Uyuşturucu Ticareti Suçunun TCK M. 188/4-B Kapsamında Araç İçerisinde İşlenmesi Suçu
Makale Başlıkları
Uyuşturucu Ticareti Suçunun TCK M. 188/4-B Kapsamında Araç İçerisinde İşlenmesi Suçu
Araç İçerisinde Uyuşturucu Kullanma suçu ve cezası ile ilgili detaylı bilgilendirme. Uyuşturucu Ticareti Suçunun TCK M. 188/4-B Kapsamında Araç İçerisinde İşlenmesi Suçu başlığı altında yer alır. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 188/4-B maddesi özelinde uyuşturucu ticareti suçunun incelenmesi, hukuki açıdan b<üyük önem taşımaktadır. Bu makalede, araç içerisinde işlenen uyuşturucu ticareti suçunun, TCK’nın ilgili maddesi çerçevesindeki yansımalarını ve hukuki sonuçları.
Ceza hukuku çerçevesinde uyuşturucu ticaretini ele alacağız. Araç kullanımı ile ilişkili uyuşturucu suçlarının hukuki yönlerini ve yaptırımlarını inceleyeceğiz. Bu suçun tanımını, uygulama alanlarını ve cezai sorumlulukları derinlemesine açıklayacağız.
MDM Hukuk Bürosu’nun bu alandaki bilgi ve deneyimi, makalemize zenginlik katacak. Uyuşturucu kullanımının sağlık, ruhsal durum ve davranışlar üzerindeki etkilerini tartışacağız. Ayrıca, bu durumun suç işleme olasılığını nasıl artırdığını belirteceğiz. Özellikle, kişilerin uyuşturucu yoksunluğu yaşadıklarında şiddet içeren suçlara yönelmelerine dikkat çekeceğiz.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188. maddesi, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticaretini kapsar. Bu kanun maddesinde, hangi maddelerin bu kapsama girdiği açıkça belirtilmemiştir. Ancak, TCK’nın 188/4-a bendi, yakalanan maddelerin listedeki uyuşturucu veya uyarıcı maddelere uygun olması durumunda, bunun ağırlaştırıcı bir sebep olacağını belirtir
Yeni uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin sürekli ortaya çıkması, kanunun her birini özel olarak saymamasını gerektirir. Türk Ceza Kanunu’nun 188/4-a maddesi altında, yakalanan uyuşturucu veya uyarıcı madde türleri, önce uzmanlık kurumlarına gönderilir. Uzmanlar, bu maddelerin türünü tespit eder ve bulgularını mahkemeye rapor olarak sunar. Hakimler, yargılama sürecinde bu raporları dikkate alır.Günümüzde sürekli olarak yeni uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin ortaya çıkması sebebiyle kanunda tek tek özel olarak sayılamamış olması yerinde olacaktır.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde satan kişiler tespit edildiğinde, yetkili makamların arama kararıyla, kişinin konutunda ve saklama ihtimali olan yerlerde arama yapılabilir. Bu aramalarda, maddeler bulunduğunda, satma ve bulundurma suçlarının varlığı tartışılır.
Uyuşturucu veya uyarıcı maddeyle ilgili suçlar seçimlik suç kategorisine girer. Bir kişi, bu maddeleri depolama, satma veya nakletme gibi eylemlerden herhangi birini veya hepsini gerçekleştirmişse, yasal sonuç aynıdır. Bu durumda, kişi tek bir suç işlemiş olarak değerlendirilir.
Türk Ceza Kanunu, uyuşturucu ve uyarıcı maddelerle ilgili suçların ciddiyetini vurgular. Kanun, bu suçları ciddi olarak ele alır ve eşit cezai yaptırımlar uygular. Amacı, bu suçları caydırıcı şekilde ele almaktır. Satış sırasında yakalanan kişinin bulunduğu madde, arama sonucu bulunanla aynı olmalıdır. Pratikte, maddeler farklı olsa bile tek suç olarak değerlendirilebilir.
188/4-a maddesine göre, yakalanan uyuşturucu veya uyarıcı maddeler, uzmanlık kurumlarına gönderilir. Uzmanlar, bu maddeleri inceleyip rapor hazırlar. Hakimler, bu raporları yargılamada dikkate alır.
