Defter, Kayıt ve Belge Gizleme (İbraz Etmeme) Suçu
![Defter, Kayıt ve Belge Gizleme (İbraz Etmeme) Suçu](https://mdmhukuk.com/wp-content/uploads/2023/11/Defter-Kayit-ve-Belge-Gizleme-Ibraz-Etmeme-Sucu-1-1200x480.jpg)
Makale Başlıkları
Defter, Kayıt ve Belge Gizleme (İbraz Etmeme) Suçu
Günümüz iş dünyasında ve hukuk alanında, “defter, kayıt ve belge gizleme” suçu giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Bu suç vergi kaçakçılığı, muhasebe hileleri, finansal raporlama usulsüzlükleri ve ticari belge gizleme konuları ile yakından bağlantılıdır.
Defter, kayıt ve belge gizleme suçu, ciddi hukuki yaptırımlara yol açabilir. Bu suçun işlenmesi, şirketlere para cezaları, itibar kaybı ve hatta faaliyetlerinin durdurulması gibi sonuçlar doğurabilir.
Mali denetimler ve yasal düzenlemeler, bu tür suistimalleri önlemede önemli bir rol oynar. Şirketler, düzenli mali denetimler ve şeffaf raporlama pratikleri ile bu tür suçları önleyebilirler.
İş dünyası profesyonelleri ve hukukçular, bu suçu önlemek için gerekli önlemleri almalı ve yasalara uygun davranışları teşvik etmelidir. Eğitim, farkındalık ve doğru etik standartlar, bu suçun önlenmesinde kritik öneme sahiptir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre vergi mükelleflerinden bazıları sorumlukları kapsamında defter, kayıt ve belgeleri tutmak zorundadır. Kanunun 253. maddesinde bu sorumluluk beş yıl ile sınırlandırılmıştır. Bu kişiler vergi incelemesi sırasında talep edildiği takdirde belgeleri ibraz etmek zorundadır.
Vergi mükellefi defter ve belgeleri ibraz etmekten kaçınırsa ya da gizlerse defter ve belge ibraz etmeme suçunu işlemiş olacaktır. Defter, kayıt ve belge gizleme suçu 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359. Maddesinde düzenlenmiştir.
Defter, kayıt ve belge gizleme suçu, hem iş dünyasında hem de hukuk alanında ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu suçun anlaşılması, tanınması ve önlenmesi için etkili stratejilerin ve yasal düzenlemelerin benimsenmesi gerekmektedir. İş dünyası ve hukuk profesyonellerinin bu konudaki bilinç ve sorumluluğu, suçun önlenmesinde hayati rol oynamaktadır.
Vergi ceza hukuku açısından cezai sorumluluk vergi hukukuna özgü kurallar, ceza muhakemesi hukuku ile ceza hukuku esas alınarak değerlendirilmelidir.
Kanunda belirtilen vergi mükelleflerinin vergi ödevlerini yerine getirmeleri gerekmektedir. Vergi sistemi vergiyi doğuran olayların belgelendirilmesi ve öngörülen süre içinde ilgili defterlere kaydedilmesi esasına dayanır. Kanunda belirtilen defter ve kayıtları tutmak, saklamak ve talep halinde yetkili mercilere ibraz etme yükümlülüğü yerine getirilmelidir.
Mükellefin defter, kayıt ve belgeleri tutma, ibraz etme, saklama yükümlülüğünü yerine getirmemesi suç teşkil eder ve bunun sonucunda kanunda öngörülen yaptırımlarla karşılaşır. Suç olarak düzenlenme amacı vergi borcunu tespit etmek, ödenmesini sağlamak suretiyle vergi kaybını önlemek, kamu yararını gerçekleştirmektir. Bu düzenleme ile korunan hukuki yarar hazine ve kamu yararıdır. Defter, belge, kayıt gizleme suçu, ekonomik suçlar arasında yer alır.
Madde 359/a/2: Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar hakkında on sekiz aydan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, bu fıkra hükmünün uygulanmasında gizleme olarak kabul edilir.
Defter, Kayıt ve Belge Gizleme (İbraz Etmeme) Suçunun Unsurları
A. Fail ve Mağdur
Suçun Faili: Vergi incelemesine tabi olanlar defter, belge, kayıt ibraz etmeme suçunun faili olabilir., herkes bu suçun faili olamaz. Vergi mükellefiyeti kanundan kaynaklanır bu sebeple değiştirilmesi., kaldırılmasına dair sözleşmeler sonuç doğurmaz, vergi dairelerini de bağlamaz. Buna ilişkin istisnalar kanunda öngörülen hallerle sınırlıdır.
