- +90 312 911 1168
- info@mdmhukuk.com
- Kızılırmak Mah. 1443. Cad. Ankara 1071 Plaza A Blok No:25/58 06510 Çankaya/ANKARA
İsim (Ad) veya Soyisim (Soyadı) Değiştirme Davası
Makale Başlıkları
İsim ve soyisim insanların kendini dış dünyaya tanıtan ve diğer insanlardan ayıran şahsına sıkı sıkıya bağlı kimliklerinin bir parçasıdır. Ancak şahıs için bu kadar önemli olan isim ve soyadı iradi olarak seçilememektir. Genellikle anne babalarımız ya da aile büyüklerimiz tarafından isim verilmektedir. Kişi, kendisine verilen bu irade dışı isim için bazı haklı sebeplere dayanarak değiştirilmesini ya da bir düzeltme yapılmasını isteyebilir. Medeni Kanunumuz madde 27’de isim değişikliğinin haklı sebebe dayanması şartı ile hâkimden istenebileceğini belirtilmiştir. Ancak haklı sebep kanunda açıkça ifade edilmemiştir. Yargıtay kararlarından haklı sebeplerin ne olduğu ile ilgili çıkarım yapmaktayız. Bu çıkarımımız doğrultusunda haklı sebeplerin geniş bir çerçevede değerlendirildiğini ve kişinin objektif sebeplere dayanabileceği gibi sübjektif ve hatta keyfi sebeplerinin de haklı sebepler arasında kabul edildiğini görmekteyiz. Bu nedenle isim ve soyadı değişikliği için gereken haklı sebepler tahdidi (sınırlı) değildir.
İsim ve soyisim değişikliği için haklı sebeplerin kanunda açıkça ifade edilmediği, Yargıtay kararlarından çıkarım yapıldığı, objektif, sübjektif ve hatta keyfi olabileceği için tahdidi (sınırlı) olmadığından bahsettik. Bunlara örnek olarak şu sebepleri sıralayabiliriz;
Soyadı Değişikliği İçin Örnekleyebileceğimiz Bazı Haklı Nedneler ;
İsim ve soyadı değişikliği yukarıda da değindiğimiz gibi sınırlı (tahdidi) sayıda değildir. Yukarıda örneklediğimiz ve benzeri sebeplerle mahkeme isim değişikliği davası için haklı nedenin varlığını kabul edecektir.
İsim değiştirme davası açma hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı şahıs varlığı hakkıdır. Bu nedenle isim değiştirme davası, dava ehliyeti olan kişinin kendisi ya da özel yetkili vekâletname ile yetkilendirdiği avukat tarafından açılabilir. 18 yaş altı isim değişikliği davası için davayı velilerinin izniyle bizzat ya da özel yetkili vekâletname ile yetkilendirilen avukat vasıtasıyla açabilirler. Burada özel yetki önemlidir. İsim değişikliği davası kişinin şahsına sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanıldığı dava olduğu için avukata genel yetki değil özel yetki verilmelidir.
Yargıtay 18.HD. E.2006/1523 K.2006/2374 t.23.03.2006 tarihli kararında “Dava dilekçesine ekli vekâletname genel nitelikte olup, vekil eden davacıların kızları K3’in adının değiştirilmesi konusunda özel bir yetkiyi içermemektedir. Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olan adın değişikliği davasının vekil aracılığı ile açılabilmesi için vekile verilen vekâletnamede özel yetki olması gerekir. Bu durumda mahkemece genel vekâletname ile dava açan vekile dava konusu işle ilgili özel yetkiyi içeren vekâletnamesini ibraz etmesi için belli bir süre tanınması, bu süre içerisinde vekaletnamesini getirmediği ya da asiller dilekçe ile veya bizzat duruşmaya gelerek özel yetkisi bulunmayan vekilin açmış olduğu davaya ve yapılan işlere icazet verdiğini bildirmedikleri takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken esas hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.” demiştir.
