

Mağdur, Suçtan Zarar Gören ve Malen Sorumlu Nedir?


Teşhis ve Yüzleştirme
Makale Başlıkları
Hırsızlık, Yağma ve Zimmet Suçlarında Malın Değerinin Azlığı İndirimi
“Hırsızlık, Yağma ve Zimmet Suçlarında Malın Değerinin Azlığı İndirimi” başlıklı bu makale, Türkiye hukuk sisteminde suç ve ceza değerlendirmesinin nasıl yapıldığını ayrıntılı bir şekilde inceliyor. Özellikle hırsızlık, yağma ve zimmet suçlarına odaklanan bu yazı, malın değerinin azlığı indirimi kavramının çeşitli boyutlarını aydınlatmayı hedefliyor.
Makale, bu üç önemli suçun tanımlarını ve bu suçlara uygulanan cezaları detaylandırıyor. Hırsızlık, yağma ve zimmet suçlarının Türk Ceza Kanunu’ndaki yerlerini ve uygulamadaki örneklerini anlamak için bir rehber niteliğinde. Ancak, bu makale sadece suçların tanımlarını ve cezalarını ele almakla kalmıyor; aynı zamanda malın değerinin azlığı indirimi gibi önemli bir hukuk kavramını da inceliyor.
Malın değerinin azlığı indirimi, suçlara uygulanan cezanın belirlenmesinde önemli bir rol oynar ve bu kavramı anlamak, adaletin nasıl sağlandığını ve hukuk sisteminin nasıl işlediğini daha iyi kavramak için önemlidir. Bu makalede, bu indirimin ne olduğunu, ne zaman uygulandığını ve hangi etkileri olduğunu ayrıntılı bir şekilde ele alıyoruz.
Makale, hukuk öğrencilerine, hukuk profesyonellerine ve bu konuda bilgi edinmek isteyen genel okuyuculara yöneliktir. Bu suçlarla karşılaşabilecek olanlar için, bu suçların hukuki sonuçlarını anlamak ve hukukun bu suçlara karşı nasıl işlediğini görmek çok önemlidir. Ancak, bu makale sadece bu suçlara karşı değil, aynı zamanda Türkiye’deki hukuk sisteminin genel olarak nasıl işlediğini anlamak için de mükemmel bir kaynak. Bu konuda bilgi eksikliği olanlar için mükemmel bir rehber olabilirken, hukuk profesyonelleri ve öğrencileri için de önemli bir kaynak olarak hizmet edebilir.
Malın Değerinin Azlığı
Ekonomik amaçlarla işlenen suçlarda malın değerinin az olması halinde haksızlık bakımından bir değerlendirme yapıldığında cezada indirim ya da cezayı kaldırma durumu söz konusu olabilir. Malın değerinin azlığı tamamlanmayan teşebbüs aşamasında kalmış suçlar bakımından da önem taşımaktadır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre bazı suçlar bakımından su konusu malın değerinin az olması halinde ceza sorumluluğuna etki eder. Malın değerinin az olması hakkında kanunda yalnızca hırsızlık, zimmet ve yağma suçlarına ilişkin hükümler bulunmaktadır. Açık bir düzenleme bulunmayan suçlar için de malın değerinin azlığı söz konusu olabilir.
Hırsızlık suçunda malın değerinin az olması halinde cezada indirim yapılabilir ya da ceza tamamen kaldırılabilirken zimmet ve yağma için yalnızca cezada indirim yapılabileceği öngörülmüştür.
Değer Azlığının Hukuki Niteliği
Hukuki niteliğin belirlenmesi, fiilin kast kapsamına girip girmediğini tespit etmek açısından önemlidir. Malın değerinin azlığına ilişkin hükümler, kast kapsamı dışında değerlendirilirse, fail, somut olayda malın değerinin az olduğunu iddia ederek bu hükümlerden yararlanabilir. Ancak gerçekte malın değerinin fazla olduğu anlaşılırsa, failin düşündüğü az değerin kast üzerinde bir etkisi olmadığı için malın değerinin azlığına ilişkin hükümler uygulanmayacaktır.
Malın değerinin azlığı, kast kapsamına giriyorsa, fail, suç konusu malın değerinin az olduğu düşüncesiyle hareket eder. Ancak malın değerinin fazla olduğu ortaya çıkarsa, kastı kaldıran bir hata durumu söz konusu olacaktır. Bu durumda, malın değerinin az olduğu kabul edilerek ona ilişkin hükümler uygulanacaktır. Eğer suç konusu malın değeri az olmasına rağmen fail, fazla olduğunu düşünerek suç işlerse, malın değerinin azlığı hakkında hükümler uygulanmayacaktır.
