

Çek, Senet (Bono) veya Poliçe de (Kambiyo Senetlerinde) Zaman Aşımı Ne Kadardır?


Mala Zarar Verme Suçu
Makale Başlıkları
Anayasa Mahkemesi İptal Kararı Işığında TSK Disiplin Cezası Yargı Yolu
Anayasa Mahkemesi, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personelinin disiplin cezalarına ilişkin yargı yolu ile ilgili bir iptal kararı vermiştir. Karar, TSK personelinin aldığı disiplin cezalarının yargı denetimine açık olması gerektiğini belirtmektedir. Bu kapsamda, TSK personelinin aldığı disiplin cezaları hakkında itirazda bulunabileceği ve cezaların yargı yolu ile incelenebileceği bir mekanizma oluşturulması gerektiği vurgulanmıştır. Bu karar, TSK personelinin disiplin cezalarına ilişkin yargı yolu hakkının korunması açısından önemlidir ve TSK personelinin haklarının savunulması noktasında önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.
6413 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu
Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu etkin disiplin sisteminin usul ve esaslarını belirler. Mülki idare amirlerinin Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personeli ile ilgili mülki görevlerinden doğan yetkileri saklı kalmak kaydıyla bu Kanun; askeri hâkimler hariç subaylar, astsubaylar, uzman jandarmalar, uzman erbaşlar, sözleşmeli erbaş ve erler, erbaş ve erler ile askeri öğrencileri kapsar.
Disiplin suçunun meydana gelmiş olması için üç unsurun varlığı gerekmektedir. Göreve ilişkin fiilin kamu görevlisi tarafından kusurlu bir şekilde yapılması durumunda disiplin suçu ortaya çıkar. Kamu görevi dışında kalan fiiller için disiplin suçu sebebiyle disiplin cezası verilemez.
6413 Sayılı Kanun Kapsamında Disiplin Cezaları
Disiplin cezaları kanunun 11. maddesinde düzenlenmiştir. Bu cezalar ağırlık derecesine göre sınıflandırılır. Uyarma, kınama, hizmete kısmi süreli devam, aylıktan kesme, hizmet yerini terk etmeme, oda hapsi, silahlı kuvvetlerden ayırma şeklinde sıralanır.
Uyarma ve kınama cezası personele yazılı olarak bildirilir.
Hizmete kısmi süreli devam cezası; disiplin cezası verilen personele mesai sonrasında günde üç saati ve her hâlde saat 24.00’ü geçmeyecek şekilde, kadro görevinde veya kadro görevi dışında statüsüne uygun askeri hizmetlerin yaptırılmasıdır. Ceza, tatil günleri dışında yerine getirilir ve cezanın yerine getirilmesi esnasında personel hizmette sayılır. Cezanın yerine getirilme şekline ilişkin hususlar, cezayı veren disiplin amiri tarafından ilgiliye tebliğ edilir.
Aylıktan kesme cezası; disiplin cezası verilen personelin, sosyal güvenlik mevzuatına göre hesaplanan prime esas kazanç tutarından ekli (1) sayılı çizelgede belirtilen oranlarda kesinti yapılmasıdır. Ceza, aylığı tahakkuk ettiren birimce personelin aylığından kesilmek suretiyle yerine getirilir. Aylıktan kesme tam lira üzerinden yapılır ve kuruşlar dikkate alınmaz.
Hizmet yerini terk etmeme cezası; personelin mesai bitiminden sonra görev yaptığı yerden ayrılmayıp resmî daire, kışla, eğitim alanları ile sair yerlerdeki hizmetine devam etmesidir. Bu ceza disiplin amirleri tarafından ekli (1) sayılı çizelgeye göre; disiplin kurulları tarafından dört ila on güne kadar verilebilir.
Ceza verilen personel için uygun bir yatma yeri tahsis edilir. Tatil günlerinde cezanın yerine getirilmesine ara verilir. Cezanın yerine getirilmesi sırasında, hizmete ilişkin hâller hariç, günde toplam bir saati geçmemek üzere ziyaretçi kabul edilebilir.
Oda hapsi cezası; bu amaçla tahsis edilecek hapis odasında yerine getirilir. Hapis odalarının kapısında nöbetçi bulundurulur. Oda hapsi cezası alan personel, cezanın yerine getirilmesi süresince emir veremez ve genel hizmet yapamaz.
Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası, personelin tabi olduğu mevzuat hükümlerine göre Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğinin kesilmesi veya durumuna göre sözleşmesinin feshedilmesi sonucunu doğurur. Bu cezayı alanlar, seferberlik ve savaş hâlleri haricinde Türk Silahlı Kuvvetlerinde herhangi bir şekilde görev alamazlar.
Disiplin amiri tarafından verilen cezalar; uyarma, kınama, hizmete kısmi süreli devam, aylıktan kesme cezası.
Disiplin kurulu ve disiplin amiri tarafından verilen cezalar; hizmet yerini terk etmeme ve oda hapsi cezası.
Yüksek disiplin kurulu tarafından verilen cezalar; Silahlı Kuvvetlerde ayırma cezası.
