

375 SAYILI KHK- GEÇİCİ 35. MADDE KAMU GÖREVİNDEN ÇIKARILMA


Taşınmaz Satış Vaadinden Kaynaklanan Tapu İptal Ve Tescil Davaları
Makale Başlıkları
Miras Ortaklığı;
- TMK 640-644. maddeleri arasında paylaşma yapılmadan önce miras ortaklığı,
- TMK 646-668. maddeleri arasında paylaşımın nasıl yapılacağına ilişkin düzenlemeler,
- TMK 669-675. maddeleri arasında paylaşma sonrası denkleştirme durumu düzenlenmiş,
- TMK 676-682. maddeleri arasında ise paylaşımın sonuçları düzenlenmiştir.
Miras mallarının paylaşılması bu düzenlemeler ile hüküm altına alınmıştır.
Murisin ölümüyle birlikte birden fazla yasal veya atanmış mirasçısı bulunuyorsa bu mirasçılar arasında miras ortaklığı oluşur. Tereke üzerinde mirasçılar elbirliği ile malik olurlar. El birliği ile malik olma durumu, TMK 701-703’de düzenlenmiş her bir mal üzerinde tüm ortakların haklarının olduğu bir ortaklık türüdür. Ortaklardan birisi el birliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönmesini Sulh Hukuk Hakimi’nden talep edebilir. Bu durumda tüm ortaklara çağrı yapılır. Ortaklardan biri el birliği ile mülkiyetin devam etmesi gerektiğine dair bir itiraz öne sürmezse el birliği halinde mülkiyet paylı mülkiyete çevrilir. Burada itiraz ortaklar arasında el birliğinin belirlenmiş bir süre devam edeceğine yönelik anlaşma yapılmışsa veya terekenin aktifi pasifini karşılamıyorsa söz konusu olmaktadır. Eğer ki el birliği ile ortaklık paylı ortaklığa dönüşürse artık mirasçılar paylaştırma talebinde bulunma ve dava açma haklarını kaybeder. Zira miras ortaklığı paylı mülkiyete geçişle birlikte sona ermiştir ancak bu pay sahipleri paydaşlığın giderilmesi(izale-i şuu) davası açılabileceklerdir.
Miras Ortaklığı Ne Zaman Başlar?
Kanunen miras ortaklığı murisin ölüm anıyla birlikte oluşur. Mülkiyetin el değiştirmesi için şart olan taşınmazların tescili, taşınırların teslimi, alacağın temliki işlemleri miras ortaklığının kurulması bakımından şart değildir. Murisin ölüm anıyla birlikte kanunen tereke üzerinde el birliği ile mülkiyet doğar. Sözleşme ve ölüme bağlı tasarruf ile bu durumun aksi kararlaştırılamaz.
Miras Ortaklığı Ne Zamana Kadar Sürer?
Miras ortaklığının bir tüzel kişiliği yoktur. Bu durum miras ortaklığının devamını zorlaştırmaktadır. Miras ortaklığı geçici bir kanuni ortaklıktır. Paylaşmanın yapılmasına kadar devam edecek kanuni el birliği halinde mülkiyet türüdür. Miras ortaklığı içindeki ortaklardan birisi mirasın paylaşılmasını isterse miras paylaştırılacak ve ortaklık sonlandırılacaktır.
Mirastan Çıkarılan Kişi Miras Ortaklığına Dahil Midir?
Saklı paylı bir mirasçı, muris tarafından mirasçılıktan çıkarılmışsa murisin bu tasarrufu iptal edilene kadar bu mirasçı miras ortaklığı içerisinde yer almaz.
Miras Ortaklığı Üzerinde Yapılabilecek İşlemler Nelerdir?
Mal Ortaklığına Dair Açılabilecek Davalar Nelerdir? Nasıl Açılır?
