Taksir Sonucu Casusluk Fiillerinin İşlenmesi Suçu – TCK 338
Makale Başlıkları
Taksir Sonucu Casusluk Fiillerinin İşlenmesi Suçu – TCK 338
Türk Ceza Kanunu’nun 338. maddesi, son yıllarda ülkemizde ve dünya genelinde artan bir öneme sahip. Taksir Sonucu Casusluk Fiillerinin İşlenmesi Suçu başlığı altında incelenen bu madde, siber güvenlikten ulusal güvenliğe, bireysel hak ve özgürlüklerden kurumsal sırların korunmasına kadar geniş bir yelpazede etkiler yaratıyor.
Bu makalede, TCK 338 kapsamında işlenen casusluk suçlarının, özellikle taksir sonucu gerçekleşen durumlarına odaklanacağız. Günümüzde bilgi ve iletişim teknolojilerinin hızla geliştiği bir dünyada, casusluk suçlarının tanımı, kapsamı ve yaptırımları hakkında bilinçlenmek herkes için hayati önem taşımakta. Bu bağlamda, TCK 338 maddesinin detayları, uygulanış şekilleri ve bu suçun hukuki sonuçları üzerine ayrıntılı bir inceleme yapacağız.
MDM Hukuk Bürosu olarak, bu konuda derinlemesine bir bilgi sunmayı hedefliyor ve okuyucularımızı bilgilendirmeyi amaçlıyoruz. Devam eden makalemizde, taksir sonucu casusluk suçlarının unsurları, yargı kararları ve bu suçların önlenmesi için alınabilecek tedbirler detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
Casus kelime anlamı olarak bir devletin veya kuruluşun gizli amaçları için çalışan, ajanlık yapan kimse olarak tanımlanabilir. Casusluk birçok amaçla gerçekleştirilebilir. Kişi bunu ekonomik, siyasi, sosyal, askeri vb. amaç güderek eyleme geçirebilmektedir. Bu suçun işlenmesiyle mağdur olan taraf devlettir.
Casusluk suçu Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine yabancı devlet lehine işlenen bir suçtur. Casusluk suçunun oluşabilmesi için suça konu olan bilgi ve belgelerin doğruluğundan emin olunmalı, suçun işleniş tarihi itibariyle gizliliğini yitirmemiş olmalı, mutlaka siyasal veya askeri bir amaç güdülerek yapılmış olması gerekmektedir.
Taksir kavramı ise istenen bir davranışın istenmeyen sonucundan sorumluluk doğmasıdır. Kast ve taksir arasındaki fark Roma Hukuku zamanından beri tartışılan bir konu olmuştur.
Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranış sonucu ortaya çıkar. Şüphesiz ki özensiz davranarak başkalarının çıkarlarına istemeden zarar veren bir kişi bu davranışın sonucunda bir yaptırımla karşılaşacaktır.
Taksirli bir davranışın cezai sorumluluk doğurabilmesi için kanunilik ilkesinin gereği olarak o davranışın kanunda ayrıca bir suç olarak sayılmış olması gerekmektedir. Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek ceza kişinin kusur oranına göre belirlenecektir. Taksirin hukuki esaslarına örnek olarak öngörebilme, önleyebilme yetileri ve yanılma durumu gibi teoriler söylenebilir.
Özetle taksirin unsurları şu şekildedir;
- Kanunda açıkça taksirle işlenebilen bir suç olarak tanımlanmış olması gerekir
- Kişi eylemi isteyerek yapmış olmalıdır.
- Kişi eylem sonucu meydana gelen sonucu istememiş olmalıdır.
- Sonucun öngörülebilir olması gerekmektedir yani dikkat ve özen yükümlülüğüne uyulduğu takdirde bu sonucun gerçekleşmiyor olması gerekir.
- Eylem ve sonuç arasında nedensellik bağı bulunmalıdır.
Taksir Sonucu Casusluk Fiillerinin İşlenmesi Suçu, Türk Ceza Kanunun 338. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre:
Taksir Sonucu Casusluk Fiillerinin İşlenmesi Suçunda Kimler Fail Olabilir?
Türk Ceza Kanunu madde 338’de fail için ilgili kişiler denmektedir. Bu kişi, Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk bölümünde yer alan suçları işleyen ve bu suçları yanlışlıkla işleyen kişiler olarak tanımlanabilir.
Taksir Sonucu Casusluk Fiillerinin İşlenmesi Suçunun Unsurları
Suç taksirle işlenebilecektir ancak buradaki en önemli husus taksirin ilişkili olduğu eylemler suçun veya suçların icrasını mümkün kılabilmeli veya kolaylaştırabilmelidir. Bu da taksirin oluşumu için dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket edilmesi anlamını taşır. Muhakkak taksirli davranış ile işlenen suç arasında nedensellik bağı/illiyet bağı bulunması gerekir. Bu bağ yok ise kişi cezalandırılamaz.
Taksir Sonucu Casusluk Fiillerinin İşlenmesi Suçunun Nitelikli Hali Nedir?
Eylemin savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını, savaş sürecini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise, taksirle davranan faile üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir anlamı çıkacak şekilde düzenlemeye gidilmiştir. (TCK m.338/2)
Suçun basit halini de hatırlatma gerekirse; TCK m. 326 ila 338 arasında düzenlenen hükümleri kapsayan suçların işlenmesi ve bu kişilerin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması sebebiyle varılan sonuçta kişiye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir anlamı çıkacak şekilde düzenlemeye gidilmiştir. (TCK m.338/1)
Taksir Sonucu Casusluk Fiillerinin İşlenmesi Suçu Teşebbüse Uygun Mudur?
Bu konuda TCK m. 35 e atıfta bulunmak yerinde olacaktır. Buna göre suç eğer teşebbüs aşamasında kaldıysa kasıtlı bir suç olacağından taksirle işlenmesi öngörülen casusluk fiillerinin işlenmesi suçunda teşebbüs mümkün olmayacaktır.
Taksir Sonucu Casusluk Fiillerinin İşlenmesi Suçunun Yaptırımı Ve Yargılama Usulü Nedir?
Türk Ceza Kanunu madde 338 ilk fıkrasına göre suçun basit hali açısından belirlenen cezai yaptırım “ 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası” olup, madde 338’in ikinci fıkrasına göre ağırlaştırıcı nedenler varlığı sebebiyle belirlenen cezai yaptırım “3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası”dır. CMK madde 250 (seri muhakeme usulü), 251 (basit yargılama usulü), 252 e uygun olarak yargılama usulü uygulanacaktır.
Taksir Sonucu Casusluk Fiillerinin İşlenmesi Suçunda Şikayet, Zamanaşımı, Görevli Mahkeme
Taksir Sonucu Casusluk Fiillerinin İşlenmesi Suçu şikayete bağlı suçlar kategorisinde yer almaz. Bundan dolayı savcılık soruşturmayı resen yürütür. Bu suçlara özgü herhangi bir şikayet süresi bulunmamaktadır. Dava zamanaşımı süresi birinci fıkra açısından yani suçun basit hali için 8 yıl, ikinci fıkra bakımından ise nitelikli hal olduğu için 15 yıldır.
Taksir Sonucu Casusluk Fiillerinin İşlenmesi Suçunda görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesidir.
Emsal Yargı Kararları
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, E. 2019/1822 K. 2019/2976 T. 12.03.2019
Taksir sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi suçundan sanık … ve diğer sanıklar hakkında yapılan yargılama sırasında;
Bingöl 2. Ağır Ceza Mahkemesiyle Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi arasında oluşan olumsuz yetki uyuşmazlığının giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi istemiyle gönderilen dosya Yargıtay C. Başsavcılığından tebliğname ile daireye verilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
- İncelenen dosya içeriğine,
- sanıkların üzerine atılı suçun niteliğine,
- iddianamede olayın anlatılış biçimine ve Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi kararındaki gerekçeye göre,
yerinde görülmeyen Bingöl 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/01/2019 gün ve 2018/655 E. 2019/5 K. sayılı YETKİSİZLİK kararının KALDIRILMASINA,
dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİNE, 12/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.