktır.
Bunlarla birlikte günümüz toplumunda sosyal medyanın iyice yaygınlaşması ve insanların hayatının ayrılmaz bir parçası olması ile birlikte sosyal medyada birçok hakaret içerikli yazılar ortaya çıkmaktadır. Bu hakaret içerikli yazıların yaygınlaşması ile paralel olarak artık bilişim yoluyla hakaret suçları uygulamada bolca karşımıza çıkmaktadır. Fakat işlenen fiilin eleştiri değil hakaret niteliğinde olduğu kesin olmalıdır. Daha açık ifade etmek gerekirse; fiilin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında da korunmakta olan ifade özgürlüğü sınırları içinde kalıp kalmadığı hususunda ayrımın iyi yapılması gerekmektedir.
Bilişim, İnternet Yoluyla İşlenen Hakaret Suçlarında İspat
Bilişim, İnternet yolu ile işlenen hakaret suçu özellikle günümüzde iyice gelişen teknoloji ile birlikte gerek instagram, facebook ve twitter gibi sosyal medya uygulamalarında gerekse de gmail, whatsapp, hotmail gibi internet iletişim araçlarında işlenen hakaret suçları bunların saklanabilmesi ve görüntülerinin alınabilmesi bakımından ispatı kolay suçlardır. Her ne kadar teknolojinin doğası gereği bu eylemlerin gizlenmesi veya değiştirilmesi mümkün olsa da teknolojik ortamdaki fiillerin tamamen silinmesi oldukça zordur ve yeterli çaba ve bilgiyle suç içeren eylemin kanıtlarına rahatlıkla ulaşılabilmektedir.
İnternet Yoluyla İşlenen Hakaret Suçlarında Failin Tespiti
İnternet yoluyla işlenen hakaret suçlarından belki de karşımıza çıkan en sorunlu nokta bu suçun failinin tespit edilmesi noktasıdır. Zira bu suçu işleyen kişiler sahte kimlik kullanarak ya da takma ad kullandıkları sosyal medya hesapları ya da iletişim araçları ile suçlarını işlemektedirler ve bu tür bir imkânın olması bu suçu işleyen kişinin gerçek kimliğini bulma konusunda ciddi zorluklar oluşturmaktadır.
Nitekim tüm bu zorluklara rağmen yine gelişen teknolojinin etkisiyle beraber adli birimler titizlikle yaptıkları araştırmalar sonucunda suçu işleyen bu kişileri bulmaktadırlar.
İnternet Yoluyla İşlenen Hakaret Suçunun Cezası
Yukarıda da bahsedildiği üzere internet yoluyla işlenen hakaret suçunun cezası, hakaret suçunun temel cezası üzerinden verileceği için bu suçun gerçekleşmesi durumunda kişi 3 aydan 2 yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılmaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki internet yoluyla işlenen hakaret suçu takibi şikâyete bağlı bir suçtur. Dolayısıyla bu suçun takibinin yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır. Bunun için de mağdurun internet ortamında işlenen hakaret suçunu öğrendiği andan itibaren 6 ay içerisinde adli makamlara başvurarak şikâyetçi olması gerekmektedir.
İnternet Yoluyla İşlenen Hakaret Suçlarında Görev Ve Yetki
Türk Ceza Kanunu’nda internet yoluyla işlenen hakaret suçlarına ilişkin özel bir görev ve yetki kuralları öngörülmemiştir. Bu durumda genel hükümlere göre hareket edilerek bu suçun işlenmesi durumunda görevli mahkemeler Asliye Ceza Mahkemeleri olacakken; TCK madde 12’de öngörülen genel yetki kuralları çerçevesinde hareket edilerek yetkili mahkeme belirlenecektir.
Emsal Yargı Kararları
Yargıtay Kararı – 18. CD., E. 2018/501 K. 2018/10164 T. 26.6.2018
CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Cumhuriyet Savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir.
Somut olayda; şüpheliye ait sosyal medya hesabından müştekiye hakaret içerir sözlere ait döküm dosyada yer almaktadır. Bu paylaşım dikkate alındığında, şüpheli hakkında isnad edilen suçtan dolayı kamu davası açılması için yeterli şüphenin mevcut olduğundan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Yargıtay Kararı – 4. CD., E. 2020/24306 K. 2021/2096 T. 26.1.2021
İncelenen somut olayda; müşteki vekilinin şikâyet dilekçesinde, şüphelinin müştekiye sosyal medya hesapları üzerinden ve aramak suretiyle hakaret ettiğini iddia etmesi karşısında; müştekinin ve tanıklarının olaya ilişkin beyanları alınmadan, HTS kayıtları getirtilip incelenerek, müşteki vekilinin şikayet dilekçesinin deliller kısmında belirttiği telefon numaralarının kime ait olduğu ve müştekinin bu numaralardan aranıp aranmadığı araştırılmadan, şüpheliye ait olduğu iddia edilen sosyal medya hesaplarından şüphelinin kimliğinin tespitine çalışılmadan eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ve bu karara yapılan itirazın reddedilmesi hukuka aykırıdır.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı – Ankara BAM, 25. HD., E. 2018/1971 K. 2019/1122 T. 8.5.2019
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince, davalının davacıyı çöp atma eylemi sırasında birçok kez gizli şekilde videoya aldığı, video görüntülerini ise sosyal paylaşım sitelerinde paylaşmak suretiyle davacının özel hayatının gizliliğini ihlal ettiği, söz konusu içeriğin altına davalı ve bir kısım kişiler tarafından hakaret içerikli yorumlar yapıldığı, davalının savcılık dosyasında yer alan ifadesinde olayı ikrar ettiği, davacının bu olay nedeniyle özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiği, bu nedenle davacı yararına manevi tazminat ödetilmesi koşullarının oluştuğu kabul edilerek, davanın kısmen kabulü ile 500TL manevi tazminatın haksız fiil tarih tarihi 26.12.2015 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Bilişim Hukuku ile ilgili diğer makalelerimiz için buraya tıklayın.