Defter ve kayıtların başka birinde olduğu gerekçesiyle ibraz edilemeyeceği şeklinde savunma ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Defter, belge, kayıt gizleme suçuna yardım eden kişiler hakkında Türk Ceza Kanununda yer alan iştirak hükümleri uygulanacak ve sorumluluk söz konusu olacaktır. Muhasebeci ancak suça iştirak eden olabilir.
Vergi Usul Kanununda bulunan düzenlemeye göre iştirak hali tespit edildiğinde somut olayda iştirak edenin menfaatinin varlığı araştırılmalıdır. Menfaat bulunmuyorsa bu kişiler hakkında hükmolunacak ceza indirilir.
Vergi Usul Kanununun 332. maddesine göre velayet, vesayet altında bulunan kişiler, işlerinin idaresi kayyuma tevdi edilenler; veli, vasi, kayyumun kanuna aykırı hareketleri sebebiyle sorumlu tutulamaz. Ceza sorumluluğu veli, vasi, kayyum için doğar.
Suçun Mağduru: Mağdur suçun meydana gelmesi ile hukuki menfaati ihlal edilen hak sahibidir. Defter, belge, kayıt gizleme suçunun işlenmesi ile devlet zarara uğramaktadır.
Hazine ve kamu yararını ihlal eder. Suçun meydana gelmesi ile devlet otoritesi zayıflar, kamu düzeni bozulur. Ekonomik suç kapsamında yer alan defter, belge, kayıt gizleme suçunda toplum ve devlet mağdur olmaktadır.
B. Maddi Unsurlar
Düzenlenme Zorunluluğu Bulunan Defter, Kayıt ve Belgelerin Bulunması:
Vergi Usul Kanununa göre üçüncü şahıslarla gerçekleştirilen işlemlerin belgelendirilmesi zorunludur. Bu belgeler öngörülen zorunlu hususları içermelidir aksi halde düzenlenmemiş sayılacaktır.
Fatura veya fatura niteliğinde sevk irsaliyesi, perakende satış fişleri, gider pusulası, serbest meslek makbuzu, ücret bordrosu, müstahsil makbuzu, taşıma ve otel işletmeleri belgeleri, muhabere evrakları kanunda öngörülen düzenleme ve ibraz mecburiyeti olan belgelerdir.
Belgelerin Saklama ve İbraz Mecburiyetine Tabi Olması: Defter, kayıt ve belge ibraz etmeme suçunun meydana gelmesi için söz konusu belgelerin ibraz ve saklama zorunluluğuna tabi olması gerekmektedir.
Defter tutma zorunluluğu kapsamında yer alan mükellefler defter ve kayıtları beş yıl boyunca saklamak zorundadır. Beş yıllık süre ibraz mecburiyeti için de geçerlidir. Yükümlülükler beş yılın sonunda ortadan kalkar.
Beş yıllık süre içinde mükellef defter, kayıt ve belgeleri, talep edildiği takdirde yetkili makam ve memura ibraz etmek zorundadır.
Defter, Kayıt ve Belgelerin Gizlenmesi: Vergi Kanunları çerçevesinde düzenlenen, saklama ve ibraz mecburiyetine tabi olan defter, kayıt ve belgelerin gizlenmesi suçtur ve Vergi Usul Kanununda düzenlenmiştir.
Kanunda hangi eylemlerin hangi şartlarda gizleme oluşturacağı düzenlenmiştir. Buna göre; Varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde,
inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, bu fıkra hükmünün uygulanmasında gizleme olarak kabul edilir.
Saklama ve ibraz yükümlülüğüne tabi, vergi kanunlarına göre düzenlenmesi zorunlu olan defter, kayıt ve belgelerin fiziki olarak var olması gerekmektedir. Varlığı sabit olmayan belge ile ilgili olarak suç meydana gelmez. Elektronik ortamda tutulan defter, belge ve kayıtlar gizleme suçunun konusunu oluşturabilir.
Gizleme suçu defter, kayıt ve belgelerin vergi incelemesi sırasında yetkili kişilerin talebine rağmen ibraz edilmemesi sonucu gerçekleşir. Vergi incelemesi vergilerin doğruluğunun tespiti ve ödenmesini sağlamak amacıyla yapılan idari denetimdir. Vergi incelemesi olarak nitelendirilemeyen işlemler gerçekleştirilirken gizleme fiili söz konusu suçu oluşturmaz.
C. Manevi Unsur
Defter, belge ve kayıt gizleme suçunda manevi unsuru kast oluşturmaktadır. Fail vergi incelemesi sırasında gizleme saikiyle hareket etmektedir. Defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçu taksirle işlenebilen suçlar arasında yer almaz.
Sırf hareket suçu olması sebebiyle ayrıca bir netice gerçekleşmiş olması şartı yoktur. İbraz etmeme fiili için mücbir sebep halinde kastın varlığından söz edilemez. Yargıtay görüşü de bu yöndedir. Vergi Usul Kanununda mücbir sebep tanımı yapılmamıştır ancak bazı haller örnek olarak gösterilmiştir.
Madde 13 – Mücbir sebepler:
1. Vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk;
2. Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler;
3. Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler;
4. Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması; gibi hallerdir.
İbraz etmeme nedeni olarak mücbir sebep gösterilmesi ceza sorumluluğunun kaldırılması için yeterli olmaz. Resen araştırma ilkesi kapsamında fail tarafından gösterilen mücbir sebebin varlığı, ibraz etmeyi engelleyecek nitelikte olup olmadığı, kaçınma imkânı, failin niyetinin tespiti için gerekli inceleme yapılmalıdır.
Mücbir sebebin varlığı, failin iradesi dışında meydana gelerek defter, kayıt ve belgelerin ibrazını engellediği anlaşılırsa failin gizleme kastı olmadığı kabul edilir.
Suçun Özel Görünüş Halleri
Defter, kayıt ve belge ibraz etmeme suçu bakımından özel görünüş halleri sınırlı bir şekilde uygulanabilir. Suç ani hareketli bir suçtur ve teşebbüse elverişli değildir.
Zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkündür. Aynı yazı ile farklı yıllara ait defter ve kayıtlar talep edildiğinde tek suçtan sorumluluk doğacağı kabul edilmektedir. Talep edilen kayıtların sayısı önem taşımaz. Aynı takvim yılına ait kayıtların birden çok kez istenmesi durumunda ilk tebliğ ile suç oluşur, sonra gönderilenler ayrı bir suç teşkil etmez.
Bir kişinin birden fazla mükellefiyeti bulunuyorsa her biri bakımından ayrı inceleme yapılır. İnceleme konusu defter, kayı ve belge istemleri farklılık göstermelidir. Bu hallerde her inceleme bakımından ayrı bir suç söz konusu olacaktır.
Vergi Usul Kanununun 359. Maddesinde yer alan suçlar ile defter, kayıt ve belge gizleme suçları için içtima mümkün değildir.
Usulüne Uygun Tebligat ile İbraz Yükümlülüğünün Bildirilmesi
Defter, kayıt ve belgelerin ibraz edilmesine ilişkin isteme yazısı mükellefe kanuna uygun olarak gönderilmelidir. Vergi Usul Kanunun 93 ve devamındaki maddelerinde tebligata ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Özel düzenleme bulunmuyorsa Tebligat Kanunu hükümlerine başvurulacaktır. Tebligatın şekil şartına uygun olarak yapılması önem arz etmektedir.
Defter, belge ve kayıtların ibraz süresinin başlangıcı bakımından tebliğin usulüne uygun yapılması gerekmektedir. İbraz süresine ilişkin yasal düzenleme bulunmamaktadır.
Vergi Usul Kanunun göre kanunda belirli olmayan hallerde tebliğ yapacak olan vergi idaresi süre belirleyebilir, vergi idaresinin belirleyeceği ibraz süresi on beş günden az olamaz. Uygulamada verilen süre genellikle on beş gündür.
Tebligat yapıldığında defter, belge ve kayıtların hangi yıla ilişkin olarak istendiği, ibraz makamı ve ibraz süresi açıkça belirtilmelidir. Suç tarihi ibraz süresinin sona erdiği tarihtir. Somut olayda evrakların asılları ya da onaylanmış suretleri incelenerek değerlendirme yapılmalıdır.
İnceleme Yapılacak Yer
İnceleme yerine ilişkin ana kural incelemeye tabi olanın işyerinde yapılmasıdır. Ancak bu mümkün değilse ya da talep edilmişse inceleme vergi dairesinde yapılır. İncelemenin işyerinde yapılması temel kural olduğu için tebligat şartı bulunmamaktadır.
İşyeri faal olan mükellef bakımından ibrazın vergi dairesine yapılmasına ilişkin tebligat geçersiz olacaktır ve suç meydana gelmez. Belirli işyeri bulunmayan, adres olarak ikamet ettiği yeri gösterenler için bu adreste inceleme yapılabilir.
Mali tatil boyunca ibraz talep edilemez ve işyerinde inceleme yapılamaz, mali tatil her yıl temmuz ayının biri ile yirmisi arasında kalan zamandır.
Defter, kayıt ve belge ibraz etmeme suçuna ilişkin kamu davası açılabilmesi mütalaa ile suçun ihbarına bağlıdır. Özel dava şartı gerçekleşmelidir aksi hale soruşturma ve muhakeme imkânı yoktur. Mütalaa ile suçun ihbarı zorunludur.
Mütalaanın işlevi şüphe bulunan durumlarda vergi incelemesi yapılmasıdır. Mütalaa yeterli inceleme de delilleri içeriyorsa savcılık kamu davası açar.
Dava şartı gerçekleşmeden açılan kamu davalarında yargılama merci şartın gerçekleşmesi amacıyla durma kararı verip vergi dairesi başkanlığından mütalaa düzenlenip düzenlenmeyeceğini öğrenir. Mütalaa gönderildiğinde yargılama devam eder aksi halde dava şartı yokluğundan düşme kararı verilecektir.
Madde 367
Yaptıkları inceleme sırasında 359 uncu maddede yazılı suçların işlendiğini tespit eden Vergi Müfettişleri ve Vergi Müfettiş Yardımcıları tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla;
Doğrudan doğruya ve vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla vergi dairesi başkanlığı veya defterdarlık tarafından keyfiyetin Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesi mecburidir.
359 uncu maddede yazılı suçların işlendiğine sair suretlerle ıttıla hâsıl eden Cumhuriyet başsavcılığı hemen ilgili vergi dairesini haberdar ederek inceleme yapılmasını talep eder.
Kamu davasının açılması, inceleme neticesinin Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesine talik olunur.
359 uncu maddenin (ç) fıkrasında yazılı suçların işlendiğinin inceleme sırasında tespiti halinde incelemenin tamamlanması beklenmeksizin,
sair suretlerle öğrenilmesi halinde ise incelemeye başlanmaksızın Vergi Müfettişleri ve Vergi Müfettiş Yardımcıları tarafından bu tespitlere ilişkin rapor düzenlenir ve rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla birlikte keyfiyet Cumhuriyet başsavcılığına bildirilir. Kamu davasının açılması için incelemenin tamamlanması şartı aranmaz
359 uncu maddede yazılı suçlara ilişkin yürütülmekte olan soruşturma veya kovuşturmalarda mütalaaya konu fiilin, başka bir kişi tarafından veya başka bir kişiyle birlikte gerçekleştirildiğinin ortaya çıkması durumunda, bu kişi bakımından kamu davası açılması için rapor düzenlenmesi ve mütalaa verilmesi şartı aranmaz.
359 uncu maddede yazılı suçlardan dolayı cezaya hükmedilmesi, vergi ziyaı cezası veya usulsüzlük cezalarının ayrıca uygulanmasına engel teşkil etmez.
Defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçu şikâyete tabi değildir, resen soruşturulur. Şikâyet süresi bulunmamaktadır.
Dava zamanaşımı süresi kanunda 8 yıl olarak öngörülmüştür. Bu suç uzlaşma kapsamında değildir. Defter, belge ve kayıt ibraz etmeme suçunda görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.
Şirketlerin, bulundukları yılı takip eden dönemde, istenen defter ve belgelerle ilgili ibraz zorunluluğu bulunmaktadır. Bu, özellikle vergi mevzuatı ve mali denetimler açısından büyük önem taşır.
Defterlerin ibrazı, şirketlerin mali şeffaflığını ve yasal uyumunu gösterir. Ayrıca, bu sürecin doğru şekilde yönetilmemesi, özellikle kaçakçılık suçunun tespiti ve önlenmesi bağlamında ciddi yasal sonuçlara yol açabilir. Dolayısıyla, şirketlerin, ilgili bulundukları yılı takip eden dönemde bu zorunluluğu yerine getirmeleri gerekir.
Emsal Yargı Kararları
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 19.03.2019 Tarih, E.2016/12546, K.2019/2822 Sayılı Karar
Defter ve belgeleri gizleme suçunun, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluştuğu, defter ve belgeleri saklama sorumluluğunun mükellef sanığa ait olduğu,
213 sayılı VUK’nin 253. maddesi uyarınca defter ve belgelerin ait olduğu yılı takip eden takvim yılından başlamak üzere 5 yıl saklama ve tekrar istendiğinde ibraz edilme zorunluluğu bulunduğu;
somut olayda, varlığı matbaa basım formları ile sabit olan 2006 ve 2007 yıllarına ait, defter ve belgelerin 11.10.2011 tarihli yazı ile istenildiği halde, sanığın tebligatın yapıldığı tarihte 2006 yılına ait defter ve belgelerin muhasebecisinde olduğunu, muhasebecisine ulaşamadığı için süresi içerisinde ibraz edemediğini belirtmesi karşısında;
tüm unsurları itibarıyla oluşan “defter ve belgeleri gizleme” suçundan mahkûmiyeti yerine, beraatine hükmolunması, bozma nedenidir.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 09.06.2021 Tarih, E.2017/9067, K.2021/5051 Sayılı Karar
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/02/2009 tarihli ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere,
hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nin 231/6-c. madde ve bendinde işaret olunan, zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu,
manevi zararların bu kapsama dâhil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu,
defter ve belge ibraz etmeme suçunda anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında;
engel adli sicil kaydı bulunmayan, hükmolunan cezası ertelenen ve CMK’nin 231. maddesinin uygulanmasını kabul eden sanık hakkında,
“Her ne kadar sanık daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkum edilmemiş ise de;
katılan idarenin zararının kendi hissesine düşen %10’un karşılandığı, tamamının karşılanmadığından, koşulları oluşmadığından sanık hakkında takdiren CMK 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kurumunun uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, bozma nedenidir.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 27.06.2019 Tarih, E.2016/6771, K.2019/5725 Sayılı Karar
213 sayılı Kanun’un 139. maddesine göre vergi incelemesinin işyerinde yapılması gerektiği, ticari faaliyetine devam ettiği anlaşılan sanığa vergi denetmeni tarafından defter ve belgelerini ibraz etmesi için çıkarılan tebligatın 03/10/2012 tarihinde sanığın iş yerinde ve bizzat kendisine tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında;
hesapların dairede incelenmesine imkân veren Kanun’un 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin incelemeyi yapan vergi denetmeninin bağlı bulunduğu vergi dairesinden sorulması,
iş yeri dışında inceleme yapılması gerektiğine ilişkin bir tespiti varsa buna ilişkin belgesinin dosyaya ibrazının istenmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma ile beraatine hükmedilmesi bozma nedenidir.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 26.06.2019 Tarih, E.2016/6412, K. 2019/5706 Sayılı Karar
Defter ve belgeleri gizleme suçunun varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluştuğu,
yüklenen defter ve belgeleri gizleme suçunun oluşmasında defter ve belgeleri saklama sorumluluğunun mükellef sanığa ait olduğu,
213 sayılı VUK’nin 253. maddesi uyarınca defter ve belgelerin ait olduğu yılı takip eden takvim yılından başlamak üzere 5 yıl saklama ve tekrar istendiğinde ibraz edilme zorunluluğu bulunduğu;
ayrıntıları Ceza Genel Kurulu’nun 23.11.1999 gün ve 1999/11- 273/288 sayılı içtihadında da açıklandığı üzere defter ve belgelerin çalındığı- kaybolduğu-bulunmadığı ileri sürülerek ibrazından kaçınılması halinde VUK’nin 139. maddesinde yazılı hususlarda usulüne uygun tebligat aranmayacağı;
somut olayda, 2006 takvim yılına ait defter ve belgelerinin vergi incelemesi için istenmesine dair yazının 13.10.2011 tarihinde bizzat kendisine tebliğine rağmen ibraz etmeyen sanık,
savunmasında 213 sayılı VUK’nin 13. maddesinde belirtilen mücbir sebeplere veya kastı kaldıran diğer nedenlerden birine dayanmadığından,
defter ve belgeleri saklama ve ibraz etme zorunluluğunun ortadan kalkmayacağı ve sanığın tüm unsurları itibariyle oluşan “defter ve belgeleri gizleme” suçundan mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi, bozma nedenidir