Uyuşturucu satıcılarının tespiti durumunda, yetkili makamlar arama kararı çıkarır. Arama, satıcının konutunda veya saklama ihtimali olan yerlerde yapılır. Aramada maddeler bulunursa, satma ve bulundurma suçları tartışılır.
Bu suç türü seçimlik bir suçtur. Kişi, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi depolar, satar veya naklederse, sonuç aynıdır. Bu durumda kişi, tek bir suç işlemiş sayılır.
Türk Ceza Kanunu’nda bu, ciddi bir suç olarak değerlendirilir. Her eylem, aynı cezai yaptırımlara tabidir. Bu yaklaşım, suçları caydırıcı şekilde ele almayı amaçlar.
Satış sırasında yakalanan kişinin üzerindeki madde, arama kararı sonucu bulunanla aynı olmalıdır. Uygulamada, maddeler aynı olmasa bile mahkemeler tek suç olarak değerlendirebilir.
Ülkemizde uyuşturucu satıcılarının aynı zamanda kullanıcı olması yaygındır. Bu durumda, ticaret ve kullanım iki ayrı suçtur. Ancak, sıklıkla yalnızca ticaret suçu için yargılanırlar. Uygulamada ise, her iki suçtan da ceza verildiği görülür.
Suça İlişkin Verdiğimiz Genel Bilgiler Doğrultusunda TCK m. 188’in İncelemesi
Türk Ceza Kanunu’nun 188/3. maddesine göre, uyuşturucu veya uyarıcı madde satışı ciddi bir suçtur.
Ruhsatsız veya ruhsata aykırı satanlar, dağıtanlar ve bulunduranlar, en az on yıl hapis cezasına çarptırılır. Ayrıca, bin ile yirmibin gün arasında adli para cezası uygulanır. Çocuklara uyuşturucu satılması durumunda ise, ceza en az on beş yıl hapis olur.
Görüldüğü üzere hükmün içerisinde;
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal etme suçu
iki veya daha fazla ham madde kullanılarak belli başlı yöntemlerle uyuşturucu ve uyarıcı madde elde etmek.
Bu maddelerin Türkiye sınırları içerisine sokulmasıdır. Kişinin sadece sınır kapısı aracalığıyla bu maddeleri Türkiye ye sokmuş olması gerekmez. Kara yolları haricinde hava ve deniz yollarını kullanarak da kişi bu suçu .
Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihraç etme suçu
Bu maddelerin izinsiz ve usulsüz olarak Türkiye dışarı çıkarılmasıdır. Failin yabancı bir ülkede yargılanması mümkündür. Bu durumda TCK m. 188/2 uygulanmaktadır.
“Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı, diğer ülkede ithalat olarak değerlendirilir. Bu ülkede ceza alan kişi, Türkiye’de aynı suçla yargılandığında, önceki cezanın infaz edilen kısmı yeni cezadan düşülür.”
Uyuşturucu veya uyarıcı madde satma suçu
Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin bir bedel karşılığında verilmesi işlemidir.
Bir bedel karşılığında bu maddelerin temin edilmesidir.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçu
Uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçu, maddenin kimin olduğu önemli olmaksızın, ruhsatsız veya ruhsata aykırı şekilde hakimiyet altında tutulmasından kaynaklanır. Bu suçun oluşumu için, madde kullanımının dışında bir amaç gereklidir.
Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Suçunun Unsurları Nelerdir?
Fail açısından inceleme yapıldığında fail herkes olabilmektedir. Ancak kişi bu suçu bir örgüt çerçevesinde işlerse cezada artırım yapılacaktır. Suçun faili herkes olabilir demiştik. Kanunda düzenlenen fail açısından ağırlaştırıcı nedene sebep olacak kişiler mevcuttur.
TCK’nın 188/8 maddesi, sağlık ve ilaç sektörü profesyonellerine özel bir hüküm getirir. Tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner gibi kişiler bu suçu işlerse, ceza yarı oranında artırılır.Mağdur açısından inceleme yaptığımızda ise mağdur bu suçtan doğrudan etkilenen kişi, kişiler olarak tanımlanabilir.
