

Tazyik Hapsi Nedir – İcra Suçları Nelerdir


Vasiyetname Nedir? Vasiyetname Nasıl Hazırlanır?
Makale Başlıkları
Tehiri İcra Nedir?
Tehiri icra, bir başka deyişle icranın geri bırakılması, borçluya karşı başlatılan ilamlı icra takiplerinde ilk derece mahkemesi kararının borçlunun ilgili kanun yoluna (istinaf veya temyiz) başvurarak aynı zamanda belirli bir teminat göstermesiyle icra takibini yargılama sonuçlanıncaya kadar durdurmasıdır.
Takip borçlusu tarafından başlatılan tehiri icra işlemlerinin borçlu lehine sonuçlanması halinde alacaklının başlattığı icra takibi durur.
İlk derece mahkemesi bir karar verdiği zaman her ne kadar bu kararı direkt olarak icra etmek mümkün olsa da bu kararı karşı taraf, istinaf veya temyiz kanun yoluna götürdüğünde icrayı durdurmak için tehiri icra yoluna başvurabilir. Tehiri icra işlemi alacaklının alacağı elde etmesini engellediği için borçlunun menfaatine olan oldukça önemli bir düzenlemedir.
Tehiri icra işleminin kanuni dayanağı 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu madde 33’te düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır” şeklinde ifade edilmiştir.
Tehiri İcra Şartları
Tehiri icra için bazı şartların oluşması gerekmektedir. Bunlar;
- İlama dayanan dava dosyasının istinaf ya da temyiz edilmesi gerekir.
- 7343 sayılı İcra İflas Kanunu Değişikliği ile icranın geri bırakılması kararı takibin yapıldığı yer icra mahkemesinden talep edilmelidir. Değişiklik öncesinde tehiri icra talepleri istinaf veya temyiz sürecinde talep edilmekteydi ancak bu değişiklik ile tehiri icra kararlarını icra mahkemeleri verdiği için taleplerinde icra mahkemelerine yapılması gerekmektedir.
- Yerel mahkemede verilen karar usulüne uygun tebliğ edilmelidir. Aksi halde icranın geri bırakılması kararı alınamaz.
- Teminat bedeli, icra dosyasına üç aylık faizi ile birlikte yatırılmalıdır.
- Borçlunun, itfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle belgelenmesi gerekir.
- İtfa veya imhaya dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir.
Tehiri İcra Nasıl Yapılır?
Tehiri icra sürecinde ilk aşama, ilamlı icra takibine konu mahkeme kararının istinaf edildiğine ilişkin derkenar yazısı alınmaktaydı. Değişiklikten sonra istinaf veya temyiz dilekçesinde icranın geri bırakılması talebi mutlaka olması gerekirken artık icranın geri bırakılması kararını icra mahkemeleri verdiği için buna gerek kalmamıştır. Derkenar yerel mahkeme tarafından verilmiş olan karara karşı istinaf ya da temyiz yoluna gidildiğine dair verilen tensiptir. Bu derkenar ilk derece mahkemesinden alınabileceği gibi son yapılan düzenlemeler ile birlikte Hukuk Mahkemeleri Ön Bürolarından da alınabilmektedir.
Derkenar alındıktan sonra; icra müdürlüğüne icranın geri bırakılması (tehir-i icra) kararı getirmek üzere mehil vesikası verilmesi için talepte bulunulması ve bu derkenar yazısının icra müdürlüğüne ibra edilmesi gerekmektedir.
Daha sonra, tehiri icra işlemi için icra dosyasına teminat yatırılması gerekir. Söz konusu teminat eğer nakit ise, İcra Müdürlüğüne yatırılır.
Teminatın nakit olarak verilememesi halinde banka teminat mektubu veya üzerinde haciz bulunmayan menkul ve gayrimenkul mallar teminat olarak gösterilebilir. Ancak nakit dışındaki teminatların kabulüne ilişkin İcra Mahkemesinden kabul kararı alınması gerekmektedir.
Uygulamada nakit para veya banka teminat mektubu teminatın uygunluğuna ilişkin sorun yaratmadığından tercih edilmektedir. Teminat tutarı icra dosyasının miktarı ile buna işleyecek 3 aylık faiz dahil hesaplanır.
