Sahte, Muhteviyatı İtibarı Gereği Yanıltıcı Belge Düzenleme ve Kullanma Suçu
Makale Başlıkları
Sahte, Muhteviyatı İtibarı Gereği Yanıltıcı Belge Düzenleme ve Kullanma Suçu
Sahte belge suçu, yasadışı belge düzenleme ve kullanma eylemlerini ifade eden bir hukuki terimdir. Ceza hukukunda “sahte belge düzenleme” ve “yanıltıcı belge kullanma” suçları, özellikle ticaret, mali işlemler ve resmi evraklar alanında ciddi sonuçlar doğuran suç tipleridir.
Bu makalede, “sahte belge”, “dolandırıcılık”, “hileli belge”, “belge sahteciliği” ve “muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge” gibi kavramlar üzerinden bu suçların tanımını, nasıl işlendiğini ve hukuki sonuçlarını ayrıntılı olarak inceleyeceğiz.
Ayrıca, bu suçların iş dünyası, mali denetimler ve bireysel haklar üzerindeki etkilerini ele alarak, suçun önlenmesi ve tespiti için alınabilecek önlemler üzerinde duracağız.
Belge Kavramı
Gerçeğe tanıklık eden yazı olarak tanımlanır. Hukuki açıdan durumu tespit eden ve gerçekliğine dair karine oluşturan yazı olarak kabul edilir. Belgeler ispat açısından oldukça önem taşımaktadır.
Ekonomik nitelikte işlemlerle borç ve alacak ilişkisinin meydana gelmesi için belgenin varlığı şarttır. Tacirlerin işlemlerinin ispat edilmesini sağladığı için ticaret hukuku bakımından da belgeler önem arz etmektedir. Tarafsızlık ve belgelendirme muhasebenin temelinde yer alan kavramlardır.
Vergi Usul Kanununda vergi kanunları uygulanırken kullanılacak belgelere ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. Sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeler de Vergi Usul Kanununda düzenlenmiştir.
Madde 227
Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça; bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir. Defter tutmak mecburiyetinde olmayan mükellefler vergi matrahlarının tespiti ile ilgili giderlerini teşvike mecburdurlar.
Madde 228
Aşağıdaki giderler için ispat edici kâğıt aranmaz:
1. Örf ve teamüle göre bir vesikaya istinat ettirilmesi mutat olmayan müteferrik giderler;
2. Vesikasının teminine imkân olmayan giderler;
3. Vergi kanunlarına göre götürü olarak tespit edilen giderler. 1 ve 2 numaralı fıkralarda yazılı giderlerin gerçek miktarları üzerinden kayıtlara geçirilmesi ve miktarlarının işin genişliğine ve mahiyetine uygun bulunması şarttır.
Fatura, fatura yerine geçen belgeler, perakende satış fişi, gider pusulası, müstahsil makbuzu Vergi Usul Kanununda yer alan belgelerdendir. Sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeler yasal veya yasal olmayan yollarla bastırılabilmektedir.
Vergi kanunlarında yer alan belgeler her zaman kanunda belirtilen şekilde kullanılmamaktadır. Vergiye ilişkin suçlar belgenin hiç düzenlenmemesi ya da kullanılmaması şeklinde ortaya çıkabilir aynı zamanda düzenlenen ve kullanılan belgelerin gereğe aykırı hususlar içermesi şeklinde de meydana gelebilir.
Sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgelerle ilgili suç ve cezalar Vergi Usul Kanununda düzenlenmiştir ancak yargılama süreci ceza hukuku ilkelerine tabidir.
Sahte belge ile var olmayan durum mevcut gibi gösterilirken muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeler var olan durumu gerçeğe aykırı şekilde yansıtmaktadır.
Taklit etmek suretiyle belgelerin çoğaltılması fiili sahte belgelere örnektir. Bazı kişiler aslında olmayan faaliyetlerini var gibi gösterebilmektedir. Faaliyet gösteren kişilerin herhangi bir mal ve hizmet karşılığı olmadan düzenlediği belge de sahtedir. Gerçek bir mal ve hizmet mevcut olsa bile belge hizmeti gerçekleştiren tarafından düzenlenmemişse belge sahtedir.
Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgelere mevcut durum olduğu gibi gösterilmez, gerçeğe aykırı belge düzenlenir. Bu belgeleri gerçek faaliyet icra eden mükellefler düzenleyebilmektedir. Bu durumda belge sahte değildir ancak içeriği gerçek duruma aykırıdır.
Vergi Usul Kanununda sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeler şeklinde ayrı düzenlemeler bulunmaktadır ancak Türk Ceza Kanununda böyle bir ayrım bulunmamaktadır. Genel olarak sahtecilik şeklinde ifade edilmektedir.
Vergi Suçları
Vergi devletin en temel kaynakları arasındadır. Vergi devlet tarafından karşılıksız ve zorunlu olarak alınmaktadır ve bu zorunluluk zaman içerisinde vergi kanunların ihlali sonucunu doğurabilmektedir.
Vergi suçları, vergi kanunlarına aykırı hareket edilmek suretiyle devlet hazinesine karşı işlenmektedir. Bu suçlar vergi ödevlerinin yerine getirilmemesi şeklinde ortaya çıkar ve kamu düzenini bozmaktadır.
Suç işleyen kişilere uygulanan yaptırım vergi cezalarıdır. Vergi suçlarına ilişkin düzenleme yapılmasının amacı vergi kaybı durumunda hazinede meydana gelen zararı telafi etmek ya da ilerde ortaya çıkabilecek zararlara karşı önlem almaktır. Vergi suçlarını düzenleyen asıl kanun Vergi Usul Kanunudur ancak başka kanun hükümleri de mevcut olaylarda uygulanmaktadır.
Vergi Kaçakçılığı Suçu
Vergi kaçakçılığı suçu Vergi Usul Kanununun 359. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede yer alan suçlardan birini işleyen kişi kanunda öngörülen cezalar ile cezalandırılır.
Vergi kaçakçılığı suçu kanunda yer alan fiillerden biriyle işlenebilir, bağlı, seçimlik hareketli bir suçtur. Suçun oluşması için vergi kaybı meydana gelmiş olması şart değildir.Fiilin gerçekleştirilmesi suçun tamamlanması için yeterlidir.
Madde 359
a) Vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan;
1) Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar, gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açanlar veya defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydedenler,
2) Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar,
Hakkında on sekiz aydan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, bu fıkra hükmünün uygulanmasında gizleme olarak kabul edilir.
Gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge ise, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgedir.
b) Vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge, sahte belgedir.
c) Bu Kanun hükümlerine göre ancak Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan kişilerin basabileceği belgeleri, Bakanlık ile anlaşması olmadığı halde basanlar veya bilerek kullananlar iki yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Madde 360
359 uncu maddede yazılı suçların işlenişine iştirak eden suç ortaklarının bu suçların işlenmesinde menfaatinin bulunmaması halinde, Türk Ceza Kanununun suça iştirak hükümlerine göre hakkında verilecek cezanın yarısı indirilir.
Vergi kaçakçılığı suçunun taksirle işlenebilmesi mümkün değildir. Taksirli harekette suç oluşmaz. Genel kast suçun meydana gelmesi bakımından yeterlidir.
Sahte Belge Düzenleme veya Kullanma Suçu
Sahte belge düzenleme veya kullanma suçu belgelerin asıllarını tamamen veya kısmen sahte olarak düzenlemek ya da kullanmak fiilleri ile gerçekleştirilir.
Sahte belge gerçekte var olmayan bir durumun varmış gibi gösterildiği belgelerdir. Vergi Usul Kanununun 227. maddesinde öngörülen şekil şartına uymayan belgeler bu suçun konusunu oluşturamaz.