Bahsedilen fiil seçimlik hareketli bir suçtur. Yukarıda da sayıldığı üzere kanunda bahsedilen fiillerden birinin gerçekleşmesi suçun oluşumu için yeterli olacaktır.
Suçun manevi unsuruna baktığımızda uyuşturucu veya uyarıcı madde imal, ihraç ,ithal suçlarının kasten işlenen suçlar olduğunu görmekteyiz. Kanunda bahse konu suçun taksirle işlenmesi konusunda bir düzenleme bulunmamaktadır.
Uyuşturucu veya Uyarıcı madde İmal Ve Ticareti Suçunun Nitelikli Halleri Nelerdir ?
TCK m.188/4-a Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, bazmorfin, sentetik kannabinoid ve türevleri, sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri veya amfetamin ve türevleri olması suçun ağırlaştırıcı nedenlerinden biri olarak sayılmıştır.
TCK m.188/5 Suçun 3 veya daha fazla kişiyle birlikte işlenmesi halinde verilecek olan ceza yarı oranında arttılırken , suçun bir örgüt çerçevesinde işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat oranında arttırılır şeklinde düzenleme yapılmıştır.
TCK m. 188/3 Uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması durumunda veren veya satan kişiye verilecek cezanın 15 yıldan az olmaması hükmü getirilmiştir.
TCK m.188/8 Suçu işleyen kişilerin toplumdaki sosyal rollerinin, mesleklerinin tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile ilgilenen kişiler tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır şeklinde düzenleme mevcuttur.
TCK m.188/4-b Üçüncü fıkradaki fiillerin (Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satma, satışa arz etme, başkalarına verme, sevk etme, nakletme, depolama, satın alma, kabul etme) okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi, hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Bu maddeyi kapsamlı bir şekilde incelediğimizde; makalemizin başında bahsettiğimiz genel hususlar nezdinde öncelikle bu maddelerin tespit edilmesi gerekmektedir.
Tespit işlemleri yapılırken 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunda yer alıp almadığına bakılmaktadır. 188/4-b hükmünde bahsedilen nitelikli hallerin tespitiyle birlikte uygulanabilmesi için TCK m.188/3 de sayılan suçun unsurlarının gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
Suç yoksa nitelikli hal de oluşmayacaktır. Özetle toparlayacak olursak failin TCK m.188/3 e göre suçu işlemiş olması gerekmekte ve TCK m. 188/4-b de sayılan nitelikli yerlerden birinde bu suçu işlemiş olması halinde cezanın ağırlaştırılarak uygulanacağı belirtilmiştir. Bu ağırlaştırıcı oran ise cezayı yarı oranında arttırma şeklinde olacaktır.
Farkedildiği üzere TCK m.188/4-b kapsamında sayılan hallerde araç içerisinde işlenmesi yer almamaktadır. Peki failkanunda belirtilen bu yerlere 200 metre uzaklıktayken araç içerisinde bu suçu işlediyse ne olabilir?
Bu sorunun cevabı uygulamada Yargıtay kararlarına göre değişiklik arz etmektedir. Yargıtay kararlarını incelemek gerekli ve yerinde olacaktır.
Görevli Mahkeme ve Etkin Pişmanlık
- Bu suç için görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesidir.
- Suç şikayete bağlı suçlardan olmadığından savcılık soruşturmayı resen yürütülür.
- Etkin pişmanlık hükümleri bu suç için düzenlenmiş olup, TCK m. 192 hükmüne atıfta bulunarak bahsedilen etkin pişmanlık düzenlemeleri bulunmaktadır. Bunlar;
- (1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
- (2) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.
- (3) Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
- (4) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz.
Araç içerisinde uyuşturucu kullanımı, Türk Ceza Kanunu ve ilgili diğer yasal mevzuatlarda net bir şekilde tanımlanmış ve cezai yaptırımlarla desteklenmiştir. Bu kapsamda, araç kullanırken uyuşturucu etkisi altında olmanın yanı sıra, araç içinde uyuşturucu kullanımı da ayrı bir suç teşkil etmektedir. Bu suçun tanımı, yaptırımları ve hukuki süreci detaylıca ele alınmaktadır. Detaylı bilgi almak için bize iletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Emsal Yargı Kararları
Yargıtay 10. Ceza Dairesi, E. 2009/17831 K. 2013/3178 T. 05.04.2013
- A) Sanık hakkındaki mahkûmiyet hükmünün incelenmesi:
Sanık K1, uyuşturucu madde temin etmek için başka bir sanığa yardım etti. Kendi ticari taksiyle İskenderun’dan Osmaniye’ye uyuşturucu madde taşıdı. Bu nedenle “uyuşturucu madde nakletme” suçunu işledi.
