Bilişim Suçlarının Başvuru Süreci Nasıldır?
Makale Başlıkları
Bilişim Suçlarının Başvuru Süreci Nasıldır?
Bilişim Suçlarının Başvuru Süreci şikâyete bağlı suçlardan olmayıp savcılık tarafından resen soruşturulur. Bu nedenle mağdur şikâyetinden vazgeçse dahi kamu davası sürecektir. Yine de etkin bir soruşturma yapılabilmesi için mağdurun Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda ya da Emniyet Siber Suçlarla Mücadele Başkanlığı’na başvuruda bulunulması yerinde olacaktır.
Bilişim suçlarına ilişkin tespitlerin gerçekleşmesi Microsoft Corporation şirketinin desteği ile sağlanmaktadır. Kullanıcıların IP adreslerinin belirlenmesi sonucunda bilgisayar hard disklerine el konulmakta, bilgisayara başka bir erişimin varlığı araştırılmaktadır. Ayrıca siber suçlar ile ilgili tanık ifadesine de başvurulmakta; yalnızca teknolojik deliller ile ispat aranmamaktadır.
Aynı zamanda internet yayını içerikleri sebebiyle hakları ihlale uğramış kişiler içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak kendisine ilişkin içeriğin yayından çıkarılmasını ve hazırladığı cevabı bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasını isteyebilir.
Ancak hazırlanan cevabın kapsamı yayındaki içerikten fazla olamaz. İçerik veya yer sağlayıcı kendisine ulaştığı tarihten itibaren iki gün içinde, talebi yerine getirir. Bu sürede talep yerine getirilmediği takdirde reddedilmiş sayılır. Talebin reddedilmiş sayılması halinde, mağdur on beş gün içinde yerleşim yeri Sulh Ceza Mahkemesine başvurarak, içeriğin yayından çıkarılmasına ve hazırladığı cevabın bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasına karar verilmesini isteyebilir.
Sulh ceza hâkimi bu talebi üç gün içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Sulh ceza hâkiminin kararına karşı CMK hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir. Bilişim Suçlarının Başvuru Süreci
Sulh ceza hâkiminin kesinleşen kararının, başvuruyu yerine getirmeyen içerik veya yer sağlayıcısına tebliğinden itibaren iki gün içinde içerik yayından çıkarılarak hazırlanan cevabın yayımlanmasına başlanır.
Sulh ceza hâkiminin kararını süresinde ve usulüne uygun olarak yerine getirmeyen sorumlu kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İçerik veya yer sağlayıcının tüzel kişi olması halinde, işbu ceza süreleri yayın sorumlusu hakkında uygulanır.Bilişim Suçlarının Başvuru Süreci
Yargıtay Kararları
Yargıtay Kararı – 4. HD., E. 2013/1399 K. 2013/4357 T. 11.3.2013
1-Dava, internet yoluyla yapılan yayının kaldırılması, hüküm özetinin yayımlanması ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davalıya husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz olunmuştur.
23/05/2007 tarihinde yürürlüğe giren İnternet ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki 5651 sayılı Kanunun 9. maddesinin 1,2,3 ve 4 numaralı bentlerinde, yayın içeriği nedeniyle hakları ihlal edildiğini iddia eden kişi ya da kişilerin hangi usullerle ve hangi mercilere yayın durdurma talebinde bulunacakları aşamalarla belirlenmiş; belirlenen makam ve merciler arasında sadece yayına içerik sağlayıcısı ve yer sağlayıcısı ile sonraki aşamada Sulh Ceza Mahkemeleri görevli kılınmıştır.
5651 sayılı Yasanın 9/1-2 maddesinde davaya konu eylemi de kapsayacak şekilde;
içerik nedeniyle hakları ihlal edildiğini iddia eden kişinin, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak kendisine ilişkin içeriğin yayından çıkarılmasını ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabı bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasını isteyebileceği,
İçerik veya yer sağlayıcı kendisine ulaştığı tarihten itibaren iki gün içinde, talebi yerine getireceği, bu süre zarfında talep yerine getirilmediği takdirde reddedilmiş sayılacağı,
Talebin reddedilmiş sayılması halinde, kişinin onbeş gün içinde yerleşim yeri sulh ceza mahkemesine başvurarak, içeriğin yayından çıkarılmasına ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabın bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasına karar verilmesini isteyebileceği, sulh ceza hâkiminin bu talebi üç gün içinde duruşma yapmaksızın karara bağlayacağı,
Sulh ceza hâkimi’nin kararına karşı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebileceğinin belirtilmesi karşısında, internet üzerinden yapılan yayınların durdurulmasına yönelik istemlerde açıkça sulh ceza mahkemeleri görevli kılınmıştır. Şu halde, yayının nihai olarak durdurulması istemi yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekir. Karar, açıklanan nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
2-Davacının manevi tazminat ve hüküm özetinin yayımlanmasına yönelik istemlerine gelince; 26/06/2004 tarihinde yürürlüğe giren ve internet sitesinde halen yayımlanmakta olan
07/02/2003 günlü haber nedeniyle eldeki davada göz önünde tutulması gereken 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 13. maddesinde, basın yolu ile işlenen fiillerden dolayı hukuki sorumluluk düzenlenmiş bulunmaktadır.
Anılan madde hükmüne göre:
“Basılmış eserler yoluyla işlenen fiillerden doğan maddî ve manevî zararlardan dolayı süreli yayınlarda, eser sahibi ile yayın sahibi ve varsa temsilcisi, süresiz yayınlarda ise eser sahibi ile yayımcı, yayımcının belli olmaması halinde ise basımcı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Bu hüküm, süreli veya süreli olmayan yayınlarda yayın sahibi, marka veya lisans sahibi, kiralayan, işleten veya herhangi bir sıfatla yayımlayan, yayımcı gibi hareket eden gerçek veya tüzel kişiler hakkında da uygulanır. Tüzel kişi şirketse, anonim şirketlerde yönetim kurulu başkanı, diğer şirketlerde en üst yönetici, şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Zararı doğuran fiilin işlenmesinden sonra yayının her ne surette olursa olsun devredilmesi, başka bir yayınla birleştirilmesi veya sahibi olan gerçek veya tüzel kişinin herhangi bir surette değişmesi halinde, yayını devir alan, birleşen ve her ne surette olursa olsun yayın sahibi gibi hareket eden gerçek ve tüzel kişiler ve anonim şirketlerde yönetim kurulu başkanı, diğer şirketlerde üst yönetici, bu fiil nedeniyle hükmedilecek tazminattan birinci ve ikinci fıkrada sayılanlarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.”
Dava konusu olayda davalı, haberin yer aldığı gazeteyi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yapılan satış sonucu alan … Gazete Dergi Basım A.Ş. adına imtiyaz sahibi durumunda bulunmaktadır.
Devredilen … Gazetesi’nin 07/02/2003 günlü haberi, halen internet sitesinde yayımlanmaya devam edildiğine göre; gözönünde tutulması gereken 5187 sayılı Yasa’nın 13/son maddesi hükmü gereğince, davalının pasif husumet yeteneği bulunmaktadır. Şu durumda, uyuşmazlığın esasının çözümlenmesi gerekir. Mahkemece, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş ve bu yön de bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (1 ve 2) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/03/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Yargıtay Kararı – 4. HD., E. 2012/13534 K. 2013/9321 T. 21.5.2013
Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı …Ş. aleyhine 09/08/2011 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda;
Mahkemece davanın reddine dair verilen 29/03/2012 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 21/05/2013 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat … ile karşı taraftan davalı vekili Avukat …. geldiler.
Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi.
Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazına gelince; dava, internet yoluyla yapılan yayının kaldırılması, hüküm özetinin yayımlanması ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
23/05/2007 tarihinde yürürlüğe giren 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun’un 9. maddesinin 1,2,3 ve 4 numaralı bentlerinde, yayın içeriği nedeniyle hakları ihlal edildiğini iddia eden kişi ya da kişilerin hangi usullerle ve hangi mercilere yayın durdurma talebinde bulunacakları aşamalarla belirlenmiş; belirlenen makam ve merciler arasında sadece içerik sağlayıcısı ve yer sağlayıcısı ile sonraki aşamada Sulh Ceza Mahkemeleri görevli kılınmıştır.
5651 sayılı Yasanın 9/1-2 maddesinde davaya konu eylemi de kapsayacak şekilde; içerik nedeniyle hakları ihlal edildiğini iddia eden kişinin, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak kendisine ilişkin içeriğin yayından çıkarılmasını ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabı bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasını isteyebileceği, içerik veya yer sağlayıcı kendisine ulaştığı tarihten itibaren iki gün içinde, talebi yerine getireceği, bu süre zarfında talep yerine getirilmediği takdirde reddedilmiş sayılacağı, talebin reddedilmiş sayılması halinde, kişinin onbeş gün içinde yerleşim yeri
Sulh Ceza Mahkemesine başvurarak, içeriğin yayından çıkarılmasına ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabın bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasına karar verilmesini isteyebileceği,
Sulh Ceza Hâkiminin bu talebi üç gün içinde duruşma yapmaksızın karara bağlayacağı, Sulh Ceza Hâkimi’nin kararına karşı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebileceğinin belirtilmesi karşısında, internet üzerinden yapılan yayınların durdurulmasına yönelik istemlerde açıkça Sulh Ceza Mahkemeleri görevli kılınmıştır.
Şu halde, yayının nihai olarak durdurulması istemi yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekir. Karar, açıklanan nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenle BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenle reddine ve temyiz eden davacı yararına takdir olunan 990,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/05/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Yargıtay Kararı – 4. HD., E. 2013/12487 K. 2013/14479 T. 18.9.2013
Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 26/03/2012 gününde verilen dilekçe ile tespit ve yayının durdurulması istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27/11/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı … tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, internet yoluyla yapılan yayının kaldırılması, saldırının hukuka aykırılığının tespiti ve durdurulması, aynı sitede aynı sayfadan duyurulması istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
23/05/2007 tarihinde yürürlüğe giren İnternet ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki 5651 sayılı Kanunun 9. maddesinin 1,2,3 ve 4 numaralı bentlerinde, yayın içeriği nedeniyle hakları ihlal edildiğini iddia eden kişi ya da kişilerin hangi usullerle ve hangi mercilere yayın durdurma talebinde bulunacakları aşamalarla belirlenmiş; belirlenen makam ve merciler arasında sadece yayına içerik sağlayıcısı ve yer sağlayıcısı ile sonraki aşamada Sulh Ceza Mahkemeleri görevli kılınmıştır.
5651 sayılı Yasanın 9/1-2 maddesinde davaya konu eylemi de kapsayacak şekilde; içerik nedeniyle hakları ihlal edildiğini iddia eden kişinin,
İçerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak kendisine ilişkin içeriğin yayından çıkarılmasını ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabı bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasını isteyebileceği,
İçerik veya yer sağlayıcı kendisine ulaştığı tarihten itibaren iki gün içinde, talebi yerine getireceği, bu süre zarfında talep yerine getirilmediği takdirde reddedilmiş sayılacağı, talebin reddedilmiş sayılması halinde, kişinin onbeş gün içinde yerleşim yeri sulh ceza mahkemesine başvurarak,
İçeriğin yayından çıkarılmasına ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabın bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasına karar verilmesini isteyebileceği, sulh ceza hâkiminin bu talebi üç gün içinde duruşma yapmaksızın karara bağlayacağı, sulh ceza hakiminin kararına karşı
Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebileceğinin belirtilmesi karşısında, internet üzerinden yapılan yayınların durdurulmasına ve sayfanın kaldırılmasına yönelik istemlerde açıkça sulh ceza mahkemeleri görevli kılınmıştır.
Şu halde, Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun bulunmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına. ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/09/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Faydalı Bilgiler
- İnternetten İçerik Kaldırma
- Bilişim Yoluyla İşlenen Hakaret Suçu
- Bilişim Suçları ve Cezaları Nelerdir?
- BİLİŞİM HUKUKU