Kamulaştırma Ve Dava Süreci
Makale Başlıkları
Kamulaştırma Ve Dava Süreci
Türkiye’de mülkiyet haklarının kamusal yarar adına devlet tarafından devralınması, yani “Kamulaştırma ve Dava Süreci”, hem mülk sahipleri hem de hukukçular için oldukça önemli bir konudur. Bu makale, kamulaştırmanın temel prensiplerini, bu sürecin nasıl işlediğini ve mülk sahiplerinin haklarını nasıl koruyabileceklerini derinlemesine inceleyecek.
Kamulaştırma, genelde kamu yararını gözeterek özel mülkiyetin devlet tarafından el konulması ve buna karşı açılabilecek davaları kapsar. Bu makalede, kamulaştırma sürecine itiraz etme hakkı, dava açma süreçleri ve bu durumun mülk sahipleri üzerindeki etkileri detaylı bir şekilde ele alınacak.
MDM Hukuk Bürosu olarak, kamulaştırma işlemleri ve bu işlemlere karşı yürütülecek dava süreçlerinde karşılaşılabilecek hukuki durumları, güncel mevzuat çerçevesinde okuyucularımıza sunmayı hedefliyoruz. Bu makale, kamulaştırma süreçleri ve bu süreçlere ilişkin hukuki yollar hakkında kapsamlı bir rehber niteliğinde olacaktır. MDM Hukuk ve Danışmanlık İletişim sayfamızdan bizlere ulaşabilirsiniz.
Kamulaştırma Nedir?
Kamulaştırma, devletin, idarenin veya kamu tüzel kişilerinin ihtiyaç dâhilinde bir taşınmazı satın alma gibi yollarla temin edememesi üzerine kamu yararını gerekçe göstererek özel mülkiyette bulunan taşınmaza yasal yollarla el atmasıdır. Eğer kanun bedelin ödenmesinde takside imkan tanımış ise taksitle, takside imkan tanımamış ise peşin ödemek koşuluyla kamulaştırma işlemi yapılır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 46. Maddesinde taksitle ödemenin öngörüldüğü hallerde taksitlendirme süresi 5 yılı aşamayacağını ve taksitlerin eşit olarak ödeneceğini düzenlemiştir. Bununla birlikte bu taksitlendirmelere ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerine ilişkin kamu alacakların için en yüksek faiz uygulanacaktır.
Kamulaştırmanın Şartları Nelerdir?
I. Kamulaştırmanın hukuka uygun olabilmesi için Anayasa’da ve Kamulaştırma Kanunu’nda belirtilmiş olan şartlara göre yapılması gerekmektedir.
II. Kamulaştırma işlemi devlet ve kamu tüzel kişileri tarafından yani yetkili idare tarafından yapılmalıdır. Bu idarenin kamu tüzel kişiliği bulunması gerekir.
III. Kamulaştırma işlemindeki amaç “kamu yararı” olmalıdır. AY m.46 ve Kamulaştırma Kanunu m.1’de açıkça kamu yararının gerekliliğinden bahsedilmiştir.
IV. Kamulaştırmaya konu olan özel mülkiyetteki taşınmaz malların bir kısmı veya tamamı kamu yararı gözetilerek kamulaştırma işlemi yapılmalıdır.
V. Kural olarak kamulaştırılan taşınmaz malın bedeli nakden ve peşin olarak ödenmelidir. İstisnai durumlar taksitle ödenebileceği durumlardır.
Kamulaştırma Süreci Nasıl İlerler?
I. İlk olarak idare, kamulaştırmak istediği taşınmaz malın bedeli için ödenek ayırmalıdır.
II. Kamu yararı kararı alınmalıdır. Kamu yararı kararı almaya yetkili merciiler illerde İl Daimi Encümeni, belediyelerde Belediye Encümeni, köylerde İhtiyar Heyeti, Bakanlıklarda ise bakanlığın kendisidir. Kamulaştırma kanunu madde 5’te kamu yararı kararı vermeye yetkili merciiler sayılmıştır. Madde 6 da ise bu kararı onaylayacak merciiler sayılmıştır.
