Türk Ceza Kanunu’nda Zamanaşımı Kavramı Nedir?
Makale Başlıkları
Türk Ceza Kanunu’nda Zamanaşımı Kavramı Nedir? (TCK Zamanaşımı)
Suçun işlenmesinden veya cezanın verilmesinden itibaren belli bir zaman geçmesi kesin hükme ulaşma, verilmiş bir cezayı infaz etme yetkisini ortadan kaldırır. Zamanaşımı süresi son bulduğunda dava açılamaz. Açılmış olan davanın muhakemesi devam etmez. Kesinleşmiş mahkûmiyetler infaz edilemez.
Suç işlenip de aradan belli bir süre geçmişse, o suçun ve failin toplumda uyandırdığı endişe kaybolmuştur. Suçla ilgili soruşturma ve kovuşturma sağlıklı bir şekilde yürütülüp sonuçlanamaz. Böyle bir durumda dava açılamaz, dava devam ediyorsa son bulur.
Fail hakkında hüküm verilip kesinleşmesine rağmen, aradan belli bir süre geçmiş ve buna rağmen ceza infaz edilememişse, cezanın infazı ile elde edilecek menfaatler ortadan kalkmıştır. Ceza zamanaşımı süresi son bulmuşsa ceza infaz edilemez.
NOT: TCK madde 72 hükmüne göre dava ve ceza zamanaşımı süreleri mahkeme mercileri tarafından re’sen dikkate alınır. Failin zamanaşımı hakkından vazgeçmesi mümkün değildir.
NOT: Ceza hukukunda tüm suçlar zamanaşımına tabidir. Fakat bazı suçlar hakkında zamanaşımı süresi uygulanmaz. Soykırım ve insanlığa karşı suç hakkında zamanaşımı süreleri geçerli değildir. Ceza Kanununun son bölümünde yer alan devlete ve millete karşı işlenen suçlardan birisi yurt dışında işlenmiş ve 10 yıldan fazla hapis cezasını gerektiriyorsa dava zamanaşımı, 10 yıldan fazla mahkûmiyet verilmişse ceza zamanaşımı kuralları geçerli değildir.
Ceza hukukunda zamanaşımı, dava zamanaşımı ve ceza zamanaşımı şeklinde iki türlüdür.
NOT: Zamanaşımı süresinin son bulmuş olması davayı ve cezayı düşürür.
Dava Zamanaşımı
Suç işlendikten sonra, kanunda belirtilen süreler geçince dava açılması veya hükmün kesinleştirilmesi mümkün değildir. Fiil işlendikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar dava zamanaşımı işler. Muhakeme boyunca zamanaşımı işlemeye devam eder. Bu nedenle muhakeme mercileri ellerini çabuk tutmak zorundadır.
NOT: Dava zamanaşımı süresi suçun ağırlığına göre farklılık gösterir. Dava zamanaşımı süresi en basit cezayı gerektiren suçlarda 8 yıl en vahim cezayı gerektiren suçlarda 30 yıldır. Zamanaşımı süresi suçun ağırlığına göre bu arada değişir.
Kanunda yer alan zamanaşımı süreleri; 8, 15, 20, 25 ve 30 yıldır. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren bir suçta 30 yıldır. Müebbet hapis cezasını gerektiren bir suçta 25 yıldır.
Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur. Seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.
Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde bulundurulur.
Dava zamanaşımı süresi suçun işlendiği günden itibaren işlemeye başlar. Hareketle netice aynı anda gerçekleşmemişse suç işlendiği anda zamanaşımı işlemeye başlar. Zamanaşımının başlangıcı bazı durumlarda özellik arz eder. Teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun 18 yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.
NOT: Kanun koyucu zamanaşımı süreleri konusunda çocukları biraz daha korumalı hale getirmiştir. Fiili işlediği sırada 12 yaşını doldurmuş olup da 15 yaşını doldurmamış olanlar hakkında zamanaşımı sürelerinin ½’sinin; 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, 2/3’ünün geçmesiyle kamu davası düşer.
Fiile ilişkin yargılamanın tekrarlanması halinde mahkemenin talebi kabulü ile zamanaşımı yeniden işlemeye başlar. (TCK madde 66/5)
İşlenen fiilden ötürü muhakeme aşamasına geçildiğinde zamanaşımını durduran ve kesen sebepler ortaya çıkabilir. Muhakeme aşamasına geçilmediği süreci zamanaşımı engelle karşılaşmadan işlemeye devam eder.
Muhakeme boyunca zamanaşımı işlemeye devam eder. Fakat muhakeme esnasında ortaya çıkan bazı şartlar zamanaşımı süresinin işlemesini engeller. Bunlar zamanaşımını durduran ve kesen sebeplerdir.
