- +90 312 911 1168
- info@mdmhukuk.com
- Kızılırmak Mah. 1443. Cad. Ankara 1071 Plaza A Blok No:25/58 06510 Çankaya/ANKARA
Sahte-Fatura-Düzenleme-ve-Kullanmanın-Yaptırımı-ve-Dava-Açılması
Makale Başlıkları
Sahte fatura düzenleme ve kullanma suçu vergi kaçakçılığı suçlarından olup devlet hazinesine karşı işlenmektedir. Vergi Usul Kanunu’nun 359. Maddesinde düzenlenmiştir. Sahte fatura düzenleme amacı niteliği gerçek olmayan hizmet ya da teslimleri gerçek gibi göstermeye çalışmaktır. Örneğin vergi kaçakçılığından esas faili kurtarmak için sahte belge düzenlenmesi gibi. Bu makalemizde sahte fatura düzenleme ve kullanma suçu, bu suçun unsurları, faili, ispatı, zamanaşımı, etkin pişmanlık ile ilgili detaylarına değineceğiz.
Vergi Usul Kanunu Madde 359/B : Vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge, sahte belgedir.
Kanuni Unsur : Sahte fatura düzenleme ve kullanma suçunun kanuni unsuru vergi usul kanunu 359/b de düzenlenmiş olmasıdır.
Maddi Unsur : Suçun maddi unsurunun varlığını belirlerken failin eyleminin mevcut olması ve bu eylemin dış dünyada bir etki meydana getirmesi ve eylem ile dış dünyada meydana gelen etki arasında nedensellik ilişkisi olması gerekmektedir. Sahte belge düzenleme ve kullanma suçunun oluşabilmesi için öncelikle “sahte belge”nin mevcut olması gerekir. Sahte belge tanımı Vergi Usul Kanunu madde 359’da yapılmıştır. Buna göre; “gerçek bir muamele ya da durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge, sahte belgedir.” denilmiştir. Sahteciliğin vergi kanunlarına göre düzenlenen, tutulan ve saklanması ile ibrazı zorunlu olan defter ve kayıtlar üzerinde yapılması gerekmektedir. Kanunda belirtilen zorunlu unsurların belgede bulunması gerekir.
Sahte belgeyi kullanmak ve sahte belgeyi düzenlemek ayrı ve bağımsız suçlardır. Ancak düzenleyen ve kullanan aynı kişi ise iki ayrı suçtan ceza vermek yerine tek suçtan ceza verilir. Sahte belgeyi düzenleme suçu oluşmuş olur.
Manevi Unsur : Sahte belge düzenleme ve kullanma suçu kanunda düzenlenen haline göre ancak kasıtlı işlenebilir. Bu durumda sahte belge düzenleme ve kullanma suçunun oluşumu için bilerek ve istenerek yapılması gerekmektedir.
Bu nedenle örneğin satıcı belgenin sahte olduğunu bilerek alıcıya veriyor ve alıcı belgenin sahte olduğunu bilmeden kullanıyorsa alıcı burada kasıtlı olarak sahte belgeyi kullanmadığı için suçun manevi unsuru oluşmamıştır ve suç meydana gelmemiştir.
Suçun Faili :Sahte belge düzenleme ve kullanma suçunun faili gerçek ya da tüzel kişi olabilir. Sahte belge düzenleme ve kullanma suçunun faili gerçek kişi ise zaten sorun yoktur, suçu kasıtlı olarak işleyen şahıs fail olur. Tüzel kişinin bu suçu işlemesi durumunda sorumluluk tüzel kişinin kanuni temsilcisi ya da personelidir. Eğer personel yalnızca kanuni temsilciden emir ve talimat alarak çalışıyorsa sorumluluk kanuni temsilcide olacaktır. Personel kanuni temsilciden emir ve talimat almadan kendi istek ve iradesi ile sahte belge düzenleme ve kullanma suçunun oluşumuna sebebiyet verdiyse sorumluluk personelde olacaktır. Tüzel kişinin birden fazla temsilcisi olması durumunda ne olacağı ile ilgili Yargıtay kararı mevcuttur. 17.12.1990 tarihli 312/340 E. sayılı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararı ile bu konuya açıklık getirilmiştir. Buna göre, Vergi Usul Kanunu’nun 359. ve 360. maddelerinde öngörülen cezaların uygulanmasında, cezai sorumluluk suç ve suçlu arasındaki illiyet bağı ile temsil yetkisinin bölüşümün de ağırlık ve sınıra göre suçun oluşumunda rolü olan temsilcinin belirlenerek cezai sorumluluk takdir ve tayin edilmelidir.
Suçun İspatı :Vergi Usul Kanunu madde 359/b de sahte belge düzenleme ve kullanma suçunun yaptırımı hapis cezası olduğu için yaptırımı uygulayacak olana mahkeme ceza mahkemeleridir. Ceza muhakemesinde “maddi gerçeğin araştırılması” ilkesi geçerli olduğu için suçun her türlü delille ispatı mümkündür. İspat yükü belirli bir tarafta değildir. Mahkeme maddi gerçeği araştırmakla yükümlüdür.
Vergi Usul Kanunu’nda vergi suçlarına ilişkin özel bir zamanaşımı süresi yoktur. Bu nedenle Türk Ceza Kanunu’ndaki zamanaşımı hükümleri vergi suçlarında da geçerlidir. Zamanaşımı dava zamanaşımı ve ceza zamanaşımı olmak üzere iki farklı süreye tabi tutulmuştur. Vergi Usul Kanunu sahte belge düzenlemek ve kullanmak suçunu işleyen fail için yaptırımı üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak belirlemiştir. Türk Ceza Kanunu’nda yaptırımı beş yıldan fazla olmamak üzere hapis ve adli para cezası olan suçlarda zamanaşımı süresi sekiz yıldır. Yine yaptırımı beş yıldan fazla olmamak üzere hapis ve adli para cezası olan suçlarda ceza zamanaşımı süresi 10 yıldır.
Vergi Usul Kanunu sahte belge düzenleme ve kullanma suçunda etkin pişmanlık halini 371. Maddede düzenlemiştir. Buna göre suçun faili “pişmanlık ve ıslah” hükümleri çerçevesinde yetkili makamlara durumu bildirmesi ceza verilmesine engel oluşturur.
Sonuç olarak şunu da belirtmemiz gerekir ki yukarıda sözünü ettiğimiz gibi ceza mahkemesinin verdiği kararlar vergi cezalarını uygulayacak makam ve mercileri bağlamayacağı gibi vergi cezalarını uygulayacak makam ve mercilerin kararı da ceza mahkemelerini bağlamayacaktır.
Ayrıntılı bilgi ve danışmanlık hizmeti almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
MDM Hukuk ve Danışmanlık; Ankara merkezli faaliyet gösteren bir avukatlık bürosudur.
Büromuz; ülke genelinde avukatlık mesleğinin yasal ve etik değerleri çerçevesinde hukukun bir çok alanında yetkin kadrosuyla avukatlık ve danışmanlık hizmeti sunmaktadır.
Bu web sitesi ve içindeki bilgiler, Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kurallarına göre ve özellikle reklam yasağına uygun olarak tasarlanmıştır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinin tüm bilgi ve materyaller sadece bilgilendirme olup bunların tamamına veya bir kısmına dayanılarak yapılan işlemlere, eylemlere ve bunların sonuçlarına ilişkin hiçbir sorumluluk kabul edilmez. Söz konu bilgilerin aktarılması ile kullanıcılar ve web tarayıcıları ile MDM HUKUK & DANIŞMANLIK arasında bir avukat-müvekkil ilişkisi yaratılması amaçlanmamıştır ve bilgilerin bu kişilerce alınması hiçbir şekilde bu yönde bir ilişki oluşturmayacaktır. Müvekkiller veya okuyucular hiçbir şekilde mevcut duruma ve özelliklerine ilişkin olarak uygun hukuki veya başka herhangi bir profesyonel görüş almadan, MDMHUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinde yer alan herhangi bir hususa dayanarak bir eylemde bulunmamalıdır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK, bu web sitesi aracılığıyla ulaşılan üçüncü kişilere ait içeriklerden hiçbir şekilde sorumlu değildir.
MDM Hukuk ve Danışmanlık Tüm Hakları Saklıdır.