Davanın taraflarından davalı taraf yanlış bilinenin aksine anne baba değildir. Davalı Nüfus Hizmetleri Kanunu madde 36 gereği Nüfus İdaresi Müdürlüğü’dür. Davaya davalı taraf olarak Nüfus memurluğu tarafından görevlendirilen bir memur katılır. Davalı Nüfus Müdürlüğü olarak gösterilmezse dava usulden reddedilebilir.
İsim ve soyadı değişikliği için görevli ve yetkili mahkeme davacının ikametinin bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesidir.
İsim ve soyadı değişikliği davası için özel bir belgeye gerek yoktur zira dava nüfus kayıtları üzerinden yürümektedir. Ancak isim ve soyadı değişikliği talebinin haklı nedene dayandığının ispatı için mevcut olan bir belge varsa mahkemeye sunulabilir. Sübjektif sebeplere dayanan haklı sebepler için tanık dinletilebilir.
İsim ve soyadı değişikliği ismin ya da soyadının tamamen değişmesidir. Düzeltme davası ise isimde kayıt işlemleri sırasında yapılan bir harf ya da yazım hatasıdır. Her iki davanın hukuki niteliği aynı olmakla birlikte talepler farklıdır. Düzelteme davası için tanık dinletmeye gerek olmayabilir.
İsim ve soyadı değişikliği davasında süre yoktur. Davacı davayı istediği zaman açabilir. Zamanaşımı ya da hak düşürücü süreye tabi değildir. Davanın sonuçlanma süresi ise genelde tek celsede sonuçlanmakla birlikte, mahkemeden mahkemeye değişiklik göstermesi sebebiyle 3-5 ay gibi bir sürede tamamlanabilmektedir.
İsim ve soyadı değişikliği davası ile hâkim tarafından talebi haklı bulunan kişinin ismi ya da soyadı mahkemenin bu kararını nüfus müdürlüğüne bildirmesi ile birlikte değişir, nüfus kaydı düzeltilir, varsa çocuklarının kimlikte yazılı anne ya da baba ismi de kendiliğinden başkaca işe gerek kalmadan değişir. Erkek eşin soyadının değişmesi ile kadın da eşinin soyadını aldığı için kadın eşin de soyadı değişir. İsmin ya da soyadın değişmesi sonrası kişinin kişisel durumu (örneğin medeni hali )değişmez. Mahkeme bu değişikliği yerel ve ulusal gazetede ilan ettirir.
İsim ve soyadı değişikliği davası için her sene yeniden belirlenen mahkeme gider avansı ve harç yatırılmaktadır. Dava avukat ile takip edilecek ise bulunduğu ilin barosuna ait tarifeye ve avukatın bilgi tecrübe ve birikimine göre belirlediği ücret karşılığında avukata bir miktar vekâlet ücreti verilmektedir.
Medeni Kanunumuz madde 27 ye göre adın değiştirilmesinden zarar gören kimsenin bu zararı öğrendiği andan başlayarak 1 yıl içinde karara itiraz edebileceğini söylemektedir. Adın değiştirilmesi kararını dava edebilir. Burada önemli nokta zararın somut, ispatlanabilir ve objektif olmasıdır.
Nüfus Hizmetleri Kanunu’na 06.12.2019 tarihinde eklenen ve yalnızca üç yıllık süre boyunca bir defaya mahsus olarak dava açılmadan isim ve soyadı değişikliği işlemleri Nüfus Müdürlüğü’ne yazılı olarak başvurarak yapılabilecektir. Ancak dava açmadan isim ve soyadı değişikliği talebi için sebepler sınırlı sayıda sayılmıştır. Bunlar;
Yukarıda saydığım sebeplere dayanarak ikametgâhın bulunduğu Nüfus Müdürlüğü’ne başvurarak dava açmadan isim ya da soyadı değiştirmek mümkündür.
06.12.2022 tarihinde dava açmadan isim ve soyadı değişikliği imkânı sona erecektir.
Evli ya da boşanmış kadınların E-devletten başvuru yaparak aşağıda sayacağım değişiklikleri yapmaları mümkündür.
