5510 Sayılı Kanun Kapsamında Yurtdışı Borçlanma İle Emeklilik
Makale Başlıkları
5510 Sayılı Kanun Yurtdışı Borçlanma İle Emeklilik
5510 Sayılı Kanun Kapsamında Yurtdışı Borçlanma ile Emeklilik kanunu ile emeklilik imkanı makalesidir. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, yurt dışında geçen sürelerin borçlanması yoluyla emeklilik hakkı kazanılmasına imkan tanımaktadır. Bu sayede, yurtdışında çalışan veya ikamet eden Türk vatandaşları, belirli şartları sağlayarak emekli olabilirler.
Yurtdışı borçlanma, Türkiye dışında yaşayan vatandaşların, Türkiye’deki sosyal güvenlik sistemine prim ödeyerek emeklilik, sağlık hizmetleri gibi sosyal güvenlik haklarından faydalanabilmesine olanak tanır. MDM Hukuk Bürosu olarak, bu konuda en doğru ve güncel bilgileri siz değerli okurlarımıza sunmayı amaçlamaktayız.
Makalemizde, yurtdışı borçlanma süreci, borçlanma için gereken şartlar. Başvuru sürecinde izlenmesi gereken adımlar. Borçlanma tutarlarının hesaplanması ve bu tutarların ödenmesi gibi konuları ele alıyoruz. Ayrıca, yurtdışı borçlanmanın emeklilik maaşları üzerindeki etkileri ve dikkat edilmesi gereken önemli noktalar üzerinde duruyoruz.
Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız için yol gösterici olmayı hedefledik. Emeklilik planlaması yaparken karşılaşılan zorlukların üstesinden gelmenize yardımcı olmayı amaçlıyoruz. Bize Ulaşın adresinden bu ve benzeri konularda daha fazla bilgi alabilirsiniz.
Emeklilik aylığı hesaplanırken, borçlanılan süreler de dikkate alınır. Borçlanılan süreler için prime esas kazanç asgari ücret üzerinden hesaplanır.
Yurtdışı Borçlanma Nedir?
Yurtdışı borçlanması, Türk vatandaşlarının ve vatandaşlıktan ayrılanların yurtdışında geçen sürelerini borçlanmalarını sağlar. Bu işlem, 18 yaşından sonra yurtdışında yaşayanlar için geçerlidir.
Bu borçlanma, sigortalılık sürelerini belgelendiren ve bu süreler arasında en fazla bir yıl işsiz kalanların, yurtdışında ev hanımlığı yapmış olanların primlerini ödeyerek Türkiye’de geçmiş gibi kabul ettirmelerini sağlar. Böylece, bu süreler Türkiye’de sigortalı olarak çalışılmış gibi işlenir.
Yurtdışında geçirilen sigortalılık süreleri, işsizlik dönemleri ve ev hanımlığı süreleri yurtdışı borçlanmasına dahil edilebilir. Bu süreler, Türkiye’de sigortalı çalışılmış gibi kabul edilir. Böylece, yurtdışında geçen zamanlar için prim ödemesi yapılabilir.
Buna göre;
Sigortalılık Süresi: Kişinin yurtdışındayken sigortalı olarak çalıştığı sürelerdir.
İşsizlik Süresi: Sigortalılık süresi kapsamında bu sürenin arasında veya sonunda 1 yılı geçmeyecek şekilde yurtdışında işsiz kalınması durumudur.
Ev Hanımlığı Süresi: Medeni durumu önem arz etmeksizin Kadınların sigortalılık süreci haricinde yurtdışında bulunduğu sürelerdir.
Yurtdışı Borçlanma İçin Nereye Başvuru Yapılmalıdır?
Yukarıda belirtilen koşulları sağlayan kişiler yurtdışında çalışırken veya Türkiye’ye kesin dönüş yapmışken vefat ederse, Türk vatandaşı olan yasal mirasçıları Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvurabilir. Bu mirasçılar, yurtdışı borçlanma talebinde bulunarak gerekli işlemleri başlatabilirler.
