

Fesad Suçu (AsCK Md.97)


Türk Hukukunda Ortak Velayet
Makale Başlıkları
Sözleşerek Firar Suçu
Sözleşmeli erler, belirli bir süre boyunca askeri hizmet yapmayı kabul eden kişilerdir. Bu süre boyunca askeri birlikte bulunmayı ve verilen görevleri yerine getirmeyi taahhüt ederler. Dolayısıyla, bir sözleşmeli erin firar etmesi, yani askeri hizmetini yerine getirmeyi reddetmesi veya askeri birlikten kaçması, ciddi hukuki sonuçlara yol açabilir.
Sözleşmeli erlerin firar etmesi durumunda uygulanacak prosedür ve cezalar, Askeri Ceza Kanunu ve ilgili mevzuatla belirlenmiştir. Askeri Ceza Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca, firar eden bir askeri personel “askeri birliğinden veya görev yerinden kaçan veya kaçmayı teşebbüs eden” olarak tanımlanır ve hapis cezası ile cezalandırılabilir. Bu, sözleşmeli erler için de geçerlidir.
Sözleşerek Firar Suçu Nedir? Sözleşerek Firar Suçunda Korunan Hukuki Menfaat Nedir?
Kıt’ asından veya görev gereği bulunması gereken yerden izinsiz olarak altı günden fazla ayrılmaya firar denir. Sözleşerek firar suçu genel firar suçunun özel düzenlemelerinden biridir. İkiden fazla asker kişinin sözleşerek birlikte terk eylemini yapmaları halinde bu suç oluşur. Bu suç salt hareket suçu olduğu için teşebbüse elverişli değildir.
Silahlı kuvvetlerin görevini en iyi şekilde yerine getirebilmesi için her bir birliğin görevi, kadrosu belirlenmiştir. Firar eylemi ile askeri personel hizmet ve görevi ağır biçimde ihlal etmekte ve askeri düzeni bozmaktadır. Bu suç ile korunan hukuki menfaat askeri disiplini korumak, askeri düzenin, hizmetin ve görevin devamlılığıdır.
Sözleşerek Firar Suçunun Unsurları Nelerdir?
a)Maddi Unsur: Sözleşerek firar suçu en az üç asker kişinin önceden anlaşarak toplu biçimde kaçmaları durumunda meydana gelir. Askeri birliğin önceden anlaşılarak toplu şekilde terk edilmesi, ilgili birliğin muharebe gücünü ve güvenliğini doğrudan etkilediği için durum kanun koyucu tarafından önemli görülmüş ve firar suçundan ayrı olarak düzenlenmiştir.
Bu suçun oluşabilmesi için basit firarda olduğu gibi bir gün unsuru yoktur. Asker kişilerin, sözleşerek ve izinsiz olarak birliklerini veya görev gereği bulunmak zorunda oldukları yeri terk etmeleriyle suç oluşur. Bu suça iştirak eden asker kişilerin daha sonra bir uyarı olmaksızın birliklerine veya görev gereği bulunmak zorunda oldukları yere dönmeleri suçun oluşumunu etkilemez. Faillerin bu suçun oluşmaması amacıyla anlaşarak ayrı ayrı kıt’alarından uzaklaşıp daha sonra kararlaştırdıkları yere toplanmak suretiyle birlikte hareket etmeleriyle de bu suç oluşur.
Faillerin eylemden önce anlaşmaları zorunlu olduğu gibi birlikte hareket etmeleri de zorunludur. Bu anlaşmanın yazılı olması gerekmez, sözlü olması yeterlidir.
b)Manevi Unsur: Sözleşerek firar suçu kasten işlenebilecek bir suçtur. Faillerin suçun niteliklerini bilerek ve isteyerek firar etmeleri gerekmektedir. Bunun yanı sıra faillerin hangi saikle hareket ettiklerinin önemi yoktur, genel kast suçun işlenmesi için yeterlidir.