Uyarma Cezasını Gerektiren Disiplinsizlikler
a) Emri mütalaa etmek: Usulüne uygun olarak kendisine verilmiş olan bir emir üzerine; emrin uygun olmadığı, yanlış verildiği, yapılamayacağı ve benzeri şekillerde amirini alenen eleştirmek veya amire karşı itirazda bulunmaktır. Amir tarafından karar verilene kadar astın fikrini savunması veya emrin kanunsuz olduğu hususundaki kanaatini belirtmek için amire yaptığı itiraz, bunları yaparken oluşabilecek diğer disiplinsizlikler saklı kalmak kaydıyla bu kapsamda disiplinsizlik teşkil etmez.
b) Görevde kayıtsızlık: Görevdeyken, yetkili makamlar tarafından izin verilen durumlar haricinde görevle veya askeri hizmetle ilgisi olmayan işlerle uğraşmaktır.
c) Hizmet dışındayken amir veya üste saygısızlık: Hizmet dışında, bilinen ve tanınan amir veya üstlere karşı saygısızlık teşkil edebilecek fiillerde bulunmaktır.
ç) Mesai çizelgesine uymamak: Özürsüz veya izinsiz olarak, mesaiye geç gelmek veya erken ayrılmak veya günlük mesai çizelgesine riayet etmemektir.
d) Kılık ve kıyafeti bozuk olmak: Kılık ve kıyafet ile ilgili olarak nizamlarda ve önceden belirlenmiş kurallara riayet etmemektir.
e) Usulsüz müracaat veya şikâyette bulunmak: Türkiye Büyük Millet Meclisine yapılan müracaatlar hariç olmak üzere, kanun ve nizamlarla belirlenmiş usul ve kurallara riayet etmeden yazılı, sözlü veya elektronik olarak müracaat veya şikâyette bulunmaktır.
f) İsraf etmek: Yetkili makamlarca belirlenmiş tasarruf tedbirlerine riayet etmemek veya kullanımına sunulan kamu kaynağının harcanmasında gösterilmesi gereken makul seviyedeki özeni göstermemektir.
g) Saygısız davranmak: Aynı rütbe veya kıdemde bulunulan ya da amir veya maiyet ilişkisi içinde olunmayan kişilere söz ve hareketlerle sataşmak veya kötü muamelede bulunmaktır.
ğ) Başkalarını kötülemek: Amirleri, üstleri veya çalışma arkadaşları hakkında ve onların bulunmadığı ortamlarda, onların işlem, eylem ve kişilikleri hakkında kötüleyici veya konuştuğu kişilerde kötü intiba yaratacak tarzda olumsuz sözler söylemektir.
h) Askeri nezaket kurallarına uymamak: Nizamlarla belirlenmiş olan askeri görgü, protokol ve davranış kurallarına aykırı bir biçimde tavır ve davranışlarda bulunmaktır.
ı) Hizmet haricinde yalan söylemek: Amir veya üstü tarafından denetim ve gözetim sorumluluğu kapsamında sorulan sorulara kasten doğru yanıt vermemektir.
i) Selamlama yapmamak: Selamlama ile ilgili olarak nizamlarla belirlenmiş kurallara riayet etmemektir.
j) Zamana riayet etmemek: Belirli zamanda yapılması gereken faaliyetlerde özürsüz olarak geç kalmaktır.
k) Mesai dışında aşırı alkol kullanımı: Mesai dışında sivil veya üniformalı olarak aşırı alkol alarak kişisel veya kurumsal imaj kaybı oluşturacak olumsuz davranışlarda bulunmaktır.
l) Görev dönüşü tekmil vermemek: Verilmiş bir emrin icrası veya sonuçları hakkında emri verene bilgi vererek müteakip emirlerini almamaktır.
m) Kişisel ve çevre temizliğine dikkat etmemek: Askeri hizmet esnasında belirlenmiş olan kişisel veya çevre temizliği ile ilgili kurallara riayet etmemektir.
n) Kendini geliştirmede yetersiz kalmak: Görevini etkin olarak yapabilmesini sağlayacak bilgi ve görgünün kazanılmasında göstermesi gereken gayreti göstermemektir.
Kınama Cezasını Gerektiren Disiplinsizlikler
a) Amir veya üste nezaketsizlik: Hizmette veya hizmete ilişkin hâllerde amir veya üste karşı saygısızlık teşkil edecek nitelikte olmayan ancak askeri nezaket, protokol ve terbiye kurallarına aykırılık teşkil eden fiillerde bulunmaktır. Askeri nezaket, protokol ve terbiye kurallarının astlara veya maiyete önceden ilan veya tebliğ olunması veya bu disiplinsizliği yapan kişinin makam ve rütbesi itibarıyla bu kuralları biliyor olması gerektiğinin objektif olarak kabul görmesi hâlinde disiplin cezası verilebilir.
b) Meslek etiğine aykırı davranışta bulunmak: Önceden ilan veya tebliğ edilmiş olan mesleki etik davranış kurallarına aykırı şekilde tavır ve davranışlarda bulunmaktır.
c) Küfürlü konuşmak: Aynı rütbe veya kıdemdeki arkadaşlarına veya astlarına karşı, terbiye ve adaba uygun olmayan sözlerle konuşmaktır.
