Evlat Edinme Nedir? Nasıl Edinilir?
Makale Başlıkları
Evlat Edinme: Nedir, Süreci ve Önemi
Evlat edinme, birçok kişinin hayatını değiştirebilecek önemli bir karardır. Ancak “Evlat edinme nedir?” sorusu, çoğu kişi tarafından tam olarak anlaşılmayabilir. Bu makalede, evlat edinme sürecini, ne olduğunu ve önemini detaylı bir şekilde ele alacağız.
Evlat Edinme Nedir?
Evlat edinme, bir yetişkinin hukuki olarak bir çocuğun ebeveyni olmasını sağlayan bir süreçtir. Bu süreç sonunda, evlat edinen kişi veya çift, çocuğun yasal velisi olur ve çocuğun tüm bakım ve eğitim sorumluluklarını üstlenir.
Evlat Edinme Süreci
Evlat edinme süreci, ülkeden ülkeye değişebilir, ancak genellikle bir dizi adımı içerir. Bunlar, evlat edinme başvurusu yapma, evlat edinme eğitimine katılma, ev denetimleri ve mülakatlar, çocukla eşleştirme ve nihayetinde evlat edinme kararının hukuki olarak onaylanmasıdır.
Evlat Edinmenin Önemi
Evlat edinme, hem çocuklar hem de evlat edinen aileler için önemli bir fırsattır. Çocuklar için, evlat edinme, sevgi dolu ve destekleyici bir aile ortamında büyüme şansı sunar. Evlat edinen aileler için ise, evlat edinme, ailelerinin bir parçası olarak bir çocuğu sevgi ve bakımla büyütme fırsatını sunar.
Sonuç olarak, “Evlat edinme nedir?” sorusunun yanıtı, hem çocukların hem de ailelerin hayatlarını derinden etkileyebilecek bir süreci içerir. Bu sürecin hem çocuklar hem de aileler için hayat değiştirici bir deneyim olabileceğini unutmamak önemlidir.
Türkiye’de Evlat Edinmenin Yasal Hukuki Dayanağı Nedir?
Türkiye’de evlat edinme ile ilgili asli yasal düzenleme 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ikinci kısım birinci bölüm dördüncü ayrımda 305-320.maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu kanunda genel bilgiler ve genel şartlar belirlenmekle beraber, evlat edinme usul ve prosedürleri Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu’nun 22.maddesine dayanarak çıkardığı Evlat Edinme Yönergesi’nde düzelenmiştir. Kanunda evlat edinme, evlat edinilenin yaş durumu ve evlat edinenin evlilik durumuna göre çeşitli kıstaslarda düzenlenmiştir.
Evlilikle İlgili Evlat Edinme Şartları Nelerdir?
TMK md.306’ya göre evliler ancak beraber evlat edinebilirler. Evli kişilerin ayrı olarak, bekar kişilerin ise birlikte evlat edinmeleri mümkün değildir.
Eşlerden biri en az iki yıldır evli olmaları veya kendinin otuz yaşını doldurmuş olması koşuluyla eşinin çocuğunu evlat edinebilir. Yine aynı madde hükmüne göre evlilerin evlat edinebilmeleri için en az beş yıldır evli olmaları veya otuz yaşını doldurmuş olmaları gerekmektedir.
Metinden anlaşılacağı üzere bu şartlar kümülatif olmayıp bir şartın sağlanması yeterlidir. Fakat her iki eşin de otuz yaşını geçmesi gerekmektedir.
Otuz yaşını dolduran eş, diğer eşin ayırt etme gücünden sürekli yoksunluğu, iki yıldır mahkeme kararıyla ayrı yaşamaları veya eşin iki yıldır nerde olduğunun bilinmemesi halinde tek başına evlat edinebilir.
Küçüklerin Evlat Edinmesinde TMK’ da Belirtilen Şartlar Nelerdir?
Evlat edinme sırasında evlat edinilen ile evlat edinen arasında en az 18 yaş farkı olması gerekir. Evlat edinmede evlat edinilen küçüğün bazı durumlar hariç ana babasının rızası alınır. Bu rıza en erken küçüğün doğumundan altı hafta sonra en geç ise evlat edinme sırasında olmalıdır.
