Vasiyetnamenin Tenfizi (İnfazı, Yerine Getirilmesi) Davası
Makale Başlıkları
Vasiyetnamenin Tenfizi (İnfazı, Yerine Getirilmesi) Davası
Vasiyetnamenin tenfizi davası, miras hukukunda vasiyetnamenin uygulanması ve yerine getirilmesi ile ilgili yaşanan hukuki süreçleri kapsar. “Vasiyetnamenin infazı”, “miras hukukunda vasiyetin uygulanması”, “vasiyetnamenin yasal geçerliliği” ve “mirasçıların hakları” gibi konular bu makalenin ana temasını oluşturmaktadır.
Bu yazıda, vasiyetnamenin yasal olarak nasıl infaz edileceği, hangi durumlarda vasiyetnamenin uygulanmasının talep edilebileceği ve bu süreçte mirasçıların ve diğer ilgili tarafların hakları ve yükümlülükleri ayrıntılı olarak incelenecektir.
Vasiyetnamenin Tenfizi
Vasiyetname ölüme bağlı tasarruf türleri arasında yer alır. Türk Medeni Kanunu’nda vasiyetnamenin tanımı yapılmamıştır ancak hangi şekillerde yapılabileceği düzenlenmiştir. Vasiyetname miras bırakanın ölümünden sonra hüküm ifade etmesini istediği hususları içeren irade açıklamasıdır.
Vasiyetname bir tarafa yöneltilmez, varması gerekli olmayan tek taraflı irade açıklaması niteliğinde hukuki işlemdir. Vasiyetname miras bırakanı tek taraflı irade beyanı ile kurulur ve miras bırakan ölümüne kadar bu ölüme bağlı tasarrufundan dönebilir.
Vasiyetnamenin kuruluşu, devamlılığı ve sonuçları ölüme bağlı tasarrufta bulunan kişiye bağlıdır. Miras bırakan vasiyetnameye dair irade açıklamasını bizzat kendisi yapmalıdır, Temsilci aracılığıyla vasiyetname düzenlenemez. Mirasbırakan tereke üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilir. Ancak vasiyetname yapılırken son arzularını ciddi olarak bildirme iradesi bulunmalıdır.
Kanunda yer alan düzenlemelere göre vasiyetname 3 şekilde yapılabilir. Bunlar; resmi vasiyetname, el yazılı vasiyetname ve sözlü vasiyetnamedir. Mirasbırakan resmi veya el yazılı vasiyetnameye başvurmakta özgürdür ancak sözlü vasiyetname istisna oluşturur.
Resmi ya da el yazılı vasiyetnamenin düzenleyebilmek için herhangi bir şart aranmaz, sözlü vasiyetnamede ise Belirli şartlar gerçekleşmelidir.
Vasiyetname yapabilme ehliyeti Medeni Kanun’un 502. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre “Vasiyetname yapabilmek için Ayırt etme gücüne sahip ve on beş yaşını hızlı doldurmuş olmak gerekir.”
Yani vasiyetname yapabilmek için iki şartın varlığı aranır bunlar ayırt etme gücü ve yaştır. Kişinin gerçekleştirdiği hukuki işlemin sebep ve sonuçlarını anlayabilecek durumda olması ayırt etme gücüne sahip olduğu anlamına gelir.
Ayırt etme gücü vasiyetnamenin yapıldığı anda bulunmalıdır, öncesinde veya sonra bulunup bulunmadığı önem taşımaz. Vasiyetname yapılırken ayırt etme gücü bulunmuyorsa sonradan kazanılan ayırt etme gücüyle vasiyetname geçerli hale gelmez, geçerli olabilmesi için ayırt etme gücünün varlığında yeniden yapılmalıdır.
Vasiyetnamenin içeriği önem taşımaz, mantıklı ya da mantıksız olabilir ancak mantıksız bir vasiyetname içeriği ayırt etme gücü bakımından şüphe uyandırır.
Kanunda aranan iki şartın varlığı halinde maske anneme yapan kişinin kısıtlanmış olması ehliyeti ortadan kaldırmaz. Vasiyetname yapma mutlak kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Bunun sonucu olarak vasiyetname yasal temsilciyle yapılamaz.
El Yazılı Vasiyetname
El yazılı vasiyetnameye ilişkin hükümler Türk Medeni Kanunu’nun 538. maddesinde yer alır.
Vasiyetnamenin tarih ve imza dahil olmak üzere tamamının mirasbırakanın el yazısı ile yazılmış olması gerekir. Mirasbırakanın el yazısı ifadesi ile el ile yazmak belirtilmiştir ancak bu ifadeden bizzat vasiyetçiden sadır olan bir yazı olarak anlamak gerekir. Eğer haklı sebep bulunuyorsa başka bir organ ile de yazılabilir.
El yazılı vasiyetname bilgisayar vb. bir araç ya da başka bir kimsenin el yazısı ile yazılamaz aksi halde vasiyetname geçersiz olacaktır.
El yazılı vasiyetname düzenlendikten sonra noter, sulh hakimi ya da yetkili kimseye bırakılması miras bırakanın isteğine bağlıdır. El yazılı vasiyetname için kanunda adi yazılı şekil şartı aranır. Mirasbırakan metnin tümünü düzenleme tarihi ile birlikte kendi el yazısıyla yazmalı ve imzalamalıdır. Metnin tamamının el yazısı ile yazılması şartının amacı el yazısının teşhis özelliğinden yararlanarak vasiyetnamenin güvenliğini sağlamaktır.
Vasiyetnamenin varlığı ve içeriği mirasbırakan tarafından üçüncü kişilerden saklanabilir. Vasiyetnamenin ne üzerine hangi araç ile yazıldığının önemi yoktur, önemli olan içeriğinin tespit edilmesidir. Tavsiye etmenin görünümü önem taşımaz vasiyetname veya son arzular olduğuna ilişkin başlık taşımasına gerek yoktur.
Madde 538- El yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek başından sonuna kadar mirasbırakanın el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olması zorunludur.
El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hâkimine veya yetkili memura bırakılabilir.
Resmi Vasiyetname: Kanunda düzenlenen diğer vasiyetname türlerine göre resmi vasiyetname tahrip ve tahrif olma, kaybolma bakımından daha az risklidir. Resmi makamların denetimiyle gerçekleştiği için geçersizliği söz konusu olmaz.
Resmi makam huzurunda kurulması gerekli şekil şartlarının sağlandığı anlamına gelir. Şartlar sağlanmıyorsa resmi vasiyetnamenin kurulması mümkün değildir. Resmi vasiyetname resmi senet niteliğindedir dolayısıyla aksi ispat edilinceye kadar doğru kabul edilir.
Resmi vasiyetname noter, sulh hakimi ya da yetkili resmi memur önünde yapılır. Resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine iki tanık katılır. Türk konsoloslukları yetkili resmi memur olarak kabul edilir.
Resmi vasiyetname uygulamada genellikle noterler tarafından düzenlenir. Noterler Medeni Kanun hükümlerine tabidir ve şekil şartlarına uymak zorundadır. Ayrıca noterler Noterlik Kanunu hükümlerine de tabi olacaktır.
Vasiyetnamenin geçerli olması bakımından Medeni Kanun’da yer alan şekil şartları dikkate alınır. Medeni Kanun’a uygun olarak yapılmayan vasiyetnameler geçersiz olacaktır. Noterlik Kanunu’na aykırı olarak düzenlenen vasiyetnameler geçersiz olmaz, yaptırım olarak yalnızca disiplin cezası uygulanır.
Resmi vasiyetname resmi makam tarafından hazırlanır ancak mirasbırakan isterse içeriği düzenleyebilir. Mirasbırakan kendisi düzenlemeyecekse arzularını resmi memura söyler. Resmi vasiyetnamenin düzenlenmesi sırasında ayrıca iki tanık bulunmalıdır.
Madde 532- Resmî vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir. Resmî memur, sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir.
Madde 533- Mirasbırakan, arzularını resmî memura bildirir. Bunun üzerine memur, vasiyetnameyi yazar veya yazdırır ve okuması için mirasbırakana verir.
Vasiyetname, mirasbırakan tarafından okunup imzalanır. Memur, vasiyetnameyi tarih koyarak imzalar.
