

Ön Ödeme (TCK Madde 75)


Polislik Güvenlik Soruşturması
Makale Başlıkları
Devlet Memurları Kanunu 125/E-F Ye Göre Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası
Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-F maddesi, devlet memurlarına yönelik çeşitli disiplin cezalarını düzenlemektedir. Bu maddeye göre, devlet memurluğundan çıkarma cezası da uygulanabilmektedir. İşte bu cezanın detayları:
Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E maddesi, aşağıdaki durumları içeren disiplin ihlallerini kapsar:
- Devlet memurunun ahlak ve dürüstlük kurallarını ihlal etmesi,
- Disiplin amiri veya üstleri tarafından verilen görevleri yerine getirmemek veya eksik yerine getirmek,
- Görevin gerektirdiği tarafsızlık ilkesine aykırı davranmak,
- Görevin gerektirdiği gizlilik ilkesini ihlal etmek,
- Göreviyle ilgili belgeleri eksik veya yanlış düzenlemek,
- Göreviyle ilgili olarak usulsüz işlem yapmak veya talimatları uygulamamak.
Bu durumlarla ilgili olarak yapılan disiplin soruşturması sonucunda, devlet memurluğundan çıkarma cezası verilebilir. Bu ceza, memurun görevinden kalıcı olarak uzaklaştırılmasını ve çalışma ilişkisinin sona ermesini ifade eder.
Devlet Memurları Kanunu’nun 125/F maddesi ise, devlet memurluğundan çıkarma cezasının verilmesi için bazı kriterleri belirtmektedir. Buna göre, çıkarma cezasının verilebilmesi için aşağıdaki koşulların sağlanması gerekmektedir:
- Disiplin ihlali, ciddi bir suç teşkil etmelidir.
- Disiplin ihlali, memurun görevine olan sadakatini zedelemelidir.
- Disiplin ihlali, memurun meslek kurallarına veya kamu düzenine ağır şekilde aykırı olmalıdır.
Devlet Memurları Kanunu’na göre disiplin soruşturması sonucunda çıkarma cezası verilen memur, görevinden alınır ve çalışma ilişkisi sona erer. Bu durumda memur, devlet memurluğu statüsünden çıkar ve bir daha devlet memuru olarak görev yapamaz.
Tüm disiplin cezalarında olduğu gibi, çıkarma cezasına ilişkin karar verme yetkisi, disiplin amiri veya yetkili kurullara aittir. Disiplin süreci, kanunun belirlediği prosedüre göre yürütülür ve ilgili tarafların savunma haklarına saygı gösterilir.
Bu bilgiler doğrultusunda, Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-F maddeleri gereğince disiplin ihlali işleyen bir devlet memuruna çıkarma cezası verilebilir.
Devlet Memurları Kanunu 125/E-F: Amirlerine, Maiyetindekilere Ve İş Sahiplerine Fiili Tecavüzde Bulunma Eylemi
Devlet Memurları Kanunu’nun 125. Maddesinin E bendinde devlet memurluğundan çıkarma halleri tek tek düzenlenmiştir. E bendinin alt bentlerinden F bendi devlet memurunun amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunma halini düzenlemiştir. Buna göre;
MADDE 125/e – Devlet memurluğundan çıkarma: Bir daha Devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarmaktır.
- f) Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak.
Bu kanun maddesinden anlamamız gereken; kamu görevlisinin, amirine, mesai arkadaşlarına, astına, üstüne ya da bir vatandaşa saldırı ya da darp gibi fiziksel bir müdahalede bulunmasıdır. Yaptırımı bir daha devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarmaktır.
İdarenin Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasında Ölçülü Davranmak Zorunda Olması
Devlet memurluğundan çıkarma cezası sonrası devlet memuru başka bir kamu kurumunda çalışmamak üzere çıkarılır. Bu nedenle bu ceza verilirken çok dikkatli olunması gereklidir. Ayrıca “memur teminatı” gereği de disiplin cezasına konu fiil ile yaptırımın adil ve ölçülü olması gerekmektedir. Ölçülülük ilkesine göre fiil ile yaptırım arasında elverişlilik, orantılılık ve zorunluluk olması gerekir.