ç) Askeri silsileyi bozarak hareket etmek: Müsaade edilmediği hâlde veya durumun gerektirdiği hâller haricinde, herhangi bir talebini askeri silsileye riayet etmeyerek doğrudan daha üst amirlerine iletmektir.
d) Uygun olmayan hitaplarda bulunmak: Çevresindekilere; nizamlar, emirler ve askeri teamüller ile belirlenmiş olan hitap şekilleri haricinde hitaplarda bulunmaktır.
e) Sorumluluktan kaçmak: Kanun ve nizamlar ile kendisine tevdi edilmiş görevlerin gerektirdiği sorumluluğu üstlenmekten imtina ettiğini gösterecek tavır ve davranışlarda bulunmaktır.
f) Askeri eşyayı uygun kullanmamak: Hizmete tahsisli bir askeri eşyayı düzgün ve talimatlara uygun kullanmayarak onun zarar görmesine veya aşırı yıpranmasına sebebiyet vermektir.
g) Sağlığın korunması kurallarına uymamak: Sağlığın korunması veya salgın ve bulaşıcı hastalıkların önlenmesi için yetkili makamlarca yürürlüğe konulmuş tedbirlere uymamak veya hizmet verdiği ortamdaki kişilerin sağlığını tehlikeye düşürecek fiillerde bulunmaktır.
Hizmete Kısmi Süreli Devam Cezasını Gerektiren Disiplinsizlikler
a) Üste saygısızlık: Hizmette veya hizmete ilişkin hâllerde üste gösterilmesi gereken saygıyı kasıtlı olarak göstermemek veya yetkili olduğu durumlarda üstün yapmış olduğu ikaz, tenkit veya muahezeyi saygı ile kabul edip dinlememektir.
b) Görev yerini izinsiz terk etmek: Kıtasından veya görev yerinden yirmi dört saati geçmeyecek şekilde kaçmak veya kabul edilebilir bir mazereti olmaksızın mesaiye bir tam mesai günü gelmemektir.
c) Temaruz: Bazı isteklerini yerine getirmek, kişisel bir menfaat sağlamak, görev veya sorumluluktan kaçmak gibi amaçlarla hastalığını abartmak veya olmadığı hâlde bir rahatsızlığı varmış gibi göstererek sağlık kuruluşlarına sevkini sağlamak suretiyle günlük mesainin bir kısmına katılmamaktır.
ç) Uygunsuz davranışlarda bulunmak: Türk Silahlı Kuvvetlerine ve temsil ettiği makam, rütbe veya statünün onur ve vakarına uygun olmayan fiillerde bulunmaktır.
d) Ketum davranmamak: Görevi ile ilgili gizli olmayan ancak açıklanmaması gereken bir bilgiyi yetkisiz kişilerin öğrenebileceği bir şekilde açıklamaktır.
Aylıktan Kesme Cezasını Gerektiren Disiplinsizlikler
a) Amire saygısızlık: Hizmette veya hizmete ilişkin hâllerde amire gösterilmesi gereken saygıyı kasıtlı olarak göstermemek veya amirin yapmış olduğu ikaz, tenkit veya muahezeyi saygı ile kabul etmemektir.
b) Yalan söylemek: Askeri hizmete ilişkin veya görevle ilgili konu ve durumlarda amirlere veya bilgi vermekle yükümlü olduğu kişi ve makamlara kasıtlı olarak gerçeğe aykırı ve yanlış beyanda bulunmaktır.
c) Hizmetle ilgisi olmayan emir vermek: Maiyetine hizmetle ilgisi olmayan emir vermektir.
ç) Maiyetinin gözetiminde ihmal göstermek: Astlarının ve emri altındakilerin denetim, kontrol ve gözetiminde ihmal göstermektir.
d) Ayrımcılık yapmak: Görevdeyken dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım yaparak işlem tesis etmek ve bu suretle görev yerinde huzursuzluğa neden olmaktır.
e) Yasak edilen yerlere girmek: Resmî üniforma ile genelev, kumarhane, meyhane, bar ve benzeri yerler ile girilmesi garnizon komutanlıklarınca yasaklanmış diğer yerlere girmektir.
f) Kayırma talep etmek: Özlük hakları ile ilgili ya da başka bir kişisel menfaat temini için başkalarını aracı koyup, öncelik ve ayrıcalık talep etmektir.
g) Maiyetinden hediye kabul etmek: Maiyetinde çalışan personel tarafından verilen ve makul bir seviyenin üstünde maddi değeri olan bir hediyeyi kişisel menfaat elde etmek amacıyla kabul etmektir.
ğ) Hizmetteyken siyasi içerikli konuşmak: Mesai içerisinde veya hizmete ilişkin durumlarda siyasi içerikli konuşmalar yapmaktır.
h) Yasaklanmış faaliyetlere katılmak: Yetkili makamlarca yasaklanmış olan toplantı, gösteri, yürüyüş ve benzeri faaliyetlere iştirak etmektir.
ı) İzinsiz olarak garnizonu terk etmek: İzinli olmadığı hâlde görev yaptığı garnizon hudutlarını terk etmektir.
i) Ulaşım güvenliğini ihlal etmek: İzin, istirahat, hava değişimi, terhis ve benzeri nedenlerle görev yerine gidiş ve dönüşlerde terörle mücadele kapsamında emredilen yol güzergâhının dışına çıkmak, belirlenen günler dışında seyahat etmek veya yapılan planlamaya aykırı seyahat etmektir.
