Yoklama Kaçağı Nedir?
Makale Başlıkları
Yoklama Kaçağı Nedir?
Yoklama kaçağı, zorunlu askerlik hizmetine çağrıldığı halde belirlenen süre içinde askerlik şubesine başvuruda bulunmayan kişileri tanımlayan bir terimdir.
Türkiye’de askerlik, her erkek vatandaş için zorunlu olup, belirli yaş aralığında olan bireylerin bu hizmeti yerine getirmesi gerekmektedir.
Peki, yoklama kaçağı ne demek ve yoklama kaçağı cezası nedir?
Askerlik yükümlülüğünü zamanında yerine getirmeyen kişiler hakkında uygulanan yaptırımlar;
yoklama kaçağı sorgulama işlemleri ve kaçak durumundan nasıl kurtulabileceğiniz gibi önemli bilgileri bu makalede bulabilirsiniz.
Yoklama kaçağı durumuna düşmemek için bilinmesi gerekenler ve yasal süreçler hakkında detaylı bilgi sahibi olmak isteyenler için rehber niteliğindeki bu yazı;
en güncel ve kapsamlı bilgileri sunmayı amaçlamaktadır.
Yoklama Kaçağı Olduğumuzu Nasıl Anlarız?
www.turkiye.gov.tr sayfasındaki “KURUMLAR” başlığı altında yer alan Milli Savunma Bakanlığı “Askerlik Durum Belgesi Sorgulama” hizmetinden ulaşabilirsiniz.
Yoklama Kaçağı ve Bakayaların Takipleri
Yoklama kaçağı olarak tespit edilen kişiler takibe alınır. Asker alma Genel Müdürlüğünce İçişleri Bakanlığına bildirilir.
Kolluk kuvvetlerince yakalanarak muhafaza altına alınan yükümlüler, mesai saatleri içerisinde yakalandıklarında en yakın askerlik şubesine getirilir.
Mesai saatleri dışında veya askerlik şubesinin bulunmadığı yerlerde yakalananlar ilgili kolluk kuvveti tarafından hazırlanan tutanağa istinaden derhal serbest bırakılır.
Kolluk kuvvetleri tarafından hazırlanan tutanakların bir nüshası yükümlüye verilir, diğer nüshası ise en geç üç işgünü içerisinde en yakın askerlik şubesine teslim edilir.
Yoklama kaçağı ve bakaya olarak arananlardan yurt dışında yaşadığı tespit edilenlere ilgili Türk Konsoloslukları aracılığıyla işlemlerini tamamlatması tebliğ edilir ve tebellüğ belgeleri askerlik şubesine iade edilir.
Yoklama Kaçağı Cezası Ne Kadardır?
Yoklama kaçağı olan kişiye idari para cezası uygulanmaktadır. 2023 yılı için gün başına kendiliğinden gelenler için 20,31 TL, yakalananlar için ise 40,62 TL’dir. 2024 yılı için henüz yayınlanmamıştır.
Yakalanan yoklama kaçağı veya yoklama kaçağı olup da kendiliğinden gelenler son yoklama işlemini yaptırmak üzere askerlik şubesine yapmış olduğu müracaat sonucu;
“askerliğe elverişli” olmadığının anlaşılması halinde hakkında yoklama kaçağı cezası düzenlenmemektedir.
Asker Yoklama Kaçağı Cezası Nereye Ödenir?
Asker yoklama kaçağı cezasını vergi dairelerine ödemek mümkündür. Ayrıca e-devlet üzerinden de bu ceza bedeli ödenebilmektedir.
Yoklama Kaçağı Cezasına İtiraz Nasıl Yapılır?
Yoklama kaçağı cezasına itiraz edilebilir. 1111 sayılı Askerlik Kanununa göre yoklama kaçağı cezası hukuki niteliği itibariyle bir idari para cezası olup yükümlünün nüfusa kayıtlı olduğu yer il ve ilçe idare kurulları tarafından verilmektedir.
Bu kurulların vermiş olduğu idari para cezasına karşı, kararın muhataba ulaşmasından itibaren 15 gün içerisinde kararı veren idarenin bulunduğu yerin Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edilebilir.
