BES Nasıl İptal Edilir?
Makale Başlıkları
BES Nasıl İptal Edilir?
BES Nedir?
Bireysel Emeklilik Sistemi, rahat bir emeklilik dönemi geçirmek için bireylerin çalışma süresince birikim yapmasını sağlayan, Sosyal Güvenlik Sisteminin tamamlayıcısı olan ve emeklilik gelirine ek bir gelir sağlayan özel bir emeklilik sistemidir. BES’e dahil olan çalışanların, her ay belirli bir miktar parayı emeklilik hesaplarına yatırmaları gerekmektedir.
Neden BES’e Katılmalıyız?
- Emeklilik döneminde kişiye ikinci bir gelir sağlar.
- Devlet katkısı vardır. Devlet katkısı, Bireysel Emeklilik katılımcılarına ödedikleri katkı payının %30’u oranında ek katkı sağlar.
- Düzenli tasarruf sağlar.
- Güven sağlar. Şirketinizin faaliyetleri Hazine Müsteşarlığı, portföy yöneticilerin ve fonların faaliyetleri ise Sermaye Piyasası Kurulu tarafından denetlenir.
- Şeffaflık sağlar. Sizin adınıza oluşturulan ve şifre ile girilebilen şirketinizin internet sitesinden bireysel emeklilik hesabınıza ait günlük bilgilere ulaşabilirsiniz.
- Söz hakkı verir.
- Profesyonel hizmet ve profesyonel fon yönetimi vardır.
- Ödemeye ara verebilirsiniz. Kişinin ekonomik durumunda beklenmedik gelişmeler olduğu dönemlerde katkı payı ödemeye ara verebilirsiniz.
- Vergi indirimi de sağlar.
BES Nasıl İptal Edilir?
Bireysel Emeklilik Sistemi, rahat bir emeklilik dönemi geçirmek için bireylerin çalışma süresince birikim yapmasını sağlayan özel bir emeklilik sistemidir. Kişiler bazı durumlarda BES’ten de ayrılabilirler. Bu durumda BES’in iptali için bazı prosedürler vardır, bunların takip edilmesi gerekir.
BES iptali için öncelikle kayıtlı olduğumuz bireysel emeklilik şirketine başvuruda bulunmamız gerekir. Başvuruyu şirketin internet sitesinden, şubesinden veya çağrı merkezinden yapabiliriz. İptal için başvurduğumuzda BES sözleşmesi ve kimlik belgesinin iptal talebini içeren bir dilekçe ile birlikte teslim edilmesi gerekir.
Birden çok Bireysel Emeklilik Şirketi vardır. Bunların her birinin iptal prosedürü birbirinden farklı olabilir. Şimdi onları inceleyelim.
GARANTİ BBVA Emeklilik BES İptali
Çalışanlar, ilk ödemelerini yaptıktan sonraki iş günü itibariyle, başlangıç dönemi olarak kabul edilen 2 ay içerisinde Otomatik BES’den ayrılma haklarını kullanabilirler. Bu 2 aylık başlangıç dönemi içerisinde sistemden ayrılan çalışanlar, ödemiş oldukları katkı paylarının tamamını geri alma hakkına sahiptirler. Bireysel Emeklilik Sisteminden ayrılmak için;
Garanti Emeklilik İnternet veya Cep Şubesi’ne giriş yapmaları ve Sözleşmeden ayrılma adımını takip etmeleri yeterlidir. İsterlerse 444 0 336 çağrı merkezini arayarak, Sesli Yanıt Sistemi üzerinden de işlem yapabilirler. Başlangıç süresi olan 2 aylık süre dolduktan sonra da yine Çağrı Merkezi üzerinden erken çıkış işlemi yapabilirler.
Agesa BES İptali
Otomatik katılım sistemine dahil olan çalışanların, her ay emeklilik keseneğine esas aylıklarının veya esas kazançlarının minimum %3’üne karşılık gelen tutar, Otomatik katılım planına aktarılıyor. Çalışanlar sistemde kaldığı sürece devlet katkısı avantajından faydalanarak emeklilik dönemi için ek tasarruf yapabilirler. Bu uygulama tamamen gönüllülük esasına dayalıdır.
Çalışanlar isterlerse herhangi bir kesinti olmadan 2 ay içerisinde sistemden çıkış yapabilirler.
Anadolu Hayat Emeklilik BES İptali
Anadolu Hayat Emeklilik BES(İş Bankası) iptali için internet sitesi üzerinden BES iptal talebinde bulunabilirsiniz ya da 0850 724 55 00 numaralı çağrı merkezini arayarak BES iptalini sağlayabilirsiniz.
