Dopingle Mücadele Düzenlemeleri
Makale Başlıkları
Dopingle Mücadele Düzenlemeleri
Bir spor yarışması sırasında, vücuda üstün güç ve devinim sağlamak amacıyla yarışmadan önce kullanılan güçlendirici, uyarıcı ilaçlar doping olarak adlandırılır.
1989 yılında Avrupa konseyi tarafından hazırlanan ve 1993 yılında ülkemizde onaylanan Dopingle Mücadele Sözleşmesi ve 2005 yılında UNESCO tarafından hazırlanan 2007 yılında ülkemizde onaylanan Sporda Dopinge Karşı Uluslararası Sözleşme ile doping kullanımının önüne geçilmeye çalışılmıştır.
2015 yılında içerik ve plan olarak WADA Anti-Doping Kodu’na benzerlik gösteren Türkiye Dopingle Mücadele Talimatı hazırlanmış, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Dopingle Mücadele Komisyonu’nun dopingle mücadeleye ilişkin görev, yetki ve kurallar düzenlenme alanı bulmuştur.
Türkiye Dopingle Mücadele Talimatına göre, sporcuların müsabaka içi ve müsabaka dışı doping kontrollerini Dopingle Mücadele Komisyonu veya Dünya Dopingle Mücadele Kuralları gereği WADA yapabilir.
Dopingle Mücadele Komisyonu, hak mahrumiyeti cezası infaz edilmekte olan sporcular da dahil olmak üzere, üzerinde doping kontrolü yapma yetkisine sahip olduğu herhangi bir sporcuyu herhangi bir zamanda ve herhangi bir yerde doping kontrolüne tabi tutma yetkisine sahiptir.
Dopingle Mücadele Komisyonu dopingle mücadele kural ihlallerini soruşturma için Dopingle Mücadele Müfettişleri atamaktadır ve müfettişlerin avukatlardan oluşması zorunludur.
Dopingle Mücadele Komisyonu, Uluslararası Standarda uygun olarak spor sporcu kategorileri, doping kontrol türleri, toplanan örnek türleri analizi türleri arasında gerekli öncelikleri ortaya koyan etkili, yeterli, orantılı bir doping kontrolü dağılım planı geliştirir ve uygular ve WADA’ya sunar.
Dopingle Mücadele Komisyonu, bir dopingle mücadele kuralının ihlal edildiğine kanaat getirdiğinde, ilgili dopingle mücadele kuralının ihlal edilmiş olduğunu ve ihlalin gerekçesini, ivedilikle sporcuya ve aynı zamanda sporcunun bağlı olduğu Ulusal ve Uluslararası Federasyonlara ve WADA’ya bildirmelidir.
Herhangi bir dopingle mücadele kuralını ihlal ettiği iddia edilen bir sporcu veya diğer kişinin herhangi bir zamanda bu ihlali kabul etmesi, yargılanma hakkından feragat etmesi ve bu Talimatta öngörülen veya Dopingle Mücadele Komisyonunun önerdiği hukuki sonuçları kabul etmesi ya da bildirimde belirtilen tarih içinde itiraz hakkını kullanmaması halinde, ilgili Ulusal Federasyon yargılama sürecini disiplin ve ceza kurulu tarafından yürütür.
Dopingle Mücadele Komisyonu
Dopingle Mücadele Komisyonu, sporcuya veya diğer kişiye, dopingle mücadele kural ihlali yapıldığını iddia eden bir bildirim gönderdiğinde, sporcu veya diğer kişi ön soruşturma hakkından feragat etmezse, yargılama ve hüküm aşamaları için dosya, sporcu ve diğer kişinin bağlı olduğu Ulusal Federasyon tarafından Ulusal federasyonun Disiplin veya Ceza Kuruluna sevk edilir.
Böyle bir sevk üzerine, Ulusal Federasyonun Disiplin veya Ceza Kurulu Başkanı, davanın görüşülmesi ve karara bağlanması için Kurulu toplantıya çağırır. Kurul üyelerinin önceden davaya müdahil olmamış kişilerden oluşması zorunludur. Ulusal Federasyonun Disiplin veya Ceza Kurulu Başkanı, dosyanın incelenmesi konusunda dopingle mücadele konusunda uzman bir üyeyi raportör olarak atayabilir.
Disiplin veya Ceza Kurulu, taraflara karşı her zaman adil ve tarafsız olmalıdır. Disiplin veya Ceza Kurulu, yargılamanın her aşamasında;
yargılama sürecinin kesinliği, masrafları kişinin kendi karşılaması koşuluyla bir vekil tarafından temsil edilme hakkı, iddia edilen dopingle mücadele kural ihlalinin adil olarak zamanında bildirilmesi, iddia edilen dopingle mücadele kural ihlaline ve sonuçlarına ilişkin cevap, verebilme hakkı,
tanık çağırıp sorgulama hakkı da dâhil, tarafların kanıt sunma hakkı, kişinin duruşmada, yargılama makamının kimliğini, sorumluluğunu ve masrafını belirlemesi koşuluyla, tercüman bulundurma hakkı, özellikle hak mahrumiyeti sürecine dair nedenlerin açıklanması da dâhil, zamanında, yazılı gerekçeli karar hazırlanması ilkelerine göre hareket eder.
Yargılama sürecini yürüten Disiplin veya Ceza Kurulları, ihlalin ilgili Ulusal Federasyona bildirilme tarihinden itibaren 14 gün içinde yargılamaya başlar, yargılamaya başlanmasından itibaren 20 gün içinde karar verir ve karar tarihini takip eden 10 gün içinde gerekçeli kararı taraflara bildirir.
Dopingle Mücadele Komisyonu, Dopingle Mücadele Müfettişleri aracılığıyla yargılamaya her aşamada katılabilir. Ayrıca Dopingle Mücadele Komisyonu, her şartta, soruşturmaların durumu, yargılamanın süreçleri ve sonuçlarıyla ilgili WADA’yı bilgilendirir.
Yargılamanın sonunda, bütün gerekçeleri, verilen hak mahrumiyeti ceza süresini ve mümkünse neden azami yaptırımın uygulanmadığına dair gerekçeleri içeren yazılı, tarihli ve imzalı bir Disiplin veya Ceza Kurulu kararı düzenlenir.
Türkiye Dopingle Mücadele Talimatına göre
Türkiye Dopingle Mücadele Talimatına göre, bireysel sporlarda müsabaka sırasında yapılan bir doping kontrolünde tespit edilen bir dopingle mücadele kural ihlali halinde, dopingle mücadele kuralını ihlal eden sporcunun veya sporcuların elde ettiği tüm kazanımlar kendiliğinden iptal edilir, verilen madalyalar, puanlar ve ödüller geri alınır.
Bir turnuva sırasında veya turnuva kapsamında gerçekleşen bir dopingle mücadele kural ihlali durumunda, turnuvayla ilgili yetkili kuruluşun kararına bağlı olarak, sporcunun turnuvada elde ettiği bireysel kazanımların tümü iptal edilir, kendisine verilen madalyalar, puanlar ve ödüller geri alınır; ancak, sporcunun ihlalde kusurunun olmadığını kanıtlaması halinde, sporcunun ihlali gerçekleştirdiği müsabakanın dışındaki müsabakalarda elde ettiği bireysel sonuçlar, sporcunun bu ihlalinden etkilenmiyorsa iptal edilmez.
Yasaklı bir maddde veya yöntemin tespit edilmesi
Yasaklı bir madde veya yöntemin tespit edilmesi, kullanılması veya kullanılmaya teşebbüs edilmesi veya bulundurulması dolayısıyla uygulanacak hak mahrumiyeti cezasının süresi, indirim ve erteleme yapılabilmesi kaydıyla, ilgili kural ihlalinin tanımlanmış bir madde dışındaki yasaklı bir madde ile gerçekleştiği, ancak sporcunun veya diğer kişinin dopingle mücadele kural ihlalinin kasten olmadığını ispat edemediği durumlarda ve ilgili kural ihlalinin tanımlanmış bir madde ile gerçekleştiği ve Dopingle Mücadele Komisyonunun veya yargılama makamının dopingle mücadele kural ihlalinin kasten olduğunu ispat ettiği durumlarda dört yıl ve belirtilen durumların dışında iki yıldır.
Örnek vermekten kaçınma, örnek vermeyi reddetme, örnek vermeme ve doping kontrolünün bir bölümünü bozma, bozmaya teşebbüs etme, hile yapma veya hile yapmaya teşebbüs etme hallerinde uygulanacak hak mahrumiyeti ceza süresi kural olarak dört yıldır, ancak sporcunun örnek alım işlemlerine katılmaması durumunda ceza süresi kural ihlalinin kasten olmadığını ispatlayabildiği takdirde iki yıldır.
Bir sporcunun veya diğer kişinin bir dopingle mücadele kuralını ikinci kez ihlal etmesi durumunda şu cezalardan en ağırı uygulanır: altı ay hak mahrumiyeti, kusur dışındaki nedenlerle yapılan indirimler dikkate alınmaksızın, ilk ihlal için uygulanmış olan hak mahrumiyeti cezasının yarısı veya kusur dışındaki nedenlerle yapılan indirimler dikkate alınmaksızın, başka bir şekilde ikinci kural ihlalinin ilk ihlal olduğu varsayılarak geçerli olacak ceza süresinin iki katı.
Bu şekilde süre belirlendikten sonra kusur dışındaki sebeplere bağlı olarak indirim yapılabilir. Üçüncü kez gerçekleştirilen dopingle mücadele kural ihlali kural olarak ömür boyu hak mahrumiyeti cezasıdır.
Doping ihlalleri
Doping ihlalleriyle ilgili olarak verilen kararlara Türkiye Dopingle Mücadele Kuruluşunun itiraz konusundaki düzenlemeleri ilgili veya Dopingle Mücadele Kurallarının veya Uluslararası Standartların ilgili uyarınca itiraz edilebilir.
İtiraz başvurusunda bulunulmadan önce, Dopingle Mücadele Kuruluşunun kurallarında öngörülen, karar sonrası yeniden gözden geçirme olanaklarının kullanılmış olması zorunludur.
Dopingle Mücadele Komisyonu, son temyiz kararından veya böyle bir itirazdan feragat edilmesinden yahut bir dopingle mücadele kural ihlalinin gerçekleştiğinin bir yargılamada tespit edilmesinden ya da bu tür bir yargılamadan feragat edilmesinden veyahut bir dopingle mücadele kural ihlalinin gerçekleştiği iddiasına itiraz süresinin geçmesinden sonraki yirmi gün içinde, dopingle mücadele soruşturmasının sonucunu, spor dalını, ihlal edilen dopingle mücadele kuralını, ihlali gerçekleştiren sporcunun veya diğer kişinin adını, varsa kullanılan yasaklı madde veya yöntemi ve infazına başlanan yaptırımı kamuoyuna açıklar.
Dopingle Mücadele Komisyonu, ayrıca dopingle mücadele kural ihlallerine ilişkin en son temyiz kararlarının sonuçlarını da yirmi gün içinde, belirtilen bilgilerle birlikte kamuoyuna açıklar.
Yargılama veya temyiz sonucunda bir sporcunun veya diğer kişinin herhangi bir dopingle mücadele kural ihlalinde bulunmadığının tespit edilmesi halinde, bu konudaki karar, ancak ilgili sporcunun veya diğer kişinin rızası alındıktan sonra kamuoyuna açıklanabilir.
Emsal Yargı Kararları
Tahkim Kurulu Kararı E. 2016/389, K.2016/395
Bolu Spor Kulübü futbolcusu Berkant Eraslan’ın PFDK’nın 29.11.2016 tarih E.2016-2017/1083 K.2016-2017/477 sayılı kararına itirazı incelendi. İtirazın süresinde olduğu, gerekli harcın yatırıldığı görüldü. Yapılan müzakere neticesinde;
Duruşma talebinin reddine,
Esas hakkında karar verildiğinden yürütmenin durdurulması talebi hakkında ayrıca karar verilmesine yer olmadığına,
Bolu Spor Kulübü futbolcusu Berkant Eraslan’ın Türkiye Futbol Federasyonu Futbolda Dopingle Mücadele Talimatı’nın 5.1. ve 5.2. maddelerine aykırı eylemi nedeniyle, aynı talimatın Geçici 1. maddesi ve FİFA Doping Talimatı’nın 19/2. maddesi uyarınca 2 yıl hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılmasında sübut, hukuki nitelik ve cezanın tayini bakımından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, başvurunun reddi ile cezanın onanmasına; oybirliği ile,
Kurulumuzun yaptırımın ertelenmesine ilişkin kararlarında ve FDT’nin 102. maddesinde belirtilen şartları taşımadığı anlaşıldığından “yaptırımın ertelenmesi” talebinin reddine; oybirliği ile karar verildi.
Tahkim Kurulu Kararı E.2016/33, K.2016/48
Ordu Spor Kulübü futbolcusu Ahmet Kuru’nun, PFDK’nın 01.02.2016 tarihli ve E.2015-2016/498, K.2015-2016/607 sayılı kararına itirazı incelendi. İtirazın süresinde olduğu, gerekli harcın yatırıldığı görüldü. Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak yapılan müzakere neticesinde;
PFDK’ca, Ordu Spor Kulübü futbolcusu Ahmet Kuru’ya TFF Futbolda Dopingle Mücadele Talimatı’nın 5.1 ve 5.2 maddelerine aykırı eylemi nedeniyle aynı talimatın 38.2 ve 39.1 maddeleri uyarınca 6 ay resmi müsabakalardan men cezası verilmesinde sübut, hukuki nitelik ve cezanın tayini bakımından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından itirazın reddine, cezanın onanmasına, oybirliği ile karar verildi.
Tahkim Kurulu Kararı E.2013/81, K. 2013/86
Muğla Spor Kulübü’nün TFF Yönetim Kurulu’nun 09.03.2013 tarih ve 22 sayılı toplantısında aldığı karara karşı başvurusuna ilişkin Kurulumuzun E.2013/81 numaraya kayıtlı dosyasında, TFF Genel Sekreterliği’nden istenen cevap dilekçesinin geldiği görüldü.
Yapılan müzakere neticesinde; yerinde görülmeyen duruşma talebinin reddine; Futbolda Dopingle Mücadele Talimatının 40/II. maddesindeki hüküm dikkate alınarak Muğla Spor Kulübü tarafından yapılan başvurunun reddine oybirliği ile karar verildi.
Tahkim Kurulu Kararı E.2012/164, K. 2012/ 176
TFF vekilinin, Kurulumuzun Emre Spor Kulübü masörü İlker Yuvauç ile ilgili 05.07.2012 tarihli, E.2012/164, K.2012/176 sayılı kararına karşı yargılamanın iadesi talebini içeren dosya incelendi. Masör İlker Yuvauç’dan istenen cevap dilekçesinin geldiği görüldü. Yapılan müzakere neticesinde;
Kurulumuzun, masör İlker Yuvauç’a ilişkin 05.07.2012 tarihli E.2012/164, K.2012/176 kararı ile 02.08.2012 tarihli E.2012/164, K.2012/176 EK sayılı kararlarından sonra Masör İlker Yuvauç, TFF Hukuk Müşavirliği’ne sunduğu 28.11.2012 ve 06.12.2012 beyanları ile Kurulumuza verdiği 02.01.2013 ve 10.01.2013 tarihli beyanlarında bu defa;
evvelki ifadelerinin tamamının gerçeğe aykırı olduğunu, esasında futbolcu Serdar Öztan’ın anlatıldığı gibi ağır bir solunum sıkıntısı yaşamadığını,
Ventoliber adlı ilacı teknik direktörün isteği ile başta Serdar Öztan olmak üzere birçok futbolcuya kendisinin verdiğini, Kurulumuz huzurunda yapılan önceki yargılamalarda gerçeğe aykırı beyanda bulunma kararını, futbolcu Serdar Öztan, teknik direktör ve kendisinin birlikte verdiğini, zira futbolcu Serdar Öztan ile teknik direktörün bunun karşılığında kendisine toplam 15.000 TL para vermeyi taahhüt ettiğini (para karşılığı gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu),
daha sonra futbolcu Serdar Öztan’ın kendi girişimleri ile transfer olmasına rağmen kendisine sadece 2.400 TL verdiğini, bakiyeyi ödemediğini, teknik direktörün ise hiç ödeme yapmadığını, olayların bu şekilde gelişmesinden üzgün olduğunu, onuruyla yaşamak istediğini ve bu sebeple ifadesini değiştirdiğini, şimdiki beyanlarının ise gerçek olduğunu beyan etmiştir.
Kurulumuzun önceki kararının temeli, futbolcu Serdar Öztan’ın olay gecesi ağır solunum sıkıntısı geçirdiği ve bu nedenle bilincinin açık olmadığı, masör İlker Yuvauç’un da futbolcunun bilincinin açık olmadığı bu durum nedeniyle ilacı verdiği, bu haliyle doping yapmak amacında olmadığı kabulüne dayanmakta ise de;
masör İlker Yuvauç’un yeni beyanları ile yine futbolcu Serdar Öztan’ın yargılandığı, Kurulumuzun 2012/165 E.,2012/177 K. sayılı dosyada dinlenen tanık-futbolcunun “…olay akşamı futbolcu Serdar Öztan ile aynı odada oldukları, gece geç saatlerde futbolcu Serdar Öztan’ın solunum zorluğu yaşadığı, ancak futbolcu Serdar Öztan’ın kendinde olduğu, baygın olmadığı” yönündeki beyanı bu kabulü hukuken etkiler mahiyette kabul edilmiştir.
Tüm bu yeni deliller ve masör İlker Yuvauç’un evvelki karara esas beyanındaki değişiklik, futbolcu Serdar Öztan’ın, yasaklı maddeyi kullandığı sırada bilincinin yerinde olduğu, masör İlker Yuvauç’un da ilacı bilerek ve isteyerek, doping amacı ile verdiğini göstermektedir.
Gerçektende, masör İlker Yuvauç’un, futbolcu Serdar Öztan’ın olay gecesi rahatsızlanmadığı ve önceki anlatımlarının gerçeğe aykırı olduğuna dair beyanı kabul edilmeyip futbolcu Serdar Öztan’ın rahatsızlandığı kabul edilse dahi,
savunma tanığının “futbolcunun bilincinin yerinde olduğuna” ve olayın hafif bir solunum sıkıntısı olduğuna dair beyanı karşısında; yargılamanın yenilenmesine ve AFDK’ca verilen cezanın onanmasına dair talebin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Buna göre;
Kurulumuzun 05.07.2012 tarihli E.2012/165, K.2012/177 kararı ile 02.08.2012 tarihli E.2012/165, K.2012/177 EK kararının kaldırılmasına, AFDK’nın 18.06.2012 tarihli ve E.2011-2012/1058; K.2011-2012/1584 sayılı kararı ile masör İlker Yuvauç’a verilen 4 yıl hak mahrumiyeti cezasının onanmasına oybirliği ile karar verildi.