Hizmet Yerini Terk Etmeme Cezasını Gerektiren Disiplinsizlikler
a) Emre itaatsizlik: Kasıtlı olarak hizmete ilişkin bir emri tam yapmamak ya da değiştirerek veya sınırını aşmak suretiyle yapmaktır.
b) Kısa süreli kaçmak: Kıtasından veya görev yerinden yedi günü aşmayacak ve bu süre içinde kendiliğinden gelecek şekilde kaçmak veya mesaiye gitmemektir.
c) İzin süresini geçirmek: İzin, istirahat veya hava değişimi süresini yasal veya kabul edilebilir bir mazereti olmaksızın altı günü aşmayacak ve bu süre içinde kendiliğinden gelecek şekilde geçirmektir.
ç) Hizmete mahsus eşyaya zarar vermek: Harp malzemesini veya hizmete tahsis edilmiş bir askeri eşyayı; kasıt, ihmal veya tedbirsizlik sonucu kaybetmek veya hasara uğramasına sebebiyet vermektir.
d) Hediye istemek veya borç almak: Maiyetinden veya astlarından hediye istemek veya her ne şekilde olursa olsun borç almaktır.
e) Maiyetinin disiplinsizliği hakkında soruşturma yapmamak: Maiyeti tarafından işlenen bir disiplinsizliği öğrenmesine rağmen ceza vermeme takdir yetkisinin bulunduğu hâller dışında kasten disiplin soruşturması yapmayarak disiplinsizliği örtbas etmektir.
f) Asta kötü muamele yapmak: Astına, askeri usul ve kurallar dışında kötü davranmak, eziyet amacıyla hizmetini lüzumsuz yere güçleştirmek veya başkaları tarafından kötü muamelede bulunulmasına müsamaha göstermektir.
g) Nöbet talimatına aykırı hareket etmek: Maddi bir zarar doğmasına sebebiyet vermeyecek şekilde, ilgili mevzuat kapsamındaki nöbet görevlerini yaparken, nöbet yerini terk etmek veya belirlenmiş ve tebliğ edilmiş olan nöbet talimatındaki kurallara aykırı hareket etmektir.
ğ) Hoşnutsuzluk yaratmak: Çalıştığı mesai ortamında söz veya fiilleri ile hizmetin yerine getirilmesini olumsuz yönde etkilemektir.
h) Tahrik: Asker kişileri, amirlerine veya üstlerine karşı itaatsizliğe, saygısızlığa, mukavemet göstermeye veya müessir fiil işlemeye tahrik veya teşvik etmektir.
ı) Sarhoşluk: Tıbbi raporla ispatlanmak veya gizlenemeyecek derecede olmak şartıyla, göreve sarhoş gelmek veya görevdeyken alkollü içki içmektir.
i) Kumar oynamak: Askeri mahâl içinde kumar oynamaktır.
j) Yasak edilen malzemeyi bulundurmak: Kıta, karargâh ve kurumlarda ya da görev esnasında bulundurulması veya kullanılması emirle yasak edilen cep telefonu, bilgisayar, radyo, teyp, fotoğraf makinesi gibi görüntü, ses ve benzeri verileri ve bilgileri kaydeden, depolayan veya ileten her türlü cihaz ve aletler ile aksamlarını bulundurmak veya kullanmaktır.
k) İzinsiz üyelik: Meslek kuruluşları, dernek ve vakıf üyelikleri ile spor kulüplerinin faal üyeliklerine izin almaksızın girmektir.
l) Disiplin cezasının yerine getirilmesine karşı gelmek: Yetkili kişi veya organlar tarafından verilen disiplin cezalarının, idari yaptırımların veya disiplinsizlik nedeniyle verilen görev ve sorumlulukların gereğinin yerine getirilmesine karşı çıkmak ve bu kapsamda yapılması zorunlu olan görev ve yükümlülükleri tam olarak yerine getirmemektir.
m) Kavga etmek: Meşru savunmaya ilişkin şartlar saklı kalmak kaydıyla, askeri mahâl içerisinde, fiilen birisine vurmaktır.
Silahlı Kuvvetlerden Ayırma Cezasını Gerektiren Disiplinsizlikler
a) Aşırı borçlanmak ve borçlarını ödeyememek: Nafaka, trafik kazası, doğal afet, personelin öngöremeyeceği şekilde ülke genelinde yaşanan olağanüstü ekonomik dalgalanmalar, ani devalüasyonlar, sağlık ve tedavi giderleri ile kefillik ve benzeri zorunluluk hâlleri hariç olmak üzere, aşırı derecede borçlanmaya düşkün olmak ve bu borçlarını ödememeyi alışkanlık hâline getirmektir.
b) Ahlaki zayıflık: Görevine, sosyal ve aile yaşantısına zarar verecek derecede menfaatine, içkiye, kumara düşkün olmak veya Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak şekilde yüz kızartıcı, utanç verici veya toplumun genel ahlak yapısına aykırı fiillerde bulunmaktır.
c) Hizmete engel davranışlarda bulunmak: Devletin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarına zarar verecek nitelikte tutum ve davranışlarda veya ağır suç veya disiplinsizlik teşkil eden fiillerde bulunmaktır.
