Yabancı Devlet Bayrağına Karşı Hakaret Suçu – TCK 341
Makale Başlıkları
Yabancı Devlet Bayrağına Karşı Hakaret Suçu – TCK 341
Yabancı Devlet Bayrağına Karşı Hakaret Suçu – TCK 341 başlıklı bu makale, Türk Ceza Kanunu’nun uluslararası ilişkiler ve diplomasi açısından oldukça önemli bir suç tipini ele almakta. TCK 341 maddesi, yabancı devletlerin bayraklarına karşı yapılan hakaret eylemlerini suç olarak tanımlamakta ve bu suçun yasal sonuçlarını belirlemektedir.
Bu yazıda, yabancı devlet bayrağına karşı hakaret suçunun tanımı, işlenme şekilleri, yargı önündeki süreçleri ve uluslararası hukukla olan ilişkisi detaylı bir biçimde incelenecek. Ayrıca, MDM Hukuk Bürosu’nun bu alanda sunmuş olduğu hukuki danışmanlık hizmetleri ve savunma stratejileri de ele alınacak.
Yabancı devlet bayraklarına karşı işlenen hakaret suçu, sadece hukuk alanında değil, diplomatik ilişkiler ve uluslararası normlar açısından da büyük bir öneme sahiptir. Bahsi geçen suçun hukuki boyutlarını, Türkiye’nin uluslararası hukuk çerçevesindeki yükümlülüklerini ve bu tür suçların bireysel ve toplumsal sonuçlarını derinlemesine inceleyerek okuyuculara kapsamlı bir bakış açısı sunmayı hedeflemektedir. Yabancı devlet bayrağına karşı hakaret suçu, uluslararası ilişkilerin hassas bir parçası olup, bu konuda bilinçlenmek ve hukuki haklarınızı bilmek büyük önem taşımaktadır.
Yabancı Devlet Bayrağına Karşı Hakaret Suçu, Türk Ceza Kanunun Yabancı Devletlerle Olan İlişkilere Karşı Suçlar bölümünün 341. Maddesinde düzenlenmiştir. Yabancı Devlet Temsilcilerine Suç adlı makalemizde de değinmiş olduğumuz bir suç türü olan Yabancı Devlet Bayrağına Karşı Hakaret Suçunu detaylı bir şekilde incelemek gerekirse;
Öncelikle Türk Ceza Hukuku alanında Türk Bayrağının öneminden bahsetmek yerinde olacaktır. 1983 yılında yayımlanan Türk Bayrağı Kanunu bu hususta bizlere yardımcı olacaktır. Buna göre;
- Türk bayrağı, yırtık, sökük, yamalı, delik, kirli vb. şekilde yani layık olduğu manevi değeri zedeleyecek şekilde kullanılması yasaktır.
- Oturulan veya ayakla basılan yerlerde kullanılamaz.
- Türk bayrağı şekli basılıp elbise veya üniforma şeklinde giyilemez.
- Türk bayrağına karşı sözlü veya yazılı şekilde hakaret edilemez.
- Türk bayrağı yakılamaz, yırtılamaz ve yere atılamaz.
- Türk bayrağının kullanabileceği yerler ise cumhurbaşkanlığı yapmış olan kişilerin, şehitlerin cenaze törenlerinde tabutların üzerine, açılış törenlerinde Atatürk heykellerine veya resmi törenlerde masaların üzerine örtülebilir şeklinde belirlenmiştir.
Türk Bayrağına Karşı İşlenen Suçların Yaptırımları Nelerdir?
Bu düzenlemelere aykırı davranan kişiler hakkında TCK m. 330 uygulama alanı bulacaktır. İlgili hükme göre Türk bayrağını yırtıp, yakan veya aşağılayan kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilebilmekte bununla beraber istiklal marşına karşı alenen aşağılayıcı davranışlarda bulunan kişi hakkında altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilebilmektedir. Bu davranışların yabancı bir ülkede Türk vatandaşı tarafından işlendiği tespit edilirse verilecek ceza oranı 1/3 oranında arttırılır şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Türk hukukunda bayrağa verilen önem görüldüğü üzere yabancı devlet bayrağının korunmasına ilişkin hükmün Türk Ceza Kanununda yer alması da olası bir durumdur. Tek sebep bu olmamakla birlikte bir diğer sebep ise uluslararası ilişkilerin korunması hususudur. Kanun metninin uluslararası hukuktaki ilişkilerin zedelenmemesi amacıyla düzenlenmiş olduğunu da ifade edebiliriz. Devletin uluslar arası hukukta itibarını koruması gerekir.
