

Tahliye Davası Şartları Nelerdir?


Fesad Suçu (AsCK Md.97)
Makale Başlıkları
Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Davası
Yakalama, gözaltı, tutuklama kararları kişi hak ve hürriyetlerine müdahale eden tedbirlerdir.
Kişinin; haksız tutukluluğu durumunda kişiliğine yapılan bu müdahalelerden dolayı devletten tazminat talebinde bulunma hakkı doğar.
Bu tazminat talepleri kişinin bulunduğu yer Ağır Ceza Mahkemesi tarafından incelenir.
Maddi- Manevi zararların tazmini adına Ağır Ceza Mahkemesine dava açılır.
Temelini; AİHS madde 5 son fıkra, Anayasa madde 40 3. Fıkra ve CMK 141-144. maddelerinden almaktadır.
Yakalama-Tutuklama-Gözaltı sonucu maddi manevi tazminat talep edilebildiği gibi yargılamanın yenilenmesi yoluyla mahkûmiyetin kaldırılması durumunda da tazminat talep edilebilir.
Tüm bu tazminat talep edilebilme durumları CMK 141. Maddede ve CMK 323. maddede sayılmıştır.
Kişi Hakkında kanunda düzenlenmiş usul ve esaslara aykırı tutuklama, gözaltı kararı verilmiş ise ve Hakkında kanuna uygun olarak tutuklama, gözaltı kararı verilmiş olsa bile sonrasında kişi hakkında beraat veya takipsizlik kararı verildiğinde maddi-manevi tazminat hakkı doğacaktır.
Bu maddelerde sayılan tazminat isteme sebeplerinin sınırlı olarak sayılmış olduğu bu maddeler dışında kalan koruma tedbirleri sebebiyle tazminat istenemeyeceği görüşü hâkim olsa da bazı Yargıtay kararlarında maddenin dışına çıkıldığı görülmektedir.
(Örn: Yargıtay 12. CD., 11.11.2015, 205/13049, 2015/17584)
Ayrıca savcılığın yargısal faaliyet dışında kalan işlemleri sebebiyle uğranılan zararlardan Adalet Bakanlığı aleyhine tazminata hükmedilmesi de söz konusu olabilir.
(Örn: Danıştay 10. Daire, 18.6.2008, 2006/6131, 2008/4559)
Hâkim ve savcının yargısal faaliyetlerinden doğan zararlar için HMK 46 vd. hükümlerince tazminat talebinde bulunmak gerekir.
Buraya tıklayarak Barolar Birliğinin (CMK m. 141-144) yayınını okuyabilirsiniz.
28/06/2014 Tarihine kadar yargısal faaliyetlerden zarar görenler dilerse HMK 46 vd. hükümlerine göre dilerse CMK 141-144 e göre dava açabiliyordu. Ancak bu tarihte CMK’ya eklenen “her türlü soruşturma ve kovuşturma işlemlerinde görevli mahkeme ağır ceza mahkemesidir” şeklindeki ibare ile artık sadece CMK 141-144 göre tazminat talebinde bulunulabilir.
Şunu da belirtmek gerekir ki 141. maddede sayılmayan tedbirler nedeniyle HMK’ya göre de tazminat talep edilemediği için artık anayasa 36. madde Hak Arama Hürriyetinin ihlali sebebiyle Anayasa Mahkemesine doğrudan başvurulabilir.
Haksız şikâyet, iftira, suç uydurma veya yalan tanıklık suçlarından mağdur olanlar ise TBK 49. maddeye göre Haksız Fiil tazminatı talebinde bulunabilirler.
TBK 49’a göre dava açılmışken aynı zamanda CMK 141-144 e göre de dava açılabilir. Zira iki davanın taraf ve konusu tamamen aynı olmadığı için derdest olmayacaktır. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 20.10.2016, 6100/10253)
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında idari gözetim altında tutulan yabancılar ise CMK’ya göre tazminat talebinde bulunmaları mümkün olamamaktadır. İdari gözetim kararı idari işlem olduğundan ötürü bu konuda tazminat talebi 2577 İYUK hükümlerine göre iptal veya tam yargı davaları ile yapılabilir.
Aynı şekilde infaza ilişkin hukuka aykırılıklar sebebiyle tazminat talebi İYUK hükümlerine göre yapılır.
Diğer Tazminat Hukuku yayınlarımız için buraya tıklayın.
Yakalama
- TBMM üyeleri, (diplomatik dokunulmazlık gereği yakalanamazlar.)
- Fiili işlediğinde 12 yaşını doldurmamış çocuklar ile 15 yaşını doldurmamış sağır ve dilsizler,
- Hukuka aykırı yakalama kararı ile zarar görenler,
- Gereği yerine getirildiği halde kaldırılmayan yakalama kararı dolayısıyla zarar görenler,
- İstisnai durum oluşmamış iken kolluk veya savcı tarafından kişi hakkında yakalama işlemleri yapılırsa devletin tazminat sorumluluğu doğar.
Tutuklama
- AİHM 5. madde Anayasa 19. madde CMK 100 vd. ve Çocuk Koruma Kanunu 21. maddede belirtilen koşullara aykırı ise,
- Sadece maktu ifadelerle tutukluğa veya tutukluluğun devamına hükmetmek,
(Örn: Cengiz Polat/Türkiye davası, 11.12.2007; Cahit Solmaz/Türkiye Davası, 14.06.2007, Anayasa Mahkemesi, Birinci Bölüm, Firas Aslan ve Hebat Aslan, Başvuru No:2012/1158, 21.11.2013)
- 30’ar günlük ara ile tutukluluğun incelenmesi gerekirken bu sürelerin geçmesi, şüpheli mdafii huzurunda dinlenilmeden tutukluluk kararı verilmesi,
- Yurtdışına çıkma yasağı sebebiyle uğranılan maddi zararlar sebebiyle,
(örn: Yargıtay 12. CD, 20.3.2017, 2016/12408, 2017/2139; Yargıtay 12. CD, 16.2.2015, 2014/13444, 2015/2705)
- Şüpheliye haklarının bildirilmemesi, talep etmiş olmasına rağmen müdafii görevlendirilmemiş olması,
- Makul sürede yargı mercii önüne çıkarılmamak veya hakkında hüküm vermemek(AİHS 5/3),
- Tutukluluk süresinin mahkumiyet süresini aşması veya hakkında sadece adli para cezasına hükmedilmiş olması,
- Hakkında beraat veya Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı verilmiş olması.
Gözaltı
- Kanundaki süreler içinde serbest bırakılmayan veya sulh ceza hâkimi huzuruna çıkarılmayan kişiler (savcılığa sevk ve adliyede bekleme süreleri de bu sürelere dahildir.),
- Yakalama ve tutuklama nedenlerinin açıklanmaması, yakınlara bildirilmemesi,
- Arama kararına ölçülülük ilkesine aykırı davranılması,
- El koyma tedbiri uygulanmışsa el koyma kararının gerektirdiği tedbirlerin alınmaması, mal varlığı değerlerinin amaç dışı kullanılması veya zamanında iadesinin sağlanmaması durumlarında tazminat talep edilebilir.
Ayrıca Yargıtay tazminat hakkının, maddi ve manevi tazminat bakımından, mirasbırakan tarafından ileri sürülmüş olması veya dava açılması durumunda mirasçılara geçeceğini kabul etmektedir.
Koruma Tedbirleri Nedeniyle Dava Açma Süresi: Kesinleşen kara veya hükmün tebliğinden itibaren 3 ay, her halükarda kesinleşme tarihinden itibaren 1 yıldır.
Koruma Tedbirleri 141. madde e ve f bentleri kişiye bildirilir.
Dava Tazminat Hukukuna ve genel prensiplerine göre görülür.
Kararların istinaf ve Temyizi ise ivedilikle yapılmaktadır. Zira mağdur kişinin mağduriyetinin katlanmaması gerekmektedir.