Suç tarihi belgenin düzenlendiği tarihtir. Suç bakımından failin amacı önem taşımaz. Taksirli hali düzenlenmemiştir ancak kastın varlığı halinde suç oluşur. Suçun meydana gelmesi için vergi zararı şart değildir, suç tehlike suçu kapsamındadır.
Sahte belge düzenlenme amacı, haksız kazanç sağlamak ya da vergi dairesinden vergiyi doğuran faaliyeti saklayıp vergi ödememek, gideri fazla gösterip matrahı düşürmek, vergiyi az ödemek veya hiç ödememek ya da hakkı olmayan vergi iadesi veya indiriminden faydalanmaktır. Sahte belge bu amaçlara ulaşabilmek için bir araçtır.
Suçtan söz edebilmek için kastın varlığı gerekmektedir. Fail fiili bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir.
Sahte belge düzenleme suçunun maddi unsuru, vergi kanunların uygun olarak düzenlenen, saklama ve ibraz zorunluluğuna tabi belgelerin asıl veya suretlerinin tamamen ya da kısmen sahte olarak düzenlenmesidir.
Sahteciliğin asıl veya surette yapılması arasında bir fark bulunmamaktadır. Maddi unsur belgeyi düzenlemek, ortaya çıkarmaktır. Temel koşul belgenin vergi kanunları gereğince tutulan ya da düzenlenen, saklanma ve ibraz zorunluluğu bulunan belge olmasıdır.
Belgenin vergiye ilişkin işlemlerde kullanılmak amacı ile düzenlenmesi gerekir aksi halde Türk Ceza Kanununun 24 ve 27. maddeleri kapsamına girer ve belgede sahtecilik suçunu oluşturur.
Sahte belge düzenleme suçu; vergi yükümlüsü, vergi sorumlusu ya da yasal temsilciler tarafından işlenebilir aynı zamanda bu sıfata sahip olmayanlar da gerçekleştirilebilir.
Sahte belge kullanmak suçu ise sadece vergi yükümlüsü, vergi sorumlusu, tüzel kişilerin yasal temsilcileri, tüzel kişiliği bulunmayan kuruluşların idarecileri ya da temsilcileri tarafından işlenebilmektedir. Herkes suçun faili olamaz ancak iştirak mümkündür.
Belge kısmen veya tamamen sahte olarak düzenlenebilir. Gerçekte var olmayan hususlar var gibi gösteriliyorsa tam sahtecilik, belgenin bazı kısımlarında gerçeğe aykırı hususlar bulunuyorsa kısmen sahtecilik söz konusudur.
Kısmen sahte belge düzenleme ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge arasında net ayrım yapılması zor olmaktadır bu sebeple şüphelinin lehine olan hüküm çerçevesinde değerlendirme yapılarak daha az ceza öngörülmüş olan muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme suçuna ilişkin kurallar uygulanır.
Sahte belge kullanma suçunda maddi unsur vergi kanunlarına göre tutulan, düzenlenen, saklama ve ibraz zorunluluğu olan belgelerin asıl veya suretlerinin tamamen yahut kısmen sahte olanlarının kullanılmasıdır. Kişi belgenin gerçek bir duruma dayanmadığını biliyorsa, belgenin sahteliğini bildiği kabul edilmektedir.
Ticaret hayatında, KDV matrahını azaltmak veya sıfıra indirmek için küçük komisyonlar karşılığında fatura temin edilebilir. Aynı amaçla vergi yükümlülerinin gerçeği yansıtmayan fatura düzenlemeleri de mümkün olmaktadır. Bu durumda, mahkeme durumu değerlendirerek, işletmede kullanılan faturaların gerçek işlemi yansıtmaması sebebiyle sanıklar hakkında mahkûmiyet hükmü kurulabilir.
Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenleme veya Bu Belgeleri Kullanma Suçu
Vergi Usul Kanununun 359/a-2 maddesinde düzenlenmiştir. Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge; gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge şeklinde tanımlanır. Miktar bakımından gerçeğe aykırılık fiyat veya tutarın olduğundan farklı gösterilmesidir. İçerik yönünden ise işlemin konusu, tarafları gerçeğe aykırı şekilde gösterilir.