İsviçre prim transferi yapılmış sürelere ilişkin olarak yapılan borçlandırma işlemleri Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülecek olup diğer yurtdışı borçlandırma işlemleri kimlik paylaşım sisteminden tespit edilen adrese göre veya tespit edilen bir adres yok ise nüfusa kayıtlı olduğu ildeki Sosyal güvenlik il müdürlükleri/merkezleri tarafından talep sonucu oluşan borçlandırma süreci yürütülecektir. Eğer kişinin Kimlik Paylaşım Sisteminde birden fazla kayıtlı adresi bulunuyorsa kişinin tercihine bırakılmaktadır. Kimlik paylaşım sistemince tespit edilen bir adres yok ise kişinin müracaat yaptığı ildeki SGİK tarafından süreç yürütülerek sonuçlandırılır.
Yurtdışı Borçlanma Başvurusu Yapabilmek İçin Gereken Şartlar Nelerdir?
Yurtdışı sürelerinin borçlandırılabilmesi için gereken şartlar aşağıdaki gibidir;
- Türk vatandaşı olmak veya doğumla Türk vatandaşı olmasına rağmen çıkma izni ile Türk vatandaşlığını kaybetmiş olmak,
- Borçlanma konusu olan Yurtdışı sürelerini belgelere dayandırmak,
- Yurtdışı borçlanma talebinin yazılı olarak yapılması, gerekmektedir.
Yurtdışı Borçlanma Başvurusunun Adımları Nelerdir?
1) Başvuru şartlarını gerçekleştiren kişi, yazılı talebini Sosyal Güvenlik Kurumunun ilgili birimine e-posta aracılığıyla veya kendisi doğrudan doğruya ilgili kuruma giderek başvuruda bulunabilir.
Bu yazılı talep basit bir dilekçe ile de sunulabilir ancak borçlanma işlemi için yazılmış örnek dilekçeleri SGK web sitesinden temin ederek doldurmanız daha doğru olacaktır. İşbu talep dilekçelerini direkt Sosyal Güvenlik Merkezlerinden de elden temin edebilirsiniz.
2) Talep dilekçesiyle birlikte ek olarak yurtdışı çalışma durumlarını belirtecek şekilde hizmet belgelerini sunmak gerekir. Bu belgeler aşağıdaki gibidir;
a) Sosyal Güvenlik Sözleşmesi İmzalanmış Ülkelerde Geçmiş Sürelere Ait Belgeler
Talep başvurusunda bulunacak kişiler, ilgili ülke sigorta kurumları tarafından düzenlenmiş sigortalılık sürelerini gösteren belgelerin asıllarıyla birlikte Türkiye’de yeminli tercüme bürolarınca ya da yurt dışında bulunan Türk temsilciliklerince tercümanlara yaptırılmış ve ilgili temsilcilikçe onaylanmış tercümeleri VE İlgili ülkelerdeki Türk büyükelçilikleri, başkonsoloslukları, çalışma ve sosyal güvenlik müşavirlikleri vs. gibi temsilciliklerden alınacak hizmet belgelerinden kendi durumlarına uygun olanını SGK’ya sunmalıdır.
b) Sosyal Güvenlik Sözleşmesi Akdedilmemiş Ülkelerde Geçmiş Sürelere Ait Belgeler
Talep başvurusunda bulunacak kişiler, ilgili ülkelerdeki Türk büyükelçilikleri, başkonsoloslukları, çalışma ve sosyal güvenlik müşavirlikleri vs. gibi temsilciliklerden alınacak hizmet belgelerinden kendi durumlarına uygun olanını SGK’ya sunmalıdır.
c) Ev Kadını Olarak Geçen Sürelere Ait Belgeler
Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması Ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik madde 9/2’e göre başvuran kişi; fotoğraf, künye bilgileri ve yurda giriş-çıkış tarihlerinin kayıtlı olduğu pasaport sayfa fotokopileri veya emniyet müdürlüklerinden alınacak yurda giriş-çıkış tarihlerini gösterir çizelge ile birlikte ikamet belgesi (ikamet edilen ülke merciinden alınan aslı ile Türk temsilciliklerinde yeminli tercümanlarca yapılan tercümenin onaylı hali) VE Türk büyükelçilikleri, başkonsoloslukları, çalışma ve sosyal güvenlik müşavirlikleri gibi temsilcilikler tarafından düzenlenmiş olan ikamet belgelerinden kendi
durumuna uygun olanı SGK’ya sunmalıdır.
3) SGK, kişinin borç miktarını tespit ederek iadeli taahütlü posta ile başvuruda bulunan kişiyi bilgilendirir.
4) Bu bilgilendirme tarihinden itibaren belirtilen borç tutarının tamamını 3 ay içerisinde ödeyen kişi, yurtdışı borçlanma işlemini başarıyla tamamlamış olur.