İsim Neden Değiştirilir?
İsim bir kişinin hayatın her alanında kullandığı, o kişiye hitap şeklidir. İsim kişilerin kendi rızaları, talepleri ve beyanları olmadan genellikle ebeveynleri olmak üzere başkaları tarafından konulur. Toplumumuzda kişilerin çocuklarına kendi büyüklerinin isimlerini vermeleri son derece yaygın bir davranıştır.
Küreselleşen toplumla birlikte sosyal kültürümüz de değişmekte bu nedenle geçmişle aramızdaki bağ giderek açılmaktadır. Bu durumda ise geçmişten gelen isimlerimiz de eski tarzda diğer bir isimle eski moda kalmaktadır. Bu nedenle değişen topluma ayak uydurmak isteyen kişiler isimlerin değiştirilmesini mahkemeden isteyebilmektedirler. Nitekim bu husus Türk Medeni Kanununun 27.maddesinde adın haklı gerekçeler olması kaydıyla mahkemeden istenebileceği hükme bağlanmıştır.
Türk Medeni Kanununun 27.maddesinde ismin ancak geçerli nedenlerin varlığı halinde değiştirilebileceği hükme bağlanmıştır. Geçerli nedenler ise somut olaya göre değişebilecektir. Bir yargılamada şu hususlara değinilerek durum açıklığa kavuşturulmuştur: “Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her bir davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel, kişiye özgü nedenler; istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri de göz önünde bulundurularak hakim tarafından değerlendirilmelidir. Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır. Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını benimsemeyen kişiliği ile özdeşleştirmeyen kimsenin, adını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda, ad değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir. Türk Medeni Yasasının öngördüğü “haklı neden” bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri; ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve yasanın buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun saptanmasıyla sınırlı olmalıdır.” (Yargıtay 18. HD nin 2015/3787 E. 2015/17157 K. sayılı ilamı)
İsim ve soyadı değişikliği için haklı sebeplerin kanunda açıkça ifade edilmediği, Yargıtay kararlarından çıkarım yapıldığı, objektif, sübjektif ve hatta keyfi olabileceği için tahdidi (sınırlı) olmadığından bahsettik. Bunlara örnek olarak şu sebepleri sıralayabiliriz;
Soyadı Değişikliği İçin Örnekleyebileceğimiz Bazı Haklı Nedenler;
İsim ve soyadı değişikliği yukarıda da değindiğimiz gibi sınırlı (tahdidi) sayıda değildir. Yukarıda örneklediğimiz ve benzeri sebeplerle mahkeme isim değişikliği davası için haklı nedenin varlığını kabul edecektir.
İsim değiştirme davası açma hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı şahıs varlığı hakkıdır. Bu nedenle isim değiştirme davası, dava ehliyeti olan kişinin kendisi ya da özel yetkili vekâletname ile yetkilendirdiği avukat tarafından açılabilir. 18 yaş altı isim değişikliği davası için davayı velilerinin izniyle bizzat ya da özel yetkili vekâletname ile yetkilendirilen avukat vasıtasıyla açabilirler. Burada özel yetki önemlidir. İsim değişikliği davası kişinin şahsına sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanıldığı dava olduğu için avukata genel yetki değil özel yetki verilmelidir. Yargıtay 18.HD. E.2006/1523 K.2006/2374 t.23.03.2006 tarihli kararında “Dava dilekçesine ekli vekâletname genel nitelikte olup, vekil eden davacıların kızları K3’in adının değiştirilmesi konusunda özel bir yetkiyi içermemektedir. Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olan adın değişikliği davasının vekil aracılığı ile açılabilmesi için vekile verilen vekâletnamede özel yetki olması gerekir. Bu durumda mahkemece genel vekâletname ile dava açan vekile dava konusu işle ilgili özel yetkiyi içeren vekâletnamesini ibraz etmesi için belli bir süre tanınması, bu süre içerisinde vekaletnamesini getirmediği ya da asiller dilekçe ile veya bizzat duruşmaya gelerek özel yetkisi bulunmayan vekilin açmış olduğu davaya ve yapılan işlere icazet verdiğini bildirmedikleri takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken esas hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.” demiştir.