Diğer bir deyişle evlat edinme durumu olmadan da ana babanın küçük hakkında evlat edinilme kararı vermeleri mümkündür. Bunun yanında evlat edinen kişinin var olup olmadığının veya kim olduğu belli olup olmamasının bir önemi yoktur.
Usulüne uygun verilen rıza, verildiği andan itibaren altı hafta içinde aynı usulle geri alınabilir. İkinci kez verilen rıza kesindir.
Ayırt etme gücüne sahip olan küçüğün rızasının varlığı evlat edinme için zorunludur. Bahsedilen ana-babadan birinin rıza alınmasını gerektirmeyen 2 durum TMK md. 311 ‘ de belirtilmiştir. Bunlar:
Kim olduğu veya nerede oturduğu uzun süreden beri bilinmiyorsa ya da ayırt etme gücünden sürekli yoksun olması,
Küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmemesidir.
Çocuk ileride evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana-babadan birinin rızası eksik olması durumunda evlat edinenin veya aracılık eden kurumun istemi üzerine, çocuğun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir.
Evlat Edinmek İçin Evlat Edinme Yönergesi’nde Öngörülen Şartlar Nelerdir?
Evlat Edinecek Kişi ve Aileler;
- Tutarlı, dengeli ve çocuğa sevgi verebilecek yapıda olmalı,
- Sosyal ilişkiler bakımından toplumun norm ve değerlerine aykırı hareketlerde bulunmamalı,
- Evlat edinilecek ile evlat edinen arasında yaş farkı bulunmalı,
- Evlat edinilen çocuğun bakım ve eğitim giderlerini sağlayabilecek ekonomik güce sahip olmalı,
- Evlat edinilen çocuğun sosyokültürel gelişimini sağlayabilmesi için en az ilkokul mezunu olmalı,
- Çocuğun toplum içindeki konumunu olumsuz etkileyecek herhangi bir suçtan veya yüz kızartıcı suçtan ceza almış olmamalıdır.
Ergin veya Kısıtlıların Evlat Edinilmesinin Şartları Nelerdir?
Ergin veya kısıtlı bir kimsenin evlat edinilmesi ilk bakışta acaba neden sorusunu sordurmakla beraber kanun koyucu bazı insanların durumlarını göz önüne alarak korunmaları amacıyla bu kişilerin evlat edinebilmelerini öngörmüştür. Bu kişilerin evlat edinebilmesi için evlat edinenin altsoyunun açık muvafakati gerekir. Bunun yanı sıra evli olan kişilerin evlat edinilebilmesi için eşlerinin rızası gereklidir. Bu kişiler TMK md.313 hükmünde şöyle sıralanmıştır:
Zihinsel veya bedensel engeli sebebiyle sürekli olarak yardıma muhtaç olan ve evlat edinen tarafından en az beş yıldır takip edilenler,
Küçükken evlat edinen tarafından en az beş yıl bakılıp gözetilmiş ve eğitilmiş olanlar,
Haklı sebeplerin varlığı ve evlat edinilen ve evlat edinenin beş yıldır aile olarak birlikte yaşama halinde olanlar.
Evlat Edinme Yönergesine Göre Evlat Edinme Prosedürleri Nelerdir?
Evlat edinme şekil ve usulleri TMK’ da genel hatlarıyla düzenlenmiş ve ayrıntıları Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın çıkardığı Evlat Edinme Yönergesi’nde düzenlenmiştir.
Evlat edinmek amacıyla Aile ve Sosyal Hizmetler il müdürlüklerine başvuru yapanlar, başvuru tarihi itibariyle sırayla incelenir. Fakat müracaatçıların isteklerine uygun çocuk (özür, büyük yaş, hastalık vs.) bulunursa inceleme sırası öne alınabilir.
