Gürültüye Neden Olma Suçu ve Cezası
Makale Başlıkları
Gürültüye Neden Olma Suçu ve Cezası
Gürültüye neden olma suçu, modern şehir hayatının en önemli sorunlarından biri haline gelmiştir. Bu suç, yüksek sesle müzik çalma veya aşırı gürültü yapma gibi eylemlerle başkalarının huzurunu bozmaktır. Bu makale, gürültü suçunu, cezalarını, etkilerini ve önleme stratejilerini detaylı olarak ele alacak.
Gürültü yasaları, gürültü şikayetleri, ceza hukuku ve huzur hakkı gibi en önemli konular çerçevesinde, gürültüye neden olma suçunun yargı süreci, mağdurların hakları ve bu suçla mücadelede etkili yöntemler irdeleniyor. MDM Hukuk Bürosu, mdmhukuk.com adresinde yer alan bu makale ile gürültü suçuyla ilgili yasal bilgiler sunarak, bu alandaki farkındalığı artırmayı hedeflemektedir.
Öncelikle gürültünün tanımına ve ne ifade ettiğine değinelim. Gürültü istenmeyen rahatsız edici ses, iletişimin normal akışını etkileyen etkenler olarak tanımlanmaktadır. Gürültü kirliliğinin bir çevre sorunu olduğunu ve gürültüye neden olma suçu 5237 sayılı TCK Maddesinde Belirtilmiştir. Topluma Karşı Suçlar başlıklı kısmında düzenlendiği dikkate alındığında, bu suç ile toplumun sağlıklı bir çevrede yaşam hakkını koruduğunu söylemek yerinde olacaktır.
Keza AY m.56’da ‘’Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir” hükmüyle anayasal güvence sağlanmıştır. Aynı şekilde AY. m.20 ile ‘’aile hayatına ve özel hayata saygı gösterilmesi’’ hakkı da bu güvenceye eklenebilir.
Genel tabloya bakacak olursak bu suçun tüm dünya toplumlarını etkileyebileceği göz önüne alındığında AİHS m.8 ‘e de atıfta bulunmak yerinde olacaktır. Söz konusu madde de AY m.20 ye paralel olarak herkesin özel hayatına ve konutuna saygı gösterilmesini isteme hakkı olduğu savunulmaktadır.
Bunlara ek olarak Çevre Kanunu m. 14 bizlere kişilerin huzur ve sükununu bozmamak kapsamında yönetmeliklere uyularak gürültü ve titreşimin yasaklandığını ifade etmektedir.
Çevre Kanunun 20. Maddesinde ise çevre kanunu m. 14 de bahsedilen yönetmeliğe uygun davranmayanların idari para cezasına çarptırılacağı düzenlenmiştir.
Günümüzde Yargıtayın gürültüye neden olma suçuna ilişkin birçok bozma kararı verdiğine tanıklık etmekteyiz. Bunun temel sebebi bu süreçte gürültüye neden olma suçunun kişinin sağlığını bozmaya elverişli olup olmadığına ilişkin bilirkişi raporlarının eksikliğidir. Çünkü suçun oluşabilmesi için gürültünün insan sağlığını bozmaya elverişli olması gerekmektedir.
Kimler Mağdur Olabilir?
Mağdur açısından baktığımızda suç topluma karşı suçlar kategorisinde değerlendirildiği için mağdur da gürültünün gerçekleştiği esnada orada bulunan herkes olabilecektir. Bu yüzdendir ki belli bir kişiye karşı işlenmediğinden TCK m.123 ‘de düzenlenen Kişinin huzur ve sükununu bozma suçundan ayrılmaktadır. Yargıtay da TCK m.123 de düzenlenmiş olan suçun kasten ve belli bir kişiye karşı yapılmış olmasına dikkat etmektedir.
Gürültüye neden olma suçunda suç çevreye karşı işlenmektedir. Çünkü gürültüye maruz kalan aslında çevre olmaktadır. Burada suçun oluşması da zaten bu çevreden doğrudan kişinin sağlığının olumsuz etkilenmesine bağlıdır.