Halk arasında isim değiştirme konusunda yaygın yanlışlıklar bulunmaktadır. Bu yanlışların en büyüğü ise davada husumetin yöneltileceği kişi veya kurumdur. Kişiler halk arasında konuşurken anne-babasına dava açacağını söylemekte bu nedenle bilgi kirliliği oluşturmaktadır. Ancak belirtilmelidir ki isim değiştirme davası nüfus müdürlüğüne karşı açılır. Diğer bir deyişle davalı nüfus müdürlüğüdür. Davaya davalı taraf olarak Nüfus memurluğu tarafından görevlendirilen bir memur katılır. Hangi ilçenin nüfusuna kayıtlı olduğunuz da davalının hangi nüfus müdürlüğü olduğunu değiştirecektir. Davalı Nüfus Müdürlüğü olarak gösterilmezse dava usulden reddedilebilir.
İsim ve soyadı değişikliği davası için özel bir belgeye gerek yoktur zira dava nüfus kayıtları üzerinden yürümektedir. Ancak isim ve soyadı değişikliği talebinin haklı nedene dayandığının ispatı için mevcut olan bir belge varsa mahkemeye sunulabilir. Sübjektif sebeplere dayanan haklı sebepler için tanık dinletilebilir.
İsim değiştirme davası ile isim düzeltme davası birbirinden tamamen farklı davalardır. İsim ve soyadı değişikliği ismin ya da soyadının tamamen değişmesidir. Düzeltme davası ise isimde kayıt işlemleri sırasında yapılan bir harf ya da yazım hatasıdır. Her iki davanın hukuki niteliği aynı olmakla birlikte talepler farklıdır. Düzelteme davası için tanık dinletmeye gerek olmayabilir.
İsim Düzeltme Davası : Tuba-> Tuğba
İsim Değiştirme Davası : Tuba-> Ayşe
Hukuk terminolojisine yetki kelimesi coğrafi yer yönünden yetkiyi ifade etmektedir. Görev kelimesi ise konu bakımından yetkiyi ifade etmektedir. İsim değiştirme davalarında konu bakımından görevli mahkemeler asliye hukuk mahkemeleridir. Yer yönünden yetkili mahkeme ise davacının ikamet adresi mahkemeleridir. Bu bağlamda bu davalar ismini veya soyismini değiştirmek isteyen kişinin ikamet adresinde bulunan asliye hukuk mahkemelerinde açılacaktır.
İsim değiştirme davası çekişmeli olarak sürmez. Bu nedenle yasal prosedürler tamamlandıktan sonra tek duruşmada karar çıkması kuvvetle muhtemeldir. Bu bağlamda isim değiştirme davalarının 4 ay sürebileceği söylenebilir.
İsim ve soyadı değişikliği davası ile hâkim tarafından talebi haklı bulunan kişinin ismi ya da soyadı mahkemenin bu kararını nüfus müdürlüğüne bildirmesi ile birlikte değişir, nüfus kaydı düzeltilir, varsa çocuklarının kimlikte yazılı anne ya da baba ismi de kendiliğinden başkaca işe gerek kalmadan değişir. Erkek eşin soyadının değişmesi ile kadın da eşinin soyadını aldığı için kadın eşin de soyadı değişir. İsmin ya da soyadın değişmesi sonrası kişinin kişisel durumu (örneğin medeni hali )değişmez. Mahkeme bu değişikliği yerel ve ulusal gazetede ilan ettirir.
İsim ve soyadı değişikliği davası için her sene yeniden belirlenen mahkeme gider avansı ve harç yatırılmaktadır. Dava avukat ile takip edilecek ise bulunduğu ilin barosuna ait tarifeye ve avukatın bilgi tecrübe ve birikimine göre belirlediği ücret karşılığında avukata bir miktar vekâlet ücreti verilmektedir.