Ancak 08.05.2008 tarihinden önce yurtdışı borçlanma başvurusunda bulunulmuşsa;
Borçlanma süreci ile ilgili işlemleri devam edenler, borç tespiti yapılmış olanlar ve tahakkuk ettirilen borçlarının tamamını ödemeyenler için bu borçların günlüğü 3,5 Amerikan Doları olacak şekilde bu meblağ üzerinden ödeme alınarak tamamlanacaktır.
Bahsi geçen üç aylık süre içerisinde borcun bir kısmının ödenmesi halinde, ödenen miktar ile orantılı süre geçerli olmakla birlikte kalan sürenin geçerli sayılması yeni bir borçlanma talebine bağlıdır.
Borçlanma Miktarının Tespiti Nasıl Yapılır?
Borçlanma mikarı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 82. Maddesine göre alt ve üst sınırlara uyularak tespit edilir.
Bu sınırlar; “günlük kazancın alt sınırı, sigortalıların yaşlarına uygun asgarî ücretin otuzda biri, üst sınırı ise 16 yaşından büyük sigortalıların günlük kazanç alt sınırının 7,5 katı, ancak sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri için 3 katıdır.” Şeklindedir.
Bu husustaki sınırlar değerlendirildiğinde borçlanma talebinde bulunan kişinin seçmiş olduğu prime ilişkin günlük kazancın % 45’inin borçlanılmak istenilen gün sayısı ile çarpımı sonucu elde edilen miktar borçlanma miktarı olacaktır.
Borçlanılan miktar, başvuran kişiye Türk Lirası şeklinde tebliğ edilir. Kişinin işbu borcu Türkiye’de ödemesi halinde Türk lirası olarak, Türkiye’ de ödememesi halinde ise Türk Lirası karşılığı döviz cinsinden ödemesi gerekmektedir.
Borçlanma İşleminden Vazgeçilebilir Mi? Borçlanma Miktarının İadesi Söz Konusu Mudur?
Başvuru yapanın başvuru talebinden vazgeçmesi durumunda yapılması gereken husus; kişinin başvuru sonucu borçlanma miktarının tebliğ edilmesinden önce veya borçlanma miktarının tebliğ edilmesinden itibaren 3 ay içerisinde yazılı bir beyanda bulunarak bunu ilgili kuruma ibraz etmesi gerekmektedir.
Bu işlem sonucunda ödenilen borçlanma tutarının tamamı faiz uygulanmadan TL cinsinden başvurudan vazgeçen kişiye iade edilir. Ancak Borçlandıkları hizmetler gereği aylık bağlanmış olanlar, borçlanma başvurusundan vazgeçemezler ve ödedikleri borçlanma tutarları kişiye iade edilemez.
Yurtdışı Borçlanma Başvurusu Yapıldıktan Sonraki Süreç Nedir?
Yurtdışı borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı kanun uyarınca geçmiş sigortalılık süresi kabul edilmektedir. Sigortalılığın başlangıç tarihi tespit edilir. Bu tespit şu şekilde yapılır;
a) Türkiye’deki sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.
b) Türkiye’de sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan başvuru sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten, sigortalı ölmüş ise ölüm tarihinden, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülmek suretiyle tespit edilir. Birden fazla yurt dışı hizmet borçlanması yapılması durumunda sigortalılık süresi başlangıcı, en son borcun ödendiği tarihten, borçlanılan toplam gün sayısı kadar geriye götürülerek belirlenir.
Türkiye’deki sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki sürelerin borçlandırılması halinde bu süreler 5510 sayılı Kanunun Sigortalıların borçlanabileceği süreler başlıklı 41 inci maddesinde düzenlenen hükümler esas alınarak Türkiye’deki sigortalılık başlangıç tarihinden, Türkiye’de sigortalılık durumu mevcut değil ise borçlanma tutarının tamamen ödendiği tarihten, sigortalı kişi ölmüş ise ölüm tarihinden geriye götürülen sürelere ait ilgili aylara mal edilir.
Aylığa Hak Kazanmanın Şartları Nelerdir?
Yurtdışı borçlanması başvurusunda bulunan kişi;
- Yurda dönmüş olmalıdır.
- Kendisine tebliğ edilen borcun tamamını ödemiş olmalıdır.
- SGK’ya yazılı başvuruda bulunmuş olmalıdır.