ç) Gizli bilgileri açıklamak: Yetkisi olmadığı hâlde, devletin güvenliği ile iç ve dış siyasi yararlarına ilişkin elde ettiği gizli bilgileri yetkisiz kişi ve kuruluşlara vermek, ulaştırmak veya açıklamaktır.
d) İdeolojik veya siyasi amaçlı faaliyetlere karışmak: Siyasi partilere girmek, ideolojik veya siyasi faaliyetlere karışmak, ideolojik veya siyasi amaçlarla disiplini bozucu tavır ve davranışlarda bulunmaktır.
e) Uzun süreli firar etmek: Geçerli bir mazereti olmaksızın kesintisiz olarak bir yıldan fazla süre ile izin süresini geçirmek veya firar hâlinde bulunmaktır.
f) Disiplinsizliği alışkanlık hâline getirmek: Disiplini bozucu tavır ve davranışlarda bulunmayı alışkanlık hâline getirmek veya aldığı disiplin cezalarına rağmen ıslah olmamaktır.
g) İffetsiz bir kimse ile evlenmek veya böyle bir kimse ile yaşamak: İffetsizliği anlaşılmış olan bir kimse ile bilerek evlenen veya evlilik bağını devam ettirmekte veya böyle bir kimseyi yanında bulundurmakta veya karı koca gibi herhangi bir kimse ile nikâhsız olarak devamlı surette yaşamakta ısrar etmektir.
ğ) Gayri tabii mukarenette bulunmak: Bir kimseyle gayri tabii mukarenette bulunmak yahut bu fiili kendisine rızasıyla yaptırmaktır.
Disiplin Ceza Puanına Bağlı Olarak Ayırma Cezası Verilmesi
Kanunun 21. maddesindeki düzenlemeye göre disiplinsizliği alışkanlık haline getiren subaylar, astsubaylar ve uzman jandarmalar hakkında ayırma cezası verilir. Sözleşmeli subay ve astsubaylar hakkında uygulanmaz.
Askeri Öğrenciler Hakkında Verilebilecek Cezalar
Kınama ve izinsizlik
Kınama yazı ile bildirilir, izinsizlik cezası alan öğrenci hafta sonu tatilinde yararlanamaz.
Erbaş ve Erler Hakkında Uygulanacak Cezalar
- İzinsizlik
- İlave hizmet yükleme
- Oda hapsi
- Hizmetten men
Aynı fiil nedeniyle bu kanunda düzenlenen cezalardan yalnızca biri verilebilir. Birden fazla disiplinsizlik halinde ağır olan ceza verilir. Farklı kanunlarda öngörülen yaptırımlar bu kanunda düzenlenen cezanın verilmesini engellemez.
Disiplin Amirleri Tarafından Verilen Cezalara İtiraz
Cezanın tebliğ edilmesinden itibaren üç iş günü içerisinde itiraz etmek mümkündür, edilmezse ceza kesinleşir.
Disiplin Kurulu Kararlarına İtiraz
Kurul tarafından verilen kararlara tebliğden itibaren beş iş günü içinde itiraz edilebilir. Süre içinde itiraz edilmemişse ceza kesinleşmiş olur.
Millî Savunma Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı teşkilatında kurulan disiplin kurulunun kararlarına karşı yapılan itirazı, hükme katılanlardan daha kıdemli olan başkan ve üyelerden kurulan yeni bir kurul inceler. Ancak, uygun nitelikte başkan ve üye bulunmazsa, en yüksek komuta makamından itibaren sıra ile aşağı derecedeki komuta mevkilerinde bulunan subaylar başkan ve üye olarak görevlendirilir.
İtiraz üzerine üst komutanlık disiplin kurulunun disiplin subayı, dosyanın kendisine ulaşmasından itibaren beş iş günü içinde gerekli incelemeyi yapar ve mütalaası ile birlikte dosyayı disiplin kuruluna sevk eder. Disiplin kurulu en geç on iş günü içinde dosyayı inceleyerek kararını verir. Üst komutanlık disiplin kurulu gerekli gördüğü tahkikatın yapılmasını isteyebilir veya tahkikatı kendisi yapabilir. Bu hâlde tahkikat için geçecek süre on iş günlük süreye dâhil değildir.
Üst komutanlık disiplin kurulu itirazı yerinde görürse yeni kararı kendisi verir. Aksi hâlde itirazı reddeder. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
Disiplin Cezalarının Yargısal Denetimi
Kanunla düzenlenmiş bir hukuk kuralı, Anayasaya aykırılığı iddiasıyla incelenebilir. Bir davaya bakmakta olan mahkeme bunu somut norm denetimi yoluyla yapabilir. Mahkeme olayda uygulanacak kanun maddesinin anayasaya aykırı olduğu kanısına vardığında bu hükümlerin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurma yoluna gidecektir.
Türk Silahlı Kuvvetleri personeline uygulanacak disiplin cezaları da kanunla düzenlenmiştir. Dolayısıyla bu cezalar hakkındaki kanun maddelerinin de Anayasaya aykırılığı iddia edilebilir.
Kanunun yargı denetimi hakkındaki 43. maddesinin birinci fıkrası 7329 sayılı kanunun 17. maddesiyle değiştirilmiştir. Bu maddeye göre; Askerî öğrenciler ile erbaş ve erler hakkında verilen disiplin cezaları ile subay, astsubay, uzman erbaş ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında verilen uyarma, kınama ve hizmete kısmi süreli devam cezaları hariç bu Kanunda yer alan disiplin cezalarına karşı iptal davası açılabilir. Seferberlik ve savaş zamanında ise yüksek disiplin kurulları tarafından verilen Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası hariç bu Kanunda yer alan diğer disiplin cezaları yargı denetimi dışındadır.”
Söz konusu hüküm uyarma, kınama ve kısmi süreli devam cezalarına karşı iptal davası açılmasını engellemektedir. Uyarma, kınama, kısmi süreli hizmete devam kararlarına karşı yargı yolunun kapalı olması bunlar dışındaki kararlara karşı dava açılması imkânı verilmiş olmasını da etkisiz hale getirmektedir. Yargısal denetim yalnızca şekli bir denetim haline gelmektedir. Yargı yolu kapatılan cezalar diğer kararların temelini oluşturabilmektedir.
Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde sağlanmaya çalışan düzen, disiplin anlayışı hak arama hürriyeti kısıtlanarak oluşturulursa kamu yararı gibi menfaatler göz ardı edilmiş olacaktır. Disiplin cezaları için Anayasaya aykırı olmayan, kişilerin haklarını kısıtlamayan etkin yargısal denetim yolları öngörülmelidir.
Mahkeme değiştirilen madde hakkında Anayasaya aykırılık iddiasında bulunmuştur. Birinci fıkrada yer alan “uyarma, kınama ve hizmete kısmi süreli devam cezaları hariç” ibaresinin Anayasanın 2, 36, 125 ve 129. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptalini istemiştir.
Yargı yolunun kapatılması Anayasanın 36. Maddesinde düzenlenen hak arama hürriyetini kısıtlamaktadır.
Anayasanın 125. maddesine göre;” İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.”129. maddesinin üçüncü fıkrasına göre disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz. Bu maddelere dayanarak yargı yolunun kapatılmasının Anayasaya aykırı olduğu görülmektedir.
Disiplin cezalarına karşı yargı yolunu kapatan madde anayasaya aykırılık iddiasıyla mahkeme tarafından Anayasa Mahkemesine taşınmıştır ve Anayasa Mahkemesi söz konusu maddeyi 13, 36 ve 129. maddelere aykırı olduğu gerekçesiyle E. 2022/10 K. 2022/72 sayılı kararıyla iptal etmiştir. Dolayısıyla uyarma, kınama, kısmi süreli devam cezalarına karşı yargı yolu açıktır.
Anayasa Mahkemesi E. 2022/10 K. 2022/72 Sayılı Kararı
İtirazların konusu: 31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetler Disiplin Kanunu’nun 43. maddesinin 24/6/2021 tarihli ve 7329 sayılı Kanun’un 17. maddesiyle değiştirilen (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…uyarma, kınama ve hizmete kısmi süreli devam cezaları hariç. “ibaresinin Anayasa’nın 2., 36., 125. ve 129. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
Olay: Sözleşmeli er olarak görev yapan davacılar hakkında tesis edilen uyarma ve hizmete kısmi süreli devam cezalarının iptalleri talebiyle açılan davalarda itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
İptali İstenen Kanun Hükmü
Kanun’un itiraz konusu kuralın da yer aldığı 43. maddesi şöyledir:
“Yargı denetimi
MADDE 43- (1) Askerî öğrenciler ile erbaş ve erler hakkında verilen disiplin cezaları ile subay, astsubay, uzman erbaş ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında verilen uyarma, kınama ve hizmete kısmi süreli devam cezaları hariç bu Kanunda yer alan disiplin cezalarına karşı iptal davası açılabilir. Seferberlik ve savaş zamanında ise yüksek disiplin kurulları tarafından verilen Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası hariç bu Kanunda yer alan diğer disiplin cezaları yargı denetimi dışındadır.
İtiraz konusu kurallar 6413 sayılı Kanun’un 43. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…uyarma” ve “…ve hizmete kısmi süreli devam…”ibareleri olup kurallar subay, astsubay, uzman erbaş ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında verilen uyarma ve hizmete kısmi süreli devam cezalarına karşı iptal davası açılamayacağını öngörmektedir.
Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” denilmek suretiyle hak arama özgürlüğü güvence altına alınmıştır.
Hak arama özgürlüğünün temel unsurlarından biri mahkemeye erişim hakkıdır. Mahkemeye erişim hakkı, hukuki bir uyuşmazlığın bu konuda karar verme yetkisine sahip bir mahkeme önüne götürülmesi hakkını da kapsar. Kişinin uğradığı bir haksızlığa veya zarara karşı kendisini savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veya işleme karşı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin, zararını giderebilmesinin en etkili ve güvenceli yolu yargı mercileri önünde dava hakkını kullanabilmesidir. Kişilere yargı mercileri önünde dava hakkının tanınması hak arama özgürlüğünün ön koşulunu oluşturur.
Kurallar; subay, astsubay, uzman erbaş ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında verilen uyarma ve hizmete kısmi süreli devam cezalarına karşı dava açılamayacağını öngörmek suretiyle anılan asker kişilerin mahkemeye erişim hakkını sınırlamaktadır.
Buna karşılık aseri disiplin hukukunda bozucu tavır ve davranışlarda bulunmayı alışkanlık hâline getirmek veya aldığı disiplin cezalarına rağmen ıslah olmamak TSK’dan ayırma cezasını gerektiren disiplinsizliklerden sayılmaktadır. Sözleşmeli subay ve astsubaylar hariç subay ve astsubaylar açısından da belirli süreler içinde alınan disiplin cezaları belirli bir puana ulaştığında, bu durum TSK’dan ayırma sebebi olarak kabul edilmektedir.