III. Kamulaştırılmak istenen taşınmaz idare tarafından belirlenir. Taşınmaza ilişkin hususlar tespit edilir.
IV. İdare tarafından kamulaştırma kararı alınır. Karar alındıktan sonra taşınmazın kayıtlı bulunduğu tapu siciline şerh edilir. Bu şerh bilgilendirme amaçlı yapılmaktadır. Yani idare tarafından taşınmaz maliklerine satın alma davetiyesi gönderilir.
Şerh tarihinden itibaren 6 ay içinde kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tescili istemiyle dava açıldığına dair belge tapu idaresine sunulmadığı takdirde, bu şerh tapu sicilinden tapu idaresince resen silinir.
V. İdare, satın alma usulüne başvurur. Kamulaştırma kanunu madde 8 de bu usuller detaylıca sayılmıştır. Buna göre kamulaştırma kararının alınmasından sonra kamulaştırmayı yapacak olan idare bu Kanunun 11 inci maddesindeki esaslara göre yani kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin esaslara göre ve konuyla ilgili uzman kişi, kurum veya kuruluşlardan da rapor alarak, gerektiğinde Sanayi ve Ticaret Odalarından ve mahalli emlak alım satım bürolarından alacağı bilgilerden de faydalanarak taşınmaz malın tahmini bedelini tespit etmek üzere kendi bünyesi içinden en az üç kişiden oluşan bir veya birden fazla kıymet takdir komisyonunu görevlendirir.
Ayrıca idare, tahmin edilen bedel üzerinden pazarlıkla satın alma ve trampa işlemlerini yürütmek ve sonuçlandırmak için kendi bünyesi içinden en az üç kişiden oluşan bir veya birden fazla uzlaşma komisyonunu görevlendirir.
İdare, kıymet takdir komisyonunca tespit edilen tahmini bedeli belirtmeksizin, kamulaştırılması kararlaştırılan taşınmaz mal, kaynak veya bunların üzerindeki irtifak haklarının bedelinin peşin veya bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılıyor ise, bu fıkradaki usullere göre taksitle ödenmesi suretiyle ve pazarlıkla satın almak veya idareye ait bir başka taşınmaz malla trampa yoluyla devralmak istediğini resmi bir yazıyla malike bildirir.
Bu yazının tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde, malik kamulaştırmaya konu taşınmazı pazarlıkla, anlaşarak veya trampa talebi ile birlikte idareye başvurursa pazarlık görüşmeleri yapılır ve tutanak düzenlenir. Bahsedilen tutanak malikin bu mülkü başkasının üstüne geçirme (ferağ) beyanı sayılır. Yani tescil işleminin hukuki dayanağı sayılmaktadır. Bu şekilde yapılan kamulaştırma işlemine karşı veya bedeline karşı dava açılamaz.
Satın alma işleminin olumsuz sonuçlanması durumunda ise Kamulaştırmanın satın alma usulü ile yapılamaması halinde idare, taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinden bedel tespiti ve bu bedel karşılığı taşınmazın idare adına tescillenmesini talep eder. Asliye hukuk mahkemesi de idarenin başvuru tarihinden itibaren 30 gün içerisinde duruşma günü belirleyip dava konusu taşınmazın malikine tebliğ eder.
Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Ve Tescili Davası Nedir?
Kamulaştırmanın uzlaşma usulü ile yapılamaması durumunda idare, taşınmaz malikine karşı kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davası açabilir. Bu suretçe dava konusu olan kamulaştırmanın hukuka uygunluğu incelenmez. Kamulaştırılması istenen taşınmaz tapuya kayıtlı değilse Kamulaştırma Kanunu madde 19’a göre süreç ilerleyecektir. Burada önemli olan husus taşınmazın Kadastro Kanunu madde 16’da sayılan “kamu mallarından” olmaması gerekliliğidir.
Kamulaştırma Bedeli Tespit ve Tescil Davasını Kim, Ne Zaman Ve Nerede Açar?
İdare satın alma, uzlaşma usulünde başarısız olduğunda ivedilikle, taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesinde taşınmaz maliki aleyhine bedel tespit ve tescil davası açar.
Kamulaştırma Bedel Tespit ve Tescil Davası Sonucunda Neler Olabilir?
İdarenin yapmış olduğu başvuru üzerine mahkeme 30 gün içerisinde duruşma tarihi belirleyerek taşınmaz malikine meşruhatlı davetiye göndererek tebliğ edecektir. Malik davetiyenin kendisine tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde idari yargıda kamulaştırmanın iptali için dava açabilir. Bununla birlikte adli yargıda ise maddi hata düzeltme talepli dava açabilir.