Belirtmekte fayda vardır ki Askeri Yargıtay fizyolojik ihtiyaçların giderilmesi amacıyla uzaklaşmaları sözleşerek firar kapsamında görmemektedir. Burada asıl amacın askeri hizmetten uzaklaşma kastı olmadığı kabul edilmektedir.
- c) Suçun Nitelikli Unsurları: AsCK’nun 70.maddesinde kaçma eyleminin yurt içine veya yurt dışına olması yönünde ayrım yapılmıştır. Kaçma eyleminin yurt dışına olması halinde cezanın daha fazla verileceği belirtilmiştir. Ayrıca suça teşvik edenlerin subay veya askeri memur olmaları da nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.
Sözleşerek Firar Suçunun Cezası Nedir?
Sözleşerek firar suçunun cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Kaçma eyleminin yurt dışına olması halinde verilecek ceza bir kat artırılır.
Suça teşvik edenlere verilecek ceza, diğer failler yurt içine kaçmışlarsa iki yıldan beş yıla kadar hapis, yurt dışına kaçmışsalar beş yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Suç teşvik edenlerin subay veya askeri memur olmaları halinde diğer failler yurt içine kaçmışlarsa beş yıldan yedi yıla kadar hapis, yurt dışına kaçmışlarsa beş yıldan on yıla kadar hapis cezasıdır.
Konuyla alakalı ayrıntılı bilgi ve danışmanlık hizmeti almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Askeri firar cezalar paraya çevrilir mi?
Türkiye’deki mevzuat uyarınca, askeri firar suçu hapis cezası gerektiren bir suçtur. Askeri Ceza Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca, askeri firar eylemi, hükmen hapis cezasıyla cezalandırılabilir.
Bu durumda, hapis cezalarının paraya çevrilmesi, genel olarak Türk Ceza Kanunu’na tabi suçlarda geçerli olup, askeri suçlar söz konusu olduğunda farklılık gösterebilir. Askeri suçlarda, hapis cezalarının paraya çevrilip çevrilemeyeceği konusunda Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin veya başka bir askeri yargı organının kararına bağlıdır.
Bununla birlikte, askeri disiplin suçları ve cezaları genellikle sivil hukuktan farklı şekilde işlemekte ve disiplin cezaları genellikle paraya çevrilememektedir.
Özel bir durum hakkında kesin bir bilgi için bir hukuk profesyoneli ile görüşmeniz önemlidir. Bu bilgi, genel bir bakış açısı sağlamak amacıyla verilmiştir ve belirli bir durum için hukuki tavsiye olarak kabul edilmemelidir.
Askeri firar suçu sicile işler mi?
Askeri firar, Askeri Ceza Kanunu’nda belirtilen bir suçtur ve ciddi bir disiplin ihlalidir. Dolayısıyla, askeri firar suçu, kişinin sabıka kaydına işlenebilir.
Sabıka kaydı, bir kişinin geçmişte işlediği suçları ve aldığı cezaları belgelendiren resmi bir belgedir. Askeri firar, bir suç olduğundan ve genellikle hapis cezası ile cezalandırıldığından, bu suç sabıka kaydına işlenebilir.
Ancak, belirli bir suçun sabıka kaydına nasıl işleneceği ve ne kadar süreyle kayıtlarda kalacağı, çeşitli faktörlere bağlıdır. Bu faktörler arasında suçun ciddiyeti, verilen cezanın miktarı ve kişinin daha önce sabıka kaydının olup olmadığı bulunur.
Bu nedenle, askeri firar suçunun bir kişinin sabıka kaydına nasıl yansıyacağı konusunda kesin bir bilgi için bir hukuk profesyoneli ile görüşmek en iyisi olacaktır. Bu bilgiler, genel bir bakış açısı sağlamak için verilmiştir ve belirli bir durum için hukuki tavsiye olarak kabul edilmemelidir.
Sözleşmeli Er Firar Cezası Sözleşmeli Er Firar Ederse Ne Olur?