Değer Azlığının Belirlenmesi
Malın değerinin azlığı konusunda takdir yetkisi hakimdedir. Her somut olayın özelliğine göre belirlenecektir. Malın değeri belirlenirken belirlendiği andaki değer esas alınmaz, suçun işlendiği andaki değeri esas alınır.
A. Hırsızlık
Hırsızlık suçu Türk Ceza Kanunu’nun 141-147. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Hırsızlık ekonomik çıkar elde etme amacıyla malvarlığına karşı işlenen bir suçtur. Taşınır malın başkasının zilyetliğindeyken fail tarafından kendisine ya da başka birine yarar sağlamak amacıyla zilyedin rızası olmadan alınmasıyla işlenmiş olur.
Hırsızlık suçunda korunan hukuki değer mülkiyet veya zilyetlik hakkı olarak karşımıza çıkar. Zilyetlik taşınır malı mülkiyet hakkı gerekmeden elinde bulundurmak olarak ifade edilebilir.
Hırsızlık suçu şikâyete tabi değildir, resen soruşturulur. Kamu davası açıldıktan sonra şikâyetçi katılma talebinde bulunabilir ve her aşamada taraf sıfatını kazanabilir. Şikâyetten vazgeçilmesi halinde kamu davası düşmez. Hırsızlık suçu uzlaştırma kapsamındadır.
Hırsızlık suçunun basit ve nitelikli halleri için görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesi olacaktır.
Maddi Unsurları
1. Fail
Hırsızlık suçu bakımından herkes fail olabilir.
2. Mağdur
Hırsızlık suçunda herkes mağdur olabilir. Mağdur taşınır malın mülkiyetine sahip olmalı ya da malın zilyedi olmalıdır.
3. Fiil
Hırsızlık suçunun işlenebilmesi için başkasının zilyetliğinde bulunan bir malın zilyedin rızası olmadan alınması gerekmektedir. Taşınır mal zilyedin egemenlik alanından çıkarılır, failin egemenlik alanına geçer. Zilyedin rızası varsa suç oluşmaz. Küçük veya bir maddenin etkisi altında bulunan kişinin rızası geçerli olmaz.
Manevi Unsur
Hırsızlık kasten işlenebilen suçlardandır. Bilme ve isteme unsurlarının varlığı gerekir. Malın kime ait olduğu fail tarafından bilinmek zorunda değildir yalnızca başkasına ait olduğunu bilmesi yeterlidir.
Hırsızlık suçunun taksirle işlenmesi mümkün değildir. Bu suç bakımından yarar sağlama özel kastı aranmaktadır.
Fiil hukuka aykırı bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Zilyedin rızası söz konusuysa suç oluşmaz. Rıza hukuka aykırılığı ortadan kaldırır.
Hırsızlık suçunun temel hali için öngörülen ceza bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Nitelikli halleri düzenleyen kanun hükmü gereğince ceza temel hale göre arttırılarak verilir. Hangi durumlarda kaç yıl hapis cezası verileceği kanunda belirtilmiştir. Suçun gece vakti işlenmesi durumunda ceza yarı oranında arttırılır.
Hırsızlık suçunun konusu taşınır mallardır. Ekonomik değeri olmalıdır. Taşınmazlar bakımından hırsızlık suçu işlenemez.
Madde 141- (1) Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Nitelikli Hırsızlık
Madde 142- (1) Hırsızlık suçunun;
a) Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında,
b) (Mülga: 18/6/2014-6545/62 md.)
c) Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında,
d) Bir afet veya genel bir felaketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında,
e) Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında,
f) İşlenmesi hâlinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Suçun;
a) Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak,
b) Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle,
c) Doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak,
d) Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle,
e) Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle,
f) Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı halde resmi sıfat takınarak,
g) büyük veya küçükbaş hayvan hakkında,
h) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında,
İşlenmesi hâlinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.
(3) Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde, beş yıldan on iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır ve on bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(4) Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlâli veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmaz.
(5) Hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.
Suçun Gece Vakti İşlenmesi
Madde 143- (1) Hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Daha Az Cezayı Gerektiren Haller
Madde 144- (1) Hırsızlık suçunun;
a) Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde,
b) Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla, İşlenmesi halinde, şikâyet üzerine, fail hakkında iki aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Hırsızlık Suçunda Malın Değerinin Azlığı
Malın değerinin azlığı hususu Türk Ceza Kanunu’nun 145. maddesinde düzenlenmiştir. Malın değerinin az olması halinde cezada indirim yapılması veya ceza vermekten vazgeçilebileceğine ilişkindir. Ancak indirim oranı açıkça belirtilmemiştir.