Evlat edinmek için müracaat edenler en geç 6 ay içinde ikamet adreslerinde ziyaret edilir. Bu ziyarette müracaat edenlerin soysal incelemesi yapılır. İncelemede evlat edinmek amacıyla başvuranların ve varsa çocukları veya birlikte yaşadığı kişilerin de kişilik, eğitim, kültürel özellikleri, aile bireylerinin birbirleriyle ve çevreleriyle olan ilişkileri, evlat edinmek istedikleri çocuğun özellikleri, evlat edinilecek çocuğa sağlanacak olanaklar ve soysal inceleme raporundaki diğer konuları içeren kapsamlı bir inceleme raporu en az beş görüşme sonucu hazırlanır.
Raporun olumlu olması halinde gerekli belgelerin bir aya içinde hazırlanması sağlanır. Geçerli gerekçesi olmadan süresi içinde gerekli belgeleri hazırlamayanların dosyaları iptal edilir.
Gerekli belgeleri hazırlayanlar başvuru tarihi itibariyle sıraya alınır. İsteklerine uygun çocuk (Cinsiyet, yaş ,kardeş) bulunması sıraya etki edebilir. Kardeş olan çocukların birlikte evlat edinilmeleri, bu mümkün değilse mümkün olduğu kadar birbirine yakın ikamet eden ailelerce evlat edinilmeleri sağlanmaya çalışılır. Bu çocukları evlat edinmek isteyen ailelerde sıralamaya bağlı kalınmaz.
Evlat edinmesi uygun görülen müracaatçılara hukuki işlemleri tamamlamadan önce misafir olarak çocuk yerleştirilir.
Bu çocuklar için “Evlat Edindirme Geçici Bakım Sözleşmesi” düzenlenerek 1 yıl süreyle valilik onayı alınır.
Çocuğun ailede kaldığı sürece görevli sosyal hizmet uzmanı aileye ziyaretler yaparak, ailenin çocuğa yaklaşımını denetlemenin yanı sıra danışmanlık hizmeti de verir.
Bu süre sonunda evlat edinen kişi veya ailelerce açılan dava sonucunun kesinleşmesinden sonra, çocuğu kendi nüfus kütüklerine kayıt ettirme işlemleri hakkında bilgi verilir. Yeni çıkartılan nüfus kaydının bir örneği evlat edinme dosyasına konulur.
Evlat Edinmenin Hukuki Sonuçları Nelerdir?
Evlat edinmeyle birlikte anne-babanın tüm hakları ve yükümlülükleri evlat edinene geçer. Bu hakların tek istisnası evlat edinenin, evlat edinilenin mirasçısı olamamasıdır.
Diğer bir deyişle standart altsoy üstsoy arasındaki çift taraflı mirasçılık müessesesi bu durumda yoktur. Yani evlat edinilen, evlat edinenin mirasçısı olabilirken, evlat edinen evlat edinilenin mirasçısı olamaz.
Bunun yanı sıra evlat edinilen kendi öz anne-babasının mirasçısı da olabilir ve onlar da evlat edinilenin mirasçısı olabilirler. Bu durum hakkaniyete aykırı görünse de aralarındaki hukuki bağ koparılmadığı için ana-babanın bu hakkı devam eder. Fakat evlat edinilen yapacağı ölüme bağlı tasarrufla TMK md.510/2 hükmünce öz anne-babasını mirasçılıktan çıkarabilir.
Yine aynı şekilde ölüme bağlı tasarrufla evlat edinenlere karşı kazandırma yapması da mümkündür. Küçük evlat edinilmişse, evlat edinilen evlat edinenin soyadını alır. Bunun yanında evlat edinenin, evlat edinilene yeni bir isim de vermesi mümkündür.
Evlat edinilen ergin kendisi isterse evlat edinenin soyadını alabilir. Eşler tarafından evlat edinilen ve ayırt etme gücü olmayan küçüklerin kimlik kartının anne-baba kısmına evlat edinenlerin isimleri yazılır.
Bu sayede çocuğun aile yaşamında kopma meydana gelmemesi psikolojik gelişiminde sorun yaşanmaması amaçlanır.
