- +90 312 911 1168
- info@mdmhukuk.com
- Kızılırmak Mah. 1443. Cad. Ankara 1071 Plaza A Blok No:25/58 06510 Çankaya/ANKARA
375 SAYILI KHK- GEÇİCİ 35. MADDE KAMU GÖREVİNDEN ÇIKARILMA
Makale Başlıkları
375 Sayılı KHK Kamu Görevinden Çıkarılma Geçici 35. Madde Kamu ve devlet kurumlarından çıkarılma ile ilgili güncel bilgileri okuyabilirsiniz. Daha detaylı bilgi almak ve içerik yayınlandıktan sonra çıkan kararlar hakkında bilgi almak için bizlere ulaşabilirsiniz.
Halk arasında memur olarak bilinen kamu görevlilerinin bazı haklarında değişiklik yapan 375 sayılı KHK 1989 yılında yayımlanmıştır. 15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen başarısız darbe girişiminin ardından olağanüstü hal ilan edilmiş ve birçok kamu görevlisi terör örgütü ile ilişkilendirilmiş ve adli ya da idari işleme maruz kalmıştır. Olağanüstü halin sürdüğü dönemde kamu görevinden çıkarılan kamu görevlileri 685 sayılı KHK ile kurulan Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna başvurmuşlardır. Bu komisyondan olumsuz sonuç alanlar ise idare mahkemelerinde yürütmenin durdurulması istemli iptal davaları açmışlardır.
Olağanüstü halin Temmuz 2018’de sona ermesinin ardından 7145 sayılı kanunla 375 sayılı KHK’ya geçici olarak yürürlükte kalmak üzere geçici 35.madde eklenmiştir. İşlem gören bu kamu görevlilerin kamu görevlerinden uzaklaştırılması amacıyla eklenen bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 yıl süreyle yürürlükte kalması hükme bağlanmıştır. 3 yıllık süre 31.07.2021 tarihinde sona ermiştir. Madde kapsamında FETÖ ile ilgisi ve iltisakı olan kamu görevlileri bu madde kapsamında özel KHK’lar aracılığıyla mahkeme kararı gerekmeksizin kamu görevlerinden çıkarılmışlardır.
Kararnamenin bu maddesi kapsamında yasadışı oluşumlarla ilgisi olan kişilerin kamu görevlerinden çıkarılmalarının yanı sıra rütbelerinin alınması konusu da düzenlenmiştir. Kamu personelinin 375 sayılı KHK ile ihraç edilebilmesi için; hakkında yazılı olarak soruşturma başlatılmalı, savunma hakkı ihlal edilmemeli, soruşturma gizli yürütülmeli ve görevden çıkarma işleminin somut bilgi ve belge ile gerekçelendirilmesi gerekmektedir.
Eklenen geçici 35.maddenin farklı fıkralarında farklı meslek gruplarının durumları düzenlenmektedir. Böylece düzenlenen bu meslek gruplarının herhangi bir mahkeme kararı aranmadan rütbeleri alınarak tekrar göreve dönmemek üzere kamu görevinden ihraç edilmesinin hukuki dayanağı oluşturulmuştur. Kamu görevinden çıkarılma
yargı organları mensupları düzenlenmiş ve Anayasa Mahkemesi üyelerinin Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunca, Yargıtay üyelerinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca, Danıştay üyelerinin Danıştay Başkanlık Kurulunca, hâkimler ve savcıların Hâkimler ve Savcılar Kurulunca meslekten çıkarılabileceği düzenlenmiştir.
926 sayılı TSK Personel Kanununa tabi olan kişilerin, Uzman Erbaş Kanununa tabi olan kişilerin, 4678 sayılı kanun kapsamında istihdam edilen kişilerin, Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanununa tabi olan kişilerin ve MSB’ye bağlı personelin Milli Savunma Bakanının onayıyla; Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığına bağlı olan personellerin ise İçişleri Bakanının onayıyla kamu görevinden çıkarılacağı hükme bağlanmıştır. Maddenin diğer fıkralarında ise izlenecek usul ve yöntemler ile kamu görevinden çıkarılan ilgililerin hakkında neler uygulanacağı açıklanmıştır.
İdarenin kamu görevlisini kamu görevinden çıkarabilmesi için öncelikli olarak kişi hakkında soruşturma başlatması gerekmektedir. Soruşturma sonunda hakkında işlem tesis edilecek kişiye savunma hakkının verilmesi de elzemdir. Zira disiplin hukukuna da hakim olan savunma hakkı ilkesine göre hakkında basit bir disiplin cezasına hükmolunacak kişinin dahi savunması alınırken kamu görevinden çıkarılmak istenen kişinin savunmasının alınmaması oldukça garip olur. İdarenin savunma talep ederken idari işleme konu olan fiillerin ne olduğunu, kişinin hangi ceza ile cezalandırılacağını ilgilisine açıkça bildirmelidir. İdare bunun yanı sıra ilgiliye hakkaniyete uygun bir savunma süresi tanımalı, süresinde savunma yapmadığı takdirde ne olacağını da karşı tarafa bildirmelidir. Kamu görevinden çıkarılma
a) Çocuğunu Örgüte Müzahir Okula Gönderme
Yoğun olarak Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Genel Müdürlüğüpersonelinin karşılaştığı bir diğer durum çocuğunu örgüte müzahir okula göndermektir. Bu durum örgütle iltisak veya ilişik için yeterli sebep değildir. Kamu görevlisi salt bu sebepten dolayı kamu görevinden çıkarılamaz. Nitekim Yargıtay da bir kararında çocuğunu örgüte müzahir okula göndermenin örgütsel bir faaliyet olarak değerlendirilemeyeceği hükmünü vermiştir.