Dava Zamanaşımını Durduran Sebepler
Zamanaşımını durduran bir sebep ortaya çıkarsa, zamanaşımı süresi bu nedenin ortaya çıkmasıyla beraber sebep ortadan kalkıncaya kadar durur. Sebep ortadan kalkınca zamanaşımı kaldığı yerden işlemeye devam eder. Zamanaşımını durduran sebepler kanunlarda gösterilmiştir. Bunlar;
- İzin,
- Karar alma,
- Bekletici mesele,
- Kaçak kararı,
- Geri bırakma,
- Erteleme,
- Uzlaşma
NOT: Dava zamanaşımının durması konusunda kanunumuzda herhangi bir süre sınırı konmamıştır. Bu nedenle zamanaşımı ne kadar durmuş olursa olsun durma süreleri içinde zamanaşımı işlemez. İştirak halinde işlenen suçlarda zamanaşımını durduran sebep hangi failde mevcut ise sadece o fail hakkında uygulanır.Zamanaşımı Kavramı
Dava Zamanaşımını Kesen Sebepler
Zamanaşımı süresini kesen neden ortaya çıktığı anda süre kesilir ve o andan itibaren süre yeni baştan işlemeye başlar. Kesen sebepler kanunda gösterilmiştir. Bunları çoğaltmak mümkün değildir.
NOT: Dava zamanaşımı süresi ne kadar kesilirse kesilsin en fazla zamanaşımı süresinin yarısına kadar uzayabilir. Örneğin 8 yıllık zamanaşımı süresine sahip hakaret suçunda zamanaşımı süresi ne kadar kesilirse kesilsin en fazla 12 yıla kadar uzayabilir.
- Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya hakim huzurunda sorguya çekilmesi,
NOT: Kolluğun ifade alabilmesi mümkündür. Fakat kolluk huzurunda alınan ifade zamanaşımını kesmez.Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararı verilmesi,
- Suçla ilgili iddianame düzenlenmesi,
- Sanıklar hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi hallerinde dava zamanaşımı kesilir. Birden fazla faili olan suçlarda sanıklardan biri veya bir kısmı bakımından mahkûmiyet kararı verilmesi yeterlidir.
NOT: İştirak halinde işlenen suçlarda sadece bir fail hakkında zamanaşımının kesilmesi bütün iştirakçileri etkiler.
NOT: Dava zamanaşımı süresinin söz konusu olabilmesi için mahkûmiyet hükmünün kesinleşmemiş olması gerekir. Hüküm kesinleşmiş ise artık ceza zamanaşımı söz konusu olur. Zamanaşımı Kavramı
Ceza Zamanaşımı
Fail hakkında mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden itibaren belli bir süre içerisinde ceza infaz edilemezse artık mahkumiyet infaz edilemez. Kesinleşmiş mahkûmiyetin infaz edilmesine engel olan bu kuruma ceza zamanaşımı denir. Ceza zamanaşımı süresi son bulduğunda suçla ilgili mercilerin infaz etme yetkisi son bulur.
Ceza zamanaşımı süresi hükmün kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Fakat infaz başlamışsa infazın herhangi bir suretle kesintiye uğradığı günden itibaren yeniden işlemeye başlar. Bu durumda kalan infaz süresi esas alınarak süre hesaplanır.
NOT: Ceza zamanaşımı süresi kesinleşen hükmün ağırlığına göre 10 ile 40 yıl arasında değişmektedir. 5 yıla kadar cezayı gerektiren mahkûmiyetlerde 10 yıl, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren mahkûmiyetlerde süre 40 yıldır.
NOT: Kanun koyucu çocukları ceza zamanaşımı yönünden biraz daha korumalı hale getirmiştir. Fiili işlediği sırada 12 yaşını doldurmuş olup da 15 yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin ½’sinin; 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, 2/3’ünün geçmesiyle ceza zamanaşımı süresi son bulur. (TCK madde 68/2)
Türleri başka başka cezaları içeren hükümler, en ağır ceza için konulan sürenin geçmesiyle infaz edilmez. (TCK madde 68/4) Zamanaşımı Kavramı
Ceza Zamanaşımını Durduran Sebepler
Ceza zamanaşımını durduran sebepler Ceza Kanununda düzenlenmemiştir. Ceza zamanaşımını durduran sebepler ortaya çıktığında durduran sebep ortadan kalkıncaya kadar zamanaşımı işlemez. Ceza zamanaşımını durduran sebepler;
- Milletvekillerinin üyeliği süresi boyunca zamanaşımı durur.
- Birden fazla mahkûmiyet alan şahsın önceki cezaları infaz edilene kadar diğer cezalarına ilişkin zamanaşımı durur.
- Cezanın infazın ertelenmesi veya durdurulması halinde zamanaşımı durur.
- İki yıldan az olan cezalar hakkında askerlik hizmeti boyunca zamanaşımı durur.
NOT: Ceza Kanununda, ceza zamanaşımını durduran sebepler düzenlenmemiştir. Ceza zamanaşımını durduran sebepler Anayasa ve diğer kanunlarda düzenlenmiştir. Zamanaşımı Kavramı
Ceza Zamanaşımını Kesen Sebepler
Ceza zamanaşımının kesilmesi halinde zamanaşımı kesilecek ve süre baştan itibaren yeniden işlemeye başlayacaktır. Ceza zamanaşımını kesen sebepler kanunda sayma suretiyle gösterilmiştir;
- Mahkûmiyet hükmünün infazı için yetki merci tarafından hükümlüye tebligat yapılması zamanaşımını keser.
- Hükümlünün infaz amacıyla yakalanması zamanaşımını keser.
- Failin üst sınırı iki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi zamanaşımını keser.
NOT: Ceza zamanaşımının kesilmesi durumunda dava zamanaşımında olduğu gibi zamanaşımının en fazla yarısına kadar uzayabileceği kuralına yer verilmemiştir.
NOT: Ceza zamanaşımı süresi dolduğunda artık bu hükümlünün cezasının infaz edilmesi mümkün değildir. Ceza zamanaşımı sadece infazı engellediğinden infaz dışında mahkûmiyete ilişkin sonuçları etkilemez.
Örneğin ceza zamanaşımına uğramış suçtan sonra tekerrür hükümleri uygulanır. Ceza zamanaşımına uğrayan hüküm üç aydan fazla kasıtlı bir suç ise sonradan işlenen suçun cezasının ertelenmesine engel oluşturur. Tazminat ve yargılama giderleri, zamanaşımı süresi dolmuş olmasına rağmen bundan etkilenmez.
Müsadereye ilişkin ceza zamanaşımı süresi hükmün kesinleşmesinden itibaren 20 yıldır. Bu süreden sonra artık müsadere kararı infaz edilemez. (TCK madde 70) Zamanaşımı Kavramı.
Uzamış Dava Zamanaşımı Süresi
Dava zamanaşımı süresi, her kesilme sebebinden sonra tekrar işlemeye başlar. Kesilme sebepleri varsa, zamanaşımı süresi ilgili suç için kanunda belirlenen sürenin en çok yarısına kadar uzar. Kesilme durumunda, ceza davasının düşmesi için “uzamış zamanaşımı süresinin” geçmesi gerekir.
Ceza davasına ilişkin düşme kararı verilebilmesi için uzamış zamanaşımı vakitlerinin tamamen geçmiş olması gerekmez. Olağan dava zamanaşımı süreleri geçtikten sonra, kesilme durumunda eklenmesi gereken süre hesaplanarak düşme kararı verilip verilmeyeceği bulunmalıdır.
Ceza Zamanaşımı Süresi Nasıl Hesaplanır?
Ceza zamanaşımı süresinin kesildiği durumlarda, kesilme tarihinden itibaren aynı süre yeniden işlemeye başlar. Ceza zamanaşımı süresi açısından ‘uzamış zamanaşımı’ kavramı bulunmamaktadır. Zamanaşımı kesilince tekrar aynen işler.
Hükümlünün cezası infaz edilmesi esnasında firar veya başka bir şekilde infazın kesilmesi durumunda, ceza zamanaşımı süresi kalan ceza miktarı dikkate alınarak hesaplanır.
Hükümlünün, gözaltı, tutuklama vb. koruma tedbirleri sebebiyle cezaevinde geçirdiği süreler de mahkûm olduğu hapis cezasından indirilerek kalan ceza süresinden ceza zamanaşımı hesaplanmalıdır.
(TCK md. 68/5). Örnek vermek gerekirse, 1 yıl 6 ay tutukluluktan sonra 6 yıl hapis cezasına mahkûm edilen hükümlünün, 6 yıllık hapis cezasından 1 yıl 6 aylık tutukluluk süresi indirildikten sonra kalan cezası 4 yıl 6 ay olacaktır. Bu durumda ceza miktarı 5 yılın altına düştüğünde ceza zamanaşımı süresi 10 yıl olacaktır.
YARGITAY KARARLARI
Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi, E. 2019/35317, K. 2020/6316, T. 10.06.2020
1632 sayılı Kanuna aykırı davranmak suçundan hükümlü … hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, 9’uncu Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 12/10/2016 tarihli ve 2015/1778 (E) ve 2016/1128 (K) sayılı hükmün hükümlü tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 21/10/2019 gün ve 2019/29792 Esas, 2019/13124 Karar sayılı kararıyla; Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. fıkrasında yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar.
Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, denetim süresi içinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında mahkemece daha önce açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükmün aynen açıklanmasına karar verilmesi gerekirken, ilk hükümden farklı olarak hapis cezasının adli para cezasına çevrildiği anlaşılmakta ise de; aleyhe temyiz başvurusu bulunmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı, Anlaşıldığından, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, karar verilmiştir.
İTİRAZ NEDENLERİ Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/12/2019 gün ve Sayı:16-2018/23019 sayılı yazısı ile;
1-İtiraza konu davanın konusu “üste fiilen taarruz”dur. Sanık 25/11/2001 tarihli eyleminden dolayı yargılanmış ve 31/12/2002 tarihinde ASCK 91/1, 92 yıllamasıyla 765 s.TCK 51/son (ağır tahrik altında) ve 59/2 maddeleri uygulanarak 1 ay 20 gün hapis cezası ile hükümlendirilmiştir.
Bu hüküm 06/02/2003 tarihinde tebliğ edilerek, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Kesinleşmekle “dava zamanaşımı” tükenmiş, artık ilamın kesinleştiği tarihten itibaren Askeri Ceza Kanununun 49. maddesi uyarınca tatbiki mümkün 765 s.TCK 112/4 maddesinde belirtilen 10 yıl süreli “ceza zamanaşımı” başlamıştır.
14/02/2003 tarihinde başlayan 10 yıllık “ceza zamanaşımı” süresi işlemekte iken ve 5 yıl 4 ay 21 gün sonra, 29/05/2008 tarihinde mahkemesince ASCK 91/1, 765 s.TCK 51/son, 59/2, 5237 s.CMK 231. maddeleri uygulanarak yapılan uyarlama sonrasında 1 ay 20 gün hapis ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Bu karar da 14/07/2008 tarihinde tebliğ edilerek itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Sanık deneme süresi içinde, 12/02/2010 tarihinde Sarıyer 2. Asliye Ceza Mahkemesince hükümlendirildiği 6136 sayılı kanunun 13/1 maddesine muhalefet suçunu işlemiştir. Yani hükmün açıklanmasının geri bırakılması deneme süresinde ceza zamanaşımı 1 yıl 6 ay 21 gün durmuş ve böylece kesintiye uğramıştır.
Sonuç olarak 14/02/2003 günü başlayan 10 yıllık ceza zamanaşımı süresi 1 yıl 6 ay 21 gün daha uzayarak 14/02/2013 yerine 05/09/2014 tarihinde dolmuştur.
Temyize konu (Kapanan) 9. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin karar tarihi itibariyle ceza zamanaşımı dolmuş olması nedeniyle düşme kararı vermesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyet hükmü tesisi usul ve yasalara aykırı, usul ve yasalara aykırı yerel mahkeme hükmünün temyiz incelemesini yapan yüksek Yargıtay 19. Ceza Dairesinin de açıklanan nedenle hükmün bozulmasına ve ceza zamanaşımı nedeniyle düşme kararı vermesi gerekirken onanmasına dair kararı usul ve yasalara aykırıdır.
2-Yerel mahkeme hükmünde 765 s.TCK ve 5237 s.TCK uygulanarak karışık şekilde hüküm kurulmuştur. Suç tarihi itibariyle yürürlükte olan 647 s.Kanun ile adli para cezası hesaplaması gerekirken yazılı şekilde fazla adli para cezasına hükmedilmesi de usul ve yasalara aykırıdır. Hükmün bu yönden de bozulması gerekirken onanması usul ve yasalara aykırıdır.
SONUÇ VE İSTEM: Yüksek Dairenizin itiraza konu 21.10.2019 tarih ve 2019/29792 esas 2019/13124 karar sayılı ilamının CMK’nin 308/2-3. maddesi kapsamında itirazımıza binaen incelenmesi ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına, cezanın düşmesine karar verilmesi,
İtirazımızın yerinde görülmeyip reddi halinde yukarıda arz ettiğimiz itiraz nedenlerimizin bir kez de CMK 308/1-3 maddesi uyarınca Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulunca tartışılması ve ilamın talebimiz doğrultusunda BOZULMASI için dosyanın YÜKSEK YARGITAY CEZA GENEL KURULUNA tevdii itirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: 5237 Sayılı TCK’nin 66/5. maddesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında ceza zamanaşımının işlemesi hususundaki düzenlemeler nazara alındığında; Dairemizin 21/10/2019 gün ve 2019/29792 Esas, 2019/13124 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Faydalı Linkler: