

Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinden Kaynaklanan Tapu İptal Ve Tescil Davaları


Mücbir Sebep Gibi Nedenlerle Sözleşmenin Uyarlanması Davası
Makale Başlıkları
Mirasın Reddi (Reddi Miras) Davası
Murisin ölümü üzerine mirasçılara, miras bırakanın tüm malvarlığı yani aktifleri ve pasifleri, alacakları ve borçları miras hukukundaki “külli halefiyet” ilkesi gereği bir bütün olarak ve kendiliğinden yasal ve atanmış mirasçılara geçer. Mirasçılar mirasın kendilerine geçmesi için herhangi bir irade beyanında bulunmazlar.
Miras bırakanın mirasının borca batık olması durumunda mirasçılar mirası reddedebilir. Reddi mirasın sebebi ise mirasçıların, mirasın aktif ve pasiflerinden yalnız tereke ile değil şahsi tüm malvarlıkları ile sorumlu olmasıdır.
Mirasın reddedilebilmesi için önce murisin ölmesi ve mirasın mirasçılara intikal etmesi gerekmektedir.
Mirasın reddi Türk Medeni Kanunu madde 605-618 arasında düzenlenmiştir. Mirasın reddi iki halde mümkün olabilir;
- Mirasın Hükmen Reddi
- Mirasın Gerçek Reddi
Mirasın Gerçek Reddi
Türk Medeni Kanunu madde 609’a göre, fiil ehliyetine sahip olan yasal ve atanmış mirasçılar kayıtsız ve şartsız mirası reddedebilirler. Eğer mirasın reddi bir kayda ya da şarta bağlanırsa ret beyanı geçersiz olur ve mirasçı mirası kazanır.
Mirası reddedebilecek olan kişiler fiil ehliyetine sahip olanlardır. Tam ehliyetsizin ret beyanını yasal temsilcisi yapar, vesayet altındakilerin ret beyanını ise vasinin beyanı ve sulh ve asliye hukuk mahkemelerinin izni ile yapılır. Sınırlı ehliyetsizlerin ret beyanını ise yasal temsilcisinin onayı ile kendisi ya da yasal temsilcisi yapabilir.
Yapılan ret beyanı herhangi bir şekil şartına tabi değildir, yazılı ya da sözlü olarak miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesine yapılabilir.
Mirasın Hükmen Reddi
Türk Medeni Kanunu madde 605’e göre, miras bırakanın ölümü tarihinde borçlarını ödemeden aczi açıkça belli ise ya da resmen tespit edilmiş ise miras hükmen reddedilmiş sayılır. Ancak bu iki şartın varlığı gerekir. Miras bırakanın borçlarını ödemekten aciz olmasının açıkça belli olması ya da resmen tespit edişmiş olması, mirasçının mirası reddettiğine karine oluşturur. Bu nedenle mirasçının mirası reddetme yönünde irade beyanına gerek kalmaz. Mirası ret süresini susarak geçiren mirasçı mirası reddetmiş sayılır.
Miras bırakanın borçlarını ödemekten aciz olmasının tespitini her zaman mahkemeden isteyebileceği gibi alacaklıların açacağı davada bunu her zaman ileri sürebilir. Ancak her defasında alacaklılar ile uğraşmak yerine mirası reddeden mirasçının sulh hukuk Mahkemesine giderek mirası reddettiğini beyan etmesi ihtilafları önleyecektir. Mirasın hükmen reddinin alacaklılara karşı ileri sürülmesi için tespiti davalı tereke alacaklının bulunduğu yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.
Mirasın Reddi Nasıl Yapılır?
Mirasçının, miras bırakanın ölmeden önceki son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesi’ne herhangi bir şekil şartına bağlı kalmadan yazılı ya da sözlü beyanı ile yapılır. Mirasın reddi içeriğinin kayıtsız şartsız ve tüm mirası kapsayacak şekilde olması gerekir. Miras kısmen reddedilemez aksi halde mirasçı, mirası kabul etmiş sayılır.
Mirasın reddinden tek taraflı dönmek mümkün değildir. Ancak mirasçının aldatma, korkutma ya da yanılma sonucu mirası reddettiğini beyan etmesi üzerine mirasın reddi için iptal talebinde bulunabilir. Mirasın reddi noterde yapılamaz.
Mirasın Reddi Hangi Sürede Yapılır?
