- +90 312 911 1168
- info@mdmhukuk.com
- Kızılırmak Mah. 1443. Cad. Ankara 1071 Plaza A Blok No:25/58 06510 Çankaya/ANKARA
TSK-Disiplin-Kanunu-ve-Yargılama-Süreci
Makale Başlıkları
211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetler İç Hizmet Kanunu’nun 35.maddesinde TSK’nın görevleri “Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askeri gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla yurt dışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır” ifadeleriyle açıklanmıştır. TSK’nın bu önemli vazifesi ancak ve ancak düzgün işleyen bir emir komuta zinciri, düzen, disiplin ve itaatle gereği şekilde yerine getirilebilir. Bu sebeplerden ötürü TSK’de etkin bir disiplin sisteminin tesisi, muhafazası ve idamesine ilişkin usul ve esasları belirleyen 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu TSK için önem arz etmektedir.
Disiplin suçunu kamu görevlilerinin vazifeleri sırasındaki kusurlu davranışları, hataları ya da meslekle bağdaşmayacak hatalar olarak tanımlanabilir. Tanımdan anlaşılacağı üzere disiplin suçunun oluşması için iki şart gereklidir. Bunlardan birincisi fiilin kamu görevlisinin görevi sebebiyle olması diğeri ise, kamu görevlisinin kusurlu olmasıdır. Tanımdan ve unsurlarından da anlaşılacağı üzere kişinin göreviyle ilgili olmayan kendi özel hayatı ve işleriyle ilgili olan eylemlerinden dolayı disiplin suçu oluşmaz. TSK Disiplin Kanunu’nda farklı rütbeler için farklı cezalar öngörülmüştür.
Buna göre subay, astsubay ve uzman erbaşlar ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında;
Askeri öğrenciler hakkında;
Erbaşlar ve erler hakkında;
Anayasa Mahkemesi, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 83.maddesinde düzenlenen ve polisler hakkında disiplin işlerinin tüzükle belirleneceği hükmünü iptal etmiştir. Mahkemenin bu kararından anlaşılacağı üzere disiplin suç ve cezalarında da kanunilik ilkesi geçerlidir. Bu ilkenin gereği olarak kanunda öngörülen şartlar oluşmadan bir ceza veya kanunda belirtilmeyen bir ceza verilemez, verilmesi durumunda kanuna açıkça aykırılık oluşacaktır. Bunun yanında belirtmek gerekir ki, TSK Disiplin Kanununun 29.maddesinde öngörülen görevden uzaklaştırma kararı verilmesi bir ceza değil, bir tedbir kararıdır. Dolayısıyla şartlarına uygun olarak görevden uzaklaştırma cezası verildiği durumlarda belirlenen cezalar dışında bir ceza verildiği iddiasıyla iptal davası açılamaz.
Türk Silahlı Kuvvetleri görevi ve mahiyeti gereği içine kapanık olması gerektiğinden zaman zaman anayasal ve yasal düzenlemelerde diğer mesleklerden ayrılmaktadır. Anayasanın 129/3 fıkrasında disiplin cezalarının yargı denetimi dışında tutulamayacağı hükme bağlanılmasına rağmen 129/4.fıkrada TSK mensupları hakkındaki hükümlerin saklı olduğu ifade edilmiştir. Burdan anlaşılması gereken TSK Disiplin Kanununda öngörülen bazı disiplin cezalarına karşı yargı yolunun kapatılabilmesi mümkündür. Anayasanın buna olanak tanımasındaki amaç emir komuta zincirinin sarsılmaması, üste itaat kültür ve düzeninin bozulmadan askeri hizmetin devamının sağlanmasıdır. 6413 sayılı TSK Disiplin Kanunu kapsamında
Yüksek Disiplin Kurulu tarafından verilen meslekten çıkarma cezaları,
Subay, astsubay, uzman erbaş ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında disiplin amirleri veya disiplin kurulları tarafından barış zamanında verilmiş olan aylıktan kesme, hizmet yerini terk etmeme ve oda hapsi cezalarına karşı iptal davası açabileceği ifade edilmiştir.
Buna karşın askeri öğrenciler ile erbaş ve erlere verilen tüm disiplin cezaları ile subay, astsubay, uzman erbaş ile sözleşmeli erbaş ve erlere verilecek kınama, uyarma ve hizmete kısmi süreli devam disiplin cezalarına karşı dava açılamaz. Dava açılabilecek durumlarda, görevli ve yetkili idare mahkemesinde 60 gün içinde iptal davası açılmalıdır. Ayrıca belirtmek gerekir ki cezanın ağır olması ve cezanın kaldırılması durumunda telafisi güç veya imkânsız bir durum olması durumunda yürütmenin durdurulması talep edilebilir. İdare hukukunda süreler oldukça kısadır ve bu süreler hak düşürücü sürelerdir. Bu sebeplerden ötürü hak kaybına uğramamak için alanında uzman bir idare hukuku avukatından yardım almak oldukça önemlidir.
Konuyla alakalı ayrıntılı bilgi ve danışmanlık hizmeti almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
MDM Hukuk ve Danışmanlık; Ankara merkezli faaliyet gösteren bir avukatlık bürosudur.
Büromuz; ülke genelinde avukatlık mesleğinin yasal ve etik değerleri çerçevesinde hukukun bir çok alanında yetkin kadrosuyla avukatlık ve danışmanlık hizmeti sunmaktadır.
Bu web sitesi ve içindeki bilgiler, Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kurallarına göre ve özellikle reklam yasağına uygun olarak tasarlanmıştır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinin tüm bilgi ve materyaller sadece bilgilendirme olup bunların tamamına veya bir kısmına dayanılarak yapılan işlemlere, eylemlere ve bunların sonuçlarına ilişkin hiçbir sorumluluk kabul edilmez. Söz konu bilgilerin aktarılması ile kullanıcılar ve web tarayıcıları ile MDM HUKUK & DANIŞMANLIK arasında bir avukat-müvekkil ilişkisi yaratılması amaçlanmamıştır ve bilgilerin bu kişilerce alınması hiçbir şekilde bu yönde bir ilişki oluşturmayacaktır. Müvekkiller veya okuyucular hiçbir şekilde mevcut duruma ve özelliklerine ilişkin olarak uygun hukuki veya başka herhangi bir profesyonel görüş almadan, MDMHUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinde yer alan herhangi bir hususa dayanarak bir eylemde bulunmamalıdır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK, bu web sitesi aracılığıyla ulaşılan üçüncü kişilere ait içeriklerden hiçbir şekilde sorumlu değildir.
MDM Hukuk ve Danışmanlık Tüm Hakları Saklıdır.