Miras ortaklığı el birliği ile mülkiyet şeklinde bir ortaklık olduğu için mirasçıların payları bulunmamaktadır. Tereke mallarının hepsinin üzerinde ayrı ayrı herkesin hakkı vardır. Bu sebeple tasarruf işlemlerinin geçerli olması için tüm mirasçıların birlikte hareket etmesi gerekir. Yine tereke mallarından doğan davalarda mecburi dava arkadaşlığı kurulur. Bu yüzden tereke alacağı için dava açmalara gerektiğinde hepsi birlikte açmaları gerekir. Yine tereke ile ilgili bir dava açıldığında her birinin adının geçmesi gerekir. Eğer tayin edilmiş temsilci, vasiyeti yerine getirme görevlisi, resmi tereke temsilcisi bulunuyorsa bunlar tek başına dava açabilirler. Ancak şunu da belirtelim terekenin korunmasına ilişkin davaları kanunda bir veya birkaç mirasçının da açabileceği, sonucundan tüm mirasçıların yararlanacağı belirtilmiştir. Sebebi tereke mallarının korunmasını sağlamaktır. Örneğin: Alacağın zamanaşımına uğraması, taşınmaza yapılan saldırının önlenmesi, hak düşürücü sürelerin varlığı halinde bu süreyi geçirmemek tek başına her mirasçı tarafından yapılabilir. Ayrıca kanunda istisna olarak bir de vekâletsiz iş görme şartları oluştuğunda mirasçılardan birinin ortaklık ile ilgili işlemler yapabileceği hükme bağlanmıştır.
Üçüncü kişilerin terekeye karşı açacakları dava ise iki türlü düzenlenmiştir. Eğer terekeden alacağı olan şahıs murisin borçlarının veya ölümüyle ortaya çıkan borçlarının ödenmesini istiyorsa mirasçılar müteselsil sorumlu oldukları için herhangi bir mirasçıdan alacağını dava açarak isteyebilecektir. Kanunda tereke borçları açısından müteselsil ve tüm malvarlığı ile sorumluluk öngörülmüştür.
Fakat bunun dışında terekeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesini isteyen 3. kişiler davasını tüm mirasçılara karşı açmak zorundadır. Örneğin: Terekedeki bir mala yönelik istihkak davaları tüm mirasçılara karşı açılır.
Miras Ortaklığına Temsilci Nasıl Seçilir? Yetki ve Sorumlulukları Nelerdir?
Mirasçıların el birliği ile mülkiyetten doğan birlikte hareket etme zorunluluğun bir temsilci ile aşılması mümkündür. Temsilci mirasçılardan biri veya dışarıdan biri olabilir. Temsilciye genel yetki veya özel yetki verilebilir. Mirası paylaştırma yetkisi bu temsilciye ayrıca özel bir yetkiyle verilmelidir. Özel yetkisi yoksa mirası paylaştıramaz ayrıca temsilci mirasın tasfiyesi yoluna da gidemez.
Mirasçılar tarafından oybirliği ile temsilci tayin edilebilir.
Sulh hukuk hâkimi tarafından temsilci tayin edilebilir. Mirasçılar aralarında temsilci atamada anlaşamazsa temsilci tayin etmesi için Sulh Hâkimine herhangi bir mirasçı talepte bulunabilir. Talep üzerine yapılır. Ayrıca mahkeme mirasçılardan birini veya 3. bir kişiyi istediği gibi seçebilir. Tek bir yetki verebilir veya genel yetkiyle seçebilir seçilen temsilci miras ortaklığının yöneticisidir. Doğrudan tereke hakkında tasarruf işlemi yapabilir veya mirasçıları borç altına da sokabilir. 3 ayda bir tereke mallarının yönetimine ilişkin hesabı Sulh Hâkimine ve mirasçılara verir. Temsilci görevi sona erdiğinde terekedeki malları mirasçılara teslim eder. Temsilcinin sorumluluğu BK vekâlet hükümlerine tabidir.
