Yaralı Yakınlarının Manevi Tazminat Hakkı
Makale Başlıkları
Yaralı Yakınlarının Manevi Tazminat Hakkı
Kişilik Hakkının İhlali ve Cezai Yaptırım
Kişilik hakkının ne olduğunu açıklayarak başlayalım. Kişilik hakkı, bireyin kişiliğini oluşturan tüm değerlerin üzerinde olan şahsa bağlı, mutlak haklardandır. Kişilik haklarından en önemlisi yaşama hakkıdır. Bütün diğer haklar yaşama hakkı üzerine kurulmuştur. Bedensel bütünlük hakkı da tıpkı yaşama hakkı gibi önemli haklardandır. Kişilik hakkı ihlali yani yaşam hakkı, bedensel bütünlük hakkı ihlali hukuk düzeni tarafından korunmuş ve önemli düzenlemelere, yaptırımlara yer verilmiştir.
Türk Ceza Kanunu 81. Maddesinde kasten öldürmeyi düzenlemiştir. Bir insanı kasten öldüren kişi hakkında uygulanacak yaptırım müebbet hapis cezasıdır.
Türk Ceza Kanunu 86. Maddesinde ise bedensel bütünlüğün ihlali olan kasten yaralamayı düzenlemiştir. Bu maddeye göre; kasten başkasının vücuduna acı veren ya da sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına sebep olan kişiye uygulanacak yaptırım 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Eğer kasten yaralama sonucu kişi üzerindeki etki basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek durumdaysa mağdurun şikâyet etmesi üzerine 4 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ya da adli para cezası yaptırım olarak belirlenmiştir. Aynı maddenin 3. Fıkrası ise bu suçun nitelikli halini düzenlemiştir. Bu suç üstsoya, altsoya, eşe y ada kardeşe karşı ya da kendini savunamayacak kişiye karşı ya da kamu görevi nedeniyle ya da kamu görevini kötüye kullanmak suretiyle ya da silahla ya da canavarca hisle işlenirse ceza bir kat artırılır.
Bedensel Bütünlüğün İhlalinde (Kişilik Hakkının İhlali) Hukuki Yaptırım
Kişilik hakkının yani bedensel bütünlük ve yaşama hakkının ihlalinde verilecek cezai yaptırımlar yukarıda bahsettiğimiz üzere Türk Ceza Kanunu madde 81 ve madde 86’da düzenlenmiştir. Cezai yaptırımların yanında hukuki yaptırımlar olan maddi ve manevi tazminat hakkı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 56’da düzenlenmiştir. Buna göre; “bedensel bütünlüğün zedelenmesi durumunda hâkim zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar ya da ölüm durumunda, zarar görenin ya da ölenin yakınlarına da uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” demek suretiyle bedensel bütünlüğü ihlal edilen kişinin yakınları da uygun bir miktar manevi tazminat alabilirler.
Yaralı Ailesinin Manevi Tazminat Alma Şartları
Bedensel bütünlüğün ihlal edilmesi sonucu cezai yaptırımın yanı sıra hukuki yaptırımın yani manevi tazminatın da mümkün olduğunu yukarıda izah etmiştik. Hukuki yaptırım olan manevi tazminatın şartları Türk Borçlar Kanunu madde 56/2’de düzenlenmiştir.
Bu maddeye göre bedensel bütünlüğü ihlal edilen kimsenin yakınlarının manevi tazminat olarak uygun bir miktar para alabilmeleri için zarar görenin ağır bedensel zararı olmalıdır. Ağır bedensel zarar görenin yakınları büyük elem ve acı duyacağı için manevi zarara uğramış olduğu kabul edilir. Bu nedenle yaralı yakınları manevi tazminat davası açabilir.
Ölenin yakınlarının duyduğu keder ve acının derecesine ve boyutuna göre zarar değişebilir.
Duygu zararları, bir yakının ağır şekilde yaralanması sonucu kişinin hissettiği üzüntü, elem, acı ve şaşkınlık duygularının oluşması sonucu iç dünyasında yaşadığı derin sarsıntıdır ve manevi tazminat talep edilebilir ancak önemli derecede duygu zararı meydana gelmelidir. Şok zararları ise, kişinin yakınının ağır bedensel bütünlüğünü öğrenmesi ya da şahit olmasıyla birlikte ileri derecede psikolojisinin bozulması ve hastalık boyutuna ulaşmasıdır. Yine bu durumda da manevi tazminat talep edilir.
Manevi Tazminatta Zaman Aşımı
6098 sayılı TBK’nın haksız eylemlerde zamanaşımına konusu madde 72 de düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı belirtilmiştir. Ancak, tazminat talebi ceza kanunu çerçevesindeki bir durumdan dolayı vuku bulmuş ise ve buradaki zaman aşımı süresi TBK’da öngörülenden daha fazla olduğunda bu zaman aşımının uygulanacağı vurgulanmıştır.
Yargıtay Kararları
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2003/5612 karar numaralı kararında, manevi tazminat isteme hakkının doğrudan zarar gören kimsede olduğunu söylemiştir. Ancak ağır bedensel zarar gören kimsenin çok yakınlarından olan anne, baba, çocuk, eş gibi kimselerin yakının ağır bedensel zararını öğrenmesi ya da şahit olmasıyla ağır ruhsal ya da sinirsel sağlık sorunu ile karşı karşıya kalması halinde manevi tazminat isteyebileceğini kabul etmiştir.
Örneğin ağır bedensel bütünlüğü bozulmuş kimsenin yakını uğradığı şok zararı ya da önemli derecede duygu zararı sonucu iş göremez hale gelmişse elbette manevi tazminat talep edebilir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2008/10360 karar numaralı kararı, eşi ve çocuğunun bulunduğu aracı kullanmakta olan Bedi Artık’ın trafik kazası yapması sonucu kendisi yaralanmamasına rağmen ilk derece mahkemesinin talep ettiği maddi tazminatı kısmen kabulüne, manevi tazminatın ise reddine ilişkin kararın temyizi sonucu verişmiştir. Buna göre ilk derece mahkemesi manevi tazminatın reddi gerekçesinde tazminat isteme hakkının yalnızca zarar gören olduğunu kabul etmiştir. Ancak Yargıtay bu kararı bozarak manevi tazminat talep eden davacının eşinin ve çocuğunun zarar görmesi ve kazanın oluş şeklini göz önüne alarak psikolojik şok yaşadığını ve ruhsal bütünlüğünün bozulmasından kaynaklı kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu kabul etmiştir. Zararın etkisinin hafif ya da yüksek olması manevi tazminatın verilip verilmeyeceğini değil miktarını belirlemektedir.
Yukarıdaki kanun hükmü ve Yargıtay kararları ışığında ağır bedensel bütünlüğü ihlal edilen kişinin yakınları yaşadıkları duygu durum bozuklukları ve şok zararı sonucu psikolojik olarak ruhsal ve sinirsel sarsıntı yaşarlarsa eğer manevi tazminat talep edebilirler. Ruhsal ve sinirsel sarsıntının hafifliği ya da ağırlığına göre manevi tazminat miktarı belirlenir.