Sanık K1, bir başka sanığa uyuşturucu temin etmek için yardım etti. Kendi ticari taksiyle İskenderun’dan Osmaniye’ye uyuşturucu taşıdı. Bu nedenle “uyuşturucu madde nakletme” suçunu işledi. Ancak, K1’in cezası indirildi çünkü diğer suçlu olan K1’e tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandı. Bu karar temyiz edilmediği için bozma nedeni sayılmadı.
– Sanık K1, uyuşturucu temin etmek için bir başka sanığa yardım etti. – İskenderun’dan Osmaniye’ye uyuşturucu madde taşımak için kendi ticari taksiyi kullandı. – K1, “uyuşturucu madde nakletme” suçunu işledi.
– K1’in cezası indirildi çünkü diğer suçlu olan K1’e tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandı.
– Karar temyiz edilmediği için bozma nedeni sayılmadı. Bu karar temyiz edilmediği için bozma nedeni sayılmadı.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru olarak belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Hükmolunan adli para cezasının 5083 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile hükümden sonra 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu’nun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2-TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrası uygulanırken, sanığın bu hakları kullanmaktan yoksunluğunun; (3) numaralı fıkra gereğince kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesine kadar, (2) numaralı fıkra gereğince ise diğer haklar ve yetkiler yönünden hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar süreceğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1 – YTL olarak hükmolunan adli para cezasının TL’ye dönüştürülmesi,
2- TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması, Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
- B) N1 plakalı aracın müsaderesine ilişkin hükmün incelenmesi:
Sanık K2’in kendisine ait 2004 model X1 marka ticari otomobili 84,52 gram esrar ve 0,05 gramdan ibaret uyuşturucu maddenin naklinde kullanmış ise de;
bu aracın suçun işlenmesine “tahsis edildiğine ilişkin“ delil bulunmadığı, aracın müsaderesinin, işlenen suça nazaran “daha ağır sonuç doğuracağı ve bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağı“ dikkate alınarak, maliki olan sanığa iadesi yerine müsaderesine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, araç maliki olan sanık K2 müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, sözü edilen aracın müsaderesine ilişkin hükmün BOZULMASINA,
05.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 10. Ceza Dairesi, E. 2020/14929 K. 2022/4107 T. 31.3.2022
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınıp, sanık ve müdafiinin dilekçelerinde belirttikleri temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak hükümden sonra 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişikliklerin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükme ilişkin istinaf taleplerinin düzeltilerek esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin kararı hukuka uygun bulunduğundan, sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz istemlerinin CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, hükmolunan ceza miktarı ile tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanık hakkındaki tahliye talebinin reddine,
28/02/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 304/1. maddesi uyarınca dosyanın … 1. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine gönderilmesine, 31/03/2022 tarihinde Başkan … ve Üye …’ın karşı oyları ve oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY;
Yerel mahkemece verilen anılan kararın gerekçe bölümünde sadece “…sanık iddianamede 1 ve 2. olay olarak anlatılan satış eylemlerini eğitim ve ibadet yerlerine 200 metreden yakın mesafede gerçekleştirildiğinden TCK 188/4-b maddesi gereğince cezasında yarı oranında artırım yapılmasına…” içeriğine havi yetersiz gerekçe ile sanık hakkında belirtilen ve cezasının 1/2 oranında artırılması sonucunu doğuran yasa maddesinin tatbik edilmesine hükmedilmiştir.
Oysa ki; Hükmün Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3, 5271 sayılı CMK’nın 34 ve 230. maddeleri uyarınca denetime olanak sağlayacak şekilde açık olması, kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığa yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekir.
Ceza Muhakemesi Hukukunda gerekçe, kararın meşruiyetini oluşturmakta ve … yargılanma hakkının vazgeçilmez bir unsuru olarak kabul edilmektedir.