Kamulaştırmanın iptali davası açılırsa; Davanın açılması sırasında yürütmenin durdurulması talebinde bulunulması gerektiği unutulmamalıdır. İptal davasının kabulü ile Asliye Hukuk Mahkemesindeki davanın reddine karar verilecektir. İptal davasının reddi halinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi davaya usul ve esaslara göre devam edecektir.
Kamulaştırmanın iptali davası açılmazsa; Malikin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde iptal davası açmaması durumunda, belirlenen duruşma tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde dava görülür ve tarafların dava sürecinde taşınmazın bedeli hususunda anlaşamaması durumunda hakim bedeli tespit ile yükümlüdür. Hakim bedel tespiti için en fazla 10 gün içinde keşif günü belirler ve bilirkişi eşliğinde keşif yapar.
Bilirkişiler de 15 gün içerisinde taşınmazın bedeline ilişkin raporları mahkemeye sunar. Akabinde yapılacak olan duruşmalarda bilirkişi raporlarına itiraz edilebilir. Tarafların taşınmazın bedeline ilişkin uzlaşamadıkları durumda hakim yeni bir bilirkişi tayin edilmesini isteyebilir.
Sonuç olarak kararlaştırılan meblağ (bu karar tapu dairesine ve ilgili bankaya da bildirilir) 15 gün içerisinde hak sahibi adına yatırılmalı ve bu makbuz mahkemeye sunulmalıdır. Makbuzun mahkemeye sunulmasıyla birlikte kamulaştırma işlemi hüküm ve sonuç doğurmaya başlayacaktır.
Kamulaştırma Kararına Karşı Açılabilecek Dava Türleri Nelerdir?
Kamulaştırma kararına karşı; kamulaştırma kararının iptali davası, maddi düzeltme davaları, taşınmaza ilişkin geri alım davası, taşınmazın artan kısmı için kamulaştırma davası açılabilir.
Kamulaştırma İşleminin İptal Sebepleri Nelerdir?
I. Kamulaştırma işleminin dayanağının hukuka aykırı olması: Günümüzde genellikle bu tarz iptal sebepleri görülmektedir. Bahsedilen dayanak imar planına ilişkindir. İmar planının hukuka aykırı olması sonucu kamulaştırma işlemini de hukuka aykırı hale getirmektedir.
II. Kamulaştırma işlemi karşılığında bedelin ödenmemesi: Bilindiği üzere idarenin taşınmazın değerini peşin ve nakden ödemesi gerekmektedir. İstisna olarak taksitlendirmeye ilişkin bir düzenleme yok ise.
Kamulaştırılan Taşınmaz Hangi Koşullarda Geri Alınabilir?
Kamulaştırma kararının kesinleşmesinden itibaren 5 yılın dolmasıyla kamulaştıran idare, taşınmaz üzerinde herhangi bir işlem yapmadıysa mal sahipleri veya mirasçıları kamulaştırılan taşınmaz için verilen bedeli aldıkları tarihten itibaren işleyen yasal faizle birlikte geri ödemek koşuluyla taşınmazı geri alabilirler. Ancak taşınmazın geri alınabilmesi için 5 yıllık sürenin dolmasından itibaren 1 yıl içerisinde dava açılmalıdır. Hak düşürücü bir süre olduğu unutulmamalıdır.
Kamulaştırma Türleri Nelerdir?
I. Kısmi Kamulaştırma: Taşınmazın tamamı üzerinde değil, bir kısmı üzerinde kamulaştırma yapılamasıdır. Kısmi kamulaştırma sonucu kısmen kamulaştırılan dolayı geriye kalan kısım değer kaybına uğramışsa bu değer kaybının giderilmesi idareden istenebilir. 30 gün içerisinde malik, geriye kalan kısmın da kamulaştırılmasını talep edebilir. Talebin kabul edilmemesi durumunda malik kısmi kamulaştırma davası açabilir.
II. Trampa Yolu İle Kamulaştırma: Mal sahibinin kabul etmesi, taşınmaz mal bedelleri arasında fark var ise bu farkın nakit olarak karşılanması taraflarca kabul edilmiş ve uygulanmış olması, idarenin vereceği taşınmaz malın değerinin kamulaştırma bedelinin %120’sini aşmaması şartlarıyla idare, kamulaştırma bedeli yerine idarenin kamu hizmetine tahsis etmemiş olduğu özel taşınmazlardan bu bedeli kısmen veya tamamen karşılayacak şekilde verebilir.
III. Acele Kamulaştırma: Yurt savunması ihtiyacının ortaya çıkması, özel kanunlarda düzenlenmiş olağanüstü durumlarda acele kamulaştırma yapılmasının öngörülmesi, bakanlar kurulunca acele kamulaştırma kararı verilmesi durumlarında kişilere ait özel taşınmazlara derhal el koyulması durumudur.
Kamulaştırma ve Dava Süreci hem mülk sahipleri hem de kamu idaresi için önemli hukuki prosedürleri içerir.
Emsal Yargı Kararları
Ankara Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi, E. 2019/1262 K. 2019/1030 T. 5.11.2019
Dava, davacıların miras bırakanı K7 tarafından, anlaşma yoluyla davalı idareye devredilen Gölbaşı İlçesi A1 Köyünde kain 944 nolu parselin ifrazından oluşan 1653 nolu parseldeki taşınmazın kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun olmadığı ileri sürülerek kamulaştırma işleminin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, 02.05.1995 günlü, 2145/3389 sayılı Ankara Büyükşehir Belediye Encümeni kararıyla;
Belediye Encümeni’nin 10.01.1995 tarih ve 208/265 sayılı kararı ile Konya Yolu kent girişi olarak kamulaştırılmasına başlanan alanda kalan 944 sayılı parselden ifrazla oluşan A1 köyü 1653 sayılı parsel maliklerinden K8 ve K7 (davacıların murisi) hisselerinin 2942 sayılı Yasanın 8.maddesi uyarınca rızai anlaşma yoluyla belediyeye devrine karar verildiği,
davacılar vekilince 10.11.2016 tarihinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na başvuruda bulunarak, anılan parselin hangi tarihte kamulaştırıldığı, kamulaştırma alanın ve amacının değiştirilip değiştirilmediği,
varsa değişikliğin bildirilmesini, en son imar durumunun ne olduğu, yeni parsel numarası verildiyse numarasının ne olduğu, taşınmazın ne amaçlı kullanıldığının, kamulaştırılan taşınmazdan üçüncü şahıslara satış işlemi yapılıp yapıldığının, taşınmaz üzerinde hangi yapıların bulunduğunun ve kamulaştırma amacına uygun işlem yapılıp yapılmadığının tarafına bildirilmesinin istenildiği, davalı idarece verilen 12.12.2016 günlü E.72861 sayılı cevapta:
944 sayılı parselin ifrazında oluşan 1653 sayılı parselin Konya Yolu Mevlana Kapı Kent Girişi Kentsel Dönüşüm ve Gelişin Projesi kapsamında Ankara Büyükşehir Belediye Encümeninin 10.01.1995 günlü, 208/265 sayılı kararı ile kamulaştırmasına karar verildiği,
02.05.1995 tarihli Encümen toplantısında 2942 sayılı Kanunun 8.maddesine göre rızai anlaşma yolu ile belediyeye devrine karar verildiği, kamulaştırılan parsel ile ilgili satış ya da tahsis yapılmadığının belirtildiği, ayrıca davalı idarenin 30.11.2016 günlü E.61191 sayılı cevabi yazısında da;
Ankara Büyükşehir Belediye Encümeninin 20.12.2012 tarih ve 2534 sayılı kararı ile onanan 87005/1 nolu parselasyon planı ile “Taşıt Market ve Lojistik Tesis Alanı” kullanımlı 118876/1 ada parsel ile “Özel Proje Alanı” kullanımlı 118877/4 ve 118878/1 nolu ada/parsellerle şuyulandırıldığı, anılan parselasyon planının 11.03. 2013 tarih ve 3740 yevmiye numarası ile tapuya tescil edildiğinin belirtildiği, davacılar tarafından,
uyuşmazlığa konu taşınmazın kamulaştırıldığı dönemde planların henüz yapılmamış olduğu, kamulaştırıldıktan sonra yapılan imar planlarının iptal edildiği, kamulaştırma işlemlerine devam edildiği, imar planlarının yapılmaması nedeniyle usul ve esaslarına uygun olmayan yollarla sakatlanmış bir kamulaştırma olduğu ileri sürülerek kamulaştırma işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı,
uyuşmazlığa konu olayda, davacılar tarafından kamulaştırma işleminin iptali istemiyle görülen dava açılmış ise de; 2942 sayılı Yasanın 8. maddesi kapsamında uzlaşma suretiyle gerçekleştirilen kamulaştırma yoluyla mülkiyetin davalı idare adına tescil edildiği,
davalı idare ile K8 ve K7 arasında Uzlaşma Tutanağı imzalandığı ve 1995 yılında kamulaştırma yoluyla davalı idare adına tescil edilen taşınmazın kamulaştırma işlemine karşı iptal davası açılmasına hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacılar tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun “satın alma usulü” başlıklı 8.maddesinin 7.fıkrasında, bu madde uyarınca satın alınan veya trampa edilen taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkı sahibinden kamulaştırma yolu ile alınmış sayılır ve bu şekilde yapılan kamulaştırmaya veya bedeline karşı itiraz davaları açılamaz düzenlemesine yer verilmiştir.
Uyuşmazlığa konu taşınmazın (1653 sayılı parsel) 2942 sayılı Yasanın 8.maddesi uyarınca satın alma yoluyla kamulaştırılmış olması ve anılan madde uyarınca bu şekilde gerçekleştirilen kamulaştırma işlemine karşı dava açılamaması durumunun varis sıfatıyla hareket eden davacı açısından da geçerli olması,
davacı tarafından da uzlaşma yoluyla tesis edilmiş kamulaştırma işleminin esasına yönelik iddialarda dava açılmış olması karşında, görülmekte olan davanın incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekmekte olup,
idare mahkemesince davanın reddi yolunda verilmiş kararda sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.
Davanın reddi yolunda Ankara 18. İdare Mahkemesi’nce verilen 08/04/2019 günlü, E:2018/720, K:2019/778 sayılı karara yönelik istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeyle REDDİNE,
istinaf yargılama giderlerinin başvuranın üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan miktarın hükmün kesinleşmesinden sonra başvurana iadesine, 2577 sayılı Yasanın 45. maddesinin 6. fıkrasına göre kesin olarak 05/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Konya Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi, E. 2018/1178 K. 2018/1286 T. 17.7.2018
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7.maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu;
2. fıkrasının (a) bendinde ise, bu sürenin idari uyuşmazlıklarda yazılı bildiriminin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı; 14/3-e maddesinde, dilekçelerin “süre aşımı” yönünden de inceleneceği;
15.maddesinin 1/b bendinde ise, bu Kanunun 14. maddesi uyarınca yapılan ilk incelemede “süre aşımı” bulunması halinde davanın reddine karar verileceği vurgulanmıştır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10.maddesinde; Kamulaştırmanın satın alma usulü ile yapılamaması halinde idare,
7 nci maddeye göre topladığı bilgi ve belgelerle 8 inci madde uyarınca yaptırmış olduğu bedel tespiti ve bu husustaki diğer bilgi ve belgeleri bir dilekçeye ekleyerek taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine müracaat eder ve taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle,
bu bedelin, peşin veya kamulaştırma 3 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılığında, idare adına tesciline karar verilmesini ister.
Mahkeme, idarenin başvuru tarihinden itibaren en geç otuz gün sonrası için belirlediği duruşma gününü, dava dilekçesi ve idare tarafından verilen belgelerin birer örneği de eklenerek taşınmaz malın malikine meşruhatlı davetiye ile veya idarece yapılan araştırmalar sonucunda adresleri bulunamayanlara, 11/02/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununun 28 inci maddesi gereğince ilan yoluyla tebligat suretiyle bildirerekduruşmaya katılmaya çağırır.’
hükmüne yer verilmiş ve maddenin (d) bendinde; ’14 üncü maddede öngörülen süre içerisinde, tebligat veya ilan tarihinden itibaren kamulaştırma işlemine idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabilecekleri’ belirtildikten sonra 14.maddesinde;
Kamulaştırmaya konu taşınmaz malın maliki tarafından 10 uncu madde gereğince mahkemece yapılan tebligat gününden,kendilerine tebligat yapılamayanlara tebligat yerine geçmek üzere mahkemece gazete ile yapılan ilan tarihinden itibaren otuz gün içinde,kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltim davası açılabilir.’ kuralı yer almaktadır.