Mirasçılardan Birinin Borcu İçin Miras Ortaklığına Gidilebilir Mi?
Mirasçılardan birinin borcu olduğunda bu borcundan o mirasçı kendi mal varlığı ile sorumludur. Miras ortaklığın tüzel kişiliği de yoktur dolayısıyla hissedarın borcundan sorumlu tutulamaz. Bu rağmen henüz miras ortaklığı devam ediyor ise paylaştırılmasına kadar mirasçının borcu için ona düşecek paya icra iflas yoluyla takip yapılabilir ancak sadece paylaşma ile birlikte mirasçının hissesinden borç tahsil edilebilecektir.
Tereke Borcunu Kim Öder? Murisin Borçlarından ve Tereke Borcundan Kimler Sorumludur?
Borç tereke borcu ise mirasçılardan her biri öncelikle tereke borçlarının ödenmesi ve bu borçların kapatılmasını talep etme hakkına sahiptir. Diğer mirasçılar kabul etmezse bu mirasçı talebini Sulh Hâkimine sunabilecektir.
Borcu ödemek isteyen mirasçı diğer mirasçılardan teminat vermelerini isteyebilir. Talep olmadığı halde veya vadesi gelmediği halde borçları ödeyen mirasçı diğer mirasçılara rücu hakkına sahiptir.
Mirasçılardan biri aciz halindeyse diğer mirasçılar haklarının korunması adına tedbir talebinde bulunabilirler.
Mirasın geçmesinden doğan borçlar içerisindeki cenaze giderleri, vasiyetname ile ilgili masraflar, tereke temsilcisine yapılan ödeme, muris işletme bıraktıysa devamına ilişkin yapılan masraflardan mirasçılar müteselsil borçludur. Murisin ölümü üzerine doğan borçlar mirasın geçmesinden doğan borçlara girmez.
Murisin mirasçılardan birine borcu varsa bu borç paylaşma sürecinde dikkate alınır veya hissesine ilave edilir.
Murisin vergi borçlarından tüm mirasçılar hisseleri oranında sorumludur. Veraset ve intikal vergisi her mirasçıya hissesi oranında doğacaktır.
Murisin kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan doğan borçları mirasçılara geçmez. Mirasçılar bu borçlardan sorumlu değildir.
Terekeden Doğan Borçlarda Zamanaşımı Ne Kadardır? Paylaşım Talebi İçin Zamanaşımı Var Mıdır?
Mirasçıların sorumluluğu mirasın kabul edilmesi ile başlar, ortaklığın devam etmesiyle sürer. Mirasın paylaşılmasından itibaren 5 yılın geçmesi ile de sona erer.
Miras ortaklığı kural olarak paylaşma ile sona erer. Bunun yanında ortaklığın el birliği ile mülkiyette paylı mülkiyete dönüşmüş olması da mümkündür. Bu halde de ortaklık sona erecektir.
Miras ortaklığı bir mirasçının talebi doğrultusunda sona erecektir ve yenilik doğurucu bu talep zamanaşımına uğramayacaktır.
Paylaşım konusunda anlaşılamazsa anlaşılamayan kısım için veya tüm malların paylaşımı için paylaştırma davası açılabilecektir.
Paylaştırma davası el birliği ile mülkiyetten paylı mülkiyete dönüştürülen ortaklıklarda açılamaz, bu ortaklıklarda artık paydaşlığın giderilmesi davası açılabilir.
Paylı mülkiyete geçiş ile birlikte ortaklık sona erer. Müteselsil borçluluk ise paylı mülkiyete dönme kararından itibaren 5 yıl devam eder. Eğer borç sonradan muaccel olursa 5 yıllık süre muacceliyet anından itibaren işlemeye başlar.
Miras Ortaklığı Kat Mülkiyetine Tabi Bağımsız Bölümlerin Paylaşılması İle Sonlandırılabilir Mi?
Kat mülkiyetine elverişli bir taşınmaz üzerinde el birliği ile paydaşlık sona erdirilerek her bir bağımsız bölümün bir mirasçıya verilmesi şeklinde bir paylaşma davası açılabilir. Bu paylaşma ile ortaklık sona erer. Bağımsız bölümlerden değeri daha az olan fazla olandan değer farkı talep edebilir.
Mirasın Paylaşılması Engellenebilir Mi veya Ertelenebilir Mi?
- İştirake devam sözleşmesi ile belirli bir süre ortaklığın devamı konusunda anlaşılmış olması durumunda bu süre içerisinde paylaştırma talep edilemez.
- Mirasçılar arasında cenin varsa paylaşma doğumuna bırakılır.
- Mirasçılardan birinin tereke borçlarının ödenmesini veya teminata bağlanmasını hakimden talep etmesi halinde paylaştırma ertelenir
- Hemen paylaşma terekenin değerinin önemli ölçüde azaltacaksa hakimden paylaşmanın ertelenmesi talep edilebilir.
- Tarımsal işletmelerle ilgili olarak kanuni düzenleme gereği ergin olmayan mirasçın ergin olması beklenir. (hakimin takdir yetkisi bulunmaktadır.)
- Tarımsal işletmelerin bazı şartların varlığı halinde paylaşımı ertelenebilir(TMK 664)
- Muris tarafından bakılan veya yanında yaşayan kişiler murisin ölümü üzerine 3 aylık bakım masrafların talep etmişseler ise paylaşım ertelenir.
Mirasın Paylaşılması
Paylaşma Kararını Kimler Verebilir?
Kanun paylaşmayı belirli bir sıraya bağlamıştır.
- Öncelikle miras ortakları kendi aralarında paylaşmaya karar verebilirler, Tüm mirasçıların anlaşmaları gerekir. Paylaşım sonucu ortaklık sona erer. Bu paylaşım yapılırken kanunun emredici hükümlerine aykırı davranmamak gerekir.
Emredici hükümler:
TMK 641-681 arası sorumluluk hükümleri
TMK 648 kayyım tayini
TMK 648 tarımsal işletmelere ilişkin kurallar
Bu emredici kurallara uyularak özgürce sözleşme yapılarak paylaşım yapılabilir.
Belirli mallar üzerinde paylaşma yapılarak ortaklık sona erdirilirken bazı mallar üzerinde ise miras ortaklığın devamı sağlanabilir. Ayrıca bazı mirasçıların payları verilerek ortaklıktan çıkarılarak diğer ortaklarla miras ortaklığının devamı sağlanabilir. Paylaştırma davası her zaman açılabilir ancak mirasçıların mirası kabul veya reddetmesi gerekir veya defter tutulmasına, resmi tasfiyeye gidilip gidilmeyeceğinin öğrenilmesine ilişkin durumlarda bunların biliniyor olması gerekecektir. Açılmış bir vasiyetin iptali davası varsa bunun sonucu beklenecektir.
- Miras bırakan ölüme bağlı tasarruflar ile paylaşma yapabilir. Paylar arası eşitsizliklerin varlığı halinde bunlar denkleştirmeye tabi tutulur.
- Üçüncü şahıslar tarafından paylaştırma yapılabilir. (vasiyeti yerine getirme görevlisi)
Son olarak diğer üç yol izlenmemişse hâkim kararına göre paylaşım yapılır.
Sulh hâkimi tarafından yapılan bu paylaşıma ortaklar razı olmalıdır. Eğer razı olmazlarsa kura çekimi yapılır, yine razı olunmazsa paylaştırma davası açılabilir.
Mirasın Paylaştırılması Nasıl Yapılır?
Mirasın paylaştırılması önce payların oluşturulması daha sonra bu payların mirasçılara özgülenmesi aşamalarından oluşur. Mirasçılar payların oluşturulması aşamasında anlaşamazlarsa Sulh Hâkimi’nden talepte bulunabilirler.