Kamu görevlisi bu sebepten dolayı kamu görevinden çıkarılması sebebiyle açacağı iptal davasında Yargıtay’ın bu kararından faydalanabileceği gibi okulun evine yakınlığı, burs kazanılması, okulun başarı sıralamasının yüksek olması gibi etkenleri savunma aracı olarak kullanabilir. Kamu görevinden çıkarılma
Kamu görevinden çıkarılma idare mahkemeleri ve Yargıtay içtihatları doğrultusunda Asya Katılım Bankası A.Ş’ye Para Yatırma tek başına örgüt üyeliği için yeterli görülmemektedir. Buna karşı idareler bu eylemi örgüt üyeliği olarak yorumlamakta ve kamu görevlisini kamu görevinden çıkarmaktadır. Yargı içtihatları çerçevesinde bu eylemin suç oluşturması için paranın; örgüt talimatıyla yatırılması, 17-25 Aralık sonrası talimat doğrultusunda toplu olarak yatırılması veya olağan bankacılık işlemeleri dışında örgüte yardım amacıyla yatırılmış olması gerekmektedir. Olağan bankacılık işlemleri Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay olağan bankacılık işlemlerini örgüt faaliyetlerinin dışında değerlendirmektedir.
Bank Asya’ya para yatırdığı gerekçesiyle kamu görevinden çıkarılan kişi idare mahkemesinde iptal davası açarken banka hesap hareketlerinin celbini talep etmelidir. İlgili bunun yerine TMSF üzerinde mail yoluyla hesap hareketlerinin dökümünü de alabilir.
Bu durumlarla genel itibariyle askeri personeller karşılaşmaktadır. Cep telefonu askeri kurumların içerisindeki veya dışındaki ankesörlü veya kontörlü telefonlardan aranan personeller kendilerinin ardında veya önünde başka bir askeri personelin aranması durumunda terör örgütüyle iltisaklı olarak değerlendirilmektedir. Ancak bu bağı kurabilmek için aranan kişilerin birbirini tanıması ve aralarında bir hiyerarşinin olması gerekmektedir. Yalnızca ankesörlü ya da kontörlü telefonlardan aranmak bir hukuk devletinde kamu görevinden çıkarılmak için yeterli bir sebep olamaz.
Kişinin terör örgütü üyesi olup olmadığının belirlenebilmesi için; aramanın kimler tarafından yapıldığı, aramanın ne zaman yapıldığı, başka bir aramayla çakışıp çakışmadığı ve aramanın süresi, aramaların içerikleri, aramada bir talimat verilip verilmediği verildiyse bu talimatın yerine getirilip getirilmediğinin belirlenmesi gerekmektedir. Kamu görevinden çıkarılma
Kamu görevlisi hakkında ceza soruşturması veya davası bulunması idare için kamu görevinden çıkarmak için yeterli görülmektedir. Ancak bu durum masumiyet karinesini fazlaca sekteye uğrattığı gibi suistimal edilmeye de çok müsaittir. Zira bir şikâyet yoluyla soruşturma başlatılabilmekte ve bunun sonucunda kişi kamu görevinden çıkarılabilmektedir. Kaldı ki disiplin cezası dahi kesinleşmeden infaz edilmezken, kişinin hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan kamu görevinden çıkarılması hukuka ve adalet duygusuna oldukça aykırıdır. Bir hukuk devletinde kişi hakkında ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle kamu görevinden çıkarılmak için yeterli gerekçe olamaz.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunun ele geçirdiği bir SD kartta Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) personelinin FETÖ/PDY üyeleri tarafından listelendiği tespit edilmiştir. Bu listeye göre kişiler; örgüt mensubuysa bağlılığı, katıldığı örgütsel toplantı sayısı, örgüt evinde kalma durumu, verdiği himmet miktarı, yaşam tarzı, sosyal hayattaki durumu, örgüt mensubu değilse örgüte katılma olanağı, örgüte bakış açısına göre sistematik olarak nitelendirilmiştir. Ele geçirilen dijital belgelerde, tüm kişilerin bulunduğu, emeklilerin bulunduğu listeler şeklinde farklı listeler bulunmuştur.
Değerlendirme komisyonları tarafından yukarıdaki kriterlerin mevcudiyeti ve sayısına göre bir değerlendirme yapılmaktadır. Fakat idarece yapılan bu değerlendirmenin hukuk devletinin gereği olarak somut bilgi, belge ve veriler ile desteklenmesinin hakkaniyet açısından elzem olduğu açık bir gerçektir. Kamu görevinden çıkarılma
Kamu görevinden çıkarılanlar kararın kendilerine tebliğ edildiği günden itibaren altmış (60) gün içinde yürütmeyi durdurma istemli idari işlemin iptali davası açabilirler. Bu dava süresi hak düşürücü nitelikte olup bu süreden sonra dava açılması durumunda dava usulden reddedilecektir. Bakan onayı ile ihraç durumuna karşı idari itiraz kanunda açık olarak düzenlenmemiştir. Ancak sadece şüphe ve varsayım üzerine kamu görevinden çıkaran idare aleyhine doğrudan dava açmak daha çabuk sonuç almaya yönelik olarak düşünülmektedir. İdari Yargılama Usulü Kanununun 33/1. maddesine göre bu davalara bakmakla görevli mahkeme idare mahkemeleridir ve yine aynı kanunun 33/2. maddesine göre yetkili mahkeme ise kişinin son görev yaptığı yer mahkemesidir.
Bu davalarda husumet ilgili bakanlığa yöneltilir.En son olarak Balıkesir’de görev yapan bir öğretmenin iptal davasını Milli Eğitim Bakanlığına karşı Balıkesir İdare Mahkemesinde açması gerekmektedir.
İptal davasıyla birlikte her zaman sonuç alınamamakla birlikte yürütmenin durdurulması talep edilmesinde oldukça fayda vardır. Zira kamu görevinden çıkarılma idari işleminde yargı kararına da gerek olmadığından dolayı haksızlıklar meydana oldukça fazla gelmekte ve bu işlemler telafisi imkansız sonuçlara sebebiyet vermektedir. Bu sebeple idari dava açarken bir idare avukatından yardım almakta oldukça fayda bulunmaktadır.
Kararnamenin 35.maddesinin (A) ve (B) fıkraları uyarınca haklarında işlem tesis edilecek olanlara yedi günden az olmamak üzere ilgili kurum tarafından uygun vasıtalarla savunma hakkı verilir. Verilen süre içinde savunmasını yapmayanlar, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır.
Belirtilen fıkra kapsamında terör örgütüyle iltisaklı olduğu değerlendirilip kamu görevinden çıkarılmayan ancak görevinde geçici olarak uzaklaştırılan veya açığa alınan kişiler hakkında yürütülecek soruşturma usulleri hükme bağlanmıştır. Bu fıkra kapsamında yapılacak olan soruşturmalara 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun soruşturma sürelerinin uygulanmayacağı, soruşturma sürecinin daha farklı yürütüleceği hükme bağlanmıştır. Bunun yanı sıra DMK’da belirtilen memurluktan çıkarma şartlarının da bu kapsamda uygulanmayacağı ifade edilmiştir.
Madde kapsamında görevden uzaklaştırma veya açığa alma kararları bir yıla kadar uzayabilir. Bakanın onayıyla bu süre bir yıl daha uzatılabilir. Ancak karar ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle verilmişse süre şartı uygulanmaz.
MDM Hukuk ve Danışmanlık; Ankara merkezli faaliyet gösteren bir avukatlık bürosudur.
Büromuz; ülke genelinde avukatlık mesleğinin yasal ve etik değerleri çerçevesinde hukukun bir çok alanında yetkin kadrosuyla avukatlık ve danışmanlık hizmeti sunmaktadır.
Bu web sitesi ve içindeki bilgiler, Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kurallarına göre ve özellikle reklam yasağına uygun olarak tasarlanmıştır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinin tüm bilgi ve materyaller sadece bilgilendirme olup bunların tamamına veya bir kısmına dayanılarak yapılan işlemlere, eylemlere ve bunların sonuçlarına ilişkin hiçbir sorumluluk kabul edilmez. Söz konu bilgilerin aktarılması ile kullanıcılar ve web tarayıcıları ile MDM HUKUK & DANIŞMANLIK arasında bir avukat-müvekkil ilişkisi yaratılması amaçlanmamıştır ve bilgilerin bu kişilerce alınması hiçbir şekilde bu yönde bir ilişki oluşturmayacaktır. Müvekkiller veya okuyucular hiçbir şekilde mevcut duruma ve özelliklerine ilişkin olarak uygun hukuki veya başka herhangi bir profesyonel görüş almadan, MDMHUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinde yer alan herhangi bir hususa dayanarak bir eylemde bulunmamalıdır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK, bu web sitesi aracılığıyla ulaşılan üçüncü kişilere ait içeriklerden hiçbir şekilde sorumlu değildir.
MDM Hukuk ve Danışmanlık Tüm Hakları Saklıdır.