- +90 312 911 1168
- info@mdmhukuk.com
- Kızılırmak Mah. 1443. Cad. Ankara 1071 Plaza A Blok No:25/58 06510 Çankaya/ANKARA
Haksız-Tahrik-(TCK-29)
Makale Başlıkları
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik, kişinin haksız bir eylemin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesidir. Bu bakımdan haksız tahrik, ceza sorumluluğunu azaltan ceza indirim nedenidir.
TCK madde 29’da haksız tahrikin şartlarından bahsedilmemiş ve sadece haksız bir eylemin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisiyle suç işleyen kişilerin cezasında indirim yapılabileceği belirtilmiştir. Bununla birlikte müstekar Yargıtay kararlarında haksız tahrikin şartları belirlenmiştir. Bu şartlar;
Haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için ilk haksız hareketin kimden çıktığının saptanması çok önemlidir. Zira eğer ilk haksız hareketi fail yaparsa bu durumda haksız tahrik hükümlerinden yararlanamayacaktır. Bu bakımdan haksız tahrik uygulamasından temel kural ilk haksız hareketin mağdur tarafından gerçekleştirilmemiş olmasıdır. Örneğin, karşılıklı yumruklaşarak kavga esnasında Ahmet ilk yumruğu Mehmet’e atmış, Mehmet sinirlenerek Ahmet’e vurmuş ve Ahmet de kendisine atılan yumruğa sinirlenerek bıçağını çıkarmış ve Mehmet’i öldürmüştür. Bu örnek olayda ilk yumruğu Ahmet attığı için haksız tahrik hükümlerinden yararlanması söz konusu değildir.
Ancak belirtmek gerekir ki ilk haksız hareketi fail yapmış olsa bile haksız tahrikte dengenin bozulması durumunda failin haksız tahrik hükümlerinden faydalanması söz konusu olacaktır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2002/367 K. sayılı kararına göre bir kavga sırasında ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği şüpheye mahal vermeyecek şekilde belirlenemiyorsa bu durumda şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince bu durum sanık lehine yorumlanarak TCK madde 29’da düzenlenen haksız tahrik hükümleri uygulanacaktır.
Faile haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için haksız tahrik teşkil eden eylemin bizzat mağdurdan gelmesi gerekmektedir. Dolayısıyla 3.kişiden gelen haksız eylem nedeniyle failin mağdura karşı işlediği suçta haksız tahrik hükümlerinin uygulanması söz konusu olmayacaktır. Bununla birlikte haksız tahrik teşkil eden fiilin mağdur tarafından faile karşı yapılacağı gibi failin yakınlarına, değer verdikleri kişilere veyahut da şartları taşıması şartıyla üçüncü kişilere karşı da işlenmesi durumunda haksız tahrik hükümleri uygulanabilecektir.
Fail ile mağdurun karşılıklı haksız eylemleri söz konusu olduğunda haksız tahrikte dengenin bozulup bozulmadığı incelenmelidir. Belirtmek gerekir ki fail yaptığı bir haksız hareketten sonra mağdur tarafından gelen haksız hareket neticesinde haksız tahrik hükümlerinden yararlanamaz. Ancak failin karşılaştığı hareket kendi gerçekleştirdiği fiile kıyasla aralarında aşırı bir oransızlık olması durumunda haksız tahrik hükümlerinden yararlanabilecektir. Örneğin Hasan, Hüseyin’e hakaret etmiş, bu hakaret nedeniyle Hüseyin cebindeki bıçağı çıkararak Hasan’ı bıçaklamış ve yaralamış, Hasan da bu hareket nedeniyle sinirlenerek silahını çıkarıp Hüseyin’i vurup yaralamıştır. Bu olayda ilk hareketi hakaret ederek Hasan yapmış olsa bile Hüseyin bıçakla Hasan’ı yaralayarak haksız tahrikte dengeyi bozmuştur ve bu durumda Hasan işlediği fiil neticesinde haksız tahrik indiriminden yararlanacaktır.
NOT: Yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile mülga Ceza Kanunu’nda yer alan ağır haksız tahrik – hafif haksız tahrik ayrımı kaldırılmıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2013/622 K. sayılı kararına göre failin haksız tahrikin bulunduğu konusunda kaçınılmaz hataya düşmesi durumunda haksız tahrik hükümlerinden yararlanacaktır. Bu durumda fail somut olayda haksız tahrik unsurunun bulunmamasına rağmen kaçınılmaz bir hataya düşerek haksız tahrik teşkil eden fiil olduğunu düşünerek hareket etmiştir. Fakat belirtmek gerekir ki burada hatanın kaçınılmaz olması zorunlu olup şayet hata kaçınılabilir bir hata ise bu durumda fail, haksız tahrik hükümlerinden yararlanamayacaktır.
5237 sayılı TCK madde 29 hükmüne göre haksız tahrik altında bir suç işleyen kimse, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine 18 yıldan 24 yıla, müebbet hapis cezası yerine ise 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası verilecektir. Diğer hallerde verilecek cezalarda ise ¼’ten ¾’e kadar indirim yapılabilecektir.
TCK madde 29’daki düzenleme bu olmakla birlikte bazı suçların haksız tahrik altında işlenmesi durumunda ceza verilmemesini öngören özel düzenlemeler de vardır. Örneğin karşılıklı hakaret durumunda taraflardan birine veya her ikisine de birlikte ceza verilmeyebilir. Bu bakımdan TCK hakaret suçu bakımından haksız tahriki özel bir hükümle düzenlemiştir.
Ceza avukatı, mağdurun faile yönelttiği fiile karşı haksız tahrike ilişkin mi yoksa meşru müdafaaya ilişkin mi savunma yapması gerektiği konusunda iyi analiz etmelidir. Zira, meşru müdafaa olarak düşünülen fiil ulaştığı boyut itibariyle haksız tahrik derecesinde kalabilecektir. Bilindiği üzere meşru müdafaa hali failin cezalandırılmaması sonucunu doğurmakta olup failin işlediği fiilin meşru müdafaa amacıyla mı yoksa haksız tahrik nedeniyle mi olması failin cezalandırılıp cezalandırılmaması veya cezada indirim yapılıp yapılmayacağı hususunda önem taşımaktadır.
MDM Hukuk ve Danışmanlık; Ankara merkezli faaliyet gösteren bir avukatlık bürosudur.
Büromuz; ülke genelinde avukatlık mesleğinin yasal ve etik değerleri çerçevesinde hukukun bir çok alanında yetkin kadrosuyla avukatlık ve danışmanlık hizmeti sunmaktadır.
Bu web sitesi ve içindeki bilgiler, Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kurallarına göre ve özellikle reklam yasağına uygun olarak tasarlanmıştır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinin tüm bilgi ve materyaller sadece bilgilendirme olup bunların tamamına veya bir kısmına dayanılarak yapılan işlemlere, eylemlere ve bunların sonuçlarına ilişkin hiçbir sorumluluk kabul edilmez. Söz konu bilgilerin aktarılması ile kullanıcılar ve web tarayıcıları ile MDM HUKUK & DANIŞMANLIK arasında bir avukat-müvekkil ilişkisi yaratılması amaçlanmamıştır ve bilgilerin bu kişilerce alınması hiçbir şekilde bu yönde bir ilişki oluşturmayacaktır. Müvekkiller veya okuyucular hiçbir şekilde mevcut duruma ve özelliklerine ilişkin olarak uygun hukuki veya başka herhangi bir profesyonel görüş almadan, MDMHUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinde yer alan herhangi bir hususa dayanarak bir eylemde bulunmamalıdır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK, bu web sitesi aracılığıyla ulaşılan üçüncü kişilere ait içeriklerden hiçbir şekilde sorumlu değildir.
MDM Hukuk ve Danışmanlık Tüm Hakları Saklıdır.