Sözleşmeli erbaş ve erler açısından ise en son alınan disiplin cezasından geriye doğru son bir yıl içinde en az iki disiplin amirinden toplam sekiz defa veya daha fazla disiplin cezası alma hâli sözleşmenin süresinin bitiminden önce feshi sebebi olabilmektedir.
Bu durumda yargı yolu kapalı olan uyarma ve hizmete kısmi süreli devam cezaları söz konusu askerî personelin TSK’dan ayrılmalarına ya da sözleşmelerinin feshine yol açabilmektedir.
TSK’dan ayırma ya da sözleşmenin feshi işlemlerine karşı dava açılabilse de, bu işlemlerin dayanağı olan uyarma ve hizmete kısmi süreli devam cezalarına karşı yargı yolunun kapalı olması nedeniyle gerek itiraz edilmeksizin gerekse itiraz aşamasından geçerek kesinleşen söz konusu disiplin cezaları yargısal denetime tabi tutulmadığından, bu işlemler dayanak alınarak gerçekleştirilen TSK’dan ayırma ya da sözleşmenin feshi işlemleri yönünden yargısal denetim şeklî bir hâle gelmektedir.
Başka bir deyişle uyarma ve hizmete kısmi süreli devam cezalarına konu fiillerin disiplin cezasını gerektirip gerektirmediğinin yargısal denetime tabi tutulmaması nedeniyle TSK’dan ayırma ya da sözleşmenin feshi işlemlerine karşı açılan davalarda yapılan yargısal denetim etkinliğini yitirmektedir.
Kurallar bu yönüyle asker kişilere aşırı bir külfet yüklemekte ve disiplinin tesisi şeklindeki kamu yararı ile hak arama özgürlüğü arasında gözetilmesi gereken adil dengeyi bozmaktadır.
Açıklanan nedenlerle kurallar Anayasa’nın 13., 36. ve 129. maddelerine aykırıdır. İptalleri gerekir.
Hüküm
31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 43. maddesinin 24/6/2021 tarihli ve 7329 sayılı Kanun’un 17. maddesiyle değiştirilen (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…uyarma..” ve “…ve hizmete kısmi süreli devam…” ibarelerinin Anayasa’ya aykırı olduklarına ve İPTALLERİNE, Kadir ÖZKAYA, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL, Yıldız SEFERİNOĞLU, Basri BAĞCI, İrfan FİDAN ile Kenan Yaşar’ın karşı oyları ve OYÇOKLUĞUYLA 1/6/2022 tarihinde karar verildi.
Bu hüküm ile söz konusu ibarelerin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Yargı yolunu bazı disiplin cezaları için kapatan kanun maddesinin Anayasanın 129. maddesinin dördüncü fıkrasına dayandığı ve istisnalar kapsamında olduğu görüşü ileri sürülmektedir. Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptal kararının bu fıkrayı işlevsiz hale getirdiği ileri sürülse de mahkeme Anayasanın hak ve özgürlükleri düzenleyen maddelerini dikkate alarak karar vermeyi uygun bulmuştur.
Anayasa Mahkemesi Anayasa’nın 153. maddesi gereğince önüne gelen kanun maddesini iptal edebilir ancak yeni bir hüküm tesis edemez. Gelen belirli maddeyi ya da fıkrayı iptal etme yetkisine sahip Mahkeme kendisine gelmeyen bir maddeyi iptal edemez.
TBMM iptal edilen hükümler hakkında düzenleme yapmak zorunda değildir ayrıca düzenleme yapacaksa da Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçesiyle bağlı değildir, yeni düzenlemeyi Anayasa Mahkemesinin isteği doğrultusunda yapma sorumluluğu yoktur. Bir kanun maddesini iptal etmekle Anayasaya aykırılığın ortadan kalkması her zaman mümkün olmayabilir. İptalle boşluk oluşuyorsa daha önemli bir aykırılık ortaya çıkabilir.
Anayasa Mahkemesinin İptal Kararı Yargılanmanın Yenilenmesi Sebebi Sayılabilir Mi?
Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin verdiği karara göre “Karara esas alınan yasanın sonradan Anayasa Mahkemesince iptali yargılamanın yenilenmesini gerektiren bir hukuki sebep olarak kabul edilmelidir.
Kararın gerekçesi ise şöyledir:
1602 sayılı yasanın 64 ve HMK. 374 ve müteakip maddelerinde öngörülen tüm yargılamanın yenilenmesi nedenlerine bakıldığında kurulan hükmün maddi gerçeğe ters düştüğü ve adaletin tecellisini sağlayamadığı durumlar için öngörüldüğü görülecektir.
Bu nedenledir ki şekli anlamda olduğu kadar maddi anlamda da kesin hüküm halini alan bir yargı kararının olağanüstü bir kanun yolu olarak, yargılamanın yenilenmesi suretiyle kaldırılması uzunca bir süre sonra dahi olsa, toplum vicdanını rahatsız eden bir adaletsizliğin giderilmesini sağlamaktadır.
Bireysel nedenlere ve ağırlıklı olarak dava subyelerinin eylemlerine dayalı, adaleti sağlamayan kesinleşmiş bir kararın yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırılması yöntemini benimseyen bir hukuk sisteminin, kurulan kararda, doğrudan uygulanan kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı nedeniyle iptal edilmiş olmasını yargılamanın yenilenmesi nedeni saymadığını kabul etmek bizce mümkün görülmemektedir. Böylece bu konuda öncelik sorunu olduğunu düşünmek gerekir.