Gürültüye neden olma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 183. maddesi kapsamında, insan sağlığının zarar görmesine elverişli bir şekilde gürültüye neden olan kişileri cezalandıran bir hüküm içerir. Bu maddeye göre, sağlıklı bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli bir şekilde gürültüye neden olan kişi, iki aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılabilir. Bu suçun tespit edilmesi ve cezalandırılması süreci, yargıtay 18. ceza dairesi gibi yüksek mahkemelerin kararlarına ve tarihli çevresel gürültünün değerlendirilmesi ve tespitiyle ilgili raporlara dayanır. Gürültüye Neden Olma Suçu ile ilgili makaleyi okuyorsunuz detaylı bilgi için bize ulaşabilirsiniz.
Bu tür bir suçtan mağdur olanların sağlığına zarar verip vermediğini belirlemek için, tercihen odyoloji uzmanlığı bulunan kulak burun boğaz hekimlerinden oluşan bir ekip tarafından bir değerlendirme yapılabilir. Gürültü seviyesinin aşıldığını tespit etmek için, çevresel etkileri ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri göz önünde bulundurulur. Bu durumda, adli para cezası veya hapis cezası gibi cezai yaptırımlar uygulanabilir.
Bu suçla ilgili olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının alınması da mümkündür. Bu, özellikle ceza hukukunda, suçun şiddetine ve etkilerine bağlı olarak değişkenlik gösteren bir durumdur. Olayda gürültünün insan sağlığına verdiği zararın boyutu ve gürültünün elverişli olup olmadığına dair yargısal bir karar, suçun ceza derecesini ve mağdurların haklarını koruma şeklini belirleyecektir. Türk Ceza Kanunu ve çevreye karşı suçlar bölümünde yer alan bu tür hükümler, gürültü kirliliğinin önlenmesi ve insanların huzur ve sağlığının korunması açısından büyük önem taşır.
Kişi Hangi Durumlarda Fail Olabilir?
Gürültüye Neden Olma Suçu oluşması için ilk husus failin, ilgili kanunlarda (2872 sayılı Çevre Kanununun da dikkate alınması gerektiğini vurgulamak gerekir) belirlenen yükümlülüklere aykırı davranmasıdır.
İkinci olarak gürültünün başka bir kimsenin sağlığının zarar görmesine sebebiyet vermesi veyahut elverişli olması gerekmektedir. Kanun koyucu gürültü yapan ve gürültüye neden olan ifadelerini birbirinden ayırmaktadır. İlgili düzenlemede (tck m.183) faili gürültüye neden olan kimse olarak tanımlamıştır.
Gürültü yapan ve gürültüye neden olan kimse arasındaki farkı somutlaştırmak için bir örnek verelim. Şayet bir kimse çalıştığı firmaya insan sağlığını olumsuz etkileyecek düzeyde tasarlanmış olan bir makine almış olsun. Bu durumda firmaya bu makineleri satın alan kişi gürültü yapan kişi değil gürültüye neden olan kişi konumundadır. Bahsi geçen kişi yani fail gerçek kişi olabilir.
Tüzel kişiler bu suçun faili olamazlar. Çünkü düzenlenen herhangi bir güvenlik tedbiri uygulaması bulunmamaktadır. Ancak Çevre Kanunu m. 20 ye göre tüzel kişilere gürültüye neden olma suçundan idari para cezası verilebilir veyahut Kabahatler Kanunu kapsamında işletme sahibi olan gerçek veya tüzel kişiye idari para cezası verilebilmektedir.
Fiil ile Fail Arasındaki Bağ Nedir? (Suçun Manevi Unsurları Nelerdir? )
Bahsi geçen suç türü olası kast veya doğrudan kast ile işlenebilen bir suçtur. Ancak taksirle işlenme olanağı yoktur. Suçun teşebbüse elverişli olup olmadığı tartışmalı bir konu olmakla beraber teşebbüse müsaitse ne olur ona bakalım.
Suç teşebbüse elverişli olsa bile somut olayın nitelik ve niceliklerine göre değerlendirilmelidir. Unutmamak gerekir ki suçun oluşabilmesi için bir kimsenin sağlığına zarar vermeye elverişli şekilde bilerek ve isteyerek gürültüye neden olmak gerekir.
Gürültüye Neden Olma Suçunun Cezası Nedir? Adli Para Cezası Verilebilir Mi?
Gürültüye neden olma suçunun cezası, iki aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Türk Ceza Kanunu m.49/2 uyarınca hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezası kısa süreli hapis cezası olup, bu suçtan dolayı bir yıl veya daha az süreli hapis cezasına hükmedilirse, hükmolunan ceza suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre, TCK’nın 50.
maddesinde öngörülen kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlardan birine çevrilebilir. Ancak suç tanımında hapis cezası ile adli para cezası seçenek olarak öngörüldüğünden, hapis cezasına hükmedilmişse, bu ceza adli para cezasına çevrilmez (TCK m.50/2).
Sadece adli para cezasını gerektiren suçlarda veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariç olmak üzere hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez. TCK M.183 ‘ de açıkca belirtildiği üzere ‘’ İlgili kanunlarla belirlenen yükümlülüklere aykırı olarak, başka bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli bir şekilde gürültüye neden olan kişi, iki aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.’’
Hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmadığından gürültüye neden olma suçunun işlendiğine dair kuvvetli şüphe uyandıracak somut deliller mevcut olsa bile, fail hakkında tutuklama kararı verilemeyecektir. Ancak cumhuriyet savcısı faili gözaltına alabilecektir.
Suça İlişkin Görevli ve Yetkili Mahkeme hangisidir?
Gürültüye neden olma suçunda görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi olup gürültünün gerçekleştiği yer mahkemesi(asliye ceza mahkemesi) ise yetkili olacaktır.
Gürültüye Neden Olma Suçu Şikayete Tabii Midir?
Suç şikayete tabi suçlardan olmadığından şikayet süresi bulunmamaktadır. Savcılık soruşturmayı resen yürütür. Şikayetten vazgeçilmesi davanın düşmesine sebebiyet vermez.
Soruşturma ve kovuşturma evreleri savcılık tarafından resen devam eder. CMK da düzenlenmiş olan uzlaşma veya kamu davasının ertelenmesi kararının verilmesi mümkün değildir. Dava zamanaşımı süresi ise sekiz yıldır.
Emsal Yargı Kararları
Yargıtay 4. Ceza Dairesi, E. 2013/24429 K. 2014/36904 T. 24.12.2014
Çevre sağlığı ekiplerince sanığın işlettiği kafeteryada yapılan denetimde, müzik yayını esnasında çevreye yayılan gürültü düzeyinin, Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği’nin 28/d maddesindeki gürültü sınır değerini aştığının belirlenmesi karşısında, bu değerin, insan sağlığının zarar görmesine elverişli olup olmadığı bilirkişi raporu ile saptandıktan sonra sanığın hukuksal durumunun tespiti gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma sonucu ve yetersiz gerekçe ile beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve katılan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi, E. 2018/1697 K. 2020/431 T. 20.2.2020
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 02/11/2017 tarih ve 2017/40328 nolu iddianamesi ile; 17/06/2017 tarihinde Bayraklı Belediyesine yapılan ihbar üzerine A1da bulunan X1 adlı eğlence merkezinden gelen gürültü ile ilgili Bayraklı Belediye görevlilerince yapılan ölçümde arka plan gürültü seviyesinin 18,10 dba olarak ölçüldüğünün belirlendiğ, bu nedenle sanığın gürültüye neden olma suçunu işlediği gerekçesi ile gürültü kirliliğine neden olma suçundan TCK’nın 183/1, 53 maddeleri ile cezalandırılması talebi ile kamu davası açılmıştır.