Madde 534- Vasiyetnameye tarih ve imza konulduktan hemen sonra mirasbırakan, vasiyetnameyi okuduğunu, bunun son arzularını içerdiğini memurun huzurunda iki tanığa beyan eder.
Tanıklar, bu beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve mirasbırakanı tasarrufa ehil gördüklerini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar. Vasiyetname içeriğinin tanıklara bildirilmesi zorunlu değildir.
Madde 535- Mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder.
Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.
Madde 536- Fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, mirasbırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri, resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar.
Resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz.
Madde 537- Resmî vasiyetnameyi düzenleyen memur, vasiyetnamenin aslını saklamakla yükümlüdür.
Sözlü Vasiyetname
Sözlü vasiyetname ölüme bağlı tasarruflar açısından istisna oluşturur. Bu vasiyetname türüne her zaman başvurulması mümkün değildir ancak resmi ya da el yazılı vasiyetname düzenlenemiyorsa sözlü vasiyetname yapılabilir.
Sözlü vasiyetnamede mirasbırakan son arzularını sözlü olarak ifade eder. Sözlü vasiyetnamenin yapıldığı anda şahit olan tanıklar vasiyetnameyi yazıya geçirmeli veya resmi memura bildirerek yazıya geçirilmesini sağlamalıdır. Sözlü vasiyetname risk taşıyan bir ölüme bağlı tasarruftur.
Bu vasiyetname türünde mirasbırakanın iradesini tespit etmek oldukça zordur. Tanıklar vasiyetnamenin içeriğini değiştirebilir ve bu gerçek iradenin saptanmasını engeller.
Sözlü vasiyetname yalnızca olağanüstü hallerde düzenlenebilir. Olağanüstü hal yanında diğer vasiyetname türlerinden birine başvurma imkanı bulunmamalıdır.
Madde 539- Mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir.
Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler. Resmî vasiyetname düzenlenmesinde okur yazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir.
Madde 540- Mirasbırakan tarafından görevlendirilen tanıklardan biri, kendilerine beyan edilen son arzuları, yer, yıl, ay ve günü de belirterek hemen yazar, bu belgeyi imzalar ve diğer tanığa imzalatır.
Yazılan belgeyi ikisi birlikte vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine verirler ve mirasbırakanı vasiyetname yapmaya ehil gördüklerini, onun son arzularını olağanüstü durum içinde kendilerine anlattığını hâkime beyan ederler.
Tanıklar, daha önce bir belge düzenlemek yerine, vakit geçirmeksizin mahkemeye başvurup yukarıdaki hususları beyan ederek mirasbırakanın son arzularını bir tutanağa geçirtebilirler.
Sözlü vasiyet yoluna başvuran kimse askerlik hizmetinde bulunuyorsa, teğmen veya daha yüksek rütbeli bir subay;
Ülke sınırları dışında seyreden bir ulaşım aracında bulunuyorsa, o aracın sorumlu yöneticisi; sağlık kurumlarında tedavi edilmekteyse, sağlık kurumunun en yetkili yöneticisi hâkim yerine geçer.
Madde 541- Mirasbırakan için sonradan diğer şekillerde vasiyetname yapma olanağı doğarsa, bu tarihin üzerinden bir ay geçince sözlü vasiyet hükümden düşer.
Vasiyetnamenin Tenfizi
Vasiyetnamenin tenfizi vasiyetnamenin yerine getirilmesi anlamına gelir. Vasiyetnamenin yerine getirilebilmesi için açılmış olması gerekir. Vasiyetname mahkemeye teslim edildiği tarihten itibaren bir ay içinde açılmalıdır.
Miras bırakanın ölmesiyle vasiyetname sulh hukuk mahkemesine tevdii edilir. Vasiyetnamenin açılmasıyla yasal mirasçılar, atanmış mirasçılar mirasçılık belgesi talep edebilir. Mirasçılar vasiyetnameye itiraz edebilir. Vasiyetnamenin geçersiz olduğu iddiasıyla iptali istenebilir, saklı paya tecavüz edildiği iddiası ile tenkis davası açılabilir.
Vasiyetnamenin tenfizi vasiyetnamenin açıldığı andan itibaren hemen talep edilebilir. Ancak mirasçılar vasiyetnamenin iptalini talep etmişse tenfiz davası duracaktır. Dava sonucunda vasiyetnamenin iptaline karar verilmezse tenfiz davası devam eder. Vasiyetname İptal edilirse vasiyet alacaklısının talep hakkı ortadan kalkmış olur.
Vasiyetini ölmenin tenfizi davası yasal ve atanmış mirasçılara karşı açılır. Dava tüm mirasçılara karşı açılmalıdır. Vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa dava ona karşı açılır.
Mirasçılar mahkemeden mirasçılık belgesi alır ve mirasçı oldukları belgelenmiş olur, mirasçılar vasiyetnamenin tenfizi talep etmez. Vasiyetnamenin tenfizi vasiyet alacaklıları tarafından talep edilebilir. Vasiyetnamenin tenfizi davasında davacı vasiyet alacaklısı, davalı ise mirasbırakanın tüm mirasçılarıdır.
Vasiyetnamenin tenfizi davasında asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Yetkili mahkeme ise miras bırakanın son yerleşim yerine göre tespit edilir. Vasiyet alacaklısı vasiyet açıldıktan ve kendisine bırakılan malın tebliğ edildiği tarihten itibaren 10 yıl içinde dava açmalıdır.
Vasiyetnamenin tenfizi davası yani yerine getirilmesi davası, vasiyetnamenin açılıp açılmadığını, vasiyetnameye ilişkin itiraz bulunup bulunmadığını ve itiraz edilmişse bu itirazın sonucunun tespit edilmesini sağlar. Vasiyetnamenin tenfizi davasının görülebilmesi için vasiyetnamenin açılmış olması ayrıca İptal veya tenkise yönelik davaların sonuçlanmış olması gerekir. Vasiyetnamenin iptali veya tentesi ile tenfiz davasının birlikte görülmesi mümkün değildir.
Madde 600- Vasiyet alacaklısı, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona; yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı kişisel bir istem hakkına sahip olur.
Bu alacak, tasarruftan aksi anlaşılmıyorsa vasiyet yükümlüsünün mirası kabul etmesi veya ret hakkının düşmesiyle muaccel olur.
Vasiyet alacaklısı, yükümlülüğünü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı, vasiyet edilen malın teslimini veya hakkın devrini; vasiyet konusu bir davranış ise, bunun yerine getirilmemesinden doğan zararın giderilmesini dava edebilir.
Emsal Yargı Kararları
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 26.09.2016 Tarih, E. 2016/9465, K.2016/11238 Sayılı Karar
Vasiyetnamenin tenfizi davaları, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.02.1991 gün, 648-65 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesi’nce açılan vasiyetnamenin,
TMK’nın 595 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliği işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tespiti içindir. Diğer bir anlatımla, vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tespitinden ibarettir. Bu tespit başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamaz.
Vasiyetnamenin yerine getirilebilmesi için vasiyetnamenin açıldığının ve iptali için yasada öngörülen sürenin geçtiğinin belirlenmesi gerekir. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar. Vasiyetnamenin iptali davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihli şerhini içerir onaylı sureti getirtilerek, dosya içine konulması gerekir.
Vasiyetnamenin iptali davası açılması halinde sonucunda verilecek hüküm, vasiyetnamenin yerine getirilmesine ilişkin davanın sonucunu etkileyecek nitelikte olduğundan, bir yıllık iptal davası açma süresi ve açılmış dava varsa sonucu beklenmeden hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde, davaya konu vasiyetnamenin Sinop Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/431 Esas 2011/866 Karar sayılı dosyası ile açılmasına karar verilmiş ise de tüm mirasçılara gerekçeli karar tebliğlerinin yapılmadığı ve mahkeme kararının kesinleştirilmediği anlaşılmakla vasiyetnamenin açılması dava dosyası henüz derdest dava hükmünde olduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece; vasiyetnamenin açılması dosyasının kesinleştirilmeden ve vasiyetnamenin iptali davasının açılabilmesi için kanunda öngörülen bir yıllık süre geçmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 25.05.2017 Tarih, E.2016/1456, K.2017/8128 Sayılı Karar
Vasiyet, genellikle ivazsız bir tasarruftur. Vasiyet alacaklısı, mirasbırakanın külli halefi olmayıp, cüzi halefi olduğu için vasiyet olunan mal üzerinde doğrudan hak kazanması mümkün değildir.
Vasiyet alacaklısının alacak hakkının hukuki sebebi olan vasiyet her ne kadar mirasbırakanın sağlığında yapılıyorsa da bu bir ölüme bağlı tasarruf olduğundan, vasiyet alacağı ancak mirasbırakanın ölümü ile doğar. Vasiyet alacaklısı, kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki mülkiyet hakkını ancak bu malın vasiyetin yerine getirilmesi (tenfizi) yoluyla kendisi adına tescili sonucunda kazanır.
Vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona, yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı açılır. Vasiyetnamenin tenfizi ve buna bağlı olarak tapu iptal ile tescil davası vasiyetnamenin açılıp okunduğu, itiraza uğramadan veya itiraz edilmiş ise itirazların reddedilmesi sonucunda kesinleştiğine dair bir tespit davasıdır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 05.12.2016 Tarih, E.2016/16701, K.2016/13889 Sayılı Karar
Somut olayda; vasiyetnamenin tenfizi talep edilmektedir. Vasiyetnamenin tenfizi davasında, davanın kabulüne karar verilebilmesi için, diğer şartların yanı sıra vasiyetnamenin ayakta kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir.Vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar bir aynı hakkın tesisi için değil,
yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılan vasiyetnamenin Türk Medeni Kanun’un 596 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği veya itirazların sonuçsuz kaldığının, bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tespiti içindir.
TMK’nın 595 maddesi gereğince; mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hakimine teslimi zorunlu olup, vasiyetname teslimden başlayarak bir ay içinde açılır ve ilgililere okunur. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar.
Vasiyetnamenin tenfizi davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi şerhini içerir onaylı sureti getirtilerek, dosya içine konulması gerekir.
Mahkemece; vasiyetnamenin açılması davasında verilen kararın kesinleşmesi bekletici mesele yapılarak, vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme şerhini içerir onaylı sureti ilgili mahkemeden getirtildikten sonra iptal davasının açılması için gereken sürenin beklenmesi, yasal şartlar oluştuktan sonra varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, vasiyetnamenin açılması dosyasının derdest olduğu göz ardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 17.02.2016 Tarih, E.2015/3993, K.2016/2062 Sayılı Karar
TMK’nın 595.maddesi gereğince; mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hakimine teslimi zorunlu olup, vasiyetname teslimden başlayarak bir ay içinde açılır ve ilgililere okunur.
Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar.
Vasiyetnamenin tenfizi davasında öncelikle vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihli şerhini içerir onaylı sureti getirtilerek, dosya içine konulması gerekir.
Somut olayda; … tarafından noterde düzenlenen 03.04.1974 tarih 1143 yevmiye no.lu vasiyetnameye ilişkin, …. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1981/3E-1981/6K sayılı vasiyetnamenin açılması dosyasında mahkemece davanın kabulüne vasiyetnamenin açıldığına karar verilmiş ise de gerekçeli kararın tüm mirasçılara tebliğ edilmediği, bu açıdan dava tarihinde ilgili dosyanın derdest olduğu anlaşılmaktadır.
Öncelikle vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi şerhini içerir onaylı sureti ilgili mahkemeden getirtilerek dosya içine konulmalıdır.
Bunun dışında, vasiyetnamenin iptali davası açılması halinde sonucunda verilecek hüküm, vasiyetnamenin yerine getirilmesine ilişkin bu davanın sonucunu etkileyecek nitelikte olduğundan bir yıllık iptal davası açma süresi (TMK.md.559) ve açılmış dava varsa sonucu beklenmeden hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
O halde mahkemece; vasiyetnamenin açılması dosyasının ve varsa taraflar arasında açılmış olan vasiyetnamenin iptaline ilişkin davaların kesinleşmesi bekletici mesele yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve vasiyetnamenin usulünce açılmadığı gerekçesi ile davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.