Türk Medeni Kanunu madde 606’ya göre mirasçı, miras bırakanın ölümü anından itibaren 3 ay içinde mirası reddettiğine dair Sulh Hukuk Mahkemesi’ne beyanda bulunmalıdır. Mirasçının bu süreyi geçirmesi halinde mirası iktisap ettiği kabul edilir. Ancak yukarıda da bahsettiğimiz gibi unutmayalım ki miras bırakanın borca batık olmasının açıkça belirli olması ya da resmen ödemeden aczinin tesit edilmesi halinde böyle bir süre söz konusu değildir.
Mirasın reddi için öngörülen sürenin başlangıcı kural olarak murisin öldüğü andır. Ancak bazı durumlarda 3 aylık sürenin murisin ölüm anından farklı zamana tekabül edebilir. Bu durumlar;
Yasal Mirasçılar İçin, mirasçılık sıfatının daha sonra öğrenilmesidir. Yasal mirasçı, mirasçı olduğunu daha sonra öğrendiğini ispat etmedikçe murisin öldüğü andan itibaren süre işlemeye başlar. Yasal mirasçı ölüme bağlı tasarruf ile miras dışına bırakılmış ise bu ölüme bağlı tasarrufun iptal edilmesi halinde iptal tarihinin öğrenilmesinden itibaren süre işlemeye başlar.
Atanmış Mirasçılar İçin, Sulh Hukuk Mahkemesi’nin resmi olarak vasiyetnameyi açması ve atanmış mirasçıya tebliğ etmesi ile 3 aylık süre başlar.
Ancak Miras Sözleşmesi ile atanmış ise mirasçı tıpkı yasal mirasçılarda olduğu gibi miras bırakanın ölüm anından itibaren 3 aylık süre başlar fakat atanmış mirasçı, mirasçı olduğunu murisin ölüm anından farklı bir anda öğrenmiş ise bu durumu ispat ederse öğrenme anından itibaren 3 aylık süre başlar.
Terekenin Deftere Geçirilmesi, koruma önlemi olarak tereke deftere geçirilirse eğer yasal ve atanmış mirasçılar terekenin yazımı durumunda işlemi Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kendilerine bildirilmeleri anı ile mirası ret süresi başlar.
Sürenin Uzaması ya da Yeni Süre Verilmesi, haklı nedenin varlığı halinde Sulh Hukuk Mahkemesi’nin takdiri ile mümkün olabilmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 608. Maddesine göre mirasçının kendine düşen mirası reddetmeden önce ölmesi halinde, mirasçısının ret hakkı devam eder. Mirasçının mirasçısının bu durumda iki ret hakkı vardır. Miras bırakanın ret hakkını kullanarak mirası reddedebileceği gibi kendisine kalmış olan mirası da reddedebilir. Ancak kendi mirasını reddettikten sonra miras bırakanının mirasını reddedemez.
Mirasın Reddi Beyanı Hangi Mahkemeye Yapılır?
Mirasçının, miras bırakanın ölmeden önceki son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesi’ne herhangi bir şekil şartına bağlı kalmadan yazılı ya da sözlü beyanı ile yapılır.
Mirasın Reddi Beyanı İptal Edilebilir Mi?
Mirasın reddinden tek taraflı dönmek mümkün değildir. Ancak mirasçının aldatma, korkutma ya da yanılma sonucu mirası reddettiğini beyan etmesi üzerine mirasın reddi için iptal talebinde bulunabilir.
Mirası Ret Hakkının Düşmesi
Türk Medeni Kanunu’nun 610. Maddesine göre mirası reddetmeyen mirasçı, mirası iktisap etmiş olur. Ancak mirasçının bazı durumlarda mirası ret hakkı düşer. Bu durumlar aşağıda sıralanmıştır.
- Sürenin Dolması: Mirasçının 3 aylık yasal süre içinde mirası reddetmemesi durumunda mirası ret hakkı düşer.
- Mirastan Feragat Nedeni İle: Mirasçı miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesine mirastan feragat ettiği bildiriminde bulunarak ya da ilgili kişilere yani diğer mirasçılar ve alacaklılara bildirimde bulunması halinde mirası ret hakkı düşer.
- Mirasçının Tereke İşlerine Karışması: Mirasçının tereke ile ilgili olağan işlemler dışındaki işlemleri yürütmesi halinde aslında mirası örtülü olarak kabul ettiğini gösterir. Bu nedenle mirası ret hakkı düşer. Olağan işler ise yağılan işlemin niteliğine göre belirlenir.
- Mirasçının Tereke Malını Kendine Mal Etmesi ya da Gizlemesi: Mirasçının, terekeye ait bir malı “ret süresi” içinde kendine mal etmesi ya da gizlemesi durumunda ve bu malın terekeye ait olduğunu bilmesi, bu işlemi kasıtlı yapması halinde mirası ret hakkı düşer.
Yargıtay içtihatlarına göre mirasçılık belgesi almak mirası kabul etmek anlamına gelmeyeceği için mirası ret hakkını düşürmez.
Yine Yargıtay içtihatlarına göre “destekten yoksun kalma tazminatı” talebi ve SGK tarafından verilen “dul ve yetim maaşı” alınması tereke işlerine karışmak olarak değerlendirilemeyeceği için mirası ret hakkını düşürmez.
Mirası Reddetmenin Sonuçları
Türk Medeni Kanunu’nun 611. Maddesine göre mirasın reddedilmesi geçmişe etkili olarak sonuç doğurur. Çünkü miras bırakanın ölümü anından itibaren reddedişmiş sayılır. Mirasın reddi sonuçları yasal ve atanmış mirasçılar bakımından farklılık gösterir.
Atanmış Mirasçıların Mirası Reddetmesi Sonucu: Atanmış mirasçıların mirası reddetmesi halinde mirastan yalnız yasal mirasçılar yararlanır.
Yasal Mirasçıların Mirası Reddetmesi Sonucu: Yasal mirasçının mirası reddetmesi halinde miras, mirasçının miras bırakandan önce ölmüş gibi paylaştırılır. Mirası reddedenin altsoyu varsa miras payı altsoyuna geçer. Altsoy yok ise aynı zümredekilerin payına eklenir. Ancak yasal mirasçıların tamamı mirası reddederse miras, altsoya geçmez. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından iflas hükümlerine göre tasfiye yapılır. Atanmış ve yasal mirasçıların tamamı mirası reddederse yine resmi tasfiyeye gidilir. Yalnız atanmış mirasçılar reddederse miras yasal mirasçılara geçer. Burada dikkat edilmesi gereken bir noktada altsoyun nereye kadar devam ettiğidir. Yasal mirasçının ilk altsoyu kastedilmektedir. Bir sonraki altsoyun mirası ret hakkı yoktur. Mirasçıların tümünün mirası reddetmesi üzerine altsoya geçen mirası eğer altsoy da reddederse mirasın tamamı eşe geçer, eş tek başına mirasçı olur.
Türk Medeni Kanunu madde 614’teki düzenlemeye göre mirasçı kendisinden sonra gelenlerin lehine mirası reddedebilir. Yani miras bırakan kendisinden sonra gelenleri mirası kabul ya da ret şartı ile mirası reddedebilir. Sulh Hukuk Mahkemesi seçeneği mirasçının mirasçısına sunar ve mirasçının 1 ay içinde cevap vermesi gerekir. 1 ay içinde cevap verilmez ise miras reddedilmiş olarak kabul edilir.
Mirasın Reddi Halinde Alacaklıların Korunması
Miras bırakanın ve mirasçının alacaklılarının korunmasını inceleyelim.
Miras bırakanın alacaklılarının korunması: Miras bırakanın borca batık olması halinde mirasçı mirası reddetmiş ise ancak son 5 yıl içinde denkleştirmeye tabi olan bir kazandırma alacağı almış ise terekeye karşı sorumlu olacaktır. Bu kuralın istisnası çeyiz ve eğitim öğretim giderleridir. Mirasın reddi iptal edilmez kendiliğinden sorumluluk ortaya çıkar. Mirasın reddi devam eder. Kötü niyetli mirasçı sorumlu olduğu kazandırmanın tamamını vermekle yükümlü iken, iyi niyetli mirasçı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre sorumlu olur.
Mirasçıların şahsi alacaklılarının korunması: Mirasçının borca batık olması halinde “alacaklılarını zor duruma sokma kastı” ile mirası reddetmesi halinde alacaklılar ya da güvence verilmemesi hainde iflas masası 6 aylık hak düşürücü süre içinde davalının yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesi’nde mirasın reddinin iptali davası açabilirler. Ancak burada önemli olan nokta borca batık mirasçının alacaklılarını zor duruma sokma kastı olmalıdır. Asliye Hukuk Mahkemesi reddin iptaline karar verirse miras resmen tasfiye edilir. Tasfiye sonucu mirasın reddine itiraz eden alacaklılara alacağı ödenir.
Terekeden kalan olursa itiraz etmeyen diğer alacaklılara ödenir. Hala terekeden kalan olursa mirası reddeden mirasçının yerine geçen mirasçılara geçer.
Konuyla alakalı ayrıntılı bilgi almak ve danışmanllık hizmeti almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.