Her mirasçı ortaklığın sona ermesini talep edebilir. Bu talep ile miras tasfiye sürecine girer. Mirasçılar ya aralarında anlaşarak ya da paylaşma davası ile paylaşmayı sağlarlar. Anlaşma sözleşme ile yapılabilir, taşınmazlar hariç elden paylaşma yapıldığında da bu geçerlidir. Her ikisinde de tüm mirasçıların onay vermiş olması gereklidir.
Teredeki malların paylaştırılması halinde değerinin düşmesi gündeme gelirse tereke malları mirasçılardan birisi üzerine özgülenebilir. Kimin üzerine özgüleneceği konusunda anlaşmaya varılamazsa tereke malı satılarak mirasçılar arasında paylaştırılır.(açık artırma usulü ile)
Sağ Kalan Eşin Mirasın Paylaştırılmasındaki Hakları Nelerdir?
Kanuna göre sağ kalan eşe miras paylarına mahsuben eşiyle yaşadıkları konut ve ev eşyalarının kendisine bırakılmasını talep etme hakkı verilmiştir. Bu durum mal rejiminden bağımsızdır. Eşler arasında mal ayrılığı rejimi öngörülmüş olsa da sağ kalan eşe bu hak tanınacaktır. Bu hak mirasçılıktan doğduğu için sağ kalan eş miras reddetmişse, mirastan çıkarılmışsa, mirastan feragat etmişse bu hakkı elde edemez.
Yine muris ile aynı mesleği yapan altsoyunun bu konutta mesleği icra ediyor olması ve tarımsal işletmelere ilişkin düzenlemeler bu hakkın sınırlandırıldığı durumlardır.
Mirasın Paylaşılması Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme Neresidir?
Bu davada murisin son yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir. Başka mahkemede dava açılamaz. Görevli mahkeme ise Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Denkleştirme Nedir? Nasıl İstenir?
Murisin hayatta iken gerçekleştirdiği mirasçıların hisselerine müdahale eden bazı karşılıksız kazandırmalarının terekeye iade edilmesidir. Kanun tüm mirasçılara eşit davranılmasını istemiştir. Denkleştirme talebiyle mirasın paylaştırılması sırasında dava açılabilir. Ancak miras ortaklığı devam ederken denkleştirme istenemez. Yine paylaşma tamamlandıktan sonra da denkleştirme istenemez. Denkleştirme miktarı hakkındaki uyuşmazlıklardan ötürü de tespit davası açılabilir.
Denkleştirme hükümleri kural olarak yasal mirasçılar arasında uygulanır, ancak muris yükümlü tutarsa atanmış mirasçılara da uygulanır.
Denkleştirme Hangi Durumlarda, Kimlere Uygulanır?
Denkleştirme hükümleri murisin iradesini hiç açıklamadığı veya yeterli derecede açıklamadığı durumlarda uygulanır. Dolayısıyla muris hayattayken altsoya yaptığı kazandırmaların denkleştirmeye tabi olmamasını öngörebilir. Bu beyan yazılı yapılmak zorunda da değildir. Murisin bir edimin karşılığı olarak mirasçısına verdikleri ve olağan hediyeler de denkleştirmeye tabi olmaz.
Denkleştirme miras açıldığında yasal mirasçı olan kişilere uygulanır. Mirasın reddi, mirastan feragat, mirasçılıktan çıkarılma veya yoksun bırakılma durumunda bu kişilerin denkleştirme yükümlülüğü yoktur ancak yerine geçen şahısların yükümlülüğü devam eder. Hatta gerçekte kazandırmayı almamış olsa bile kazandırmanın miras payını aşan kısmından sorumlu olur.
Miras bırakan atadığı mirasçısına sağlar arası kazandırmada bulunmuş bunun denkleştirmeye tabi olacağından bahsetmemişse ancak bu kazandırma ile saklı paylara tecavüz oluşmuşsa tenkise gidilir.
Murisin alt soyu sağlar arası kazandırmaları miras payına mahsuben almışlarsa bu kazandırmaları terekeye iade ile yükümlüdürler.
Eş de denkleştirme hükümlerine tabidir.
Denkleştirmeden muafiyet beyanı kazandırmadan önce sonra veya kazandırma esnasında olabilir açık beyan yeterli olup yazılı olması gerekmez ama ispat sorunu oluşabilir. Muris bu muafiyet kaydını sonradan geri alamaz.
Hangi Kazandırmalar Denkleştirmeye Tabidir?
Önemli değerli karşılıksız kazandırmalar, muris hayattayken gerçekleştirilen borçtan kurtarma, kuruluş sermayesi verme, malvarlığı devri, cehiz gibi karşılıksız kazandırmalar, (Bu kazandırmalar miras payına mahsuben yapılmış olmalıdır.)
Çocukların eğitim ve öğretim masrafları alışılmışın dışında olursa denkleştirmeye tabi olabilir.
Denkleştirme Talebi Ne Zamana Kadar Yapılabilir?
Denkleştirme davası mirasın paylaşılması davasının içerisindedir dolayısıyla denkleştirme talebinde bulunmanın bir zamanaşımı yoktur. Paylaştırmanın sona ermesine kadar dava edilebilir. Paylaştırmanın tamamlanması ile talep ve dava hakkı sona erer.
Denkleştirme Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme Neresidir?
Görevli ve yetkili mahkeme murisin son yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Denkleştirmenin Sonuçları Nelerdir?
Denkleştirme sonucu aynen iade yükümlüğü gündeme gelir veya mirasın açıldığı andaki değerin iade edilmesi gerekir. Muris hangisinin uygulanacağını öngörmüşse o uygulanır fakat bir uygulama öngörmemişse kazandırmayı alan mirasçıya seçimlik hak tanınır.
Miras Payı Devredilebilir Mi?
Kanunda tereke açılmış fakat henüz paylaşılmamış olduğu durumlarda miras payının diğer bir mirasçıya, 3. Bir kişiye, devredilebileceği özel olarak düzenlenmiştir.
Terekenin açılmasından önce murisin rızası olmadan yapılan anlaşmalar ile miras hissesinin devredilmesi geçersiz devirdir. Edimlerin geri verilmesi istenir. Sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulama alanı bulur. Rıza ile yapılanlar geçerli olup mirasçı ile 3. kişiyi bağlar murisi bağlamaz.
Miras Payı Rehnedilebilir Mi?
Mirasçı tereke açılmış fakat henüz paylaşılmamış olduğu durumlarda hissesi üzerinde rehin tesis edemez. Çünkü paylaşma tamamlanmadığı için rehin tesis edilecek mal belli değildir. Ancak paylaşmadan sonra hüküm doğurmak üzere rehin hakkı tesis edilebilir bu durumda rehin veren paylaşmadan sonra yükümlülük altına girer.
Miras Payı Haczedilebilir Mi?
Henüz tereke paylaşılmadan önce mirasçının kendisine düşecek hisseye haciz koydurulabilir. Bu haciz terekenin paylaşılmasından sonra mirasçıya düşecek pay üzerinedir. Payına haciz koyulan mirasçının ortaklık üzerindeki idare hakkı ve tasarrufta bulunma hakkı sınırlandırılır.
Ayrıca miras payına haciz koyduran alacaklı, hakimden bu malların paylaşılmasına katılacak bir kayyım atayıp mirasçı yerine geçmesini ister.
Mirasçının payı iflas yolu ile takibe konu edindiyse terekenin paylaşılmasının ardından bu mallar iflas masasına girer.