Gerçek kişi vergi yükümlüsü veya bunların usulüne uygun olarak görev verdiği kişiler, tüzel kişilerin yasal temsilcileri, tüzel kişiliği bulunmayan kuruluşların idarecileri veya varsa yasal temsilcileri suçun faili olabilir.
Suç bakımından failin amacı önem taşımaz. Taksirli hali düzenlenmemiştir, taksirle işlenmesi mümkün değildir.Belgenin muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge niteliğinde olduğunu bilmeyen kişide suç işleme kastının varlığından söz edilemez. Suçun oluşması için vergi zararının doğması şart değildir, kanunda belirtilen hareketin gerçekleştirilmesi ile suç tamamlanmış olur. Bu suça teşebbüs mümkün değildir.
Vergi yükümlüsü olmayan kişiler tarafından düzenlenen belgeler sahte olabilir ya da vergi yükümlüsünün rızası olmadan elde edilmiş olabilir. Bu durumda muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme suçuna ilişkin hükümler değil, 359/b hükümleri geçerli olur.
Suçun meydana gelebilmesi için söz konusu belgelerin vergi kanunlarına göre tutulması gereken ya da düzenlenen, saklanma ve ibraz mecburiyeti kapsamında yer alan belgelerden olması gerekmektedir. Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeye ilişkin suç tipleri bu belgeleri düzenleme ve kullanmadır. Bu iki suç tipi birbirinden bağımsızdır. Yargılama sürecinde birbirine dönüşmezler.
Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme ve kullanma suçu için kanunda öngörülen ceza, 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezasıdır.
Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanma suçu, vergiye ilişkin işlemlerde muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olarak düzenlenmiş olan belgelerin kullanılması ile meydana gelir. Düzenleyenler dışında kalan kişiler kullanma suçunu işleyebilir.
Vergi yükümlüsü bu nitelikte belgeyi kullanırken doğruluğunu denetlemez ve deftere kaydederse hayatın olağan akışına ters bir durum oluşmaktadır.
Bu halde denetleme bakımından sorumluluk doğar. Bu suça ilişkin hükümler yalnızca vergi yükümlüsü hakkında uygulanmaz, fiilen yararlanan, çıkar sağlayan kişiler için de bu hükümler geçerli olacaktır.
Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya kullanma suçu, şikayete tabi değildir, resen soruşturulur. Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeye ilişkin dava zamanaşımı için kanunda öngörülen süre 8 yıldır, sahte belgeye ilişkin suçlarda ise 15 yıldır. Görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.
Emsal Yargı Kararları
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 11.03.2014 Tarihli, E.2012/1382, K.2014/124 Sayılı Karar
Vergiyi doğuran faaliyetin mahiyeti değiştirilerek veya miktarı gerçeğin altında veya üstünde gösterilerek bir kısım gelirin gizlenmesi veya giderin fazla gösterilmesi suretiyle matrahın düşürülmesi, dolayısıyla az vergi vermeyi hedefleyen mükellefler tarafından sıkça işlenen fiillerden birisi muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek ve kullanmaktır.
Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge, 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 359. maddesinde; “Gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge ise, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgedir” şeklinde tanımlanmıştır.
Gerçek bir muamelenin miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde belgeye yansıtılması belge konusunun adet, miktar, fiyat veya tutar yönlerinden eksik veya fazla gösterilmesidir. Örneğin; 50 adet satılan gömleğin 30 adet, 100 Liradan satılan bir malın 20 Liradan satılmış olarak gösterilmesi gibi. Gerçek bir muamelenin mahiyet itibariyle gerçeğe aykırı şekilde belgeye yansıtılması ise satılan mal veya hizmetin cinsinin ve muamele tarihinin farklı gösterilmesidir. Örneğin; deri ceket satıldığı halde faturada kumaş ceket satılmış gibi veya mal, yeni mali yılda satıldığı halde kapanan mali yıl içinde satılmış olarak gösterilmesi gibi.
Belgede miktarın gerçeğe aykırı şekilde gösterilmesiyle bir kısım faaliyet belgelendirilmemiş, vergi dairesinin bilgisinden kaçırılmış olmaktadır. Mahiyetin, gerçeğe aykırı şekilde gösterilmesinde ise, faaliyetin mahiyeti değiştirilerek beklenen yarar sağlanmakta, adeta vergi dairesi hataya düşürülüp kandırılmaktadır. (Nuri Ok-Ahmet Gündel, Ceza Mahkemelerinin Görevine Giren Vergi Kaçakçılığı Suçları, Seçkin Yayınları, Ankara, 2002, s.314)
Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge, Vergi Usul Kanununa uygun biçimde mükellef sıfatını almış kişi tarafından düzenlenmesi gerekir. Belgenin gerçek bir muamele veya duruma dayanma zorunluluğu bunu gerektirmektedir. Ancak adına fatura düzenlenen kişinin mükellef olması şart değildir.
Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olan belge, vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan belgelerden olmalıdır.
Bu belgelerin neler olduğu 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 2. Kitabının “Vesikalar” başlıklı 3. Kısmında gösterilmiştir.
Buna göre söz konusu belgeler şunlardır:
- Fatura
- Sevk İrsaliyesi
- Perakende Satış Vesikaları
- Perakende Satış Fişleri
- Makineli Kasaların Kayıt Ruloları
- Giriş ve Yolcu Taşıma Biletleri
- Gider Pusulası
- Müstahsil Makbuzu
- Serbest Meslek Makbuzu
- Ücret Bordrosu
- Taşıma İrsaliyesi
- Yolcu Listesi
- Günlük Müşteri Listesi
Ayrıca Maliye Bakanlığının 213 sayılı Kanunun Mükerrer 257. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak düzenleme zorunluluğu getirdiği belgeler de suçun konusu olabilir.
Suç, birden fazla düzenlenmesi kanun gereği olan belgenin her nüshası (asıl ve suretleri) üzerinde bağımsız olarak işlenebilir.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 17.02.2020 Tarih, E.2019/4368, K.2020/1363 Sayılı Karar
a) Öncelikle 26.08.2011 tarihli ve RDK-I/559 sayılı Rapor Değerlendirme Komisyonu mütalaasının dosya içerisine celbi ile sanık hakkında iddianame konusu yapılan “2011 takvim yılında sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek“ suçuna ilişkin olup olmadığının tespit edilmesi,
b) Komisyon mütalaasının kapsamının iddianame konusu eyleme ilişkin olmadığının belirlenmesi halinde, “2011 takvim yılında sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek“ suçundan verilmiş dava şartı olan mütalaa bulunmaması nedeniyle davanın düşürülmesine karar verilmesi,
c) İddianame konusu eyleme ilişkin olarak mütalaa verildiğinin tespiti durumunda ise, henüz zamanaşımı dolmayan bu suçtan hüküm kurulması gerekirken, iddianame dışına çıkılarak dava konusu yapılmayan “2006 takvim yılında sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek suçundan“ yazılı şekilde hüküm tesisi, bozma nedenidir.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 03.05.2019 Tarih, E.2019/308, K.2019/4361 Sayılı Karar
a)Muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde; “Gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge ise, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgedir” şeklinde tanımlanmıştır.
Gerçek bir muamelenin miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde belgeye yansıtılması belge konusunun adet, miktar, fiyat veya tutar yönlerinden eksik veya fazla gösterilmesidir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde sahte belgenin tanımı yapılmıştır. Buna göre; gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge, sahte belgedir. Satın alınmayan mal veya hizmet için alınmış gibi fatura düzenlenmesi faaliyeti sahtecilik, düzenlenen fatura da sahte belgedir.