- 5510 sayılı Kanunla mülga kanunların yürürlükteki hükümlerine göre veya sosyal güvenlik kanunlarına göre aylığa hak kazanıyor olması gerekmektedir.
Aylık talebinde bulunan kişilerden “Aylık Talebinde Bulunanlara Mahsus Beyan ve Taahhüt Belgesi” ile yurtdışında ikamet edenlerden çalıştığı işyerinden ayrıldığını kanıtlar nitelikte belge istenmektedir.
Aylığın kişiye ne zaman tahsis edileceği hususu da merak edilmektedir. Kişinin yukarıda sayılı şartları yerine getirmesi halinde yazılı talepte bulunduğu tarihi takip eden ayın başında aylık tahsis edilir.
Emsal Yargı Kararları
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2010/631 K. 2011/42 T. 9.2.2011
“İçtihat Metni” MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Taraflar arasındaki “Yurtdışı borçlanma hakkının tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 1.İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 05.11.2008 gün ve 2008/458 E.- 602 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 15.02.2010 gün ve 2009/38 E.-2010/1402 K. sayılı ilamı ile;
(“…Davacı, yurtdışında (Almanya’da) geçen hizmetlerini 3201 sayılı Yasa’ya göre Sosyal Sigortalar Kurumu nezdinde borçlanma hakkının mevcut olduğu hususunun tesbitini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının 16.12.1970-01.11.1990 tarihleri arasında Almanya’da çalıştığı,
07.05.2008 tarihinde yurt dışında bulunduğunu beyan ederek 07.05.2008 tarihinde … Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü’ne borçlanma talebinde bulunduğu,
davacının yurtdışına çıkmadan önce Türkiye’de 01.02.1969-29.05.1970 tarihleri arasında T.C. Emekli Sandığı mensubu olarak çalıştığı,
T.C. Emekli Sandığı tarafından Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesi uyarınca sandıklarına tabi 1 yıl 4 aylık hizmeti ile yurt dışındaki 18 yıllık çalışması nazara alınarak 01.11.1995 tarihi itibariyle kısmi yaşlılık aylığı bağlandığı,
davalı Kurumun, Türkiye’de en son T.C. Emekli Sandığı’na tabi olarak çalıştığından bahisle davacının yurtdışı borçlanma işlemleri yapılmak üzere belgelerini 24.04.2008 tarihli yazı ile Emekli Sandığı Hizmet Borçlanması ve İşlemleri Dairesi Başkanlığı’na gönderdiği anlaşılmaktadır.
Davacının borçlanma talebinde bulunduğu 07.05.2008 tarihinde yürürlükte bulunan 3201 sayılı Yasa’nın 4958 sayılı Yasa’nın 56. maddesi ile değişik 3. maddesine göre, 1-Halen yurt dışında bulunanlar; a)Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye’de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması olmayanlar Sosyal Sigortalar Kurumuna,
b)Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye’de son defa prim, kesenek ve karşılık ödenen sosyal güvenlik kuruluşuna,
c)Ev kadınları Bağ-Kur’a, Yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler.
2-Türkiye’ye döndükten sonra yurtdışında geçen hizmetlerini borçlanmak isteyenler;
a)Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar, Sosyal Sigortalar Kurumuna,
b)Müracaat tarihinde çalışmakta olanlar tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna,
c)Başvuru tarihinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmamakla birlikte yurda dönüş tarihinden sonraki çalışmalarından dolayı son defa tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna, d)Hizmetlerinden bir kısmı yurt dışında iken borçlananlardan kalan hizmetlerini yurda dönüş yaptıktan sonra borçlanmak isteyenler ilk borçlanmayı yapan sosyal güvenlik kuruluşuna, e)Ev kadınları Bağ-Kur’a, Yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler.
3-Hak sahiplerinin borçlanması, yurt dışında çalışmakta iken veya yurda dönüş yaptıktan sonra ölenlerin hak sahipleri ilgili sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar.
Davacının yurtdışı çalışmalarını borçlanmak için başvurduğu 16.04.2008 tarihinde yukarıda belirtilen 3201 sayılı Yasa’nın 4958 sayılı Yasa ile değişik 3. maddesi yürürlükte bulunmaktadır.