Madde 341’e göre “Resmen çekilmiş olan yabancı devlet bayrağını veya diğer egemenlik alametlerini alenen tahkir eden kimseye üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.” Burada kanunun lafzını anlamak maksadıyla birkaç açıklamaya yer vermek gerekirse “resmen çekilmiş bayrak” tabirinden anlaşılması gereken husus ilgili yabancı devlet hukuku ve Türk hukukunun kanunlarına uygun olarak bayrağın direğe asılmış olmasıdır. “Tahkir” kelimesinden anlaşılması gereken husus ise aşağılamak üzere onur kırıcı şekilde bayrağa karşı suç işlenmesidir. Örneğin bayrağın yakılması, yırtılması gibi.
Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 341. Maddesi, yabancı devlet bayrağına karşı hakaret suçunu düzenler. Bu maddeye göre:
(1) Resmen çekilmiş olan yabancı devlet bayrağını veya diğer egemenlik alametlerini alenen tahkir eden kimseye üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
**(2) Bu suçtandolayı kamu görevlisi hakkında yasal işlem yapılabilmesi için bağlı olduğu amirin izni gerekir.
Yabancı Devlet Bayrağına Karşı Hakaret Suçunun Unsurları
Bahsedilen suç icrai nitelikte bir suçtur. Suçun oluşabilmesi için eylemin gerçekleşmiş olması gerekir. Aleniyet kavramına da kanun metninde vurgu yapıldığı için failin eylemi görünür veya duyulur şekilde işlemiş olması gerekir.
Yabancı devlet bayrağına karşı hakaret suçu genel kastla işlenebilmektedir. Taksirle işlenebilmesi yönünde bir düzenleme bulunmadığından yabancı devlet bayrağına karşı hakaret suçun taksirle işlenebilmesi mümkün değildir. Keza aynı şekilde suça ilişkin herhangi bir nitelikli hal de bulunmamaktadır. Yani özetle fiilin “yabancı devlet bayrağını veya diğer egemenlik alametlerini alenen tekrar eden” suçu oluşturan çerçeve içerisinde gerçekleşmesi gerekir.
Yabancı Devlet Bayrağına Karşı Hakaret Suçunda Ceza, Şikayet, Zamanaşımı Süresi Nedir?
Yabancı devlet başkanına karşı suç işlenmesinde olduğu gibi yabancı devlet bayrağına karşı hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması da ilgili devletin şikayetine bırakılmıştır.
Buna bağlı olarak yapılan şikayet üzerine cumhuriyet savcısı soruşturma yapmak zorunda değildir. Muhakeme şartı olarak değerlendirilir. Suçun cezası 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası olmakla birlikte dava zamanaşımı süresi de 8 yıl ile sınırlıdır.
Yabancı Devlet Bayrağına Karşı Hakaret Suçunda Yargılama Usulü ve Görevli Mahkeme
Yabancı devletin şikâyeti üzerine Cumhuriyet savcısı, soruşturma yapmak ve dava açmak mecburiyetinde değildir demiştik. Cumhuriyet savcısı suçun soruşturma aşamasında KYOK kararı da verebilir. Kovuşturma aşamasına geçilmiş ise basit yargılama usulüne göre yargılamaya devam olunur.
Yabancı Devlet Bayrağına Karşı Hakaret Suçunda görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesidir. Yani yargılamalar Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülür.
Bunlara ek olarak TCK madde 13 kapsamında sayılan suçlar bakımından Adalet Bakanlığı izni aranmamaktadır. Bu suçlar açısından failin vatandaş veya yabancı devlet mensubu olmasına bakılmaksızın suçun yabancı bir ülkede işlenmesi halinde Türk kanunlarının uygulanacağı belirtilmiştir.