Madde 145- (1) Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Malın değerinin azlığı söz konusuysa hakimin cezada indirim ya da ceza vermeme konusunda takdir yetkisi bulunmaktadır. Bu takdir yetkisi sınırsız değildir ve hakim somut olayın özelliklerine ve suçun işleniş biçimine göre karar verir. Hakime sanık lehine takdir hakkı tanınmıştır. Hakim kendisine verilen bu yetkiyi kullanmayabilir.
Hırsızlık suçunun oluşabilmesi için ekonomik yarar sağlama amacını karşılayabilecek bir miktar söz konusu olmalıdır. Çok cüzi miktardaki mallar için hırsızlık suçundan söz edilemez dolayısıyla 145. madde hükmü de uygulanamaz. Çünkü bu maddenin uygulanabilmesi için öncelikle hırsızlık suçunun meydana gelmiş olması gerekmektedir.
Yargıtay 2. Ceza Dairesi, 21/01/2014 gün ve E. 2013/5715-K. 2014/1203 sayılı karar
5237 sayılı TCK’nın 145. maddesinde düzenlenen değer azlığı kavramı, suçun işleniş şekli ile olayın özelliği dikkate alınarak,
failin kast ve iradesini değer olarak az olan eşyaya özgülemesi,
kastının ne bulursa almaya yönelik olmaması veya daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar almış olmakla birlikte,
alınan bu şeyin değerinin de cezadan indirim yapılmasını gerektirecek şekilde gerçekten az olması hallerinde uygulanacağı,
katılana ait cüzdan içerisinde 600 TL para, 2 adet yüzük ile altın künyenin bulunduğu, sanığın cüzdan içerisinde bulunan künyeyi çaldığı,
çalınan künyenin değerinin 600 TL olduğu ve mahkemenin kabulünün de bu şekilde olması karşısında,
bu miktarın yukarıda belirtilen diğer koşulların yanında cezadan indirim yapılmasını gerektirecek şekilde az olmadığı gözetilmeden,
sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 145 maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini bozmayı gerektirmiş,
Yargıtay 13. Ceza Dairesi 02.10.2019 Tarihli E. 2019/5553-K.2019/13629 Sayılı Karar
Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı ilgili olarak Dairemizce benimsenen kriterler aşağıdaki gibi özetlenebilir:
1- Kural olarak değer azlığı söz konusu ise TCK’nin 145. maddesi uyarınca makul oranda indirim yapılmalıdır.
Ancak, Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Dairemiz ve diğer görevli Daire kararları uyarınca, nüfus cüzdanı, ehliyet, pasaport, sınav belgesi, araç plakası, kredi ya da bankamatik kartı ve benzeri şeyler hırsızlık suçunun konusu olduğu takdirde, fiziki (maddi) değer dışında,
bunların yeniden temini için mağdur tarafından harcanacak olan emek ve mesai göz önüne alınarak değer azlığı indirimi uygulanmayacağı görüşü benimsenmiştir.
Bu örnekler dışında da mahkemece, kabul edilebilir gerekçelere dayanmak suretiyle değer azlığı söz konusu olmasına rağmen cezada indirim yapılmayabilir.
2- Suç tarihinde yürürlükte olan brüt asgari ücretin onda birine (1/10) kadar olan değer az kabul edilebilir. Zira bu miktar, sabit ve durağan değil, günün ekonomik koşulları ve bilimsel verilere gör her yeniden belirlenen toplumsal bir uzlaşı ile tespit edilen değişken orandır.
3- Mükerrer değerlendirme yasağı ve benzeri ilkelerin ihlal edilmemesi ve değerin az olması koşuluyla suçun işleniş şekli ve özellikleri dikkate alınarak büsbütün ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Örneğin Dairemiz, TCK’nin 147. maddesinde düzenlenen özel zorunluluk hali dışında, konut veya iş yerine giren failin bir miktar yiyecek çalması ya da olay mahallinde yemesi halinde veya fakirlik ilmühaberi ibraz eden ve verem olmasından dolayı iyi beslenmesi gereken çocuğu için marketten 25-30 liralık muz ve benzeri gıda maddesi çalan faile ceza verilemeyeceğine hükmetmiştir.
Açıklanan nedenlerle Dairemizin anılan kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının karar düzeltme istemi yerinde görülmemiştir.