Anılan maddenin başlığı “Başvurulacak Kuruluşlar” olup, yurt dışı borçlanması yapmak isteyenleri öncelikle üç gruba ayırmış ve bu üç grubu da kendi içerisinde alt gruplara ayırmıştır. Öncelikle anılan maddenin 1. bendinde halen yurt dışında bulunanların,
2. bendinde Türkiye’ye döndükten sonra yurtdışında geçen hizmetlerini borçlanmak isteyenlerin ve 3. bendinde de hak sahiplerinin borçlanması düzenlenmiştir.
Halen yurt Dışında bulunanlardan yurtdışında geçen hizmetlerini borçlanmak isteyenlerin, Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye’de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması olmayanlar Sosyal Sigortalar Kurumuna,
Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye’de son defa prim, kesenek ve karşılık ödenen sosyal güvenlik kuruluşuna ve Ev kadınları Bağ-Kur’a yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabileceği öngörülmüştür. Bu durumda, 3201 sayılı Yasa’nın 3. maddesinin 1. bendinin (b) alt bendinde yer alan “Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye’de son defa prim, kesenek ve karşılık ödenen sosyal güvenlik kuruluşuna,”
ibaresine göre borçlanma talep tarihinde henüz Türkiyeye dönüş yapmamış olan davacının, yurtdışına çıkmadan önce Türkiye’de 16.12.1970-01.11.1990 tarihleri arasında T.C. Emekli Sandığı mensubu olarak çalıştığından, 3201 sayılı Yasa’nın 4958 sayılı Yasa’nın 56. maddesi ile değişik 3.maddesinin 2/a bendi kapsamına girmemekte olup, T.C. Emekli Sandığı’na yurt dışı borçlanması yapması gerekmektedir.
Kaldı ki, 5754 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile 3201 sayılı Yasa’nın 3.maddesi 08.05.2008 tarihinden itibaren değişmiş ve 3201 sayılı Yasa’nın 1.maddesinde belirtilenler ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk Vatandaşı olan hak sahipleri sigortalının Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa Sosyal Güvenlik Kurumu’na,
Türkiye’de çalışması varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu yasa ile getirilen haklardan yararlanacağı,
sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle kendilerine veya hak sahiplerine kısmi aylık bağlanmış olanların borçlanma işlemlerinin aylık aldıkları sosyal güvenlik kuruluşunca yapılacağı hükmü öngörülmüştür.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan ve özellikle Kurum işleminin yerinde olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…”)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava; yurtdışı borçlanma hakkının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkilinin, Türkiye’de bir süre T.C. Emekli Sandığı mensubu olarak çalıştığını, 16.12.1970 tarihinde yurtdışında çalışmaya başlayan müvekkilinin 31.10.1990 tarihine kadar çalıştıktan sonra bu tarihte emekli olup,
Türkiye’ye döndüğünü, müvekkilinin Türkiye’ye döndükten sonra herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olarak çalışması olmadığından,
3201 Sayılı Yasanın 3/2-a maddesi gereğince yurtdışı hizmetlerini borçlanmak üzere Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK)’na başvuruda bulunmuş ise de, talebinin kabul edilmeyerek başvuru evrakının Emekli Sandığına gönderildiğini belirterek, müvekkilinin yurtdışında geçen hizmetlerini 3201 Sayılı Yasaya göre SSK nezdinde borçlanma hakkının mevcut olduğunun tespiti ile aksine kurum işleminin iptaline ve borçlanma talebinin davalı SSK tarafından karşılanmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı … (Devredilen Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü) vekili; 07.05.2008 tarihinde yurtdışı borçlanma talebinde bulunan davacının Emekli Sandığı sigortalısı olarak Emekli Sandığından Sözleşmeye göre aylık aldığı anlaşılmış olup,
14.05.2008 tarihinde davacının yurtdışı borçlanma işlemleri yapılmak üzere belgelerinin Emekli Sandığı Hizmet Borçlanmaları Daire Başkanlığına gönderildiğini belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Yerel mahkemece; “Davacının borçlanma talebinde bulunduğu tarih göz önüne alındığında, Türkiye’de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalıştığı veya çalışması bulunduğunun belirlenemediği, o halde, davacının borçlanma talebinin yerinde olduğu” gerekçesiyle istemin kabulüne karar verilmiştir. Davalı Kurum vekilinin temyizi üzerine Özel Daire;
yukarıda metni yazılı gerekçe ile hükmün bozulmasına oyçokluğuyla karar vermiş, yerel mahkemece, önceki kararda direnilmiştir. Direnme hükmünü, davalı vekili temyize getirmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının yurtdışında çalıştığı süreleri hangi sosyal güvenlik kurumuna borçlanması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Konuyla ilgili genel bir açıklama yapılmasında yarar vardır.