Yani devlet memurunun amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunması sonucu verilen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç ile elverişli olması, ulaşılmak istenen amaç ile yaptırımın uygulanması zorunlu olmalı ve ulaşılmak istenen amaç ile yaptırımın orantılı olması gerekmektedir. Ancak o zaman “ölçülülük” ilkesine uyum sağlamış olur.
Örneğin, kamu görevlisinin mesai arkadaşına fiziksel şiddet uygulaması sonucu, arkadaşının haksız tahrikte bulunmuş olması doğrudan kamu görevlisini devlet memurluğundan çıkarma cezasına “ölçülülük ilkesi” gereği götürmemelidir. Yani fiilin ağırlığı “ölçülülük ilkesi” gereğince dikkate alınır. Dolayısıyla meşru müdafaa, haksız tahrik gibi ceza sorumluluğunun indirimini gerektiren sebeplerin varlığı halinde “ölçülülük-orantılılık ilkesi” gereği devlet memurluğundan çıkarmaz cezası orantısız olacağı için hukuka aykırıdır.
Başarılı ve Sicili Temiz Olan Devlet Memurunun Durumu
Danıştay’ın verdiği kararlarda başarılı ve sicili temiz olan devlet memurunun amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunması durumunda geçmiş hizmetlerde ödül ya da başarı alanları dikkate alarak bir alt cezanın uygulanması yönünde olduğunu görmekteyiz.
Ancak bir alt derece ceza verilmesini gerektirecek hallerin gerekçeli olarak yazılması gerekmektedir aksi halde gerekçesiz bir alt derece ceza uygulanmasına dair karar iptal edilebilecektir.
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası-Soruşturma-Memurun Savunması
Bir kamu görevlisinin disiplin suçu işlemesi halinde çalıştığı kamu kurumu tarafından disiplin soruşturması başlatılır. Devlet memuruna disiplin soruşturması başlatılacağı tebliğ edilir.
Devlet memuru savunmaya davet edilir. Savunmaya davette hakkında başlatılan disiplin soruşturmasına neden olan olay ve savunma süresinin en az 7 gün olduğu açıkça ve yazılı olarak belirtilir. Savunmasının alınacağı tarih, saat ve yer de tebliğ edilen savunmaya davette belirtilir. Savunma avukat ile yazılırsa daha iyi olur çünkü devlet memurluğundan çıkarma ve geri dönme ihtimali olmayan ağır bir yaptırımdır. Devlet memurluğunun kaybı memurun istemeyeceği bir durumdur.
7 günlük savunma süresinin açıkça ve yazılı olarak devlet memuruna bildirilmemiş olması ve sonuç olarak savunmanın alınmamış olması dolayısıyla savunma hakkının engellendiği kabul edilir vee uygulanan yaptırımı usul yönünden hukuka aykırılığı nedeniyle sakat hale gelir. Savunma için 7 günlük sürenin verilmiş olması durumunda devlet memurunun savunmasını soruşturmacı değil, disiplin kurulu ya da disiplin amiri alır.
Disiplin amiri ya da disiplin kurulu almış olduğu bu savunma ile disiplin raporu hazırlar ve devlet memurunun kamu görevinden çıkarılmasını teklif eder. Haklarında devlet memurluğundan çıkarılması konusunda teklif verilmesi durumunda soruşturma dosyasının incelenmesini, tanık dinletilmesini isteme hakkı vardır ve disiplin kurulunda kendini yazılı ya da sözlü olarak savunabilir. Devlet memurunun savunmasından sonra Yüksek Disiplin Kurulu kabul ya da ret olarak nihai karar verecektir. Yüksek Disiplin Kurulu’nun başka bir yönde karar verme hakkı yoktur. Ancak vereceği ret kararına karşı atamaya yetkili amir 15 gün içinde başka disiplin cezası verebilir.
Disiplin Cezası Verilebilmesi İçin Zamanaşımı
Öncelikle disiplin soruşturması amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunulmasının öğrenildiği andan itibaren 6 ay içinde başlatılmazsa, bu süre geçtikten sonra disiplin soruşturması başlatılamaz. Disiplin cezası fiilin işlendiği tarihten itibaren 2 yıl içinde verilmelidir. Bu süreleri aştıktan sonra verilen disiplin cezasına karşı idare mahkemesine iptal edilmesi için başvurulabilir.
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasına Karşı Devlet Memuru Ne Yapmalıdır?
Devlet memuru verilen cezanın kendisine tebliğinden itibaren 60 gün içinde idari işlemin iptal edilmesi için idare mahkemesinde dava açabilir. Yetkili mahkeme disiplin cezası veren kurumun bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir.
Memurun Kavga Etmesi Idari Soruşturma Sonuç Ne Olur
TCK’ya göre, memurların kavga etmesi durumunda disiplin kurallarını ihlal ettikleri için idari soruşturma başlatılabilir. İşte bu sürecin sonucunda uygulanabilecek yaptırımlar:
- Yazılı Uyarı: Memurun kavga etmesiyle ilgili olarak hafif bir ihlal tespit edilirse, disiplin amiri veya kurul tarafından yazılı bir uyarı verilebilir. Bu uyarı, memurun ileride benzer davranışlardan kaçınması için bir uyarı niteliği taşır.
- Kınama: Kavganın ciddiyeti ve memurun disiplin ihlalinin derecesine bağlı olarak, kınama cezası verilebilir. Kınama, memurun disiplin amirine veya kurula olan saygısını artırmak ve benzer davranışları tekrarlamaması için caydırıcı bir yaptırımdır.
- Maaş Kesme: Kavga etmek suretiyle görevine olan sadakatini zedeleyen bir memur, maaşının bir kısmının kesilmesi cezasıyla karşılaşabilir. Bu yaptırım, disiplin ihlalinin ciddiyetine bağlı olarak belirlenir ve memurun maddi kayıp yaşamasına neden olabilir.
- Geçici Görevden Uzaklaştırma: Kavga etme durumu, çalışma ortamında huzuru olumsuz etkileyecek kadar ciddi ise, memur geçici olarak görevden uzaklaştırılabilir. Bu durumda memur, belirli bir süre boyunca görevine dönemeyecek ve maaş alamayacaktır.
- Kademe İlerlemesinin Durdurulması: Memurun kavgaya karışması, kademe ilerlemesinin durdurulmasına neden olabilir. Bu durumda memur, belirli bir süre boyunca mevcut kademesinde sabitlenecek ve maaşında artış olmayacaktır.
- İşten Çıkarma: Kavganın ciddiyeti ve memurun disiplin ihlalinin ağırlığına bağlı olarak, en ağır yaptırım olan işten çıkarma kararı alınabilir. Bu durumda memur, görevinden alınacak ve çalışma ilişkisi sona erecektir.
Yukarıda belirtilen yaptırımlar, TCK’nın ilgili hükümlerine ve memurun işlediği disiplin ihlalinin derecesine göre uygulanabilir. Her durum, olayın özelliklerine ve delillerin değerlendirilmesine göre ayrıntılı bir şekilde incelenir.
İlgili Yargı Kararı
Danıştay’ın 12. Dairesinin E. 2019/1652, K. 2019/5170 ve 20.6.2019 Tarihli Kararı:
İstemin Konusu: Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesinin 28/09/2018 tarih ve E:2018/605, K:2018/3136 Sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Yargılama Süreci :Dava konusu istem: Milli Savunma Bakanlığı Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı bünyesinde Elazığ Koçkale Tank Çiftliğinde koruma – güvenlik görevlisi olarak görev yapan davacının, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-(f) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin 20.01.2017 tarihli ve 4764 Sayılı işlemin iptali ile ödenmeyen maaşlarıyla diğer sosyal haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Elazığ 1. İdare Mahkemesince verilen 27/10/2017 tarih ve E:2017/190, K:2017/783 Sayılı kararda; İdari soruşturma esnasında alınan ifadeler ve kamera kayıtları incelendiğinde;