Sözleşmeli erler, kendi rızalarıyla belirli bir süreliğine askeri hizmette bulunmayı kabul eden kişilerdir. Sözleşmeli erler, normal askerlik hizmetinden farklı olarak, belirli bir süre (genellikle birkaç yıl) boyunca askeri hizmette bulunmayı taahhüt ederler.
Eğer bir sözleşmeli er firar ederse, yani askeri hizmetini yerine getirmeyi reddederse veya askeri görevinden kaçarsa, bu durum Türk Ceza Kanunu ve Askeri Ceza Kanunu kapsamında ciddi sonuçlara yol açabilir. Firar, askeri disiplin ihlalleri arasında en ciddi olanlardan biri olarak kabul edilir ve genellikle hapis cezası ile sonuçlanır.
Askeri Ceza Kanunu’nun 67. maddesine göre, firar eden askeri personel, “askeri birliğinden veya görev yerinden kaçan veya kaçmayı teşebbüs eden” olarak tanımlanır ve “hükmünde hükmolunur”. Yani, firar eden sözleşmeli er, hapis cezası ile cezalandırılabilir.
Öte yandan, sözleşmeli erlerin ayrıca bir sözleşme imzalamış olmaları sebebiyle, firar etmeleri durumunda ayrıca sözleşme ihlali de yapmış olurlar. Bu, sözleşmeli erin, sözleşme şartlarını yerine getirmek için hukuki ve mali sorumlulukları olduğu anlamına gelir.
Bir sözleşmeli erin firar etmesi ciddi hukuki ve mali sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, sözleşmeli erlerin görevlerini yerine getirmemeyi düşünmeden önce, bu sonuçları tam olarak anlamaları önemlidir. Belirli bir durum hakkında daha fazla bilgi için bir hukuk profesyoneli ile görüşmek en iyisi olacaktır.
ASKERİ YARGITAY KARARI
T.C. ASKERİ YARGITAY 2.Daire 18.01.2017
ÖZET: Dava dosyasındaki belgelere göre; sanık hakkında, kannabinoid kullanımına bağlı bağımlılık sendromu ve uyum bozukluğu tanıları ile muayene ve tedavi edildiği ,yine terhis belgesinde, Hastanesince düzenlenmiş istirahat raporunun bulunduğunun belirtildiği, ayrıca esrar kullanırken yakalandıkları dikkate alındığında; sanığın sağlık durumuna ilişkin gerek askerlik hizmeti dönemindeki gerekse sivil yaşamındaki teşhis ve tedavi bilgilerini içeren, Birliğinde ve Askerlik Şubesinde bulunan şahsi dosyasındaki, tüm belgelerin getirtilmesinden sonra sanığın madde kullanımına bağlı psikiyatrik rahatsızlığının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise bu rahatsızlığının cezai ehliyetini ve askerliğe elverişliliğini etkileyecek derecede olup olmadığının, TCK’nın 32’nci maddesinden istifade edip edemeyeceğinin sağlıklı ve her türlü şüpheden uzak bir şekilde belirlenmesi için, öncelikle psikiyatri uzmanı bir bilirkişiye ön muayenesinin yaptırılması ve psikiyatri uzmanının gerek görmesi hâlinde tam teşekküllü bir resmi sağlık kuruluşunda CMK’nın 74’üncü maddesine göre adli gözlem altına alınarak sağlık kuruluna çıkartılması, elde edilecek rapora göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, mahkûmiyet hükmünün noksan soruşturma yönünden bozulmasına, karar verilmiştir.
(1632S.K.m.70) (5237 S.K.m. 32,50, 52, 62)(5271 S.K.m. 74)
Askeri Mahkemece; sanığın, 20.3.2014 tarihinde sözleşerek firar suçunu işlediği sabit görülerek, ASCK’nın 70/4, TCK’nın 62, 50/1-a ve 52/2nci maddeleri uyarınca 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Hüküm; sanık tarafından, uygulamaya ilişkin sebepler ileri sürülerek temyiz edilmiştir. Tebliğnamede; hükmün onanmasına karar verilmesi gerektiği yönünde, görüş bildirilmiştir.
Aynı hükümle; sözleşerek firar suçundan sanıklar, P. Er T.K. hakkında tesis edilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar temyiz incelemesine tabi olmadığından, P.Er F.D. hakkındaki mahkûmiyet hükmü temyiz edilmediğinden, inceleme dışında tutulmuştur.
Yapılan incelemede; sanık ile arkadaşları P.Er F.D. ve P.Er T.K.’nın anlaşarak 20.3.2014 tarihinde saat
20.30 sıralarında Birliğin sınır tellerinden atlayarak dışarı çıktıkları, bu durumun Birlik Komutanlığınca yat yoklamasında tespit edildiği, saat 23.15 sularında .. Polis Karakoluna, ..Spor Kompleksi yanındaki .. Cami inşaatına şahısların girdiği yönünde ihbar gelmesi üzerine, polis ekiplerince bölgeye intikal edildiği, yapılan kontrolde sanık ve arkadaşlarının inşaatın bodrum katında esrar maddesi kullanırken yakalandıkları, böylece sanıkların sözleşerek firar suçunu işledikleri kabul edilerek belirtilen şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmakta ise de;
Dava dosyasındaki belgelere göre (Dz.105-115); sanığın, .. kullanımına bağlı bağımlılık sendromu ve uyum bozukluğu tanıları ile.. Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi ile.. Devlet Hastanesinde muayene ve tedavi edildiği, yine terhis belgesinde ..Hastanesince düzenlenmiş 31.3.2014 tarihli 10gün istirahat raporunun bulunduğunun belirtildiği, ayrıca esrar kullanırken yakalandıkları dikkate alındığında; sanığın sağlık durumuna ilişkin gerek askerlik hizmeti dönemindeki gerekse sivil yaşamındaki teşhis ve tedavi bilgilerini içeren, Birliğinde ve Askerlik Şubesinde bulunan şahsi dosyasındaki, tüm belgelerin getirtilmesinden sonra sanığın madde kullanımına bağlı psikiyatrik rahatsızlığının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise bu rahatsızlığının cezai ehliyetini ve askerliğe elverişliliğini etkileyecek derecede olup olmadığının, TCK’nın 32nci maddesinden istifade edip edemeyeceğinin sağlıklı ve her türlü şüpheden uzak bir şekilde belirlenmesi için, öncelikle psikiyatri uzmanı bir bilirkişiye ön muayenesinin yaptırılması ve psikiyatri uzmanının gerek görmesi hâlinde tam teşekküllü bir resmi sağlık kuruluşunda CMK’nın 74üncü maddesine göre adli gözlem altına alınarak sağlık kuruluna çıkartılması, elde edilecek rapora göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, mahkûmiyet hükmünün noksan soruşturma yönünden bozulmasına, karar verilmiştir.
Bozma nedeni karşısında diğer yönlerden inceleme yapılmamıştır. Sonuç Ve Karar: Açıklanan nedenlerle; Sanığın temyiz istemine atfen ve resen, 353 sayılı Kanunun 221/1inci maddesi gereğince, mahkûmiyet hükmünün noksan soruşturma yönünden BOZULMASINA, 18.1.2017 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe aykırı olarak, oybirliği ile karar verildi.