Belirtmek gerekir ki, yurt dışındaki vatandaşların sosyal güvenliklerinin sağlanması bakımından,
ülkemizde “yurt dışı hizmet borçlanması” olanağı vardır. Yurt dışındaki vatandaşların sosyal güvenliklerinin sağlanmasına yönelik ilk düzenleme, 1978 yılında çıkarılan 2147 sayılı “Yurt Dışında Çalışan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Çalışma Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunu”dur.
Bu Kanuna göre, ikili veya çok taraflı sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış olup olmadığına bakılmaksızın, yabancı ülkelerde çalışmış ve çalışmakta olan Türk vatandaşlarına, yurt dışında geçen hizmetlerinin tamamını borçlanma imkanı tanınmıştır.
Ancak uygulamada ortaya çıkan sorunlara yeteri kadar çözüm getirmediği için 2147 Sayılı Kanunun yerine, halen yürürlükte bulunan ve önceki kanundan yararlananların kazanılmış haklarını saklı tutan 3201 sayılı “Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun” çıkarılmıştır.
3201 Sayılı Kanunun 3.maddesinde yurtdışı borçlanma hakkının kullanılması bakımından başvurulacak kuruluşlar gösterilmiştir. 3201 Sayılı Kanunun 29.07.2003 tarih ve 4958 Sayılı Kanunun 56.maddesiyle değişik “Başvurulacak kuruluşlar” başlıklı 3.maddesi;
“1)Halen yurt dışında bulunanlar; a)Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye’de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması olmayanlar Sosyal Sigortalar Kurumuna,
b)Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye’de son defa prim, kesenek ve karşılık ödenen sosyal güvenlik kuruluşuna,
c)Ev kadınları Bağ-Kur’a, Yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler.
2)Türkiye’ye döndükten sonra yurtdışında geçen hizmetlerini borçlanmak isteyenler;
a)Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar, Sosyal Sigortalar Kurumuna,
b)Müracaat tarihinde çalışmakta olanlar tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna,
c)Başvuru tarihinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmamakla birlikte yurda dönüş tarihinden sonraki çalışmalarından dolayı son defa tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna,
d)Hizmetlerinden bir kısmı yurt dışında iken borçlananlardan kalan hizmetlerini yurda dönüş yaptıktan sonra borçlanmak isteyenler ilk borçlanmayı yapan sosyal güvenlik kuruluşuna,
e)Ev kadınları Bağ-Kur’a, Yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler.
3)Hak sahiplerinin borçlanması, yurt dışında çalışmakta iken veya yurda dönüş yaptıktan sonra ölenlerin hak sahipleri ilgili sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar.” hükmünü içermektedir.
Davacının yurtdışı çalışmalarını borçlanmak için başvurduğu 07.05.2008 tarihinde yukarıda belirtilen 3201 sayılı Yasa’nın 4958 Sayılı Yasa ile değişik 3.maddesi yürürlükte bulunmaktadır.
Anılan madde, yurt dışı borçlanması yapmak isteyenleri öncelikle üç gruba ayırmış ve bu üç grubu da kendi içerisinde alt gruplara ayırmıştır.
Anılan maddenin 1.bendinde halen yurt dışında bulunanların, 2.bendinde Türkiye’ye döndükten sonra yurtdışında geçen hizmetlerini borçlanmak isteyenlerin ve 3. bendinde de hak sahiplerinin borçlanması düzenlenmiştir.
Buna göre, halen yurt dışında bulunanlar (1.bent); yurt dışına çıkmadan önce Türkiye’de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması olmayanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK.)’na; yurt dışına çıkmadan önce Türkiye’de son defa prim, kesenek ve karşılık ödenen sosyal güvenlik kuruluşuna; ev kadınları Bağ-Kur’a yazılı olarak başvurmak suretiyle borçlanabilirler.
Türkiye’ye döndükten sonra yurt dışında geçen hizmetlerini borçlanmak isteyenler (2.bent); herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar,
Sosyal Sigortalar Kurumu’na; müracaat tarihinde çalışmakta olanlar tabi oldukları Sosyal Güvenlik Kuruluşu’na, başvuru tarihinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmamakla birlikte yurda dönüş tarihinden sonraki çalışmalarından dolayı son defa tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna;
Hizmetlerinden bir kısmı yurt dışında iken borçlananlardan kalan hizmetlerini yurda dönüş yaptıktan sonra borçlanmak isteyenler; ilk borçlanmayı yapan sosyal güvenlik kuruluşuna, ev kadınları Bağ-Kur’a, yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler.