Emsal Yargı Kararları
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2008/676, K. 2008/695, T. 12.11.2008
Taraflar arasındaki “tapu kaydında soyadı tashihi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Trabzon 3.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 16.12.1997 gün ve 1996/145 E.1997/509 K.sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 16.4.1998 gün ve 2315 E.2875 K. sayılı ilamı ile,
(…Dava, murise ait soyadının nüfusa uygun olarak tapuya ilavesi istemine ilişkindir.Bu tür davalarda tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya açılan davaya muvafakat etmeleri buda mümkün olmazsa terekeye tayin edilecek mümessil huzuru ile davaya bakılması gerekir.
Dosyadaki veraset belgesine göre muris Harun’un davacıdan başka mirasçısıda vardır. Bu kişinin davaya dahil edilmesi ile Medeni Kanunun 581.md.sinin hükmü yerine getirilmiş olmaz. Eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir….) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, tapu kaydında soyadı tashihi istemine ilişkindir.
Davacı, 397 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında malik olarak “Ali oğlu Harun” yazılı olduğunu, taşınmazın babasına ait bulunduğunu tapu kaydına babasının soyadının Baysal olarak yazılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı Tapu İdaresi,davanın reddini cevaben bildirmiştir.
Mahkemenin davanın kabulüne dair verdiği karar, yukarıda belirtilen nedenle Özel Dairece bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; elbirliği mülkiyetine tabi terekeye ilişkin olarak açılan davalarda dava dışı mirasçının davada yer alması hususunun ne şekilde sağlanacağı noktasındadır.
Miras ortaklığı da kanundan doğan bir elbirliği mülkiyetidir. Eski 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 581.maddesinde ve yeni 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 640.maddesinde düzenlenmiştir. 8.12.2001 tarihinde yürürlüğe giren yeni Türk Medeni Kanunu eski Yasa döneminde uygulamada karşılaşılan bazı güçlüklerin giderilmesi için yeni düzenlemeler getirmiştir.
Bu nedenle MK.nun 640.maddesine dördüncü fıkra eklenmiştir. Bu hüküm, mirasçıların her birinin hakkını korumak için tek başına dava açmasına imkân sağlamakta ve sağlanan korumadan mirasçıların yararlanmasını öngörmektedir.
Buna göre, olağan koruma eylemleri ve buna bağlı olarak onarımlar, mahsullerin toplanması, bozulacak olanların satılması, acele olarak yapılması zorunlu bulunan işlemin yerine getirilmesi ile istihkak, elatmanın önlenmesi, tapu sicilinde hak sahipliğinin saptanması gibi taksimi mümkün olmayan talepler ortaklardan her biri tarafından dava yoluyla ileri sürülebilir.
Somut olayda, dosya içerisindeki veraset ilamına göre, miras bırakan H.. B..’ın davacı dışında bir mirasçısı daha bulunmaktadır. Her ne kadar direnme kararının verildiği 20.10.1998 tarih itibariyle eski 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 581.maddesindeki koşullar mahkemece yerine getirilmemişse de,
yukarıda da açıklandığı üzere, 8.12.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 640/4.maddesi “… mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır…” ve 702/4.maddesinde “…ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir.
Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır…” hükümleri gereğince terekenin lehinie olan durumlarda mirasçıların birinin de dava açabileceği öngörülmüştür. Bu görüşümüzü Hukuk Genel Kurulu’nun 28.1.2004 tarih 2004/2-13 E., 2004/43 K.; 10.3.2004 tarih 2004/1-150 E., 2004/138 K.
; 16.2.2005 tarih ve 2005/8-22 E.2005/64 K.sayılı kararları da doğrulamaktadır.
O halde mahkemenin direnme kararı yeni düzenleme itibariyle yerindedir.
Ancak, işin esasına ilişkin temyiz itirazları incelenmediğinden dosya Özel Dairesine gönderilmelidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararı yerinde olup, işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 14.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 12.11.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.