Kimlikte anne-baba kısmında evlat edinenlerin adının yazmasına karşın, evlat edinilenin mirasçılık ve diğer haklarının kaybolmaması için öz annesi-babası ve nakil olarak kaydedildiği ailenin kütüğü arasında her türlü bağ kurulur.
Evlat İlişkisinin Sona Erme Halleri Nelerdir?
TMK’nın 317 ve 318. maddelerinde evlat ilişkisinin sona erme halleri düzenlenmiştir. Bu maddelere göre evlat ilişkisinin sona erme sebepleri: Küçüğün menfaati iptal sonucunda ağır biçimde zedelenmeyecekse rızası alınması gereken kişinin yasal sebep olmaksızın rızası alınmadan evlat ilişkisinin kurulması, evlat edinmenin esasa ilişkin noksanlıklardan biriyle sakat olması durumlarıdır.
Fakat esasa ilişkin noksanlık bulunması halinde açılacak olan dava sırasında noksanlıklar ortadan kalkmış veya sadece usule ilişkin olup evlat ilişkisinin kaldırılması evladın menfaatini ağır biçimde sakatlayacaksa evlat ilişkisinin iptali talep edilemez.
Evlat ilişkisinin iptali davasını açma hakkı iptal gerekçesinin öğrenilmesinden 1 yıl geçmesiyle düşer.
Evlat edinmek isteyenlerin durumları evlat edinmeye uygun bulunmadığında sosyal hizmet uzmanının yapacağı bir görüşmeyle görüşmeciye bildirilir. Evlat edinmek isteyenlerin 15 gün içerisinde bu duruma itiraz etme imkânları vardır. Aileden kaynaklanan nedenlerle iptal edilen dosyalar tekrardan işleme konulmaz.
Evlat edinmesi uygun görülen müraatçılar, kendilerine gösterilen çocuğu evlat edinmeye karar verip, bir süre misafir ettikten sonra ciddi sağlık nedenleri dışında çocuğu vermek isterlerse başvuruları tekrar kendilerine çocuk verilmemek üzere iptal edilir.
Kısıtlıların Yasal Temsilcisi Yoluyla Evlat Edinmesi Mümkün Müdür?
Evlat edinme kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır ve evlat edinecek kişinin fiil ehliyetine sahip olması gerekmektedir. Dolayısıyla fiil ehliyetine sahip olmayan kısıtlıların yasal temsilcisi aracılığıyla evlat edinmesi mümkün değildir.
Yargı Kararları
Yargıtay Kararı – 2. HD., E. 2013/25510 K. 2014/52 T. 13.1.2014
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalılardan N..A..tarafından; evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmaması hükmüne yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, velayetin anneden kaldırılması ve küçüğün evlat edinmede ana ve babasının rızasının aranmaması isteğine ilişkindir.
Mahkemece, annenin çocuk üzerindeki velayetinin kaldırılmasına, evlat edinmede ana ve babasının rızasının aranmamasına karar verilmiş, kararı evlilik haricinde doğan küçüğü 13.8.2010 tarihinde tanıyan babası temyiz etmiştir.
Toplanan delillerden; 7.5.2010 tarihli acil valilik oluru ile kurum bakımına alınan 07.03.2010 doğumlu küçük Yusuf un İzmir 1. Çocuk Mahkemesinin 4.10.2010 tarih 2010/114 değişik iş sayılı kararı ile 5395 Sayılı Yasanın 5/1 -c maddesi uyarınca koruma altına alındığı ve halen kurum bakımında bulunduğu anlaşılmaktadır.
Türk Medeni Kanununun 312 f.I hükmünde yer alan yerleştirme sözcükleri ile ifade edilen “aile yanına” yerleştirme olmayıp “kuruma” yerleştirmedir. Yerleştirmenin “kuruma yerleştirme” şeklinde anlaşılması gerektiği, maddenin “kuruma” lafzı ile açık seçik belirtilmiştir.
