Veraset İlamı (Mirasçılık Belgesi) Nedir?
Makale Başlıkları
Veraset İlamı (Mirasçılık Belgesi) Nedir?
Murisin ölümü ile terekede bulunan mallar ve haklar kendiliğinden kanun gereği mirasçılara geçer. Mirasçıların terekedeki mal ve haklar üzerinde tasarrufta bulunabilmeleri için resmî kurumlar önünde mirasçılık sıfatını ispat edebilecek şekilde bir belgeye gereksinim duyarlar.
Mirasçıların mirasçılık sıfatını ispata yarayan belge mirasçılık belgesidir.
Mirasçılık belgesi Türk Medeni Kanunumuzda tek bir maddede düzenlenmiştir. TMK m.598 bu maddeye göre başvurusu üzerine yasal mirasçı olduğu belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir.
Veraset İlamını Kimler Talep Edebilir?
Veraset ilamını yasal mirasçılar ve atanmış mirasçılar talep edebilir. Ancak bazı hallerde bunların dışındaki kişilerin veraset ilamı talep edebilmesi mümkündür.
Örnek vermek gerekirse açılan bir davada davalı taraf ölmüşse avukatınız, davaya mirasçıları dahil edebilmek için mahkemeden isteyeceği yetki ile Sulh Hukuk Mahkemesinden veraset ilamının çıkartılmasını isteyebilir.
Kanunen de bazı kurumlara veraset ilamı talep etme hakkı verilmiştir. Vakıflar Kanunu m. 17’de, Sosyal Hizmetler ile Çocuk Esirgeme Kanunu m.28’de veraset ilamını talep etmede hukuki yararı bulunanlara bu hak verilmiştir.
Yine Tapu Müdürlüğü’ne de murisin ölüm tarihinden itibaren iki yıl içinde intikalin gerçekleşmemesi halinde mirasçılık belgesi talep etme yetkisi verilmiştir.
Mirasçılık Sıfatını Kaybedenler Veraset İlamı İsteyebilirler mi?
Bu konuda kanuni bir düzenleme yoktur. Mirasçılıktan çıkarma, mirasın reddi, mirastan vazgeçme, mirastan yoksunluk nedenleriyle mirasçılık sıfatının kaybı halinde veraset ilamının istenip istenemeyeceği hakkında öğretide bir görüş birliği yoktur.
Bir kısım yazarlar mirasçılık sıfatını kaybedenlerin veraset ilamını istemeleri için talep haklarının olmadığı görüşündedirler.
Diğer bir kısım yazar ise mirasçılık sıfatını kaybedenlerin veraset ilamını talep edebileceklerini zira ilamın sadece tereke mallarındaki payları gösterme amacı olmadığı emekli veya dul aylığı almak gibi nedenlerden dolayı da bu belgenin istenebileceğini savunmaktadırlar.
Yargıtay ise vermiş olduğu kararlarda mirasın reddi, mirastan feragat, mirastan yoksun kalma, mirastan çıkarılma durumlarının mirasçılık belgesi verilmesine veya talep edilmesine engel olmadığını belirtmiştir.
Veraset Belgesinin Talebi İçin Aranan Şartlar Nelerdir?
Miras bırakanın ölmüş veya gaipliğine karar verilmiş olması gerekir,
Mirasçı olmak ve aynı zamanda tüm mirasçıların da bilinmesi gerekir,
Mirasçıların tasarruf yetkisinin sınırlandırılmamış olması,
Mirasa ilişkin itirazın olmaması,
Son olarak da mirasçının talebi gerekir.
Mirasçılar Veraset İlamını Ne Kadar Sürede Çıkartmalıdır?
Mirasçıların veraset ilamını çıkartabilmesi için herhangi bir süre bulunmamaktadır. Çünkü veraset ilamında yasal mirasçıların ve atanmış mirasçıların mirastan alacakları paylar gösterildiği için süre sınırı yoktur.
Veraset İlamı Nasıl Alınır?
Bu sorunun cevabı TMK m.598’de düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre sulh hukuk mahkemeleri tarafından ve noterlikçe alınır. Mirasçılık belgesini almak için mirasçılardan birinin başvurusu gerekir. Noter ya da hâkim tarafından resen mirasçılık belgesi düzenlenemez.
Aynı zamanda 2018 yılı itibariyle e-devlet sistemi üzerinden 1990 yılı sonrası ölen kişilerin T.C. kimlik numarası girilerek de mirasçılık belgesi alınabilmektedir.
Noterden Alınacak Veraset İlamı İçin Gereken Belgeler Nelerdir?