Denizbank BES İptali
Herhangi bir Denizbank şubesine gidip BES iptal formu doldurarak BES iptal işlemini gerçekleştirebilir. Ya da Denizbank 0850 222 0 800 numarasını arayabilirsiniz.
Bireysel Emeklilik İptali Durumunda Yapılan Kesintiler Nelerdir?
BES iptali durumunda giriş aidatı kesintisi, devlet katkısı kesintisi, stopaj kesintisi yapılır.
Stopaj Kesintisi: Birikime yansıyan getiriler üzerinden yapılan kesintidir. Bireysel Emeklilikte 10 yılını doldurmamış olan tüketicinin getirisi üzerinden %15, bireysel emeklilikte 10 yılını doldurmuş ama emekliliğe hak kazanmamış olan tüketiciden ise %10 oranında stopaj kesintisi yapılır.
Giriş Aidatı Kesintisi: Bu kesinti sisteme girişin yapıldığı tarihteki brüt asgari tutar üzerinden hesaplanan aidata denir. Bu tutar peşin olarak tahsil edilebileceği gibi bir kısmı da ertelenmiş olarak tahsil edilebilir.
Ertelenmiş kısmın ve sisteme girişte alınan %10’luk kısmın toplamı;
- BES’in 3 yıldan önce iptal edilmesi durumunda brüt asgari ücretin %75’ini
- 3-6 yıl arasında iptal durumunda %50’sini,
- 6-10 yıl aralığında ise %25 ‘ini geçemez.
Bireysel emeklilik sisteminde kişi 10 yılını doldurmuş ise giriş aidatı kesintisi yapılmaz.
Devlet Katkısı Kesintisi
- Sistemden ilk 3 yılda ayrılma durumunda devlet katkısı tutarının tamamı kesilir.
- 3-6 yıl arasında sistemden ayrılma durumunda devlet katkısı tutarının %85’i kesilir.
- 6-10 yıl arasında sistemden ayrılma durumunda devlet katkısı tutarının %65’i kesilir.
- 10 yılını doldurmuş ancak emeklilik hakkını kazanmadan ayrılırsa devlet katkısı tutarının %60’ı kesilir.
BES İptal Edilince Para Ne Zaman Yatar?
BES iptal edilince tüketici ayrılma talep formunu imzalayıp post veya faks ile şirkete gönderdiğinde hesabında biriken para, 20 iş günü içerisinde hesabına yatırılır.
BES Paramı E-Devlet Üzerinden Çekebilir miyim?
BES paranı alabilmek için e-devlet üzerinden işlem yapamazsınız. Sistemde kayıtlı olan banka veya sigorta şirketi ile iletişime geçerek birikilen parayı çekmek için talepte bulunabilirsiniz.
EMSAL KARARLAR
DANIŞTAY 4.D., E.2015/4228 K.2018/2347 T. 7.3.2018
DAVA KONUSU İSTEMİN ÖZETİ: İstemin Özeti : Davacı tarafından bireysel emeklilik sözleşmesinin iptal ettirilmesi nedeniyle toplam birikim tutarının tamamı üzerinden yapılan gelir vergisi kesintisinin iadesi için yapılan düzeltme şikayet başvurusunun;
zımnı reddi üzerine 6327 sayılı Kanun uyarınca davalı idareye yaptığı başvuru sonucu kendisine iade edilen tutarın eksik olduğu iddiasıyla hesaplanan tutarın düzeltilmesi istemiyle dava açılmıştır. İstanbul 11. Vergi Mahkemesinin 18/02/2015 gün ve E:2014/1696, K:2015/361 sayılı kararıyla;
davacının öncelikle ödeme işleminden sonra ödenmesi gereken tutarın ne olduğu belirtilerek davalı idareye başvurması ve hakkında işlem oluşturulması gerekirken, bu işlemler yerine getirilmeden, davacı hakkında idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olmadan açılan davanın esasının incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Kararın, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hâkimi K1 ‘nın Düşüncesi :Davacının başvurusu üzerine idare tarafından hesaplanan tutarın düzeltilmesi istemiyle açılan davada, işin esasının incelenmesi gerekirken idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem bulunmadığı gerekçesiyle davayı incelenmeksizin reddeden Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince işin gereği görüşüldü: Davacı tarafından bireysel emeklilik sözleşmesini iptal ettirmesi nedeniyle toplam birikim tutarının tamamı üzerinden yapılan gelir vergisi kesintisinin iadesi için yapılan düzeltme şikayet başvurusunun;
zımnı reddi üzerine 6327 sayılı Kanun uyarınca davalı idareye yaptığı başvuru sonucu kendisine iade edilen tutarın eksik olduğu iddiasıyla hesaplanan tutarın düzeltilmesi istemiyle açılan davanın incelenmeksizin reddine karar veren Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde iptal davaları tanımlanmış, 14. maddesinin 3/d bendinde, dilekçelerin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı yönünden inceleneceği, 15. maddesinin 1/b bendinde, 14. maddenin 3/d bendinde yazılı halde davanın reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanunun 2. maddesinde tanımlanan iptal davaları, idarenin tek taraflı irade açıklamasıyla ilgililerin hukuksal durumunda değişiklik yaratan etkili ve yürütülmesi gerekli hukuksal işlemleri konu edinen, hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri yönünden hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaati ihlal edilenler tarafından açılan, idari dava türleri arasında sayılan davalardır.