Teminat yatırılmasının akabinde, borçluya İcra Müdürlüğü tarafından icranın geri bırakılması kararı getirmek üzere 30 günlük mehil vesikası verilir. Mehil vesikası tehiri icra kararı getirilmesi için alınan süreyi gösteren belgedir.
Borçlu veya vekili tarafından İcra mahkemesine tehiri icra kararı almak için başvuru yapılır bu aşamada alınan mehil vesikası başvuruya eklenir.
Avukat portal üzerinden yapılacak başvurularda;
- Hukuk Mahkemesi dava açılış > İcra Mahkemesi > Dosya Türü: Değişik İş > Dava Türü > İlamlı Takip (İcranın Geri Bırakılması İİK m.36) > Birim: …. İcra Dairesi > Dosya No > Sorgula kısmından gelen dosya bilgileri girilerek yapılır.
Başvuru esnasında başvuru harcı (82,40 TL) ve 1 sayılı Harçlar Kanunu Tarifesinde yer alan Yargı Harçları bölümünün Karar ve İlam Harcı’ na ilişkin kısmının 2. Maktu Harçlar c fıkrası uyarınca 2023 yılı için belirlenen 296,40 TL icranın geri bırakılması harcı yatırılır. Başvurunun kabulü halinde bu harç hazineye irad kaydedilir. Başvurunun reddine ilişkin bir karar verilmesi halinde ise bu harçlar iade edilmektedir.
İstinaf ya da temyiz mercii ilama konu edilen ilk derece mahkemesinin kararını bozarsa, borçlu tehiri icra talebi için yatırdığı teminatın tamamını icra dairesinden geri alabilir. Öte yandan ilk derece mahkemesince verilen kararın üst mahkemelerce onanması halinde alacaklı, borçlunun tehiri icra için yatırdığı teminattan alacağını tahsil edebilecektir.
İcra mahkemesince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi halinde bu karar İcra Müdürlüğü dosyasına ve mahkemeye bildirilir.
Tehiri İcra Avukatı
Tehiri icra sürecinde, borçlunun hukuki haklarını korumak için bir avukattan yardım alması önemlidir. Avukat, borçluya bu konuda yürütülecek hukuki süreci detaylı şekilde izah eder ve sürecin sorumluluğunu vekalet kapsamında üstlenir.
Tehiri İcra Ücretleri
Tehiri icra işlemi için ödenecek ücretler, icra takibi sırasında ödenen ücretlerden farklıdır. Genellikle, avukat ücretleri ve mahkeme harçları gibi masraflar ortaya çıkar. Bu masraflar, dosya ki borç miktarına bağlı olarak değişir.
Emsal Yargı Kararları
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2021/12160 K. 2022/4428 T. 5.4.2022
Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; dayanak ilamı tehiri icra talepli olarak temyiz ettiğini, dosya borcunu teminat altına alan toplam 11.990.000.00 TL bedelli 44 adet taşınmazı teminat göstererek mehil vesikası aldığını, teminat miktarı borcu karşılamasına rağmen tüm mal varlığına haciz konulduğunu ileri sürerek hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği,
mahkemece; tehir-i icra kararı ile takip durduğundan işbu kararın önceden uygulanan haciz işlemlerini ortadan kaldırmayacağı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince,
44 adet taşınmazın değeri nazara alındığında satışı halinde değerinin %50’si ve satış ve paylaştırma giderlerinin dosya alacağını tüm fer’ileri ile karşılayacağı, taşınmazların tapu kayıtlarında takip dosyası haricinde başka bir haciz şerhinin de bulunmadığı gerekçesi ile borçlunun istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile borçlunun teminat dışındaki mal varlığına konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK’nun 36. maddesi gereğince; ilâmı temyiz eden borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde icra mahkemesi tarafından kabul edilecek taşınır rehin veya esham veya tahvilât veya taşınmaz rehin veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise, icranın geri bırakılması için Yargıtay’dan karar almak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir.
İİK’nun 36. maddesi gereğince, icranın tehiri için taşınmaz teminat olarak gösterilebilir ise de, taşınmazın (taşınmazların) satışı halinde, satış bedelinin, dosya borcunu ferileri ile birlikte karşılayıp karşılamayacağı belli değildir. Bu durumda, teminat olarak taşınmazın (taşınmazların) gösterilmesi halinde, bu teminatın hacizlerin kaldırılmasını sağlamayacağının kabulü gerekir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, belirtilen nedenle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi, E. 2021/1523 K. 2022/1468 T. 9.6.2022
Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde; İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28/1.maddesi uyarınca Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare ve Vergi Mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği,
Ankara 5. İdari Dava Dairesinin 2019/1114 E. sayılı dosyasında uyuşmazlığa ilişkin yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş olup icra dosyasında hacizlerin kalkması için verilmiş bir kararın söz konusu olmadığı, burada tahsile yönelik olarak istinafa konu mahkeme kararının yürütmesinin durdurulması kararı idari işlemin yürütmesinin durdurulmasından farklı bir tedbir niteliğinde olup, takip işlemlerini olduğu yerde durduracağı, ayrıca hacizlerin kalkması için icra dosyasına borcu karşılamaya yeter miktarda teminat yatırılması gerektiği yönündeki gerekçe ile “Şikayetin Reddine” karar verilmiştir.
Şikayetçi borçlu vekili istinaf dilekçesinde; dosya borcu kadar malvarlığı haczedilen müvekkilinin yürütmenin durdurulması kararı almak için yine dosya borcunu karşılar tutarda teminat mektubunu Bölge İdare Mahkemesine sunduğu halde aynı borç için 3.kez teminat vermesi gerekeceğini,
yani dosya borcunun bir birim kabul edilmesi halinde haczin kaldırılabilmesi için malvarlığında üç birimlik tasarruf imkanının ortadan kalması gerekeceğini, bu durumda Bölge İdare Mahkemesine sunulan teminatın ne mahiyetle verildiği sorusunun cevapsız kalacağını,
kaldı ki icra hukuk mahkemesinin bu gerekçesine dair yasal dayanak da bulunmadığını, müvekkili tarafından dosyaya 2.300.000,00-TL tutarında teminat mektubu sunulduğu halde ayrıca hesaplarındaki 2.224.325,17-TL tutarındaki haczin devam etmesinin müvekkilinin mallarında dosya borcunu aşan miktarda kısıtlamaya gidilmesi neticesini doğurduğunu, bu durumun da mülkiyet hakkının ihlali sonucunu doğuracağını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık; takip konusu İdare Mahkemesi ilamının yürütmesinin durdurulmasına ilişkin karar verilmesi nedeniyle hacizlerin kaldırılıp kaldırılamayacağı noktasında toplanmaktadır.
İİK’nın 36.maddesi “İlâma karşı istinaf veya temyiz yoluna başvuran borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde icra mahkemesi tarafından kabul edilecek taşınır rehni veya esham veya tahvilât veya taşınmaz rehni veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise icranın geri bırakılması için Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtaydan karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir. Bu süre ancak zorunluluk hâlinde uzatılabilir “şeklinde düzenlenmiştir.
Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay’dan tehiri icra kararı almak üzere icra müdürlüğü tarafından mehil verilebilmesi için İİK’nın 36.maddesi kapsamında ibraz edilen teminat mektubu veya yatırılan nakdi teminat ödeme yerine geçmez ise de; borçlu tarafından yatırılan teminatın,
yatırıldığı tarih itibari ile icra takip dosyası alacağını tüm fer’ileri ile birlikte karşılaması halinde mevcut hacizlerin aşkın hale geleceğinden hacizlerin kaldırılması gerektiği, İİK’nın 36.maddesinin ancak Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtaydan icranın geri bırakılması kararı alınması halini düzenlediği, madde hükmünde Bölge İdare Mahkemesi veya Danıştay’dan söz edilmediği,
idari işlem konusunda yürütmenin durdurulması kararını teminen yatırılan teminatın icranın geri bırakılması için İİK’nın 36.maddesi kapsamında yatırılan teminat niteliğinde olmadığı, dosya kapsamı, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından şikayetçi borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; Şikayetçi borçlu vekilinin Ankara 16.İcra Hukuk Mahkemesinin 02.04.2021 tarih ve 2021/111 E.-2021/388 K.sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/1680 K. 2021/758 T. 15.6.2021
- Konusu para olan ilamların icraya konulabilmesi için hükmün kesinleşmiş olması şart değildir. İlamının temyiz edilmiş olması, (HUMK m. 443 ve İİK m. 36 hükümlerine göre Yargıtay’ dan icranın geri bırakılması -tehiri icra- kararı getirilmedikçe) ilamın icrasını durdurmaz (HUMK m. 443/1- c. l). İİK’nın 364. maddesinin 3. fıkrasındaki “temyiz satıştan başka icra muamelelerini durdurmaz” hükmü, yalnız icra mahkemelerinin takip hukukuna ilişkin kararları için olup, bu hüküm mahkeme ilamlarının icrası (ilamlı icra) hakkında uygulanmaz (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 913,915).
- Kesinleşmeden icraya konulabilen ilamların (hükümlerin) temyiz edilmiş olması, kendiliğinden ilamın icrasını durdurmaz. Hükmü temyiz eden borçlunun, kesinleşmeden icraya konulmuş olan ilamın icrasını durdurabilmek için, teminat karşılığında, Yargıtay’dan icranın geri bırakılması (tehiri icra) kararı alması gerekir (HUMK m. 443/1; İİK m. 36). İcra müdürünün hükmü temyiz eden borçluya Yargıtay’dan icranın geri bırakılması kararı getirinceye kadar uygun bir süre verebilmesi için temyiz eden borçlunun teminat göstermesi gerekir.
Hükmü temyiz etmiş olan borçlu İİK’ nın 36. maddesinde belirtilen teminatlardan birini gösterirse icra müdürü, borçluya Yargıtay’dan icranın geri bırakılması (tehiri icra) kararı getirebilmesi için uygun bir süre (mühlet) verir (İİK m. 36/1) ve bu süre içinde ilamın icrasını durdurur.
Yargıtay temyiz edilen hükmü onarsa, Yargıtay’ın (daha önce) vermiş olduğu icranın geri bırakılması (tehiri) kararı (kendiliğinden) kalkar ve ilamın icrasına devam edilir. Bu hâlde, alacaklının talebi üzerine, başkaca hiçbir işleme gerek kalmaksızın, icra müdürü borçlunun gösterdiği teminat para ise bu para ile alacaklının alacağını, faizini ve takip giderlerini (ve bu arada tam vekâlet ücretini) alacaklıya öder (İİK m. 36/son) (Kuru, s. 916-919).
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2010/19201 K. 2010/31713 T. 28.12.2010
İİK’ nun 33.maddesine göre itirazın kabulü halinde mahkemece “icranın geri bırakılmasına” karar verilmesi gerekirken takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi İİK’ nun 33.ve müteakip maddelerinde ilamlı icra yoluyla yapılan takiplerde itirazın kabulü veya reddi halinde icra inkar tazminatına hükmedileceğine dair yasal bir düzenleme bulunmamaktadır.
Bu nedenle mahkemece istem kabul edildiğinden sadece icranın geri bırakılmasına kararı vermek gerekirken takibin iptaline karar verilmesi ve borçlu yararına inkar tazminatına hükmedilmesi isabetsiz olup kararın bu nedenlerle bozulması gerekir ise de anılan yanlışlıkların giderilmesi yeninde yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Manavgat İcra Hukuk Mahkemesi’nin 11.03.2010 tarih ve 2010/5-106 sayılı ilamının 1.bendinde yazılı (takibin iptaline) sözcüklerinin karar metninden çıkartılarak yerine (icranın geri bırakılmasına) kelimelerinin yazılmasına,
inkar tazminatına ilişkin 2.bendinin karar metninden çıkartılmasına, mahkeme kararının düzeltilmiş bu şekli ile 366 ve HUMK’ nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA),
mahkeme kararı düzeltilerek onandığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 28.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.