Veraset ilamı almak için gereken belgeler aşağıda sıralanmıştır;
Murisin ölüm belgesi,
Miras bırakanın nüfus kayıt örneği,
Mirasçılık belgesini talep eden kişinin nüfus cüzdanı veya nüfus cüzdanı fotokopisi gereken belgelerdendir.
Eğer veraset ilamını noterlikten değil de mahkemeden isteyeceksek nüfus cüzdanı fotokopisi ve veraset ilamı talep dilekçesi yazılması gereklidir.
Mirasçılar bu işlemi vekalet vermiş oldukları avukatları aracılığıyla yaptırabilir.
Veraset İlamının İptali Davası Nedir?
Veraset ilamında yer alan bilgiler her zaman gerçek hak durumunu yansıtmamaktadır. Mesela veraset ilamında mirasçı olmayan bir 3. Kişinin yer alması ya da veraset ilamında yer alması gereken mirasçı veya mirasçıların yer almaması durumu söz konusu olabilir.
Bu gibi durumların varlığı halinde veraset ilamının iptali davasının açılması gerekir. Var olan mirasçılık belgesinin iptal ettirilip yeni ve gerçek hak durumunu gösteren mirasçılık durumunu gösteren veraset ilamının düzenlenmesi talep edilmelidir.
İptali talep edilen veraset ilamının mahkeme tarafından iptal kararı verilinceye kadar fiilen geçerliliğini koruyacaktır.
Veraset İlamının İptali Davasını Kimler Açabilir?
Veraset ilamının iptali davasını, gerçek hak durumunun hatalı olarak düzenlenmiş olan veraset ilamından dolayı hak kaybı yaşayan her mirasçı tarafından bu dava açılabilmektedir.
Veraset İlamının İptali Davası Kimlere Karşı Açılır?
Veraset ilamının talep edilmesi bir çekişmesiz yargı işidir. Ancak veraset ilamının iptali davası çekişmeli bir yargı işidir dolayısıyla dava dilekçesinde bir hasım gösterilmesi gerekir. Mesela veraset ilamında yer almaması gereken bir 3. kişinin bu ilamda yer alması halinde davalı olarak bu 3. kişi gösterilmelidir.
Veraset İlamının İptali Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme Neresidir?
Veraset ilamının iptali davasında görevli mahkememiz Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesi veya mirasçılardan her birinin yerleşim yeri mahkemesidir.
Veraset İlamının İptali Davasında Zamanaşımı veya Hak Düşürücü Süre Var mıdır?
TMK m.598/3’te bu konu düzenlenmiştir. Bu maddeye göre mirasçılık belgesinin geçersizliği her zaman ileri sürülebilir. Herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre yoktur.
Emsal Yargı Kararları
Yargıtay 1.HD., E. 2015/17563 K.2018/13388 T. 11.10.2018
Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakan babası …’e ait 1093 ada 33 parsel sayılı taşınmazın … Sulh Hukuk Mahkemesinin 1996/421-483 Esas-Karar sayılı veraset ilamı uyarınca mirasçılar adına intikal işleminin yapıldığını;
kardeşi …’nin miras bırakandan önce bekar ve çocuksuz öldüğünden …’un mirasçısı olmamasına rağmen veraset ilamında mirasçı olarak yer aldığı için onun adına da intikal yapıldığını, … dışında kalan tüm paydaşların paylarını devraldığını ileri sürerek;
tapu kaydının … 1. Noterliğinin 05.11.2012 tarihli … yevmiye numaralı mirasçılık belgesine göre düzeltilmesini istemiştir. Davalılar … ve …, davayı kabul etmişlerdir;
davalı …, davanın reddini savunmuş, diğer davalılar, savunma getirmemişlerdir. Mahkemece, davanın tapu kaydında düzeltim davası olduğu ve 6100 sayılı HMK zamanında açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi …’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 1093 ada 33 parsel sayılı taşınmaz miras bırakan … adına kayıtlı iken onun ölümü üzerine … Sulh Hukuk Mahkemesinin 1996/421 Esas, 1996/483 Karar sayılı 28.06.1996 tarihli mirasçılık belgesi ile tüm mirasçıları (… de dahil) adına intikalin sağlandığı;
davacının daha sonra aldığı … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/385 Esas, 2014/367 Karar sayılı 27.05.2014 tarihli mirasçılık belgesiyle intikale esas veraset ilamının iptaline karar verildiği, …’nin mirasbırakandan önce öldüğü gerekçesiyle …’nin adının mirasçılar arasında yer almadığı, …’nin mirasçılık belgesinin de dosyaya ibraz edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, …’nin mirasçılarını gösterir … 1. Noterliğinin 05.11.2012 tarihli 7775 yevmiye numaralı mirasçılık belgesini tapu müdürlüğüne ibraz ederek taşınmazdaki … payını mirasçıları adına intikal ettirme olanağına sahiptir. Bu durumda bir yolsuz tescilden söz etme olanağı yoktur.
Davanın reddedilmesi bu gerekçe ve sonucu itibariyle doğrudur. Davacının temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 8.20.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11.10.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY: Bilindiği üzere; olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak hâkime aittir. Davaya konu uyuşmazlığın tapu kaydında düzeltim davası olmayıp tapu iptal ve tescil davası olduğu konusunda çoğunlukla aynı düşüncedeyiz. Ayrıldığımız husus davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olduğudur.
Zira dava konusu taşınmaz miras bırakan …’ün ölümüyle … Sulh Mahkemesinin 28/06/1996 Tarih ve 1996/421-483 sayılı veraset ilamı ile intikal görmüştür. Bu intikal sırasında miras bırakandan önce bekar ve çocuksuz olarak ölen … ‘e de pay verilmiştir.
Yargılama sırasında davacı tüm mirasçıları taraf göstererek miras bırakan …’ün doğru veraset ilamını almış ayrıca … Sulh Hukuk Mahkemesinin 1996/421-483 sayılı veraset ilamı da iptal edilmiştir. Yargılama sırasında davacı tarafça alınan … 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/385-367 sayılı veraset ilamı karar içeriği incelendiğinde;
muristen önce ölen kızı …’ye pay verilmesinin yanlış olduğunun tespit edildiği gibi, sağ kızı …’e de pay verilmemesi nedeniyle 1996/421-483 sayılı veraset ilamının iptaline karar verildiği gerekçelendirilmiştir. Yine …’ye ait 05.11.2012 tarihli veraset ilamı incelendiğinde;
mirasçılardan …’un da veraset belgesinde yer almadığı ve pay verilmediği anlaşılmıştır. Sonuç itibariyle;
iptal edilen veraset ilamı gereğince yapılan tescilin yolsuz tescil olduğu doğru sicil oluşturulması ve yukarıda belirlenen eksik mirasçılarla intikallerin yapılması başka davalara da sebebiyet vereceğinden dava konusu muris …’a ait taşınmazın 2014/385-367 sayılı veraset ilamındaki mirasçılar ve paylarına göre intikalinin yapılması için tapu iptal-tescil kararı verilmelidir.
Hüküm bu gerekçeyle bozulmalıdır. Çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.
Yargıtay 7.HD., E.2021/3306 K.2021/3021 T.22.11.2021
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 19/08/2011 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda;
davanın reddine dair verilen 11/02/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R: Dava, mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi isteğine ilişkindir. Davacı vekili, Şanlıurfa Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/1519 Esas, 2006/157 Karar sayılı mirasçılık belgesinde miras bırakan Dişobini Alo’nun vefatı ile mirasçılarının tespit edildiğini;
murisin kızı olarak tespit edilerek altsoyuna pay dağıtılan …’un murisin çocuğu olmadığından bahisle Şanlıurfa Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/1519 Esas;
2006/157 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptali ile muris Dişobini Alo’ya ait yeni mirasçılık belgesi verilmesini dava ve talep etmiştir. Mahkemece ilk olarak, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2015/8740 Esas, 2016/537 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Mahkemece, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 598. maddesinde başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, Sulh Mahkemesince mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği açıklanmıştır.
Mirasçılık belgesi, aksi ispat edilinceye kadar, adına düzenlenmiş bulunan kişi ve kişilerin mirasçılığı lehine bir karine oluşturur. Bu belge;
miras bırakan ile mirasçıları arasındaki irs (soy) ilişkisini göstermesi yanında mirasın (terekenin) mirasçılara intikalini de sağlayıcı bir işleve sahiptir. 4722 sayılı Kanun madde 17 uyarınca, miras hükümleri, mirasçılık ve mirasın geçişi miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte bulunan hükümlere göre belirlenir.
Bu tür davaların kural olarak hasımsız açılması ve çekişmesiz yargı yolu ile görülüp sonuçlandırılması gerekir. Bu olgunun sonucu olarak bu tür davalar sonucunda verilen hükümler kesin hüküm oluşturmadığı gibi, hatalı oldukları öne sürülerek her zaman için iptalleri de istenebilir.
Resen araştırma prensibi egemen olan bu tür davalarda davacı taraf sadece miras bırakanın öldüğünü, kendisinin soy bağı, evlilik veya evlat edinme nedeniyle miras bırakanın mirasçısı olduğunu ve dava dilekçesindeki diğer iddialarını kanıtlamak zorundadır.
Nüfus aile kayıtlarını getirterek miras bırakanın diğer mirasçılarını tespit etmek ve tüm mirasçıların miras paylarını belirlemek ise hâkimin görevidir. Mirasçıların ve paylarının belirlenebilmesi için gider yapılması gerektiğinde bu giderlerin davacı tarafça karşılanması gerektiği kuşkusuzdur. Mirasçılık belgesinin iptali davalarında ise, mirasçılar arasında zorunlu arkadaşlık bulunmaktadır.
Dava sonucunda verilecek hükümle hukuksal durumları etkilenebileceğinden bu tür davalarda iptali istenilen mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilen kişiler ile, ölmüşlerse bunların mirasçılarının davada taraf olmaları zorunludur.
Taraf koşulu kamu düzenine ilişkin olup taraflarca öne sürülmese dahi mahkemelerce kendiliğinden incelenmesi gerekir.
Bu tür davalarda da miras bırakanın mirasçılarını tespit etmek ve mirasçıların miras paylarını belirlemek hâkimin görevidir ve re ‘sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir.
Somut olayda, iptali istenen Şanlıurfa Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/1519 Esas, 2006/157 Karar sayılı mirasçılık belgesinde, mahkemece dinlenen tanık beyanlarına göre muris Dişo’nun mirasçılarının ve miras paylarının belirlenmesine karar verilmiştir.
Anılan mirasçılık belgesinin iptali için muris …’nun çocuklarından…’den doğma …ızı …nin altsoyu oldukları gerekçesiyle açılan Şanlıurfa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 2007/157 Esas, 2011/837 Karar sayılı dosyada yapılan yargılamada ise;
davacıların, kök murisleri olan …nun Şanlıurfa Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/1519 Esas, 2006/157 Karar sayılı mirasçılık belgesindeki … ile aynı kişi olduğunu ispatlayamadıklarını, davacıların nüfus kayıtlarına göre kendi murisleri hakkında yeni mirasçılık belgesi talep edebilecekleri de dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
Deracaattan da geçerek kesinleşen Şanlıurfa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 2007/157 Esas, 2011/837 Karar sayılı dosyadaki ilam hükme esas alınmış ise de hükümde iptali istenen mirasçılık belgesinde murisin kızı olarak tespit edilen …’un nüfus kayıtlarına göre, mirasçılık belgesinin iptalini isteyen davacıların murisi Dişo’nun kızı olduğu iddia edilen Emine ile kardeş çocukları oldukları tespit edilmiştir.
Ancak murisin kızı Rahime ile davacıların murisi Emine arasında akrabalık bağı tespit edilemediği gibi mirasçı …’un mirasçı olmadığına yönelik iddialara yönelik usulüne uygun dava açılmamış olması nedeniyle de bu hususun değerlendirmeye alınmadığı da belirtilmiştir.
İptali istenen Şanlıurfa Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/1519 Esas, 2006/157 Karar sayılı yargılamada dinlenen tanık …. muris Dişo’nun 3 çocuğunun bulunduğunu, bunlardan …’nın 1978 yılında vefat ettiğini, … …, Mezne ve Halil isminde dört çocuğunun bulunduğunu beyan etmiştir.
Tanık beyanlarına göre muris …nun kızı olduğu tespit edilerek kendisine pay verilen …’un nüfus kaydında Şanlıurfa, … ilçesi, … mahallesi, cilt no:15, hane no:405 hanesine kayıtlı olduğu, 07.09.1978 tarihinde vefat ettiği, …, …,… ve … isminde 4 çocuğunun bulunduğu, baba adının …anne adının ise … olduğu görülmüştür. … bu haneye Şanlıurfa, Kendirci mahallesi;
cilt no:15, hane no:408 18. sıradan evlenerek gelmiştir. …’un evlenerek geldiği hanede 01.07.1857 Şanlıurfa doğumlu Mehmet Salih’in kızı olduğu anlaşılmaktadır. İptali istenen mirasçılık belgesinde dinlenen tanıklar … ve …’un beyanları ile nüfus kayıtları arasında çelişkili bulunduğu sabittir.
Mahkemece bu hususlar nazara alınarak inceleme yapılması gerekirken, Şanlıurfa Sulh Hukuk Mahkemesi 2005/1519 Esas, 2006/157 Karar sayılı dosyayı hükme esas almak suretiyle iptali istenen mirasçılık belgesindeki tanıkların aksine beyan olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 22.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi