- +90 312 911 1168
- info@mdmhukuk.com
- Kızılırmak Mah. 1443. Cad. Ankara 1071 Plaza A Blok No:25/58 06510 Çankaya/ANKARA
suça-teşebbüs
Makale Başlıkları
Teşebbüs kasıtlı suçlarda suçun özel bir görünümüdür. Teşebbüs sayesinde tamamlanmamış suçlar cezalandırılabilmektedir. Türk Ceza Kanunumuzun 35.maddesine göre, ‘’Fail, işlemeyi kastettiği suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüs hükümleri uygulanır. Failin cezası kanunda belirtilen miktarda indirilerek verilir.’’
İşlenmesi istenen suçun, icra hareketlerinin bitirilememesi veya neticenin meydana gelmemesi halinde teşebbüs hükümler uygulanır. Teşebbüs aşamasında kalan suça, tamamlanmış suça nazaran daha az ceza verilir. Tamamlanmamış suçlardan ceza vermeyi mümkün hale getirdiği için teşebbüs ceza sorumluluğunu genişletir.
NOT: Teşebbüs halinde kalmış suçlar da tamamlanmamış suçlar gibi cezalandırılabildiği için teşebbüs hükümleri ceza sorumluluğunu genişletmektedir.
NOT: Taksirli suçlara teşebbüs mümkün değildir. Taksir, bir netice sorumluluğudur. Taksirle işlenen suçlarda ancak netice gerçekleşirse fail suçtan sorumlu tutulabilir.
Teşebbüs halinde kalan suçların manevi unsur bakımından tamamlanmış suçlardan bir farkı yoktur. Çünkü fail burada da kasıtla hareket etmektedir. Fail suç işleme kararı ile suçun icrasına başlar. Fakat suçun tamamlanması faili engelleyen bir aşka sebepten gerçekleşmez.
Hareketin elverişliliği her olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Örneğin zehir zannedilerek öldürme amacıyla verilen saf su, öldürme suçunu gerçekleştirme adına mutlak anlamda elverişsizdir. Fakat karın bölgesinden ağır bir ameliyat geçirmiş kişinin öldürülmesi için su elverişli bir araç olabilir. Bu nedenle her olayda hareketler ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
Failin olayda kullanmış olduğu araçlar neticeyi gerçekleştirmek için mutlak anlamda elverişsiz ise ya da suçun maddi konusu yoksa işlenemez suç söz konusu olur. İşlenemez suça teşebbüsün mümkün olmadığından faile kastedilen suça teşebbüsten ceza verilmez. Örneğin öldürülmek istenen kişinin çayına zehir yerine yanlışlıkla pudra şekeri konursa, pudra şekeri birini öldürmek için mutlak anlamda elverişsiz olduğundan işlenemez suç söz konusu olur.
Araçlar nispi anlamda elverişli olduğunda suça teşebbüsten bahsedilebilir. Aracın elverişli olması fakat somut olayda yetersiz kalmış olması nispi elverişliliktir. Aracın elverişli olması ile yetersiz olması aynı kavramlar değildir. Yetersizlik aracın elverişli olduğu halde miktarının az olması veya kalitesinin düşük olması ya da failin bunu gerektiği gibi kullanamamasıdır. Araç mutlak anlamda elverişsiz olduğunda teşebbüs durumu oluşmaz. Ancak aracın yetersiz olması teşebbüsün varlığını etkilemez. Örneğin öldürmek amacıyla, mağdurun limonatasına koyulan zehir miktarı limonatanın etken maddesiyle birleştiği için beklenen etkiyi göstermediğinde araç elverişlidir. Araç bir başkasını öldürebilecek bir zehirdir. Fakat neticeyi gerçekleştirmek için yetersiz kalmıştır. Bu nedenle nispi elverişlilik durumunda teşebbüs mümkün olabilir.
Ancak kasıtlı suçlara teşebbüs olur. Taksirle işlenen suçlara teşebbüs mümkün değildir. Kasten işlenebilen bazı suç tiplerine de teşebbüs mümkün olmayabilir.
NOT: Yukarıda belirtilen suç gruplarının hepsi kastla işlenen suçlardır. Zira taksirle işlenen suçlara teşebbüs kesinlikle mümkün değildir.
İcra hareketleri öne çekilen suçlara teşebbüs söz konusu olmaz. Örneğin Anayasayı ihlal suçuna teşebbüs olmaz. Bu suç hazırlık hareketleri suç haline getirilmiş öne çekilmiş bir suçtur. Bu nedenle teşebbüs söz konusu olmaz.
Gönüllü vazgeçme kurumu ile kasıtlı suç için cezalandırılabilir aşamaya ulaşmış faile son bir şans olarak suçun işlenmesinden gönüllü vazgeçme fırsatı tanınmıştır. Gönüllü vazgeçen fail, işlemeye teşebbüs ettiği suçtan sorumlu olmaz.
Ceza Kanunumuzun 36.maddesine göre; ‘’Fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasına veya neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten cezalandırılmaz. Fakat tamam olan kısım esasen bir suç oluşturuyorsa, sadece o fiilinden sorumlu olur.’’