Eğer itiraz edilmezse karar kesinleşir. Kesinleşen karar üzerine cezayı ödemedikleri takdirde de ceza AATUK uyarınca icra takibi yapılarak tahsil edilir.
Yoklama Kaçağı Olan Kişiye Ceza Davası Açılır Mı?
Kişiye verilen idari para cezası kesinleştikten sonra eğer kişi yoklama kaçağı olmaya devam ederse askerlik şubesi tarafından bir dosya hazırlanır.
Bu dosyanın yeterli bulunması halinde kişi hakkında ceza davası açılır.
Askerlik şubesi bu dosyayı yükümlünün nüfusa kayıtlı olduğu yerin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderir.
Yoklama Kaçağı Olan Kişi İşe Girebilir Mi?
Yoklama kaçağı olan kişi sigortalı bir işte çalışamaz.
Eğer yoklama kaçağı olan bir kişi sigortalı bir işte çalışmaya devam ediyorsa bu durumda işveren ceza alır.
1632 sayılı Askeri Ceza Kanununa göre yoklama kaçağı olan kişinin tüm kurum ve kuruluşlarda çalıştırılmaları yasaktır.
Bu yasağa uymayan işverenler için barış zamanında 3 aydan 1 yıla (tekrar etmesi halinde 3 yıla) kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir.
Bu kişilerin savaş/seferberlik/ olağanüstü hallerde çalıştırıldıkları tespit edildiği halde 6 aydan 2 yıla (tekrar etmesi halinde 7 yıla ) kadar hapis cezası uygulanabilecektir.
Yoklama Kaçağı Olan Kişi Memur Olabilir Mi?
Memur olarak atanmadan önce adaylardan askerlik durumu belgesi talep edilmektedir.
Askerlik belgesi vermeyenlerin atanmasının yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Yoklama kaçağı olan bir kişi de askerlik durum belgesi almaları mümkün olmadığından dolayı atanmalarının yapılmayacağı değerlendirilmektedir.
Yoklama Kaçağı Yurt Dışına Çıkabilir Mi?
Yurt dışına çıkış yasağı, dava açılmadan önce soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısının talebi üzerine Sulh ceza hakiminin verdiği kararla veya dava açıldıktan sonra kovuşturma aşamasında mahkeme kararıyla konulabilir.
Böyle bir karar olmadığı takdirde kişinin yurt dışına çıkmasında herhangi bir engel yoktur.
Yoklama Kaçaklığı Adli Sicil Kaydında Gözükür Mü?
Yoklama kaçakları GBT sistemine işlenmektedir. Adli sicil kaydında yoklama kaçaklığı gözükmez.
Ancak yoklama kaçaklığı hakkında bir dava açılıp da dava sonucunda kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı varsa bu takdirde adli sicil kaydına işler.
Yoklama Kaçakları Bedelli Askerliğe Başvurabilir Mi?
Yoklama kaçaklarının bedelli askerliğe başvurmalarında herhangi bir sakınca yoktur. Ancak bu durumda bedelli askerlik ücretine ek olarak bir ödeme yapılması da gerekmektedir.
Yoklama kaçağı, saklı veya bakaya kaldıkları tarihten, bedelli askerlikten yararlanmak için başvurdukları tarihe kadar geçen sürenin her bir yılı için;
40 bin ek gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucunda elde edilen miktar kadar ek bedel ödeyecek.
EMSAL YARGI KARARLARI
ANKARA BAM, 9. C.D., E. 2020/1520 T. 15.9.2020
DAVA KONUSU İSTEM: Yoklama kaçağı olarak suçlandığı tarihlerde askerliğe elverişli olmaması nedeniyle hakkında isnat edilen suçtan beraat etmesi istemine ilişkindir.