Sanığın İlk Derece Mahkemesindeki savunmasında, kendisinin gece kulübü olarak işletmiş olduğu yerde 3 tane yan yana ve biraz ilerisinde bir tane daha olmak üzere toplam 4 tane gece kulübü olduğunu,
- yan taraflarda 4 tane kır düğün salonu bulunduğunu,
- ölçüm yapan görevlilerin habersiz gelerek ölçüm yaptıklarını,
- muhtemelen o anda bütün gece kulüplerinin müzik yayını yaptıklarını,
- kendilerinin de yaptığını,
- olay günü kendilerinin programlarının bulunmadığını,
- herhangi bir konser ve sanatçı olmadığını,
- DJ ile müşterilere yönelik müzik yayını yapıldığını,
- ölçülen sesin kendi iş yerinden kaynaklandığını düşünmediğini, mekanlara girilerek yapılan bir ölçüm olmadığını,
- suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği,
İlk Derece Mahkemesince “Çevresel gürültünün değerlendirilmesi ve yönetimi yönetmeliğinin 24/ç maddesindeki sınırın aşılmasından dolayı verilecek idari para cezasından mekan sahiplerinin eşit olarak sorumlu olması ile TCK’nun 183.maddesinde düzenlenen suçun oluşup oluşmadığının ayrı şeyler olduğu,
idari para cezasından eşit olarak sorumlu olan sanıkların cezai yönden de sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı, ceza sorumluluğunun şahsi olduğu,
ölçülen gürültünün sanığa ait iş yerinden kaynaklandığının sabit olmadığı, nitekim ölçümün sanığa ait iş yerinde yapılmayıp birden fazla gece kulübü ve kır düğün salonunun çıkardığı gürültüden ekkilenen en yakın konut önünden yapıldığının tutanaklarla sabit olmadığı,
ölçülen bu gürültü seviyesinin bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli olup olmadığı bir yana hangi mekandan kaynaklandığı sabit olmayan gürültüden sanığın sorumlu tutulamayacağı” gerekçesi ile sanığın beraatına karar verilmiştir.
Bayraklı Belediye Başkanlığı görevlilerince saat 02.21, 02.33 ve 02.39’da üç kez ölçüm yapıldığı,
Çevresel Gürültü Ölçümleri Tespit Tutanağında ölçüm yapılan yerin A1 (X2 ve X1 olarak gösterildiği,
bu ölçümle ilgili 18.07.2017 tarih ve 1045 sayılı encümen kararında gürültüye neden olan iş yerleri olarak
X1 (F1 Turz. Gıda Paz. Ltd. Şti.) ve X2’in (F2 Turz. Gıda ve İnş. San. Tic. Ltd. Şti.) sorumlu olduğu gerekçesi ile bu iki şirkete idari yaptırım uygulandığı anlaşılmaktadır.
İlk Derece Mahkemesince tutanak tanıkları dinlenmeden,
X2 (F2 Turz. Gıda ve İnş.
San. Tic. Ltd. Şti.) isimli iş yerinin yetkilisi hakkında ne işlem yapıldığı araştırılmadan ve ölçülen gürültü düzeyinin insan sağlığının zarar görmesine elverişli olup olmadığının bilimsel ölçütlere göre değerlendirilmesi için odyoloji uzmanı bulunan bilirkişi kurulundan rapor alınmadan sanığın soyut savunmasına itibar edilerek sanığın beraatına karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin 18/03/2018 tarihli ve 2016/2819 esas, 2018/3517 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 183. maddesinde belirtilen “Gürültüye neden olma” başlıklı suçun somut tehlike suçu olduğu ve suçun oluşabilmesi için gürültüye maruz kalan kişinin sağlığının bozulmasının gerekmediği,
gürültünün insan sağlığını tehlikeye düşürmeye elverişli olmasının yeterli ve gerekli olduğu,
ölçülen gürültü düzeyinin insan sağlığının zarar görmesine elverişli olup olmadığının bilimsel ölçütlere göre değerlendirilmesi için odyoloji uzmanı bulunan kurula dosya tevdi edilerek,
somut olayda gürültünün, insan sağlığının zarar görmesine elverişli olup olmadığı yönünde rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerekir.