Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu
Makale Başlıkları
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu, hız, alkollü araç kullanımı, kırmızı ışık ihlali gibi durumları içerir. Sürücülerin ve yayaların hayatını ciddi şekilde tehdit eden durumlar trafik güvenliğini tehlikeye atma suçunu oluşturur.
Bu suçla ilgili yasalara uygun davranışlar, olası yaptırımlar ve bu suçu önlemeye yönelik alınabilecek tedbirler açıklanmıştır.
Trafik güvenliği, toplumun her bireyi için büyük önem arz eden bir konudur. Trafik güvenliği herkes için önemlidir. Ancak, bazen dikkatsizlik veya düşüncesiz hareketler hayatları riske atabilir.
Bu noktada, ‘Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu’ büyük bir hassasiyet taşır. Bu suç, sadece sürücülerin değil, yayaların ve diğer yol kullananların da güvenliğini doğrudan etkileyen eylemleri içermektedir.
Trafik güvenliğini tehlikeye sokmanın suç teşkil eden davranışları, bu tür eylemlerin yasal sonuçları için detaylı bilgilendirmeyi okuyun. Motorlu araçların kullanımının artmasıyla birlikte trafik sorunu ülke genelinde özellikle büyükşehirlerde büyük ölçüde problem haline gelmiştir. Bununla birlikte yaralanma veya ölümle sonuçlanan kazaların oranı git gide artmaktadır.
Nitekim bu problemin önüne geçebilmek adına uygulanan tedbirler mevcuttur. Bu tedbirlerden biri de kusurlu davranışa veya ihmale sebebiyet veren kişiler için cezai yaptırım uygulanmasıdır. 5237 sayılı TCK m. 179 ‘da Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokmak başlıklı suç tipine yer verildiğini görmekteyiz.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma suçu kasten işlenen bir suçtur. Taksirle işlenen hali de TCK m. 180’ de düzenlenmiştir. Failin trafik güvenliğini kasten veya taksirle tehlikeye düşürme suçu işlemesi nedeniyle bir zarar meydana gelmesi şart değildir. Kusurlu hareket neticesinde, trafik güvenliğinin kasten veya taksirle tehlikeye düşürülmesi suçun oluşması için yeterlidir.
Yasal Düzenlemelere:
TCK m.179/1’e göre,
“Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güven içinde akışını sağlamak için konulmuş her türlü işareti değiştirerek, kullanılamaz hale getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olan kişiye bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilir.”
Burada her türlü işareti değiştirerek, kullanılamaz hale getirmek, konuldukları yerden kaldırmak, yanlış işaretler vermekten anlaşılması gereken örneğin hız sınırının 90 olduğu bir karayolunda konulmuş olan tabelada 9 rakamının üzerini karalamak, okunamaz hale getirmek ya da rakamlar üzerinde oynama yaparak anlaşılmasını kasten engelleyerek tehlikeye sebebiyet vermek veyahut tabelayı olduğu yerden söküp yok etmek, başka bir yere yerleştirmektir. Bu gibi durumlar sonucunda suçun unsurları oluşmuş olur diyebiliriz.
TCK m.179/2’e göre,
“Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Burada TCK m.180’e atıfta bulunmak gerekir çünkü failin tanımının değiştiğini görmekteyiz. TCK m. 179’un ikinci ve üçüncü fıkralarına göre fail “sevk ve idare eden kişi” olarak belirtilmiştir. TCK m.180’den bu hususta ayrılmaktadır.
TCK m.180 Trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma suçu kasten değil dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı bir davranışla işlenebilen bir suçtur. Madde şu şekildedir; “Deniz, hava veya demiryolu ulaşımında, kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye taksirle neden olan kimseye üç aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.”
Görüldüğü üzere burada fail sevk ve idare eden kişi değil herhangi bir kimse olabilir anlamı çıkmaktadır.
Keza yine aynı şekilde fail 179/1 e göre fail herkes olabilmekte, m. 179/2 ye göre bizzat aracı hareket ettiren, harekette tutan veya yönlendiren yani sevk ve idare eden kişi olmalıdır. Failin araç içinde bulunması zorunlu değildir şayet araç uzaktan da kumanda edilebilir. Bu ihtimali de göz önünde bulundurmak gerekir. TCK m. 179/3 e göre ise failin sevk ve idare edemeyecek durumda olması gerekir yani alkol veya uyuşturucu madde etkisinde veyahut başka bir nedenle sevk ve idare edemiyor olması gerekmektedir.
Fail Bakımından Suçun Maddi Unsurları:
1-Tck m.179/1’e göre fail herkes olabilmektedir.
2-Tck m.179/2-3 ‘e göre ise aracı sevk ve idare eden kişi olmalıdır.
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunda ülkemizde yaygın olarak karşılaştığımız bir diğer durum ise TCK m.179/3’de düzenlenmiştir.
TCK m. 179/3’e göre,
“Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.”
Burada bahsi geçen başka bir nedenden anlaşılması gereken failden kaynaklanan ve failin sevk ve idaresini olumsuz etkileyecek durumlardır. Bu tip durumlara failin araç kullanmadan önce bile isteye uyarıcı maddeler içeren ilaçları kullanması veyahut uykusu geldiği halde araç kullanımına devam etmesi örnek verilebilir.
TCK m.179/3 paralelinde bir diğer düzenleme ise Karayolları Trafik Kanunudur.
Karayolları Trafik Kanunu (KTK) m. 48/6-7 ‘ye göre,
Yapılan tespit sonucunda, 1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır (m.48/6)
Hususi otomobil sürücüleri bakımından 0.50 promilin, diğer araç sürücüleri bakımından 0.20 promilin üzerinde alkollü olan sürücülerin trafik kazasına sebebiyet vermesi hâlinde, ayrıca Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.(m.48/7)
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu Cezası:
KTK hükümleri TCK m.179’a atıfta bulunmaktadır. Buna göre;
- 1.00 promilin üzerinde alkollü bir şekilde araç süren sürücü, TCK m.179/3 atfıyla TCK m.179/2 gereği cezalandırılacaktır. (KTK m.48/6)
- Hususi araç sürücüleri 0.50 promil üzerinde alkollü araç sürmeleri ve trafik kazasına sebebiyet vermeleri halinde TCK m.179/3 atfıyla TCK m.179/2 gereği cezalandırılacaktırlar. (KTK m.48/6)
- Ticari ve diğer araç sürücülerinin 0.20 promil üzerinde alkollü araç sürmeleri ve trafik kazasına sebebiyet vermeleri halinde TCK m.179/3 atfıyla TCK m.179/2 gereği cezalandırılacaktırlar. (KTK m.48/7)
Anlaşılacağı üzere sürücü belgelerinin sınıfına ve promil oranlarına göre ceza oranları değişmektedir.
TCK M.179’a Göre Suçun Cezası:
- Birinci fıkrada bahsi geçen suçun unsurlarının oluşması halinde bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilebilir.
- İkinci fıkrada bahsi geçen suçun unsurlarının oluşması halinde üç aydan iki yıla kadar hapis cezası verilebilir.
- ·Üçüncü fıkrada bahsi geçen suçun unsurlarının oluşması halinde ise ikinci fıkrayla paralel olarak üç aydan iki yıla kadar hapis cezası verilebilir.
Kanunda suça ilişkin herhangi bir nitelikli hal bulunmamaktadır. Bu yüzden failin alabileceği en ağır ceza 6 yıl hapis cezası ile sınırlıdır diye yorumlanabilir.
Aynı şekilde kanunda indirim haliyle alakalı bir düzenleme bulunmamaktadır.
Trafik Güvenliğini Kasten Tehlikeye Sokma Cezası Para Cezasına Çevrilebilir Mi?
Bu hususa değinmek gerekirse hapis cezası olarak düzenlenen bu suç bir yıl ve daha az süreyle hapis cezasına hükmedilirse para cezasına çevrilebilmektedir.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunun Soruşturma ve Yargılama Usulü Nedir?
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu şikâyete tabi bir suç değildir bu yüzden resen takip edilir. Savcılık soruşturmayı başlattığında yeterli delile ulaşıldığı taktirde iddianame düzenlemektedir.
Bu durumda görevli mahkeme asliye ceza mahkemesi olacaktır. Delil yetersizliği sebebiyle KYOK kararı da verilebilmektedir. (Takipsizlik kararı)
Kamu davasının açılması için yeterli şüphe ve delil olması halinde bile cumhuriyet savcısının kamu davasının 5 yıl süreyle açılmasını erteleme kararı vermesi mümkündür.
Kovuşturma aşamasına geçildiği taktirde CMK m. 100/4’e atıfta bulunmamız yerinde olacaktır. ‘’Sadece adlî para cezasını gerektiren suçlarda veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariç olmak üzere hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez.’’
Bu hükümden dolayı TCK m.179 ikinci ve üçüncü fıkrasındaki üst sınırın iki yıldan fazla olmaması sebebiyle anlaşılmaktadır ki fail için tutuklama kararı verilememektedir. Ancak gözaltına alınması açısından bir mahsur bulunmamaktadır.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunun Dava Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır? Şikayete Tabii Midir?
Suçun dava zamanaşımı süresi, TCK m.179/2-3 açısından süresi 8 yıl, TCK m.179/1 açısından 15 yıldır. Türk Ceza Kanunu’nun 179. maddesinde “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma” suçu şu şekilde tanımlanmıştır:
Soruşturma ve yargılama usullerini incelerken bahsettiğimiz üzere bahsi geçen suç şikayete bağlı suçlar kategorisine girmemektedir.
Emsal Kararları
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, E. 2015/4970 K. 2015/18454 T. 27.11.2015
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
Bozma üzerine yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık, 1.52 promil alkollü bir şekilde araç kullanırken güvenli sürüş yeteneğini kaybetti ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun unsurları oluştu.
Ancak, sanığın adli sicilinde 2010 tarihli trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kaydı olduğu göz önüne alındığında ve tespit edilen alkol promil miktarı düşünüldüğünde, adalet, hakkaniyet ve nasafet kurallarına uygun bir ceza uygulanmalıdır.
Ne var ki, mahkeme tarafından sanığa asgari hadden fazla bir ceza verilmiş ve teşdit derecesinde yanılgıya düşülmüştürKanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 27.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, E. 2014/15163 K. 2015/9970 T. 5.6.2015
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tek yönlü ve 3 şeritli yolun orta şeridinde sevk ve idaresindeki servis aracıyla seyir halinde olan sanığın, kırmızı ışığın yeşil ışığa dönmesi ile önündeki araçları sollamak için sol şeride girdiğinde arkasından gelen müştekinin,
servis aracına çarpmamak için direksiyonu sola kırdığı ve orta refüje çarpması şeklinde gelişen olay nedeniyle, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş ise de,
TCK’nın “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma” başlıklı 179/2. maddesinde, alkol veya uyuşturucu madde etkisi olmaksızın kasıtlı olarak, kişilerin hayat, sağlık ve mal varlığı açısından tehlike yaratacak şekilde araç sevk ve idare edilmesi suçunun düzenlendiği,
maddede düzenlenen suçun ancak kasten işlenebilen suçlardan olduğu,
atılı suçun oluşabilmesi için aracın kasıt ya da olası kasıtla kişilerin hayat, sağlık ve malvarlığı açısından tehlike yaratacak bir şekilde sevk ve idare edilmesi gerektiği,
somut olayda sanığın kastının bulunmaması nedeniyle atılı suçun unsurları oluşmadığı gerekçesi ile beraat hükmü verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 05/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, E. 2015/10630 K. 2016/8779 T. 25.5.2016
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Daha önce trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen ve 425 promil alkollü olarak araç kullanan sanık hakkında,
alt sınırdan uzaklaşılıp ceza tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve “suçun işleniş şekline göre” şeklindeki gerekçeyle adli para cezasına çevrilmesi,
aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine,
incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle,
hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 25/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.