TCK m. 13/1-b’de düzenlenen suçlar ise devleti koruma amacı güden ve bu hareketle takip edilen suçlardır. Kanun hükmünde İkinci Kitap, Dördüncü Kısım altındaki Üçüncü, Dördüncü, Beşinci, Altıncı, Yedinci ve Sekizinci Bölümlerde yer alan suçlar şeklinde düzenlenmiştir. Bunlar sınırlı sayıda sayılmakla bahsettiğimiz gibi Adalet Bakanlığının talebine bağlı değildir. Yani soruşturma başlaması için veya kovuşturmaya devam olunması için adalet bakanının iznine gerek yoktur.
Ancak soykırım, insanlığa karşı suçlar, yabancı devlet başkanına karşı suç (TCK m. 340), yabancı devlet bayrağına karşı hakaret (TCK m. 341) ile yabancı devlet temsilcisine karşı suç (TCK m. 342) vb. suçlar bakımından Türkiye’de yargılama yapılması Adalet Bakanlığının talebine ve iznine bağlıdır.
Emsal Yargı Kararları
Yargıtay 19. Ceza Dairesi, E. 2019/28151 K. 2020/7047 T. 17.6.2020
6222 sayılı “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun”un 22/1. maddesinde düzenlenen “sporda şiddeti teşvik kabahati” kapsamında kalabilecek olaylara örnek olarak doktrinde ve uygulamada aşağıdaki fiiller verilmektedir:
Bir taraftarın “internetteki sosyal paylaşım sitelerinde maçı kaybedersek hakem odasını basarım” açıklamasını yapması,
Televizyonda yayınlanan spor programı esnasında yorumculardan birinin hakemlerin resmini çizip daha sonrasında hatalarını açıklayarak hakemlerin bulunduğu resimlerin üzerini karalaması ve hakemlerin üzerine çarpı işareti atması,
Bazı taraftarların cansız bir mankene, karşı takımın formasını giydirip daha sonra bu mankene hakaret edip, yakması ve bunu sosyal medyada yayınlaması.
6222 sayılı Kanunun 22/1. maddesinde ifade edilen “sporda şiddeti teşvik kabahati”nin unsurlarından birisi olan “fiilin başka bir suç oluşturmaması” unsuru bağlamında; TCK. m.214’teki “suç işlemeye tahrik” suçunun yanı sıra TCK. m.125’teki “hakaret” suçunun da burada kısaca ele alınması gerekmektedir.
Türk Ceza Kanununun “hakaret” başlıklı 125. maddesine göre; aşağılama, tahkir ve tezyif içeren, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte sözler ancak gerçek kişilere yöneltildiğinde hakaret suçu oluşabilir. Özel hukuk tüzel kişiliğine hakaret halinde, 125. madde ve devamında yer alan “hakaret suçu” oluşmaz.
Yine herhangi bir gerçek kişiyle arasında aidiyet ilişkisi kurulmadan özel hukuk tüzel kişisine (bir spor kulübüne) söylenen tahkir ve tezyif edici sözler hakaret suçunu oluşturmaz.
Bir başka anlatımla bir tüzel kişiye (bir spor kulübüne) yöneltilen tahkir veya tezyif içerikli bir söz, bu tüzel kişinin organı, temsilcisi vs. olan gerçek kişilere özgülenemediği müddetçe hakaret suçunu oluşturmaz. Ancak özel hukuk tüzel kişileri değil de kamu hukuku tüzel kişileri veya devletin manevi şahsiyetini temsil eden kamu organları söz konusu olunca durum değişmektedir.
Hukukumuzda her ne kadar özel hukuk tüzel kişilerine karşı tahkir ve tezyif içeren kelimeler suç olmasa da, devletin anayasal organlarının manevi şahsiyeti pek ağır ve alçaltıcı hakaretlere karşı ceza hukuku ile korunmuştur. Mesela, “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama” başlıklı 301. maddesi ve “yabancı devlet bayrağına karşı hakaret” başlıklı 341. maddesi “özel tahkir suçları” olarak bu kapsamdadır.