Aynı Kanun’un 10. maddesinin üçüncü fıkrasında: “Mahkemece malike doğrudan çıkarılacak meşruhatlı davetiyede veya ilan yolu ile yapılacak tebligatta;
a)Kamulaştırılacak taşınmaz malın tapuda kayıtlı bulunduğu yer, mevkii, pafta, ada, parsel numarası, vasfı, yüzölçümü.
b)Malik veya maliklerin ad ve soyadları,
c) Kamulaştırmayı yapan idarenin adı,
d) 14 üncü maddede öngörülen süre içerisinde, tebligat veya ilan tarihinden itibaren kamulaştırma işlemine idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabilecekleri,
e) Açılacak davalarda husumetin kime yöneltileceği,
f) 14 üncü maddede öngörülen süre içerisinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların, dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde,
kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği,
g) Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına hangi bankaya yatırılacağı,
h) Konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delilleri, tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde mahkemeye yazılı olarak bildirmeleri gerektiği,
belirtilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; Konya İli, Ereğli İlçesi, A4 Mahallesi 532 ada, 1,13,14 parsellerin, yol alanında kalan, yer altı kuyusu ve ağaçların kamulaştırılmasına dair 20.09.2017 tarih ve 2016/989 sayılı Ereğli Belediye Encümeni kararı sonucunda,
Kamulaştırma Kanunu’nun 8. maddesi gereğince satın alma işlemleri için davetiye çıkarıldığı, tebliğe çıkarılan işlemin davacıya 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi gereğince 17.11.2016 tarihinde tebliğ edildiği,
idarece, kamulaştırma bedelinin tespiti için Ereğli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/134 Esasında dava açıldığı, daha sonra kamulaştırma işleminin iptali için de bakılmakta olan davanın açıldığı, idare mahkemesince, kamulaştırma işleminden,
Ereğli 2.. Asliye Hukuk Mahkemesince 03.07.2017 tarihinde yapılan tebligatla haberdar olan davacı tarafından, 03.07.2017 tebligat tarihinden itibaren 30 gün içinde 02.08.2017 tarihinde (son gün adli tatil ve kurban bayramı tatili sebebiyle en geç 05.09.2017 tarihinde) kamulaştırma işlemine karşı dava açılması gerekirken, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen 30 günlük dava açma süresi geçirilerek 24.10.2017 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğundan, işin esasının incelenmesi imkânı bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre açımı yönünden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Kamulaştırma Kanununun 10. maddesinde, meşruhatlı davetiye ile malike bildirilmesi gereken hususlar tahdidi olarak sayılmış ve malikin kamulaştırmaya ilişkin tüm detaylar hakkında bilgilendirilmesi amaçlanmıştır.
Dava konusu uyuşmazlıkta, idare mahkemesince dava açma süresinin başladığı kabul edilen tebligatın, Ereğli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/134 esas sayılı davasında, dava dilekçesinin davacıya tebliğ edilmesine ilişkin olduğu, bunun ise yukarıda anılan kanunda belirtilen hususları içeren bir tebligat olmadığı görülmektedir.
Bu durumda, 2942 sayılı Yasanın 10/3 maddesindeki hususları içerir ihtarnamenin davacıya tebliğ edilmediği, idare mahkemesince dava açma süresinin başlangıcı olarak görülen tebligatın ise dava açma süresini başlatacak nitelikte, kanunda belirtilen hususları içeren bir tebligat olmadığı anlaşıldığından,
kamulaştırma işlemine karşı açılan davanın süresinde açıldığı sonucuna ulaşılmış olup, davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiğinden, süre aşımı yönünden davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle,
davacının istinaf isteminin kabulüne, Konya 2. İdare Mahkemesi’nce verilen 07/03/2018 gün ve E:2017/1524, K:2018/310 sayılı kararınkaldırılmasına,
kaldırma kararı doğrultusunda yeniden karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
Mahkemece verilecek kararla birlikte istinaf yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanunun 45. maddesinin 5. fıkrası uyarınca kesin olmak üzere, 17/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.