İnsanın bilme isteğinin sonucu olan gerekçe aynı zamanda temel haktır. Araç içinde uyuşturucu kullanımı, trafik güvenliğini ciddi şekilde tehlikeye atmakta ve kazalara yol açabilmektedir
Gerekçeli karar … … yargılama hakkının bir unsurudur. Bu hak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 6. maddesi dayanağı ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları yanı sıra mevzuat ve uygulamalarla hukukumuzda da korunmaktadır.
Dolayısıyla satış yerlerinin nereler olduğu, bu yerlerin özellikleri (umuma açık veya umumi yer olup olmadığı) ile hangi ibadet ve eğitim kurumuna 200 metreden yakın olduğu gerekçelendirilmeden, gerekçesiz şekilde TCK’nın 188/4-b maddesi uygulanarak hüküm verilmek suretiyle … yargılanma … ihlal edilmiştir.
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 188/4-b maddesinin uygulanmasının hukuki nedeni olarak hükümde “iddianamede belirtilen 1. ve 2. olay” olarak belirtilen olayların olduğu belirtilmiştir.
24.10.2018 tarihli 1. Olayda; sanığın, sevk ve idaresindeki aracı ile suç mahalline gelerek aracından inip, madde kullanma suçunun sanıklarının içerisinde beklediği park halindeki araca sağ arka kapıdan binerek kısa süre araç içerisinde kaldığı, uyuşturucu madde alışverişinin bu süre zarfında gerçekleştirilmiş olduğu sonra bindiği kapıdan inerek kendi aracına geçtiği, uyuşturucu madde alışverişinin hususi araç içerisinde gerçekleşmiş olduğu kabul edilmiştir.
07.11.2018 tarihli 2. Olayda; sanığın, uyuşturucu madde kullanma suçu sanığının Grup Mavi Düş Organizasyon isimli işyerine girdiği, belirtilen iş yerinde bulunduğu süre zarfında uyuşturucu madde alışverişini gerçekleştirmiş olduğu kabul edilmiştir.
5237 sayılı Yasanın 188/4-b maddesinin uygulanabilmesi için suçun anılan Yasa maddesindeki belirtilen yerlere ikiyüzmetreden yakın mesafedeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi gerekmektedir.
5237 sayılı Yasanın 188/4-b maddesinin tatbikine esas alınan birinci olayda uyuşturucu madde alışverişinin özel araç içerisinde; ikinci olayda, belirtilen, maddede sayılmayan Mavi Düş Organizasyon isimli iş yerinde gerçekleştiği kabul edilmiştir.
24.10.2008 tarihli eylemde Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2020/20-27 Esas ve 2021/145 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere özel araç içerisinde yapılan satışın özel araç içinin umumi yer olmadığı için TCK’nın 188/4-b maddesi kapsamında olmadığı gibi 7.11.2018 tarihli eylemin gerçekleştiği Grup Mavi Düş Organizasyon isimli özel işyerinin de “umumi ve umuma açık yer” olarak kabulü mümkün değildir.
Yerel mahkemece, suçun 5237 sayılı Yasanın 188/4-b maddesinde belirtilen yerlere iki yüz metreden yakın mesafe içindeki bir yerde işlenmiş olduğu yeterli görülmüştür.
Oysa ki; sanık hakkında TCK’nın 188/4-b maddesinin uygulanabilmesi için, maddede belirtilen yerlere iki yüz metreden yakın mesafe içindeki “umumi veya umuma açık” yerlerde işlenmesi gerekir.
Yukarıda izah edildiği üzere;
-Sanık hakkında TCK’nın 188/4-b maddesi uygulanmasına yönelik olarak denetime imkan verecek şekilde gerekçe yazılmadan “gerekçeli karar …” ve “… yargılanma …” ihlal edilmiştir.
Ayrıca mahkemece, sanığın satış yapmış olduğu yerlerin “umumi veya umuma açık” yerlerden olmadığı ve 5237 sayılı Yasanın 188/4-b maddesinin uygulanma yasal unsurlarının oluşmamış olduğundan, sanık hakkında belirtilen yasa maddesinin uygulanmaması gerektiğinden, yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği kanaati ile Sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz. 31.03.2022