4- Teşebbüste, 765 sayılı TCK dönemindeki gibi, madde metnine göre otomatik olarak değer azlığı indiriminin uygulanması mümkün olmamakla birlikte, özgüleme varsa ve bu özgülenen değer az ise, bu durumda da değer azlığı indirimi uygulanabilir
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 24.11.2015 Tarihli E.2015/9-K.2015420 Sayılı Karar
Geceyi geçirmek için girdiği ana sınıfında bulunan kumbara içindeki 5 Liranın tamamını alıp sabah saat 06.00 sıralarında suç yerini terk eden sanığın, ana sınıfı öğretmeni olan mağdur …’in de beyanlarından anlaşılacağı üzere sınıfta paradan başka kıymeti haiz olan televizyon ve VCD bulunmasına rağmen bu eşyaya yönelik bir eyleminin bulunmaması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 145. maddesinin uygulanma şartlarının gerçekleştiği kabul edilmelidir. Ancak suçun işleniş şekli ve özellikleri ile sanığın kısa aralıklarla birden çok hırsızlık eylemi gerçekleştirdiği gözetildiğinde cezada indirim yapılması gerekirken ceza verilmesinden tamamen vazgeçilmesi isabetsizdir.
B. Yağma
Yağma suçu zilyetliği bakasına ait taşınır malın cebir ya da tehdit kullanmak suretiyle alınmasıdır.
Türk Ceza Kanunu’nun 148-150. Maddeleri arasında yağma suçuna ilişkin düzenlemeler yer alır. Malvarlığına karşı işlenen bir suçtur. Suçun maddi konusu taşınır maldır.
Fail yarar sağlama amacıyla cebir ve tehdit kullanarak malı ele geçirir. Taşınmazlar bu suça konu olamazlar. Fail haksız menfaat elde eder.
Hırsızlık ve yağma suçunda ortak nokta başkasına ait malın suça konu olmasıdır. Ayrıldığı nokta ise cebir ve tehdit kullanılmasıdır. Suçun oluşması için malı sahiplenme kastı şart değildir. Faydalanma ve kullanma kastı suç bakımından yeterli olmaktadır.
Mağdur kendisi veya başkasının hayatı ya da vücut ve cinsel dokunulmazlığına saldırı ile tehdit edilebilir. Malvarlığına karşı büyük bir zarar ile tehdit edilmesi de mümkündür. Yağma icrai hareketle işlenebilen bir suçtur.
Yağma suçu şikâyete tabi değildir. Resen soruşturulur. Şikâyetten vazgeçilmesi halinde dava düşmez. Tutuklama tedbiri uygulanabilmesi için tutuklama sebeplerinin varlığı gerekir.
Yağma Ceza Muhakemesi Kanununda sayılan katalog suçlardan olduğu için tutuklama sebebi var kabul edilir. Yağma suçu uzlaşma kapsamında değildir.
Yağma suçu ile korunmak istenen hukuki değer mülkiyet ya da zilyetlik hakkıdır.
Yağma suçunun faili herkes olabilir. Bu suçta herkes mağdur olabilir. Yağma suçu kasten işlenebilir. Taksirli hali mümkün değildir.
Özel kast şart değildir. Olası kastla işlenebilen bir suçtur. Yağma suçu için görevli mahkeme ağır ceza mahkemesidir. Suçun işlendiği ye mahkemesi yetkili olacaktır.
Yağma suçunun basit hali için verilecek ceza altı yıldan on yıla kadar hapis cezasıdır. Nitelikli hali için on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
Madde 148- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak,
bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun, kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet haline getirilebilecek bir kâğıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi halinde de aynı ceza verilir.
(3) Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hale getirilmesi de, yağma suçunda cebir sayılır.
Nitelikli Yağma
Madde 149- (1) Yağma suçunun;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Yol kesmek suretiyle ya da konutta, işyerinde veya bunların eklentilerinde,
e) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
g) Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla,
h) Gece vaktinde, İşlenmesi halinde, fail hakkında on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Yağma suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Yağma Suçunda Malın Değerinin Azlığı
Yağma suçunda malın değerinin azlığı Türk Ceza Kanunu’nun 150. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilecektir. Hakimin takdir yetkisi bulunmaktadır. Cezada indirim yapmama olanağına da sahiptir.
Değerlendirme yapılırken suç ve ceza arasındaki denge korunmalı, orantılılık çerçevesinde karar verilmelidir. Yağma suçunda malın değerinin az olması halinde hakime ceza vermeme yetkisi tanınmamıştır.
Yağma suçu malvarlığına karşı işlenen bir suç olmakla birlikte cebir ve tehdit ile özgürlüğünü ve beden bütünlüğünü ihlal etmektedir. Bu nedenle faile ceza verilmemesi kabul edilemeyecektir.
150/2: Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir.
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 06.07.2021 Tarihli, E. 2021/4927 K. 2021/13098 Sayılı Karar
Sanık …’ın, yaş küçüklüğü nedeniyle soruşturması ayrı yürütülen suç arkadaşı .. ile birlikte, parkta yürümekte olan mağdurlar …, …’ı durdurup bıçak tehditi ile mağdur …’ın 50 TL’sini, mağdur …’nin 20 TL’sini aldıkları olayda; sanık hakkında değer azlığı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 150/2. maddesiyle cezasından indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık… ve müdafinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, CMK’nın 304/2-a maddesi gereğince dosyanın gereğinin ifası için .. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildi.
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 24.04.2013 Tarih, E. 2013/3909-K.2013/8874 Sayılı Karar
Olaydan hemen sonra yakınanın kollukta alınan ifadesi ile aşamalarda değişmeyen istikrarlı ifadelerinde, “Sanığın, sinirli şekilde 5 TL para istediğini, cebinden para çıkardığını, diğer paraları elinde görünce ‘Bana 20 TL ver’ dediğini, benzin param yok, Kadirli’ye gideceğim, para yetişmez demesi üzerine maket bıçağını çıkartıp ”Seni keserim” şeklinde tehdit etmesi sonucu 20 TL’yi verdiğini belirtmesi karşısında; öncelikle yakınanın üzerinde 20 TL dışında para olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek biçimde tespit edilerek, yasa koyucunun amacı ile suçun işleniş biçimi, sanığın özgülenen kastı, yakınanın etkilenimi ve olayın vahameti de gözetilmek suretiyle, değer olarak da gerçekten az olan şeylerin alınması durumunda uygulanması mümkün olan 5237 sayılı TCK’nın 150. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık M. T. ve savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 24.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
C. Zimmet
Zimmet suçu kamu görevlisinin görevi nedeniyle zilyetliği kendisine ait olan mallar üzerinde göreve aykırı şekilde tasarrufta bulunmasıdır, kendisinin veya başkasının zimmetine geçirmesidir. Zimmet suçunu işleyebilecek kişi ancak kamu görevlisi olabilir. Suçun konusunu taşınır veya taşınmaz mallar oluşturabilir. Zimmet suçu Türk Ceza Kanunu’nun 247. maddesinde düzenlenmiştir.
Madde 247- (1) Görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan on iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir.
Zimmet suçu özgü suç kapsamındadır. Fail bakımından aranan şart kamu görevlisi olmasıdır. Suç konusu malın zilyetliği faile görevi nedeniyle devredilmiş olmalıdır. Aksi halde zimmet suçundan söz edilemez.
Suçun oluşabilmesi için kamu görevlisinin suç konusu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçirmiş olması gerekir. Göreve aykırı bir tasarruf söz konusu olmalıdır.
Suçun konusu taşınır veya taşınmaz mal olabilir. Zimmet özgü suç olduğu için herkes bu suçun faili olamaz. Fail ancak kamu görevlisi olabilir.
Gerçek kişiler suçun mağduru olabilir, tüzel kişiler ve devlet suçtan zarar gören olabilmektedir. Bu suçta hareket mal üzerinde malik gibi davranarak tasarrufta bulunmaktır. Zimmet suçu kasten işlenebilir, olası kast mümkündür. Taksirle işlenebilen suçlar kapsamında değildir.
Zimmet Suçunda Malın Değerinin Azlığı
Madde 249- (1) Zimmet suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilir.
Malın değerinin az olduğu hallerde de zimmet suçu oluşmaktadır. Ancak değer azlığı verilecek ceza için indirim sebebidir. Malın değerinin tespiti için suçun işlendiği an dikkate alınır.
Zimmet suçunda malın değerinin az olması halinde cezada indirim konusunda hakimin takdir yetkisi bulunmamaktadır. Değer azlığı söz konusuysa mutlaka indirim yapılacaktır.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 18.06.2019 gün, E.2015/11664 K.2019/6291 sayılı karar:
Sanığın zimmetine geçirdiği kabul edilen 7.084,32 TL’nin, suç tarihindeki ekonomik koşullar ile Dairemiz uygulamalarına ve hakkaniyet ölçütlerine göre değer azlığı sınırında kalması nedeniyle sanık hakkında TCK 249. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, bozma nedenidir