Yukarıdaki tanıma göre gönüllü vazgeçme durumunda iki ipotez söz konusudur. Birincisi fail suçun icra hareketlerine başladıktan sonra kendiliğinden vazgeçebilir. İkincisi fail kendisine ilişkin hareketleri tamamladıktan sonra suçun tamamlanmasını veya sonucun gerçekleşmesini önlemeye çalışarak gönüllü vazgeçmeden faydalanabilir.
İcra hareketlerine başlayan fail, icra hareketlerini tamamlamadan gönüllü vazgeçebilir. Örneğin hırsızlık amacıyla girdiği evde, acıma hisleriyle veya günah düşüncesiyle icra hareketlerine devam etmekten vazgeçerse fail, gönüllü vazgeçmeden yararlanır. Hırsızlığa teşebbüsten sorumlu olmaz. Sadece tamam olan kısım, konut dokunulmazlığını ihlalden sorumlu olur. Ancak bekçinin düdüğünü duyup korkup pencereden atlayan failin vazgeçmesi gönüllü değildir. Fail hırsızlığa teşebbüsten sorumlu olur.
Fail, icra hareketlerinin bitmesinden sonra gönüllü vazgeçmeden faydalanabilir. Bu durumda vazgeçenin suçun tamamlanmasını önlemek bakımından çaba göstermesi gerekmektedir. Failin çabaları sonuç vermeli ve netice gerçekleşmemiş olmalıdır. Netice gerçekleşirse gönüllü vazgeçme söz konusu olmaz. Örneğin öldürme kastıyla beş el ateş ettiği mağduru üzülerek hastaneye yetiştiren kişi, mağdurun ölmesini engellerse gönüllü vazgeçmeden faydalanır. Sadece tamam olan kasten yaralama fiilinden sorumlu olur. Failin tüm çabalarına rağmen netice gerçekleşir mağdur ölürse fail kasten öldürmeden sorumlu olur. Gönüllü vazgeçme söz konusu olmaz. Hâkim failin bu davranışı takdiri indirim nedeni olarak dikkate alınabilir.
NOT: Gönüllü vazgeçme ile teşebbüs arasındaki sınırı belirlemek gerekir. Fail için, “suç yolunda sonuna kadar ilerleme imkânına sahipti fakat devam etmek istemedi” denebiliyorsa gönüllü vazgeçmeden bahsedilir. Bir başka söylemle fail seçim hakkına sahip olmasına rağmen, yapmamayı seçerse vazgeçme gönüllüdür. Failin suç yolunda sonuna kadar gitme imkânına sahip olmadığı, istese de suçu tamamlayamayacağı söylenebiliyorsa suça teşebbüs söz konusu olur. Örneğin hırsızlığın icrasına başlayan fail polis sireni duyduğu veya ev sahibi uyandığı için daha sonra gelmek üzere evden ayrılırsa fail hırsızlığa teşebbüsten sorumlu olur. Fail hırsızlığı tamamlama imkânına sahip olmasına rağmen duvardaki Fenerbahçe flamasını gördüğü için çalmaktan vazgeçerse, gönüllü vazgeçmeden faydalanır. Hırsızlığa teşebbüsten sorumlu olmaz.
Suça teşebbüs hakkında ayrıntılı bilgi ve danışmanlık hizmeti almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
MDM Hukuk ve Danışmanlık; Ankara merkezli faaliyet gösteren bir avukatlık bürosudur.
Büromuz; ülke genelinde avukatlık mesleğinin yasal ve etik değerleri çerçevesinde hukukun bir çok alanında yetkin kadrosuyla avukatlık ve danışmanlık hizmeti sunmaktadır.
Bu web sitesi ve içindeki bilgiler, Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kurallarına göre ve özellikle reklam yasağına uygun olarak tasarlanmıştır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinin tüm bilgi ve materyaller sadece bilgilendirme olup bunların tamamına veya bir kısmına dayanılarak yapılan işlemlere, eylemlere ve bunların sonuçlarına ilişkin hiçbir sorumluluk kabul edilmez. Söz konu bilgilerin aktarılması ile kullanıcılar ve web tarayıcıları ile MDM HUKUK & DANIŞMANLIK arasında bir avukat-müvekkil ilişkisi yaratılması amaçlanmamıştır ve bilgilerin bu kişilerce alınması hiçbir şekilde bu yönde bir ilişki oluşturmayacaktır. Müvekkiller veya okuyucular hiçbir şekilde mevcut duruma ve özelliklerine ilişkin olarak uygun hukuki veya başka herhangi bir profesyonel görüş almadan, MDMHUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinde yer alan herhangi bir hususa dayanarak bir eylemde bulunmamalıdır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK, bu web sitesi aracılığıyla ulaşılan üçüncü kişilere ait içeriklerden hiçbir şekilde sorumlu değildir.
MDM Hukuk ve Danışmanlık Tüm Hakları Saklıdır.