Medeni Kanunumuz madde 27 ye göre adın değiştirilmesinden zarar gören kimsenin bu zararı öğrendiği andan başlayarak 1 yıl içinde karara itiraz edebileceğini söylemektedir. Adın değiştirilmesi kararını dava edebilir. Burada önemli nokta zararın somut, ispatlanabilir ve objektif olmasıdır.
Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü 23 Ağustos 2022 tarihinde resmi sitesinde yaptığı açıklamada 5790 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda değişiklik yapıldığını ve belirli şartların sağlanması durumunda mahkeme kararı olmaksızın isim değiştirilebileceğini duyurmuştur. Kanunda yapılan düzenleme yalnızca doğumla Türk vatandaşlığı alan kişileri kapsamaktadır. Açıklamaya göre;
İsim veya soyisminde; yazım ve imla hatası veya düzeltme işareti kullanımından kaynaklanan anlam değişlikleri olan, genel ahlaka uygun olmayan ve toplum tarafından gülünç karşılandığı değerlendirilen kişiler e-Devlet (internet sitesi veya uygulama) üzerinden yapacakları başvuru üzerine il ve ilçe idare kurulunun vereceği kararlar bir defaya özgü olmak üzere isimlerini değiştirebilirler. Bunun yanı sıra isimleri birleşik yazılması gerekirken ayrı, ayrı yazılması gerekirken bitişik yazılan kişiler de yapacakları başvuru ile isimlerini değiştirebilirler. Buna göre aşağıdaki nedenler örnek olarak gösterilebilir:
1.Yazım imla hatası ya da düzeltme işareti kullanılmamasından kaynaklanan anlam değişiklikleri,
2.Genel ahlaka uygun olmayan,
3.Toplum tarafından gülünç karşılanan,
4.Soyadı Kanunun 3. Maddesine aykırı soyadları.
Yukarıda saydığım sebeplere dayanarak ikametgâhın bulunduğu Nüfus Müdürlüğü’ne başvurarak dava açmadan isim ya da soyadı değiştirmek mümkündür.
Evli ya da boşanmış kadınların E-devletten başvuru yaparak aşağıda sayacağım değişiklikleri yapmaları mümkündür.
İsim (Ad) veya Soyisim (Soyadı) Değiştirme Davas Örnek Dava Dilekçesi
MDM Hukuk ve Danışmanlık; Ankara merkezli faaliyet gösteren bir avukatlık bürosudur.
Büromuz; ülke genelinde avukatlık mesleğinin yasal ve etik değerleri çerçevesinde hukukun bir çok alanında yetkin kadrosuyla avukatlık ve danışmanlık hizmeti sunmaktadır.
Bu web sitesi ve içindeki bilgiler, Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kurallarına göre ve özellikle reklam yasağına uygun olarak tasarlanmıştır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinin tüm bilgi ve materyaller sadece bilgilendirme olup bunların tamamına veya bir kısmına dayanılarak yapılan işlemlere, eylemlere ve bunların sonuçlarına ilişkin hiçbir sorumluluk kabul edilmez. Söz konu bilgilerin aktarılması ile kullanıcılar ve web tarayıcıları ile MDM HUKUK & DANIŞMANLIK arasında bir avukat-müvekkil ilişkisi yaratılması amaçlanmamıştır ve bilgilerin bu kişilerce alınması hiçbir şekilde bu yönde bir ilişki oluşturmayacaktır. Müvekkiller veya okuyucular hiçbir şekilde mevcut duruma ve özelliklerine ilişkin olarak uygun hukuki veya başka herhangi bir profesyonel görüş almadan, MDMHUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinde yer alan herhangi bir hususa dayanarak bir eylemde bulunmamalıdır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK, bu web sitesi aracılığıyla ulaşılan üçüncü kişilere ait içeriklerden hiçbir şekilde sorumlu değildir.
MDM Hukuk ve Danışmanlık Tüm Hakları Saklıdır.