Ortada bir evlat edinme işlemi bulunmadığı halde rıza aranmama kararının evlat edinme işlemi olmadan da istenebileceğini söylemek Türk Medeni Kanununun 312 f. II. madde hükmünü anlamsız ve gereksiz bir norma dönüştürme sonucunu doğurur.
Evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmaması kararının küçüğün kuruma yerleştirilmesinden sonra evlat edinme kararından bağımsız olarak talep edilebilmesi mümkün değildir (TMK.md.312/2). Görülmekte olan bu davada kuruma yerleştirilmiş küçük hakkında evlat edinme talebi bulunmadığına göre, ana ve babanın rızasının aranmaması kararı verilmesine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.13.01.2014
Yargıtay Kararı – 8. HD., E. 2017/8763 K. 2019/2797 T. 18.3.2019
Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin uzun süredir evli olmakla birlikte çocuk sahibi olmadıklarını, davalı …’ı (…) birlikte evlat edinmek istediklerini belirterek davacılar … ve …’ın …’ı (…) evlat edinmelerine karar verilmesini istemiş, mahkemece, evlat edinme ilişkisinin kurulmasına karar verilebilmesi için TMK’nin 313. maddesi gereği aranan dava tarihinden geriye doğru 5 yıl süreli bakım şartının somut olayda gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 313. maddesine göre, evlât edinen tarafından, küçükken en az beş yıl süreyle bakılıp gözetilmiş ve eğitilmiş ise ergin bir kişi evlat edinilebilir.
Aynı kanunun 316. maddesine göre de, evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilebilir.
Araştırmada özellikle evlat edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir.
Somut olayda, dava dilekçesinde ileri sürünen iddialar ile birbirleriyle uyumlu tanık anlatımlarından, davalı ile davacıların davalının doğumundan davacıların yurt dışına gitmelerine kadar geçen yaklaşık 10 yıl süre ile birlikte yaşadıkları, bu süre içerisinde davacıların davalının her türlü ihtiyacını karşıladıkları anlaşıldığına göre, kanunun aradığı ve dava tarihinden geriye doğru geçen sürede gerçekleşme zorunluluğu bulunmayan 5 yıllık bakım şartı taraflar yönünden gerçekleşmiştir. Buna göre, mahkemenin ret gerekçesi yerinde değildir.
Mahkemece yapılacak iş, evlat edinmek istenen …’ın (…) talebe ilişkin beyanı alınıp, MK’nin 316. maddesi uyarınca uzman görüşü aldırılıp, dosyadaki tüm delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 18.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Yargıtay Kararı – 2. HD., E. 2010/6062 K. 2010/15569 T. 28.9.2010
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan 28.9.2010 günü duruşmalı temyiz eden davacı A.. C… Vasisi N… D…. ve temyiz eden davalı E…. Y….. ile vekili de gelmediler. Karşı taraf müdahil Y…. E…. C….. vekili Av. Y…. K…. Ö…. geldi.
Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle evlat edinmek isteyen davacının akıl hastalığı nedeniyle kısıtlı olup fiil ehliyetinin bulunmamasına, evlat edinmenin kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olup,
Yasal temsilci aracılığı ile evlat edinmenin de mümkün bulunmamasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 750.00 TL.vekalet ücretinin davacıdan alınıp Y….’a verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90’ar TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.28.09.2010(Salı)
Yargıtay Kararı – 8. HD., E. 2017/8301 K. 2019/111 T. 8.1.2019
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 306. maddesi kapsamında evli olan eşlerden birisinin, diğer eşin çocuğunu evlat edinmesi ve evlat edinilecek çocuğun baba adının da evlat edinenin adı olarak yazılması istemine ilişkindir.
Küçüklerin evlat edinilmesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 305 ila 312.maddeleri arasında düzenlenmiş olup, buna göre küçüklerin evlât edinilmelerine ilişkin genel olarak; küçüğün bakılmış ve eğitilmiş olması, evlât edinmenin küçüğün yararına olması ve diğer çocukların haklarının zedelenmemiş olması gerekir. Kimlerin evlat edinebileceği ise 306 ve 307.maddeler de düzenlenmiş olup, evli olmayan kişinin öngörülen şartlar dahilinde tek başına evlat edinebileceği eşlerin ise tek başına evlat edinemeyeceği kabul edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda kural olarak evli olan eşlerin tek başına evlat edinmeleri, mülga 743 sayılı Medenî Kanun’un aksine kapatılmıştır.
743 sayılı Kanun’un 255.maddesinde eşlerden birinin evlât edinebilmesi diğer eşin bu işleme rıza göstermesi şartına bağlanmışken yani birlikte evlat edinme zorunlu değilken,
4721 sayılı TMK’nin “Birlikte evlât edinme” başlıklı 306.maddesinde eşlerin, ancak birlikte evlât edinebilecekleri, evli olmayanların birlikte evlât edinemeyecekleri ana kural olarak belirlenmiş, eşlerin birlikte evlât edinme zorunluluğunun istisnalarından birisi,
Maddenin ikinci fıkrasında düzenlenmiş ve eşlerden birinin, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlât edinebileceği hükme bağlanmıştır. Yani bir eşin, diğerinin çocuğunu evlat edinmesi birlikte evlat edinme ana kuralı kapsamında kabul edilmiş olup, 307.madde de düzenlenen tek başına evlat edinme ve diğer eşin sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olması ve sayılan diğer hallerle sınırlı olarak tek başına evlat edinmenin istisnaları kapsamında değerlendirilmemiştir.
Evlât edinme ile birlikte gerek evlâtlığın gerekse evlât edinenin şahsına ilişkin bir takım hüküm ve sonuçlar bağlanmıştır. Yani mahkemenin kesinleşen evlat edinme kararı sonucu kendiliğinden -başka bir hükme hacet olmaksızın- belli sonuçlar doğmaktadır. Evlat edinilenin, evlat edinenin mirasçısı olması gibi.
Bu sonuçlardan birisi de somut uyuşmazlığa konu olan evlat edinilen küçüğün anne ve baba adına ilişkindir.
TMK’nin 314.maddesinin dördüncü fıkrası gereği, eşler tarafından birlikte evlât edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlât edinen eşlerin adlarının yazılacağı amir hüküm olarak düzenlenmiş olup, bu konuda mahkemenin bir karar vermesine gerek bulunmadığından, evlat edinme kararı sonucu idare-nüfus müdürlüğü- küçüğün anne-baba adı hanesine, evlat edinen anne ve babanın adını yazacaktır.
Somut uyuşmazlık yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda değerlendirildiğinde; davacı …, 17.12.2010 tarihinde evlendiği eşi …’nın önceki evliliğinden 28.11.2006 tarihinde doğan …’yi evlat edinmek istemekte ve …’nın baba adı hanesindeki biyolojik babası “Bekir”in adı yerine de kendi adının yazılmasını talep etmektedir.
Salih’in, diğer eş …’nın çocuğunu evlat edinmesi TMK’nin 306.maddesi gereği birlikte evlat edinme kapsamında kaldığı, birlikte evlat edinmenin kanuni sonucu olarak da aynı Kanunun 314/4. maddesi gereği evlat edinilen küçük …’nin nüfus kaydındaki anne-baba hanesine evlat edinenlerin adının yazılması, mahkemenin nitelediği gibi soybağı hukuku ile herhangi bir ilintisi bulunmayıp, evlat edinmeye bağlanmış bir sonuç ve nüfus müdürlüğünün görevi kapsamında kaldığından bu konuda mahkemenin bir hüküm oluşturmasına da gerek bulunmamaktadır.
Bu durumda Mahkemece, evlat edinilen küçük …’nin nüfus kütüğündeki baba hanesi kısmına davacı …’in adının yazılmasının nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek, davanın bu istemle sınırlı olarak görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu talebin soybağını ilgilendirdiği gerekçesi ile reddine karar verilmesi doğru değil ise de; bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden ve hükmün redde ilişkin bölümü sonucu itibari ile doğru görüldüğünden, HUMK’un 438/7 maddesi uyarınca, hükmün gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilerek kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Faydalı Linkler: