

İşverenin Haklı Nedenle Derhal Fesih Hakkı


İş Kazası ve Meslek Hastalığı Nedeniyle Tazminat Davası
Makale Başlıkları
İdari Merci Tecavüzü Nedir
İYUK’a göre dava açılmadan önce dava şartı olarak işlemi tesis eden ilgili idareye başvurunun zorunlu olduğu durumlar vardır ve bu başvuru yapılmadan dava açıldığında idare mahkemesi veya Danıştay ilk incelemede İYUK madde 14 gereği idari merci tecavüzünün ortaya çıktığına karar verir.
Mahkeme dava şartı olan ilgili başvurunun yapılıp yapılmadığını kendiliğinden araştırır. İdari merci tecavüzü tespit edildikten sonra İYUK m. 15/1-e gereği yapılması gereken dava dilekçesinin başvurulması gereken ilgili idareye tevdiidir. Başvurulması gereken görevli idareyi mahkeme tespit eder ve dava dilekçesi idareye başvuru dilekçesi kabul edilir. Bu tevdiinin hukuki niteliğine bakacak olursak; davacıya yeniden dava açma tarihini koruyarak önkoşul olan idareye başvuru şartını yerine getirmesi için imkân veren davanın reddi kararıdır.
İYUK m. 15/2 gereğince dava dilekçesinin görevli idareye tevdii durumunda, dava açılma tarihi idareye başvuru tarihi sayılmaktadır. Fakat bu durum uygulamada bazı sıkıntılara yol açar, şöyle ki mahkemenin idari merci tecavüzüne karar verip görevli idareye tebliğ tarihi uzayabilir ve idarenin cevap verme süresini kısaltır.
Örneğin 08.08.2020’ de idare mahkemesine dava açılmış olsun ve idare ilk incelemeyi yapıp görevli idareye dilekçeyi 18.09.2020 tarihinde tebliğ etsin. Bu durumda görevli idarenin dilekçeyi inceleyip cevap verme süresi dava tarihinden itibaren başlayacağı için kısalır. 60 gün içerisinde cevap vermesi gereken idare 20 gün içinde cevap vermek durumunda kalır. Danıştay bazı kararlarında idarenin cevap verme süresinin tebliğin idareye ulaştığı günden saymaya başlanmasının idarenin olayı inceleyip cevap vermesi için daha makul şartlar oluşturduğunu belirtmiştir.
İdari Merci Tecavüzü ve İdare Hukuku Kapsamında İlgili Madde 14
İdare hukukunda belirli terimler, spesifik anlamlar taşır ve özel durumları ifade eder. İdari merci tecavüzü ve İdare Hukuku’nun 14. maddesi, bu spesifik terimlerden ikisidir.
İdari merci tecavüzü, bir idarenin yetkisini aşarak hukuka aykırı ve yetkisiz bir şekilde bir kişi veya kuruluşun hukuki durumunu değiştirmesi durumunu ifade eder. İdari merci tecavüzü, idarenin yetkisini aşması ve hukuka uygun olmayan bir eylemi gerçekleştirmesi sebebiyle, mağdurlar için çeşitli yasal yollara başvurma hakkı doğar.
İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) Madde 14, bu durumları düzenleyen bir hükümdür. Madde 14, idari merci tecavüzü halinde, idarenin hukuka aykırı eylemi sonucunda haksız yere zarara uğrayan kişinin idari yargıda dava açabilmesini ve zararının giderilmesini talep edebilmesini sağlar. Bu madde, idari eylemler ve işlemler karşısında bireylerin haklarını koruma amacı güder.
Örneğin, bir belediyenin yetkisi dışında bir bina yıktığını düşünelim. Bu durumda, binanın sahibi İYUK Madde 14 kapsamında dava açabilir ve zararının karşılanmasını talep edebilir. Bu madde sayesinde, idarenin hukuka aykırı eylemlerine karşı bireylerin yasal koruma hakkı sağlanır.
Bu tür durumlar, idarenin hukukun üstünlüğü ilkesine uygun hareket etmesinin önemini gösterir. İdari merci tecavüzü ve İYUK Madde 14, idarenin yetkilerini aşmasının yasal sonuçları olduğunu belirler ve bireylerin haklarını korur.
Dava dilekçesi görevli idareye tebliğ edildikten sonra idare eğer başvuruyu kabul ederse sorun çözülür ama ret veya zımni ret durumlarında idareye başvuran kişinin yasal süreleri içerisinde yeniden harç yatırarak dava açması gerekir. İdare cevap verme süresi olan 30 gün içinde cevap vermezse idareye başvuru tarihinden itibaren 60 gün sayılır ve süre orada bitmiş kabul edilerek dava süresi işlemeye başlar; idare 60 gün geçtikten sonra ret kararını ilgiliye tebliğ ederse dava süresi tebliğden itibaren yeniden başlar.
İdari Merci Tecavüzü ile alakalı mevzuat için buraya tıklayın.
Tüm bunlar ışığında görülmektedir ki İYUK m.15 dava açılış tarihinin ne zamandan başlaması gerektiği konusunda açık ve net bilgi vermez. Mahkeme görevli idareye dilekçeyi tebliğ ettiğinde ne kadar sürede idareye ulaşacağı, ulaştığı süreyi ilgilinin öğrenme güçlüğü, eğer görevli idare ret/zımni reddi bildirmezse zımni reddin hangi tarihten itibaren başlaması gerektiği özellikle vekil aracılığıyla işlemlerini takip ettirmeyen ilgili için güçlükler ortaya çıkarır. Bu konunun kanunda yapılacak bir değişiklikle netleştirilmesi hem ilgili için hem de mahkemeler için kolaylık ve netlik sağlayacaktır.
Daha fazla İdare Hukuku Makalelerini okumak için tıklayın.