T.C. ASKERİ YARGITAY 1.Daire16.03.2016
ÖZET: Dizi …’da bulunan …. tarihli ve dizi …de bulunan ….tarihli adli sicil kayıtları ve dosya içeriğine göre sanığın, askeri olan veya olmayan herhangi bir suçtan, sözleşerek firar suçunu işlediği
…..tarihinden önce üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması nedeniyle Askeri Mahkemenin hapis cezasının ertelenmemesi ile ilgili gerekçesinin hatalı ve hukuka aykırı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından mahkûmiyet hükmünün uygulamaya yönelik usule aykırılık yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
(5237S.K.m.51, 149)
Sanığın, temyize gelmeyen terhisli Hv.P. Er U.K. ve hakkındaki mahkumiyet hükmü onanan terhisli Hv.P. Er.Y.’ye önayak olması sonucu, 09.09.2008 tarihinde akşam saatlerinde konuşarak beraberce Birliklerinden kaçmaya karar verdikleri, akşam içtimasından sonra Birliklerini izinsiz olarak terk ederek firar ettikleri, Hv.P.Er U.K.’nin 11.09.2008 tarihinde, sanığın 14.09.2008 tarihinde Birliklerine teslim oldukları; Hv.P. Er İ.Y.’nin ise 20.08.2011 tarihinde Kahramanmaraş’ta emniyet güçlerince yakalandığı, böylece sanığın Hv.P.Er U.K. ve Hv.P.Er İ.Y. ile birlikte sözleşerek firar suçunu işlediği dosya kapsamında bulunan tüm delillerden anlaşılmaktadır.
Sanığın, ön ayak olmak suretiyle, belirtilen tarihler arasında, mazeret kabul etmeyen ve gün unsurunun aranmadığı sözleşerek firar suçunu işlediğini kabul eden Askeri Mahkemenin, elverişli kanıtlar ve yeterli gerekçeler ile temel cezayı alt sınırdan belirleyip, kanuni ve takdiri indirim sebeplerini göz önünde bulundurarak sanığın cezasından indirimler yapmak suretiyle mahkûmiyet hükmü kurmasında; sanık hakkında suç tarihinden önce kasıtlı suçtan mahkûmiyetinin bulunduğu gerekçesiyle objektif koşul yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar vermesinde; usul ve esas yönlerinden hukuka aykırılık bulunmamakta ise de;
Askeri Mahkeme, gerekçeli kararında 11.06.2015 tarihli adli sicil kaydının incelenmesi sonucunda,sanığın 16.04.2007 tarihinde işlemiş olduğu TCK’nın 149’uncu maddesinde düzenlenen yağma suçundan hapis cezasına mahkûm edildiğinin ve bu kararın 27.02.2014 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığını belirterek, hapis cezasının kesinleşme tarihini değil de suç tarihini dikkate alarak, TCK’nın 51’inci maddesinin uygulanmasına yasal imkan olmadığından bahisle hapis cezasının ertelenmediği yönünde bir gerekçe ortaya koymuştur.
Ancak; TCK’nın TCK’’nın 51/1-a maddesinde yer alan “Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak” koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespitinde suçun işlendiği tarihin değil hükmün kesinleşme tarihi esas alınmalıdır. Zira bir mahkûmiyet hükmünden bahsedebilmek için o hükmün mutlaka kesinleşmiş olması gerekmektedir. Askeri Yargıtay’ın konuyla ilgili tüm uygulamaları da bu yöndedir.
Bu açıklamalar ışığında yapılan değerlendirme sonucunda; dizi 616’da bulunan 05.10.2011 tarihli ve dizi 881’de bulunan 11.06.2015 tarihli adli sicil kayıtları ve dosya içeriğine göre sanığın, askeri olan veya olmayan herhangi bir suçtan, sözleşerek firar suçunu işlediği 09.09.2008-14.09.2008 tarihinden önce üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması nedeniyle Askeri Mahkemenin hapis cezasının ertelenmemesi ile ilgili gerekçesinin hatalı ve hukuka aykırı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından mahkûmiyet hükmünün uygulamaya yönelik usule aykırılık yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
Sonuç Ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Sanığın temyizine atfen ve resen, usul yönünden hukuka aykırı bulunan mahkûmiyet hükmünün, 353sayılıKanunun221/1’inci maddesi gereğince BOZULMASINA; 16.03.2016 tarihinde, tebliğnameye uygun olarak, oybirliği ile karar verildi.