Daha önce hakkında yoklama kaçağı suçundan idari para cezası uygulanan ve yoklama kaçağı suçundan işlem yapılan sanığın yine yoklamasını yaptırmaması nedeniyle 11/06/2016 tarihinde kolluk kuvvetince yakalandığı;
askerlik şubesine müracaat etmesi hususu tebliğ olunarak serbest bırakıldığı;
12/06/2016 tarihinden itibaren yeniden yoklama kaçağı durumuna düşen sanığın bu durumunu yine kolluk görevlilerince yakalandığı 04/04/2017 tarihine kadar sürdürdüğü;
böylece, 12/06/2016-04/04/2017 tarihleri arasında yoklama kaçağı kaldığı anlaşılmakta ise de;
İstinaf aşamasında sanık 14/03/2019 tarihinde vermiş olduğu dilekçesinde hakkında askerliğe elverişli değildir raporu düzenlendiğini belirtilerek hakkında;
İzmir S.B.Ü. Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesince düzenlenen 06/03/2018 gün ve 410 sayılı raporuyla, “Disosyal kişilik bozukluğu” tanısı;
“TSK SY MD.17-D-F5 Askerliğe elverişli değildir” kararı içeren ve Milli Savunma Bakanlığınca onaylı sağlık kurulu raporu fotokopisini sunmuştur.
Dairemizin 11/06/2019 tarihli, 2019/2423-4655 Esas-Karar sayılı kararıyla, bu askerliğe elverişsizlik halinin suç tarihlerini kapsayıp kapsamadığı hususunda ek rapor aldırılması yönünde tevdii kararı verilmiş;
bu kararın gereği olarak İzmir S.B.Ü. Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesince düzenlenen 17/02/2020 gün ve 197 sayılı sağlık kurulu raporuyla sanığın askerliğe elverişsizlik durumunun suç tarihlerini de kapsadığına karar verilmiştir.
1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 63/1-a maddesinde düzenlenen yoklama kaçağı suçunun oluşması için, failin müsnet suçu barışta ilk kez işlemesi;
sonrasında usulüne uygun şekilde idari para cezası ile cezalandırılıp cezanın kesinleşmesi ve buna rağmen aynı fiili tekrarlamasının yanında, failin fiziken ve ruhen sağlık açısından askerliğe elverişli olması da gerekmektedir.
Nitekim bu husus mülga 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun 10/8. maddesinde “Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’ne göre bedeni kabiliyeti askerliğe elverişli olmayanlar askerlik hizmetinden muaf tutulurlar.
“aynı Kanun’un28/1-son maddesinde ” Askerliğe elverişli olmayanlar asker edilmezler “, halen yürürlükte olan 7179 sayılı Askeralma Kanunu’nun 16/son maddesinde de “Askerliğe elverişli olmayanlar silahaltına alınmazlar.” şeklinde açıklanmıştır.
Mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, yükümlülerin askerlik hizmetini ifa etmesine mani bir hastalık ve arızasının bulunması halinde bu kişiler askerliğe elverişsiz olarak kabul edileceklerinden 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 63. maddesinde düzenlenen suçların faili olamayacakları açıktır.
Somut olayda, İzmir S.B.Ü. Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi Baştabipliğinin 06/03/2018 tarihli ve 410 sayılı sağlık kurulu raporunda, sanığın, “Disosyal kişilik bozukluğu” tanısı ve;
“TSK SY MD.17-D-F5 Askerliğe elverişli değildir” kararı ile askerliğe elverişli olmadığına karar verilmesi ve anılan Hastanenin 17/02/2020 gün ve 197 sayılı ek sağlık kurulu raporu ile de askerliğe elverişsizlik halinin suç tarihlerini;
(12/06/2016-04/04/2017) kapsadığı yönünde tıbbi kanaatinin bildirilmiş olması karşısında, sanığın üzerine atılı bakaya (yoklama kaçağı) suçunun işlenemez suç niteliğini kazandığı ve fiilinin kanunda tanımlanan suç tipine uymadığı sonucuna varılarak;
CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğinden, Sanığın istinaf başvurusunun kabulü ile hukuka aykırı bulunan
Konya 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14/11/2017 tarih 2017/413 Esas, 2017/803 Karar sayılı mahkumiyet hükmünün CMK 280/1-c maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Sanık K1 hakkında Konya
Cumhuriyet Başsavcılığının 08/05/2017 tarihli, 2017/6302 Esas, 2017/5869 İddianame sayılı iddianamesiyle 2016 yılında bakaya suçunu işlediği iddiası ve;
1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 63/1-b maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de;
sanığın hukuki vasfı itibariyle yoklama kaçağı niteliğinde olan fiilinin kanunda suç olarak düzenlenmemesi sebebiyle CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince sanığın BERAATİNE, karar verilmiştir.
Emsal Yargı Kararları
Ankara BAM 9. Ceza Dairesi, E. 2018/5704 K. 2019/3748 T. 13.05.2019
Savunma, yakalama tutanağı, suç cetveli, Ulus Kaymakamlığı İlçe Yazı İşleri Müdürlüğünün 16/04/2015 tarihli, 2015/943 Esas ve 2015/45 Karar sayılı idari yaptırım kararı birlikte değerlendirildiğinde;
sanığın, yoklama kaçağı kalması nedeniyle 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun 86/2. maddesi uyarınca 1.357 TL idari para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği;
bu kararın 21/05/2015 tarihinde babasına tebliğ edildiği, sanığın bu kararın tebliğinden sonra da son yoklamasına yaptırmaması nedeniyle 24/07/2016 tarihinde yakalanarak hakkında tutanak tanzim edildiği;
böylece, yoklama suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açılmış olup, ilk derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Somut olayda çözülmesi gereken mesele, sanığa isnat edilen fiilin kanunda düzenlenen suç tanımına uyup uymadığının tespitine ilişkindir.
Sanık hakkında uygulanması talep edilen “Yoklama kaçağı, bakaya, saklı, firar” başlıklı 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 63/1. maddesi;
” Barışta, 1111 sayılı Askerlik Kanununun 89 uncu maddesi uyarınca haklarında verilen idarî para cezası kesinleştikten sonra kabul edilecek bir özrü olmadan,
a)Yoklama kaçaklarından birlikte yoklamaya tabi oldukları doğumluların yurt genelinde normal sevk yılı içindeki son kafilesi gönderilmiş bulunanlar için, son kafilenin gönderilmesi tarihinden,
b) Bakaya kalanlar için, bakaya kaldıkları tarihten,
c) İhtiyat erattan çağrılıp da birlikte işleme tabi olduğu kişiler gönderilmiş bulunanlar için, en son gönderilme tarihinden,
d) Yoklama kaçağı, saklı veya bakaya olup olmamasına bakılmaksızın askerlik şubesince sevk edildiği kıtasına katılmayan veya geç katılanlar için;
kendilerine tanınan kanuni yol süresinin bitiminden, itibaren dört ay içinde gelenler altı aya kadar, yakalananlar iki aydan altı aya kadar;
dört aydan sonra bir yıl içinde gelenler iki aydan bir yıla kadar, yakalananlar dört aydan bir yıla kadar;
bir yıldan sonra gelenler dört aydan iki yıla kadar, yakalananlar altı aydan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.” şeklinde düzenleme içermekte olup;
1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun 89. maddesinde ise “… Barışta, kabul edilebilir bir özrü olmaksızın;
a) Yoklama kaçaklarından birlikte yoklamaya tabi oldukları doğumluların yurt genelinde normal sevk yılı içindeki son kafilesi gönderilmiş bulunanlar için, son kafilenin gönderilmesi tarihinden,
b) Saklılardan yaşıtlarının yurt genelinde normal sevk yılı içindeki son kafilesi gönderilmiş bulunanlar için, son kafilenin gönderilmesi tarihinden, c) Bakaya kalanlar için, bakaya kaldıkları tarihten,
d) İhtiyat erattan çağrılıp da birlikte işleme tabi olduğu kişiler gönderilmiş bulunanlar için, en son gönderilme tarihinden,
e) Yoklama kaçağı, saklı veya bakaya olup olmamasına bakılmaksızın askerlik şubesince sevk edildiği kıtasına katılmayan veya geç katılanlar için;
kendilerine tanınan kanuni yol süresinin bitiminden, itibaren dört ay içinde gelenler ikiyüzelli, yakalananlar bin;
dört aydan sonra bir yıl içinde gelenler beşyüz, yakalananlar ikibin;
bir yıldan sonra gelenler yediyüzelli, yakalananlar üçbin Türk Lirası idarî para cezasıyla cezalandırılır. Bir yıldan sonra tamamlanan her takvim yılı için kendiliğinden gelenler ayrıca bin, yakalananlar ayrıca ikibin Türk Lirası idarî para cezası ile cezalandırılır.
Ancak, bu eylemlerinden sonra askerlik şubesince ilk sevk edildikleri kıtalara gecikmeksizin katılmaları halinde haklarında verilecek idarî para cezalarının yarısı verilir.
Bu madde uyarınca verilecek idarî para cezalarına ilişkin evrak, yükümlünün bağlı olduğu askerlik şubesi başkanlıklarınca yükümlünün nüfusa kayıtlı olduğu yer mülki idare amirliklerine gönderilir ve idarî para cezası ilgili il ya da ilçe idare kurullarınca verilir.
Bu madde uyarınca verilen idarî para cezaları hakkında 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununda öngörülen kanun yoluna müracaat edilebilir.
Bu cezaların yerine getirilmesi askerlik hizmetlerinin sonuna bırakılır. Bu süreler içinde zamanaşımı işlemez.
Barışta, dördüncü fıkra uyarınca verilen idarî para cezası kesinleştikten sonra dördüncü fıkrada sayılan eylemlerden herhangi birini işleyenler ile bu eylemleri;
seferberlik ve savaş halinde işleyenler hakkında askerlik şubelerince suç dosyaları hazırlanarak yükümlünün nüfusa kayıtlı olduğu yer Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir.
” hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde;
1632 sayılı AsCK’nın 63. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen suçları barışta ilk kez işleyenlerin fiilleri idari para cezasına dönüştürülmüştür.
Dolayısıyla maddede düzenlenen suçun varlığı için failin müsnet suçu barışta ilk kez işlemesi, sonrasında usule uygun şekilde idari para cezası ile cezalandırılıp cezanın kesinleşmesi ve buna rağmen aynı fiili tekrarlaması gerekmektedir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun;
“Kararların tebliği” başlıklı 26. maddesinin 1. fıkrasında da;
“İdari yaptırım kararı, 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgili kişiye tebliğ edilir. Tebligat metninde bu karara karşı başvurulabilecek kanun yolu, mercii ve süresi açık bir şekilde belirtilir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, her ne kadar sanık hakkında Ulus Kaymakamlığı İlçe Yazı İşleri Müdürlüğünün 16/04/2015 tarihli;
2015/943 Esas ve 2015/45 Karar sayılı kararı ile idari para cezası verilmiş ise de, gerek karar metninde gerekse kararın tebliğine dair mazbatada karara karşı başvurulabilecek kanun yolu, mercii ve süresi açık bir biçimde gösterilmiş değildir.
Buna göre sanık hakkında usule uygun şekilde kesinlemiş bir idari yaptırım kararı bulunmadığından, sanığın fiilinin kanunda tanımlanan suç tipine uymadığı anlaşılmakla;
ilk derece mahkemesinin mahkumiyet kararı hukuka aykırı bulunduğundan ve yargılamaya konu fiilin daha ziyade aydınlanması gerekmediğinden aşağıda yazılı şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Sanık K1 ‘ın istinaf başvurusu yukarıda açıklanan sebeplerle yerinde görüldüğünden ve yargılamaya konu fiilin daha ziyade aydınlanması gerekmediğinden, Ceza Muhakemesi Kanununun 280/1-a ve 303. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca Bartın;
2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 18/04/2018 tarihli, 2017/616 Esas ve 2018/318 Karar sayılı kararından hüküm kısmının kaldırılarak yerine “1-Sanığın fiilinin kanunda suç olarak düzenlenmemesi sebebiyle CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE;
2-Hükmedilecek yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,” ibaresi yazılmak suretiyle;
HÜKÜM DÜZELTİLEREK İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTANREDDİNE;
2- Kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, bir örneğinin de istinaf başvurusunda bulunana ilk derece mahkemesince tebliğine;
3- Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair; tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde;
Dairemize bir dilekçe verilmesi ya da zabıt katibine beyanda bulunup tutanak tutturup hakime onaylatmak veya bir başka ilk derece ceza mahkemesi ya da bölge adliye mahkemesi ceza dairesi aracılığıyla dilekçe gönderilmek;
ilgilinin cezaevinde bulunması halinde ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak veya bu hususta bir dilekçe vermek suretiyle;
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286. maddesi uyarınca temyiz kanun yolu açık olmak üzere13/05/2019 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle karar verildi.