Yurt dışında iken sürelerinin bir kısmını çalışarak geçirmiş ev kadınları, ev kadını olarak geçen süreleri için Bağ-Kur’a, çalışarak geçen süreleri için de yukarıda belirtilen düzenlemeye göre durumlarına uygun olan sosyal güvenlik kuruluşuna,
kendilerine veya hak sahiplerine kısmi aylık bağlanmış olanlar ise aylık almakta oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat edecektir.
Yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin hak sahipleri (3.bent); ilgili sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar.
Uyuşmazlığın çözümünde, yukarıdaki madde hükmünde geçen “Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar” ibaresine kimlerin gireceğinin belirtilmesi gerekir.
Öncelikle, somut uyuşmazlığın çözümü bakımından “tabi olmak” kavramının açıklanmasında yarar vardır:
Kişi, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna prim, kesenek veya karşılık ödemiş ise o kuruluşa “tabi” sayılır. Bunun karşıt anlamından, kişinin herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna prim, kesenek veya karşılık ödememiş olması halinde, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayacağı sonucu ortaya çıkar.
Öyleyse, bir kimse, yurt dışına çıkmadan veya borçlanma isteminden önce hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi değilse, Sosyal Sigortalar Kurumuna başvurmalıdır.
Borçlanacak kimse yurt dışına çıkmadan veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra Bağ-Kur’lu ya da Emekli Sandığı iştirakçisi ise borçlanmak için bu kuruluşlardan birisine başvurmalıdır. Yurda döndükten sonra Bağ-Kur sigortalısı olmuşsa Bağ-Kur’a borçlanabilir (m.3/a).
Diğer taraftan, ilgili kişi, yurt dışına çıkmadan önce SSK.’ya, ne kadar olursa olsun prim ödemişse, dönüşte ancak SSK.’ya başvurabilir.
Bağ-Kur’a prim, Emekli Sandığına kesenek ödemiş ise, borçlanma isteminin bu kuruluşlara iletilmesi gerekir. Dolayısıyla prim, kesenek ve karşılığın yurt dışına çıkmadan önce ödenmesi ile kesin dönüşten sonra ödenmesi arasında bir fark yoktur (Aslanköylü, Resul:Sosyal Sigortalar Kanunu Yorumu, Ankara 2003, sahife:1269).
“Tabi olmak” kavramının somut uyuşmazlığın çözümü bakımından yapılan değerlendirilmesi sonucunda;
3201 Sayılı Yasa’nın 3.maddesi 2. bendinin (a) fıkrasında yer alan “Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar” ibaresini;
“Yurt dışına çıkmadan önce de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar” şeklinde anlamak gerekir.
Nitekim, aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu’nun 10.11.2010 gün ve 2010/21-534 E, 2010/591 K. sayılı ilamında da benimsenmiştir.
Yukarıdaki açıklamaların ışığında somut olayın incelenmesinde; davacının 16.12.1970-01.11.1990 tarihleri arasında Almanya’da çalıştığı, 07.05.2008 tarihinde yurt dışında olduğunu beyan ederek,
aynı tarihte … Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü Ankara Sigorta Müdürlüğü’ne vekili aracılığıyla borçlanma talebinde bulunduğu, davacının yurtdışına çıkmadan önce Türkiye’de 01.02.1969-29.05.1970 tarihleri arasında T.C. Emekli Sandığı mensubu olarak çalıştığı,
T.C. Emekli Sandığı tarafından Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesi uyarınca sandıklarına tabi 1 yıl 4 aylık hizmeti ile yurt dışındaki 18 yıllık çalışması nazara alınarak 01.11.1995 tarihi itibariyle kısmi yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, davacının, yurt dışında olduğu beyan edilmiş etmiş ise de, pasaportunda Türkiye’ye giriş yaptığı görülmekte olup, bu girişten sonra yurda kesin dönüş yapmadığına karine teşkil eden işsizlik yardımı vs. aldığına veya yurt dışında çalıştığına ilişkin yurtdışı şahsi sicil dosyasında bir bilgi ve belge de bulunmamaktadır.