davacının aynı yerde beraber çalıştığı C.Ç. ile önce sözlü sonrasında fiziksel boyutta bir kavga yaşadığının sabit olduğu, yaşanan kavga esnasında davacının fırlattığı bardağın C.Ç.’ye isabet edip etmediği ayrıntısının kamera kayıtlarından gözükmediği gibi bu anı gören herhangi bir kişinin de bulunmadığı, dolayısıyla davacının bardağı fırlatmak suretiyle kavgayı başlattığı ve bu nedenle meşru savunma hakkından yararlanamayacağı yönündeki davalı idare iddiasının her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delillerle tam bir vicdani kanaat oluşturacak şekilde ortaya konulamadığının anlaşıldığı, diğer taraftan; davacının kavga gününden bir gün önce idareye vermiş olduğu şikayet dilekçesinde C.Ç.’nin kendisine “..ellerimi burada yıkayacağım, şerefsizlik yapma, emekli ol s..r git, yarın bütün işleri ve saat okumalarını sana kurdurtacağım, telefonla karı kız peşinde koşuyorsun…” ertesi gün ve olayın hemen öncesinde ise “… O dilekçedekileri sana yalatacağım, şerefsizlik yapma. S..r git emekli ol” dediğini iddia ettiği, bu durumda davacının haksız tahrik hükümlerinden yararlanabilme ihtimalinin söz konusu olabileceği, fakat muhakkik tarafından bu konuda herhangi bir değerlendirmenin yapılmadığının görüldüğü, dolayısıyla davacıya isnat edilen fiilin tüm boyutlarıyla şüpheye yer vermeyecek şekilde ortaya konulamadığı anlaşıldığından bu fiil neticesinde tesis edilen dava konusu işlemin hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan özlük ve parasal haklarının davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesince; kamera kayıtlarının ve ifade tutanaklarının incelenmesinden, davacının özel güvenlik görevlisi C.Ç.’ye cam bardak fırlatarak başlayan kavga neticesinde bu personelin yararlanmasına sebep olduğu açık olduğundan,
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-(f) maddesi uyarınca “Devlet memurluğundan çıkarma” cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptali yönünde verilen Mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, Elazığ 1. İdare Mahkemesince verilen 27/10/2017 gün ve E:2017/190, K:2017/783 Sayılı kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz Edenin İddiaları : Davacı tarafından, olayın karşı tarafı C.Ç.’ye aynı eyleminden uyarı cezası dahi verilmediği, bu durumun eşitlik ilkesine aykırı olduğu, Elazığ C. Başsavcılığınca düzenlenen iddianamede C.Ç.’nin davacıyı bıçakla yaralamaktan hakkında dava açıldığı, ceza yargılaması sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği, olayın bir gün öncesinde ve olay günü C.Ç.’nin davacıya ettiği hakaretlerin haksız tahrik nedeniyle en azından cezada indirim yapılmasını gerektirdiği, olaydan bir gün önce C.Ç. hakkında idareye vermiş olduğu dilekçenin gereği yapılmamasından ötürü bu olayın yaşandığını, BİM kararında C.Ç.’nin elinde bir cisim bulunmadığı belirtilmekteyse de, ceza soruşturması sırasında bizzat C.Ç.’nin elinde bıçak olduğunu ve davacıya bıçakla saldırmış olduğunu ikrar ettiği, BİM’nin kararında “kamera görüntüsü ve tanık olmaması nedeniyle cam bardağın C.Ç.’ye isabet edip etmediğinin belirlenemediği belirtip sonrasında C.Ç.’nin cam bardağın fırlatılması neticesi yaralandığını söyleyerek kendisiyle çeliştiğini, silahlı olan bir insana karşı kendisini savunmak amacıyla boş bir şişeyi eline aldığını ancak kullanmadığını ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. Devlet Memurları Kanunu
Karşı Tarafın Savunması : Davalı idare tarafından, dava konusu disiplin cezasının soruşturma raporu sonucu tespiti ile ve 657 Sayılı Kanun’a uygun olarak verildiğinden, hukuka ve mevzuat hükümlerine aykırılık bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi : Dosyanın incelenmesinden, davacının fiilinin karşı tarafın haksız tahriki sonucu gerçekleştiği anlaşıldığından, davacının 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-(f) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasında hukuka ve hakkaniyete uyarlık bulunmadığından, temyiz istemi kabul edilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. Devlet Memurları Kanunu
Türk Milleti Adına
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
Karar : inceleme ve gerekçe:
Maddi Olay :Dava dosyasının, 01.12.2016 tarih ve 38 Sayılı İdari Soruşturma Raporu’nun, kamera kayıtlarının ve ifade tutanaklarının incelenmesinden; davacının Elazığ ili Milli Savunma Bakanlığı Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı bünyesinde silahsız güvenlik görevlisi olarak görev yaptığı, 24.08.2016 Çarşamba günü sabah saat 08:05 sularında mutfak lavabosunda ellerini yıkamakta olan ve davacı ile aynı birimde çalışan güvenlik görevlisi C.Ç.’ye “ellerini burada değil de tuvalet lavabosunda yıkaması gerektiğini” söylediği, bunun üzerine C.Ç ile aralarında tartışma çıktığı, tartışma esnasında C.Ç.’nin davacıya, “..ellerimi burada yıkayacağım, şerefsizlik yapma, emekli ol s…r git, yarın bütün işleri ve saat okumalarını sana kurdurtacağım, telefonla karı kız peşinde koşuyorsun…” demek suretiyle hakaret ettiği, bu hakarete ilişkin ifadelerin davacının C.Ç. hakkında aynı gün idareye vermiş olduğu şikayet dilekçesinde de belirtildiği, şikayet dilekçesinden haberi olan C.Ç.’nin ertesi gün davacıya “… O dilekçedekileri sana yalatacam, şerefsizlik yapma s..r git emekli ol” demesi üzerine tartışmaya başladıkları, kamera kayıtlarının izlenmesinden davacının elindeki bardağı karşıya doğru fırlattığı fakat bardağın karşı tarafa isabet edip etmediğinin görülemediği, bardağın fırlatılma anında orada davacı ve C.Ç.’den başka kimsenin olmadığı, dolayısıyla bardağın isabet edip etmediğini olayın tarafları haricinde görenin de olmadığı, bardak fırlatıldıktan sonra tarafların kavgaya tutuştuğu, iki tarafın da birbirine vurduğu, bağrışmalar üzerine gelenlerin kavgayı ayırdığı, kavga ayrıldıktan sonra davacının eline bir şişe aldığı fakat bu şişeyi kırmadığı, sadece elinde tuttuğu, bu duruma ilişkin olarak ifade tutanağında “C.Ç. mutfağa gidip bıçak almış, elinde bıçak vardı ben de bana saldırır diyerek elime şişeyi aldım fakat şişeyi kırmadım, şişeyle karşı tarafa saldırmadım…” şeklinde beyanda bulunduğu, kavganın tarafları haricinde olayın başlangıç anına şahitlik eden kimsenin bulunmadığı, sonrasında C.Ç.’nin ve davacının kavgaya ilişkin rapor aldıkları ve birbirlerinden karşılıklı olarak şikayetçi oldukları, şikayete ilişkin Elazığ C. Başsavcılığı’nın 2017/11948 soruşturma numaralı dosyası üzerinden Elazığ Asliye Ceza Mahkemesi’nde basit yaralama suçundan dava açıldığı anlaşılmaktadır.
İlgili Mevzuat: 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-(f) maddesinde; “Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak” fiili, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmış, aynı Kanun’un 125/E-(k) maddesinden sonra gelen 3. paragrafında ise, ”Yukarıda sayılan ve disiplin cezası verilmesini gerektiren fiil ve hallere nitelik ve ağırlıkları itibariyle benzer eylemlerde bulunanlara da aynı neviden disiplin cezaları verilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Hukuki Değerlendirme: Haksız tahrik ve karşılıklı hakaret halinde cezanın hafifletilebilmesi ve yerine göre tamamen kaldırılması Modern Ceza Hukuku’nca kabul edilen müesseseler olup, 5237 Sayılı (Yeni) Türk Ceza Kanunu’nun 29. maddesi uyarınca haksız tahrik halinde verilecek cezanın 3/4’üne kadarlık kısmı indirilebilmekte, 129/3. maddesi uyarınca da karşılıklı hakarette olayın mahiyetine göre taraflardan birine veya her iki tarafa verilecek olan ceza 1/3 ‘üne kadar indirilebileceği gibi hiç ceza verilmemesi de söz konusu olabilmektedir.
İdare Hukukunun kodifiye edilmemiş ve pek çok hukuki boşluğu barındıran yapısı gereği Memur Disiplin Hukuku’nda hukuki boşluk bulunan hallerde, başta Ceza Hukuku olmak üzere diğer hukuk dallarındaki mevzuat hükümleri İdare Hukukunun niteliğine uygun düştüğü ölçüde kıyasen uygulanacaktır. Devlet Memurları Kanunu
Nitekim, “bir suç için bir ceza verilir ilkesi”, “şüpheden sanık yararlanır ilkesi”, “lehe olan kanunun uygulanması ilkesi” gibi Ceza Hukukuna ait olan ve Memur Disiplin Hukuku mevzuatında düzenlemesi bulunmayan müesseseler bakımından doktrin ve idari yargı, bu müesseselerin Memur Disiplin Hukuku bakımından da geçerli olduğunu benimsemiş ve bu müesseseler İdare Hukukunun niteliğine göre uygulana gelmiştir.
Sonuç olarak, Memur Disiplin Hukuku uygulamasında haksız tahrik ve karşılıklı hakaret hallerinin söz konusu olduğu durumlarda, olayın özelliğine göre faile daha hafif bir ceza verilmesi veya hiç ceza verilmemesi hususlarının cezayı verecek olan idare tarafından değerlendirilmesi ve bu değerlendirme sonucuna göre işlem tesis edilmesi İdare Hukuku’nun niteliğine uygun düşecektir. Devlet Memurları Kanunu
24.08.2016 tarihinde kavga olayının bir gün öncesinde davacıyla C.Ç. arasında yaşanan tartışma sırasındaki hakaret içeren bir kısım ifadenin tanık ifadelerinde de belirtildiği, davacının aynı gün idareye bu konuda şikayet dilekçesi verdiği hususuyla birlikte, kavga olayının karşı tarafı C.Ç.’nin İşletme Müdürü V.Ç.’nin amcasının oğlu olduğu, soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan güvenlik görevlisi E.G., F.A.B. ve K.P.’nin ifadelerinde V.Ç.’nin ayrımcılık yaptığını, C.Ç.’nin hakkında çok sayıda tutanak olmasına rağmen işlem yapılmadığını, başka personellerle de sıkıntı yaşadığını belirttikleri görülmektedir.
Ayrıca davacı ve C.Ç.’nin birbirlerinden şikâyetçi olmaları sonucunda Elazığ C. Başsavcılığı’nın 2017/11948 soruşturma numaralı dosyası üzerinden “kavgada müşteki şüpheli davacının çay bardağını C.Ç.’ye vurarak yaraladığı, müşteki şüpheli C.’nin de adli emanete kayıtlı bıçaklardan bir tanesi ile davacıyı yaraladığı, müşteki şüphelilerin üzerlerine atılı suçlamaları ikrar ettikleri” gerekçesiyle Elazığ Asliye Ceza Mahkemesi’nde basit yaralama suçundan dava açıldığı anlaşılmaktadır. Devlet Memurları Kanunu
Bu durumda, davacı hakkında yürütülen disiplin soruşturması sonunda verilecek cezanın, davacının işlediği iddia edilen eylemin haksız tahrikle gerçekleştiği hususu göz önünde bulundurulmak suretiyle değerlendirilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeden verilen disiplin cezasında hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Sonuç : Açıklanan nedenlerle;1. 2577 Sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne” şeklindendir.
Konuyla alakalı ayrıntılı bilgi ve danışmanlık hizmeti almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası Hakkında
Devlet memurluğundan çıkarma cezası, bir devlet memurunun göreviyle ilgili olarak işlediği bir suç nedeniyle verilen bir cezadır. Bu ceza, memurluğun sona ermesi anlamına gelir ve kişi artık bir devlet memuru olarak çalışamaz.
Devlet memurluğundan çıkarma cezası, Türkiye’de kamu personeli ceza hukuku sistemine uygun olarak uygulanmaktadır. Bu ceza, Türk Ceza Kanunu’nda ve 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda belirtilen suçlar nedeniyle verilebilir.
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasının Sebepleri
Devlet memurluğundan çıkarma cezası, bir devlet memurunun göreviyle ilgili olarak işlediği suçlar nedeniyle verilebilir. Türk Ceza Kanunu’nda belirtilen suçlar arasında aşağıdakiler yer alır:
- Rüşvet almak veya vermek (TCK 252-253)
- Görevi kötüye kullanmak (TCK 257)
- Resmi belgede sahtecilik (TCK 204)
- İşkence yapmak (TCK 94)
- Resmi sıfatı kötüye kullanmak (TCK 239)
- Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak (TCK 243)
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası ve Hukuki Süreç
Bir devlet memurunun, devlet memurluğundan çıkarma cezası alabilmesi için, öncelikle suçun kanıtlanması gerekmektedir. Suçun kanıtlanması halinde, soruşturma süreci başlar. Soruşturma sürecinde, ilgili makamlar, delilleri toplar ve suçu işleyen kişinin savunmasını alır.
Soruşturma sonucunda, suçu işlediği tespit edilen devlet memuruna, disiplin cezası olarak devlet memurluğundan çıkarma cezası verilebilir. Cezanın verilmesine karar veren makam, genellikle işlenen suçun niteliği, kişinin sicili, suçun işleniş şekli ve durumu gibi faktörleri dikkate alır.
Sonuç
Devlet memurluğundan çıkarma cezası, bir devlet memurunun göreviyle ilgili olarak işlediği bir suç nedeniyle verilen bircezadır. Bu ceza, Türk Ceza Kanunu’nda belirtilen suçlar nedeniyle verilebilir ve memurluğun sona ermesi anlamına gelir. Devlet memurluğundan çıkarma cezasının verilebilmesi için öncelikle suçun kanıtlanması gerekmektedir. Soruşturma sonucunda, suçu işlediği tespit edilen devlet memuruna disiplin cezası olarak devlet memurluğundan çıkarma cezası verilebilir. Cezanın verilmesine karar veren makam, suçun niteliği, kişinin sicili, suçun işleniş şekli ve durumu gibi faktörleri dikkate alır.
Özetle, devlet memurluğundan çıkarma cezası, bir devlet memurunun göreviyle ilgili olarak işlediği bir suç nedeniyle verilen bir cezadır ve memurluğun sona ermesi anlamına gelir. Cezanın verilebilmesi için öncelikle suçun kanıtlanması gerekmekte ve cezanın tayini sırasında suçun niteliği, kişinin sicili, suçun işleniş şekli ve durumu gibi faktörler göz önünde bulundurulmaktadır.
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasının Sonuçları
Devlet memurluğundan çıkarma cezası alan kişiler, artık bir devlet memuru olarak çalışamazlar ve devlet memurluğuna atanamazlar. Bu ceza aynı zamanda, kişinin kamu hizmetlerinden faydalanmasını da sınırlandırabilir. Örneğin, devlet memuru olan bir kişi, aldığı disiplin cezası nedeniyle kamu hizmetleri alamayabilir veya kamu kurumlarında çalışamayabilir.
Ayrıca, devlet memurluğundan çıkarma cezası alan kişilerin, özel sektörde de iş bulmaları zorlaşabilir. Bazı özel sektör şirketleri, çalışanlarının sicillerini ve geçmişte aldıkları disiplin cezalarını inceleyebilirler ve bu cezaların işe alım sürecinde dezavantajlı olmalarına yol açabilir.
Cezası
Devlet memurluğundan çıkarma cezası, bir devlet memurunun göreviyle ilgili olarak işlediği bir suç nedeniyle verilen bir cezadır. Bu ceza, memurluğun sona ermesi anlamına gelir ve kişi artık bir devlet memuru olarak çalışamaz. Cezanın tayini sırasında suçun niteliği, kişinin sicili, suçun işleniş şekli ve durumu gibi faktörler göz önünde bulundurulmaktadır.
Devlet memurluğundan çıkarma cezası, aynı zamanda kişinin kamu hizmetlerinden faydalanmasını sınırlandırabilir ve özel sektörde iş bulmalarını zorlaştırabilir. Bu nedenle, bir devlet memurunun, göreviyle ilgili olarak herhangi bir suç işlememesi ve disiplin cezalarından kaçınması büyük önem taşımaktadır.