Hukuk Devleti; hukukun üstünlüğü doğrudan kanunların Anayasaya aykırı olamayacağı hususunu içerir. Anayasanın 11.ci maddesinde açıkça kanunların Anayasaya aykırı olamayacağını vurgulayan bir Anayasa hükmü mevcutken Anayasa Mahkemesince Anayasaya aykırılığı saptanan bir kanunun hukuken belli bir dönem içinde olsa hayatiyetini sürdürmesine Anayasa ve Hukuk düzeninin kayıtsız kaldığını kabul etmek mümkün görülmemektedir.
Bu husus Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümezliği kuralını irdelemeyi zorunlu kılmaktadır. Anayasanın 2.ci maddesinde, Cumhuriyetin nitelikleri saptanırken, adalet anlayışı içerisinde demokratik bir hukuk devleti olduğu belirtildiğine, 11.ci maddesinde, kanunların Anayasa ‘ya aykırı olamayacağı vurgulandığına, 13.cü maddesinde belirtilen nedenlerin sınırlı olsa dahi temel hak ve hürriyetlerle ilgili genel ve özel sınırlamaların demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamayacağı esası getirildiğine göre Anayasaya aykırı bir kanunun hüküm ve sonlarına ve de böyle bir kanunun uygulanması ile kişilerin uğradıkları zararlara, Anayasanın ilke olarak izin vermeyeceği sonucu ortaya çıkmaktadır.
Ne var ki, karşılıklı serbest iradelerin bir noktada birleşmesi ile özellikle, özel hukuk alanında sağlanan delillerin alt üst edilmesine yol açacak bir uygulamanın da toplumsal düzeni sarsacağı gibi kararlılık ve hukuk güvenliğini zedeleyeceği kuşkusuz inkâr olunamaz.
İşte bu sorun adalet anlayışı ve hukukun üstünlüğü ilkesinin üstüne çıkacak boyutlara ulaştığında iptal kararlarının geriye yürümesi, çözümü mümkün olmayan toplumsal kargaşaya neden olacağından, Anayasanın genel esprisine istisna olarak geriye yürümezlik ilkesini gündeme getirmektedir. Anayasaya aykırı hükümlerin bir dönemle sınırlı olsa dahi geçerliğini kabullenme zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır.
Bu itibarla, Anayasaya aykırılığı nedeniyle, Anayasa Mahkemesince iptal edilen bir kanunun içeriğini ve uygulandığı dönemdeki sonuçlarını göz önünde tutmakta zorunlu bulunmaktadır. Gerçekten bazı yasalar, yalnızca hak bahşedici kimi yasalar ise hak ve yükümlülükleri birlikte içeren kimi yasalar da sadece yükümlülükler getiren nitelikte olabilirler.
İlgililerine yalnızca yükümlülük getirmek durumunda olan bir yasanın, Anayasaya aykırılığı nedeniyle, Anayasa Mahkemesince iptali halinde; iptal kararının geriye yürütülmesi ve belirli bir kesime bu kanunun uygulanması sonucu oluşan kazanılmış haklarına, zarar veren ve böylece devlete ve hukuka güveni sarsan, toplumsal kargaşaya yol açan bir etkisi söz konusu olamaz.
Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümezliği ilkesi, bu ilkenin getiriliş nedenlerinin varlığı halinde geçerlidir. Bu kuralın ödünsüz bir biçimde uygulanması, lafzı bir yorumla, belki de doğru bir sonuç veriyor gibi görünse dahi, asıl olan hukuka uygunluk denetimi olduğuna göre, adaletin gerçekleşmesi açısından eksik kalacaktır.
Öte yandan, idari yargı yerlerince verilen iptal kararları bildirici nitelikte iken Anayasa Mahkemesi kararlarının yapıcı olduğunu ileri sürenler dahi, Anayasa Mahkemesince iptal edilen bir kanunun hukuk âlemine çıktığı ilk andan itibaren Anayasaya aykırı olduğunu ortaklaşa kabul etmektedirler.
Bu kabul biçimi zorunlu nedenlerin söz konusu olmadığı hallerde, Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürütülerek hukukun üstünlüğü ilkesine hayatiyet vermeyi ve toplumun adalet duygularına açıkça ters düşmeyecek, bir sonuca ulaşmayı gerekli kılmaktadır. Bunun aksinin kabulü özellikle statü hukukunda, yasaların süre gelen etkisi nedeniyle, Anayasaya aykırı kanunun hüküm ve sonuçlarının gelecekte de etkili olması ve yürürlüğünü sürdürmesi anlamını taşıyacaktır.
Kaldı ki idare hukukunu diğer hukuk dallarından ayıran özelliği, gelişmekte olan bir içtihat hukuku olmasıdır. Bu niteliği itibariyle de Anayasa Mahkemesi iptal kararının geriye götürülmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığını kabul etmek gerekmektedir.
Daha önce açılmış ve ret kararı verilmiş davalarda yargılamanın yenilenmesi yoluyla işin esasına girilmesi mümkündür, yargı yolu kapalı olması sebebiyle dava açılmaması halinde kararın Resmi Gazete’de yayımlandığı 22.06.2022 tarihinden itibaren cezalara karşı altmış gün içinde idari yargıda dava açılabilecektir.