Davalı Kurumun, Türkiye’de en son T.C. Emekli Sandığı’na tabi olarak çalıştığından bahisle davacının yurtdışı borçlanma işlemleri yapılmak üzere belgelerini, 14.05.2008 tarihli yazı ile Emekli Sandığı Hizmet Borçlanması ve İşlemleri Dairesi Başkanlığı’na gönderdiği de, belirgindir.
Ayrıca, davacının yurda kesin dönüş tarihinden sonra Türkiye’de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışmasına ilişkin dosyasında bir bilgi ve belge de yoktur.
Bu belirlemelere göre, davacının yurt dışına çıkmadan önce Türkiye’de 01.02.1969-29.05.1970 tarihleri arasında T.C. Emekli Sandığı mensubu olarak çalıştığı sırada emekli keseneği ödemiş olmakla, Emekli Sandığına “tabi olduğu” açıktır.
Öyleyse, davacı yurt dışına çıkmadan önce sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olması nedeniyle, borçlanma için yapılan başvuru tarihi itibariyle 3201 Sayılı Kanunun 4958 Sayılı Kanunun 56.maddesi ile değişik 3.maddesi 2.bendinin (a) fıkrası kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, Emekli Sandığına yurt dışı borçlanması yapması gerekir.
Yukarıda da belirtildiği üzere, davacının, yurt dışına çıkmadan önce T.C. Emekli Sandığına tabi olması nedeniyle, borçlanma tarihi itibariyle davacının Türkiye’de bulunması ile halen yurt dışında bulunması durumu arasında borçlanılacak Kurum bakımından sonuca bir etkisi bulunmamaktadır.
O halde, Hukuk Genel Kurulu’nca da, benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA,
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, E. 2014/16952 K. 2015/6426 T. 2.4.2015
İş Mahkemesi
Davacı, Alman rant sigortasına giriş olan 07.08.1978 tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak belirlenmesini ve 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
19.06.1960 doğumlu davacının, 28.05.2013 tarihli yurtdışı borçlanması talebine istinaden Kurum tarafından 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında tahakkuk ettirilen borçlanma bedelini 20.08.2013 tarihinde kısmen ödemesi üzerine Kurum tarafından davacının 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında 5.200 gün yurtdışı hizmet borçlanması kabul edildiği,
02.09.2013 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu,
Kurum tarafından 9.000 gün prim ödeme gün sayısı bulunmadığından bahisle davacının tahsis talebinin reddedildi, davacının, Alman rant sigortasına giriş tarihi olan 07.08.1978 tarihinin Türkiye’de sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği ve 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemi hakkında,
mahkemece, davacının sigortalılık başlangıç tarihi olarak 07.08.1978 tarihi kabul edilerek, tahsis talep tarihini takip eden aybaşı olan 01.10.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini karar verilmiştir.
17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanunun 79. maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5. maddesine eklenen 4. fıkrada “ Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” şeklinde yurtıdışı hizmet borçlanmasına ait sürelerin 5510 sayılı Kanun kapsamında hangi sigortalılık haline göre kabul edileceği düzenlenmiştir.
Yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kabul edilen 3201 sayılı Kanun hükümleri uyarınca borçlandırılan sürelere dayalı olarak hangi şartlarda aylık bağlanacağı anılan Kanunun 6’ncı maddesinde belirlenmiştir. Tahsis yapılabilmesi için aranan koşullardan birisi, yurda kesin dönülmüş olmasıdır.
Şu halde yapılması gereken iş; davacının yurtiçindeki sigortalılığı davalı Kurumdan araştırılıp, yurtiçinde sigortalılığının bulunup bulunmasına göre 3201 sayılı Kanunun 5/4. fıkrası hükümleri gözetilerek,
sigortalılık başlangıç tarihine ilişkin tespitin ve 3201 sayılı Kanun kapsamındaki yurtdışı hizmet borçlanmasının,
5510 sayılı Kanunun 4/1-a ya da 4/1-b maddesi kapsamındaki sigortalılık niteliğinde olup olmadığı belirlenip, davacının tahsis şartları 3201 sayılı Kanunun 6. maddesi, 5510 sayılı Kanunun Geçici 7. maddesi gözetilerek,
belirlenen yurtdışı hizmet borçlanmasına ilişkin sigortalılığa göre 1479 sayılı Kanunun Geçici 10. maddesi veyahut 506 sayılı Kanunun Geçici 81. maddesine göre irdelenmeli ve varılacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma gerekir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.