Bu itibarla, belgesiz yapılan alım ve hizmetlerin başka bir mükellefin belgesiyle veya sahte belgeyle belgelendirilmesi halinde belgenin gerçek bir muamele veya duruma dayanmadığından sahte olduğunun kabulü gerekir.
Sanığın, gerçekten mal alışları yaptığı kişilerden faturalarını almayıp, belgesiz alışlarını belgelendirmek için piyasadan sahte fatura ticareti yapan firmalardan aldığı faturaları defterlerine işleyerek, vergi indirimi konusu yaptığının kabul edildiği olayda; … sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinin (a) ve (b) fıkralarında “sahte belgenin” ve “muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belgenin” tanımlanış şekline ve yerleşik uygulamaya göre eylemin “sahte fatura kullanma” suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgı sonucu “muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı fatura kullanma” suçundan hüküm kurulması,
b)Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı fatura kullanma eyleminin zincirleme suç oluşturduğu ve sanık hakkında TCK’nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, bozma sebebidir.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 05.03.2019 Tarih, E.2017/12763, K.2019/2223 Sayılı Karar
a) Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde; “Gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge ise, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgedir” şeklinde tanımlanmıştır.
Gerçek bir muamelenin miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde belgeye yansıtılması belge konusunun adet, miktar, fiyat veya tutar yönlerinden eksik veya fazla gösterilmesidir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde sahte belgenin tanımı yapılmıştır. Buna göre; gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge, sahte belgedir. Satın alınmayan mal veya hizmet için alınmış gibi fatura düzenlenmesi faaliyeti sahtecilik, düzenlenen fatura da sahte belgedir.
Bu itibarla, belgesiz yapılan alım ve hizmetlerin başka bir mükellefin belgesiyle veya sahte belgeyle belgelendirilmesi halinde belgenin gerçek bir muamele veya duruma dayanmadığından sahte olduğunun kabulü gerekir.
Sanığın, gerçekten motorin ve benzin alışları yaptığı kişilerden faturalarını almayıp, belgesiz alışlarını belgelendirmek için piyasadan sahte fatura ticareti yapan firmalardan aldığı faturaları defterlerine işleyerek, katma değer vergisinde indirim konusu yaptığının kabul edildiği olayda; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinin (a) ve (b) fıkralarında “sahte belgenin” ve “muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgenin” tanımlanış şekline ve yerleşik uygulamaya göre eylemin “sahte fatura kullanma” suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgı sonucu “muhteviyatı itibariyle yanıltıcı fatura kullanma” suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidir.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 01.06.2017 Tarih, E.2016/4460, K.2017/4129 Sayılı Karar
Muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme suçunun oluşabilmesi için belgenin gerçek bir muamele veya duruma dayanma zorunluluğunun bulunmasının gerektiği, belgenin gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde, varmış gibi düzenlenmiş olması halinde ise sahte belge düzenleme,
başka şahıs/şirket tarafından sahte düzenlenen belgelerin muhasebeleştirilerek vergisel işlemlerde kullanılması halinde de sahte belge kullanma yine başka şahıs/şirket tarafından muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı şekilde düzenlenen belgelerin muhasebeleştirilerek vergisel işlemlerde kullanılması ile de muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma suçunun oluşacağı, belgelerin bir kısmı tamamen sahte, bir kısmı da yanıltıcı belge ise TCK’nın 44. maddesi gereği fikri içtima hükümlerinin uygulanması suretiyle cezası daha ağır olan VUK’nın 359/b maddesinden hüküm kurulmasının gerektiği cihetle; somut olayda, 14.01.2009
tarih ve 2009/1204/13 sayılı vergi suçu ve 1204/1 sayılı vergi tekniği raporlarında, sanığın sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediğinin belirtilmesi bu yönde de 01.04.2009 tarihli iddianame tanzim olunması karşısında, sübutu halinde eyleminin TCK’nın 44. maddesi delaletiyle 213 sayılı Yasanın 359/b-1. maddesi kapsamında bulunan sahte belge düzenleme suçunun oluşacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi; bozma nedenidir