İlgililerin hukuksal durumunda herhangi bir değişiklik yaratmayan işlemlerin, idari makamlar tarafından tesis edilmiş olsa da iptal davasına konu edilmesine olanak bulunmamakta;
idari makamların kamu gücüne dayanarak ilgililer hakkında tesis ettikleri ve ilgililerin mevcut hukuki durumları ile güncel ve meşru menfaatlerini etkileyen her türlü idare işleminin, konusuna göre görevli ve yetkili idari mahkemeler nezdinde dava konusu edebileceği sonucuna ulaşılmaktadır. Dosyanın incelenmesinden;
davacının F1 Emeklilik A.Ş ile akdettiği 20663234 nolu bireysel emeklilik sözleşmesinden 14.01.2009 tarihinde ayrılmadığı toplam birikim tutarı olan 459.209,52 TL’nin tamamı üzerinden %15 gelir vergisi kesintisi hesaplanmak suretiyle 68.881,43 TL düşülerek kendisine 390.328,09 TL ödendiği, 07.10.2011 ve 21.12.2011 tarihlerinde;
Vergi Usul Kanunun 117. maddesi kapsamında ‘hesap hatası’ yapılmış olduğu belirtilerek yapılan ödemenin tamamı üzerinden değil elde edilen irat üzerinden vergi kesintisi yapılması ve anaparasından kesilen verginin iadesi istemiyle Büyük Mükellefler Vergi Dairesine başvurduğu, bu başvurunun 26.10.2011 tarih ve 47308 sayılı ve 17.02.2012 tarih ve 7639 sayılı davalı idare işlemleri ile reddedildiği;
bunun üzerine davacı tarafından 07.03.2012 tarihinde Maliye Bakanlığı’na şikayet başvurusunda bulunulduğu, anılan idarece bu başvuruya karşı herhangi bir cevap verilmediği, davacı tarafından, 6327 sayılı Kanun kapsamında 19.02.2013 tarihinde davalı idareye tekrar başvurduğu, başvurusu üzerine 2.017,63 TL hesaplanarak davacıya ödenmesi üzerine, ödenen tutarın eksik olduğundan bahisle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının başvuru yaptığı 6327 sayılı Kanunun geçici 1.maddesinde, 7/10/2001 tarihinden sonra akdedilmiş bireysel emeklilik ve şahıs sigorta poliçeleri ile ilgili olarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce emeklilik ve sigorta şirketleri tarafından yapılan ödemeler üzerinden tevkif edilerek ödenen vergilerin;
31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesine bu Kanunla eklenen dördüncü fıkra hükmüne göre belirlenen menkul sermaye iradı üzerinden bu Kanunun yayımlandığı tarihte yürürlükte olan orana göre hesaplanan tutarı aşan kısmının;
bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde hak sahiplerince tevkifatın yatırıldığı vergi dairelerine başvurulması ve dava açılmaması veya açılmış davalardan vazgeçilmesi şartıyla, Vergi Usul Kanununun düzeltmeye ilişkin hükümleri uyarınca red ve iade edileceği düzenlenmiştir.
Vergi Mahkemesince davacı hakkında işlem yokluğu nedeniyle ortada kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiş ise de;
yukarıda yer verilen 6327 sayılı Kanun uyarınca belli bir tutarın iadesi talebiyle idareye başvurduğu, idarenin ise davacıya yatırdığı tutarın davacının talebini karşılamaması nedeniyle davacının güncel ve meşru menfaatini etkilediği ve hukuksal durumda değişiklik yarattığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, davacının başvurusu üzerine idare tarafından hesaplanan tutarın düzeltilmesi istemiyle açılan davada, işin esasının incelenmesi gerekirken idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem bulunmadığı gerekçesiyle davayı incelenmeksizin reddeden Vergi Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine;
2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştay’da kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 07/03/2018tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İSTANBUL BAM, 43.HD, E.2020/1429 K.2023/755 T. 17.7.2023
DAVA KONUSU İSTEMİN ÖZETİ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı banka ile kredi sözleşmesi imzaladığını, kredi sözleşmesine göre davalı bankaya kredi sözleşmesine göre ödemeleri aksatmadığın;
ancak müvekkilinin 20 Haziran 2016 yılında beyin kanaması geçirdiğini ağır bir ameliyat olduğunu, 9 ay iş göremezlik raporu aldığını, davalı bankaya başvurarak 9 ay işine devam edemeyeceğini ve kredi sözleşmesi nedeniyle ödeme yapmak zorunda kalacağı taksitlerin vadelerinin ertelenmesini ve faiz indirimi istediğini ancak davalı banka tarafından bu isteğinin yerine getirilmediğini;
davalı bankanın müvekkilinin bankada bulunan bireysel emeklilik fonunda bulunan parasını müvekkilinin izni ve onayı olmadan çekmiş ve vadesi gelen taksitlerin finansında kullandığını müvekkilinin böyle bir işleme onayı olmadığını, müvekkilinin sonu ölümle bitecek bir ameliyattan çıktığını;
9 ay çalışmadığın müvekkilinin banka tarafından talebi kabul görmemiş ve bu durumundan bankanın faydalandığını, müvekkili bireysel emeklilik fonundaki izni ve onayı olmadan kullanılan paranın iadesine ve taksit ertelenmesi yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
davacının Bireysel Emeklilik hesabını iptal etmek istediğini, ancak kesinti tutarlarının kendisine izah edilmesi üzerine vazgeçtiğini, ancak kızlarının hastalık nedeniyle bayan kuaförünü çalıştıramadığını bu nedenle emeklilik hesabının iptali için gerekli olan ayrılma formlarını annelerine imzalatmak üzere teslim aldıklarını;
… imzalı dilekçe ile iş göremezlik raporunu aldıklarını, kredilerin ertelenmesini talep ettiklerini ancak banka mevzuatı gereği kabul edilmediğini, …’ in kızlarının şubeye gelerek imzalanan ayrılma talep forlarının teslim ettiklerini, Bireysel Emeklilk hesabında biriken 32.171,18 TL yi hesaba geçtiklerini, bu tutardan kredi ödemeleri dahil kredi kartı hesaplarının ödemeleri yapıldığını, ayrıca 10.358,00 TL nakit ödeme yapıldığını;
müşterinin sağlığı düzelttikten sonra şube’ ye gelerek yapılandırma talebi yaptığını, ancak faiz farkı nedeniyle vazgeçtiğini, harhangi bir sebep yokken taleplerini yerine getirilmesinin mümkün bulunmadığını;
herkes için beklenmeyen olağanüstü bir durumun mevcut olmadığını, sözleşmeye bağlılığın esas olduğunu, edimin aynen ifa edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Mahkememizce bankacılık konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmış, rapor denetime elverişli olmakla hükme esas alınmıştır.
Bilirkişi raporunda ayrıntısı belirtildiği üzere davacının ayrılma talep formunu imzaladığı ve imzalanan talep formunun davacının kızları tarafından bankaya verildiği, bu form karşılığında kredi kartları ödemeleri, kredi taksit ödemeleri ve nakit ödeme yapıldığı, imzalanan forma ilişkin davacının imza itirazında bulunmadığı anlaşılmakla davacının para iadesi isteyemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Taksitlerin ertelenmesi ve faizlerin indirilmesi talebine ilişkin olarak;
Taraflar tacirdir ve her tacir sözleşme yapıldığı anda mevcut ve muhtemel koşulları nazara alarak sözleşmenin şartlarını hazırlar veya kabul eder. Teklifler ve sözleşme hükümleri mevcut şartlara göre kabul veya reddedilir.
Sözleşmeler Hukukunda ana kural, bir sözleşmenin kurulmasından sonra, tarafların yükümlülüklerini aynen yerine getirmek zorunda olmalarıdır. Bu konuda geçerli olan kural söze bağlılık ilkesidir. Sözleşme geçerli bir şekilde kurulduktan sonra koşullar ne kadar değişirse değişsin taraflar sözleşmenin gereğini aynen yerine getirmek zorundadır.
Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirmesi halinde davacının taksitlerinin ertelenmesini ve faizlerin indirilmesi talebinde bulunabileceği;
dosyaya yansıyan belgelere göre davacıdan kaynaklanmayan olağanüstü bir durumun olmadığı anlaşılmakla davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
müvekkilinin bireysel emeklilik hesabında bulunan paranın kredi taksitlerinin ödenmesinde kullanılmasında rızasının bulunmadığını;
bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, yerel mahkemece bildirilen tanıkların dinlenilmediğini, kredi taksitlerinin ertelenmesi ve faizlerin indirilmesi taleplerinin müvekkilinden kaynaklanmayan olağanüstü hal sebebiyle yapıldığının kabul edilmesi gerektiğini;
banka tarafından bireysel emeklilik hesabında adi yazılı belgeye dayanılarak işlem yapılmasının hukuk mantığına aykırı olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;
dava dilekçesinde belirtilen tüm hususların incelendiğini, bankanın haklı olduğunun ortaya çıktığını, …’in 16/06/2016 tarihinde bankalarının Bağlarbaşı Şubesine gelerek bireysel emeklilik hesabını iptal ederek, bedelini almak istediğini belirttiğini;
ayrılma talebinin … A.Ş.’ye iletildiğini, ilgili firmaca yapılacak kesintilerin kendisine iletildiğini, bunun üzerine ayrılma talebinden vazgeçtiğini, 20/06/2017 tarihinde beyin kanaması geçirmesi üzerine ameliyat olduğunu, davacının işlettiği bayan kuaförünü çalıştıramadığını;
bireysel emeklilik hesabının iptal edilmesi hususunun yeniden gündeme geldiğini, bireysel emeklilikten ayrılma talebinin davacı tarafça imzalanarak bankaya gönderildiğini, bunun üzerine işlemlerin yapıldığını, bireysel emeklilikten gelen 32.171,18 TL’nin davacının beyanı doğrultusunda yine davacıya ait 6 adet meri kredinin geciken taksitlerinin ödendiğini;
ayrıca …’in ek hesabı kapatılmak istenmesi üzerine nakit olarak 10.358,00 TL’nin ödenmiş olduğunu belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. GEREKÇE: Dava;
davacının davalı bankanın aracılık ettiğini bireysel emeklilik fonundaki birikiminin davacının imzasını taşıyan ayrılma formu gereği, davacının vadesi gelen borçlarına aktarılması ve bir kısmının da nakit ödenmesi işleminde davacının izninin bulunmadığı iddiasıyla bireysel emeklilik fonunda biriken paranın iadesi, davalı bankaya olan kredi taksitlerinin ertelenmesi ve faiz indirimi yapılması istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda;
davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacının davalı bankada bireysel emeklilik fonunun bulunduğu, aynı zamanda bankanın kredi müşterisi olduğu;
bir dönem sağlık durumunun bozulması nedeniyle kredi taksitlerini ödeyemediği, davalı bankaya başvurarak taksit erteleme talebinde bulunduğu, bankaca bu talebin kabul edilmediği;
her ne kadar dava dilekçesinde bireysel emeklilik fonundaki hesabın bozulmasının izni dışında yapıldığını iddia etmiş ise de bankaya ibraz edilip ilgili sigorta şirketine gönderilen “ayrılma talep formu”nun davacının imzasını taşıdığı;
bu durumda davacının imzasını inkar etmediği başvuru formuyla ilgili sigorta şirketinden aktarılan paranın yine davacının kredi taksitlerine mahsup edilip bir kısım nakit ödeme yapılmasında davacının bilgi ve rızasının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre davalı bankanı yaptığı işlemler yönünden bankacılık işlemleri yönünden bir usulsüzlüğün bulunmadığı bilirkişi raporu ile de belirlendiği üzere sabittir. Davacının taksitlerin ertelenmesi ve faiz indirimi yapılması talebinin;
tacir olan taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerinde bu amaca yönelik bir düzenlemenin bulunmaması, 6098 sayılı TBK 138 maddesindeki aşırı ifa güçlüğünü düzenleyen hükmünün şartlarının gerçekleşmediği de anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda;
ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf peşin harcının alınması gereken 269,85 TL karar harcından mahsubu ile eksik olan 215,45 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına;
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.17/07/2023