Kişisel Verileri Yayma Ve Ele Geçirme Suçu
Makale Başlıkları
Kişisel Verileri Yayma Ve Ele Geçirme Suçu
Kişisel Verileri Ele Geçirme Ya Da Yayma Suçu Nedir?
Kişisel verileri yayma ya da ele geçirme suçu, bir kimsenin kişisel alanına giren ve kimsenin bilmesini istemediği kişisel verilen hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi ve yayılması suretiyle oluşan Türk Ceza Kanunu’nun 136. Maddesinde düzenlenen seçimlik hareketli bir suç türüdür. Seçimlik hareketli suçtur demek birden fazla gerçekleşen eylemlerden her hangi birinin meydana gelmesi sonucu oluşabilen suç anlamına gelmektedir. Kişisel verileri ele geçirme ve yayma suçu için şu sayacağımız seçimlik eylemlerden herhangi birinin yapılması ile fail cezalandırılır:
- Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi,
- Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak başkasına verilmesi,
- Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak yayılması.
Hangi Bilgiler Kişisel Veri Olarak Kabul Edilir?
Kişisel verilerin ne olduğu ya da nasıl kaydedilmesi gerektiği 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda belirlenmiştir. Buna göre kimliği belirli ya da belirlenebilir her gerçek kişinin her türlü bilgisi “kişisel veri” olarak kabul edilir. Ayrıca Yargıtay Ceza Dairesi de bir kararında kişisel verinin tanımını yapmıştır.
Kişisel veri kavramına göre kişinin, üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı nüfus bilgileri
(T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi),
adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA’sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantıları gibi kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerekir. (Y12CD-2014/3760 k.)
Kişisel Verileri Ele Geçirme Ya Da Yayma Suçunun Unsurları
Fail
Başkasının kişisel verilerinin hukuka aykırı olarak ele geçiren ve yayan her kimse bu suçun faili olabilir. Bunun dışında fail açısından başka bir nitelik aranmamaktadır.
Mağdur
Kişisel verileri ele geçirilen ve yayılan her gerçek kişi bu suçun mağduru olabilir.
Suçun Konusu
Kişisel verileri ele geçirme ve yayma suçunun konusu kişisel verilerdir. Kişisel veriden ne anlamamız gerektiğini yukarıda Yargıtay Ceza Dairesinin yaptığı tanımda bahsetmiştik. Buna göre; suçun konusu olan kişisel veriler, kişinin başkaları tarafından bilinmesini istemediği T.C. kimlik numarası, adı-soyadı, telefonu, doğum yeri gibi nüfus bilgileri ya da yerleşim yeri, medeni hali, parmak izi gibi kişinin kimliğini belirleyen verilerdir.
Fiil
Kişisel verilerin ele geçirilmesi ve yayılması suçunu meydana getiren fiiller Türk Ceza Kanunu’nun 136. Maddesinde sayılmıştır.
Bu maddeye göre kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçiren, yayan ya da başka biriyle paylaşan kişi 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Fiil, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi, hukuka aykırı olarak başkasına verilmesi ya da hukuka aykırı olarak yayılması şeklinde gerçekleşebilir.
Bu saydığımız üç fiilden herhangi birinin işlenmiş olması suçun oluşumu için yeterlidir.
Manevi Unsur
Kişisel verilerin ele geçirilmesi ve yayılması suçu ancak kasıtlı işlenebilen bir suçtur. Taksirle işlenebilmesi mümkün değildir.
Kişisel Verilerin Ele Geçirilmesi Ve Yayma Suçunun Nitelikli Hali
Türk Ceza Kanunu madde 137de kişisel verilerin ele geçirilmesi ve yayılması suçunun nitelikli hali düzenlenmiştir. Buna göre bu suçu kamu görevlisinin işlemesi durumunda görevin verdiği yetkiyi kötüye kullandığı için verilecek cezalar ½ oranında artırılır. Yine aynı şekilde bir meslek ya da sanatın sağladığı kolaylıktan faydalanarak bu suç işleniyorsa 1/2 oranında artırılır.
Kişisel Verileri Ele Geçirme Ve Yayma Suçunun Cezası
Türk Ceza Kanunu madde 136’ya göre kişisel verileri ele geçirme, verme ve yayma suçunu işleyen kişi iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Cezayı artıran nitelikli haller Türk Ceza Kanunu madde 137 de düzenlenmiştir. Bu suçu işleyen kişi kamu görevlisi ise görevin verdiği yetki kötüye kullanıldığı için ceza yarı oranında artırılır.
İkinci fıkraya göre belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylık kullanılarak bu suçun işlenmesi halinde ceza yine yarı oranında artırılır.
Bu suçun konusu nitelikli cinsel saldırı mağdurunun ya da mağdur olan çocuğun görüntülerini içeriyorsa eğer ceza bir kat artırılır.
Kişisel Verileri Ele Geçirme Ve Yayma Suçunun Soruşturma Ve Kovuşturma Aşaması
Soruşturma aşamasında, müşteki tarafından şikâyet başvurusuna gerek yoktur. Yani kişisel verileri ele geçirme ve yayma suçu şikâyete tabi bir suç değildir. Bu suçun işlendiğinin herhangi bir şekilde öğrenilmesi durumunda savcılık re’sen soruşturma başlatabilir.
Kovuşturma aşamasında, kovuşturma re’sen yapılır.
Kişisel Verilerin Ele Geçirilmesi Ve Yayılması Suçunda Cezanın Ertelenmesi, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, Adli Para Cezasına Çevrilmesi
Adli Para Cezasına Çevrilmesi: Öncelikle adli para cezasına çevirme işlemi, hapis cezasına karşılık olarak tek başına ya da hapis cezası ile birlikte mümkün olabilmektedir. Bu suçun cezası 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır. Nitelikli hallerde yarı oranında ve bir kat daha ceza artırılabilir. Ancak burada zikredilen hapis cezaları adli para cezasına çevrilebilir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması: Ceza Muhakemesi kurumu olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında verilen bir cezanın belirli bir denetim süresi içinde sonuç doğurmaması ve bu süre sona erdikten sonra belli şartlar altında cezanın düşmesi demektir. Bu suçun cezası için hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.
Cezanın Ertelenmesi: Cezanın ertelenmesi kurumunun uygulama alanı kişisel verilerin ele geçirilmesi ve yayılması suçunu da kapsamaktadır. Erteleme kurumu cezanın infaz edildiğinin sayılması anlamına gelmektedir. Ancak belli şartları vardır. Cezanın 2 yıl ya da daha az süreli olmasına hükmedilmesi gerekir.
Şikâyet Süresi
Kişisel verilerin ele geçirilmesi ve yayılması suçu şikayete tabi bir suç olmayıp savcılık tarafından re ‘ sen soruşturma açılabildiği için şikayet için belli bir süre öngörülemez.
Zamanaşımı
Kişisel verilerin ele geçirilmesi ve yayılması suçunun mağdur tarafından 8 yıl içinde savcılığa suç duyurusunda bulunulması gerekmektedir. Aksi takdirde dava zamanaşımı dolayısıyla açılamayacaktır.
Etkin Pişmanlık
Türk Ceza Kanunu’na göre etkin pişmanlık kurumunun işlemesi için şüpheli ya da sanığın samimi bir şekilde pişman olduğuna dair suça ilişkin bilgiler vermesi ve zararı gidermek istemesi gerekmektedir. Ancak kişisel verileri ele geçirme ve yayma suçu kasıtlı yapıldığı için etkin pişmanlık kurumu burada işlememektedir.
Görevli Ve Yetkili Mahkeme
Kişisel verileri ele geçirme suçu, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan bir suçtur. Bu suç, genellikle bir kişinin başka bir kişinin kişisel verilerine izinsiz olarak erişmesi, bu verileri kullanması veya başka bir şekilde ele geçirmesi durumunda işlenir.
Bu suçla ilgili dava, Türk Ceza Kanunu’na göre, suçun işlendiği yerdeki Cumhuriyet Savcılığı tarafından açılır. Dava, suçun işlendiği yerdeki Asliye Ceza Mahkemesi tarafından görülür. Ancak, suçun niteliğine göre, davayı görmekle görevli mahkeme değişebilir.
Örneğin, kişisel verilerin çalınması veya ele geçirilmesi sonucu bir maddi zarar oluşmuşsa, dava Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülür. Benzer şekilde, kişisel verilerin ifşa edilmesi sonucu bir kişinin itibarının zarar görmesi durumunda, dava Asliye Ceza Mahkemesi veya Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülebilir.
Özetle, kişisel verileri ele geçirme suçuyla ilgili dava, suçun işlendiği yerdeki Cumhuriyet Savcılığı tarafından açılır ve Asliye Ceza Mahkemesi tarafından görülür. Ancak, suçun niteliğine ve sonuçlarına bağlı olarak, davayı görmekle görevli mahkeme değişebilir.
Kişisel Verileri Ele Geçirme Suçu Nedir?
Kişisel verileri ele geçirme suçu, bir kişinin, başka bir kişinin kişisel verilerine izinsiz olarak erişmesi, bu verileri kullanması veya başka bir şekilde ele geçirmesi durumunda işlenen bir suçtur.
Kişisel Verilerin Korunması
Kişisel veriler, kişilerin özel hayatlarına ve haklarına ilişkin bilgilerdir. Kişisel verilerin korunması, birçok ülkede yasalarla düzenlenmiştir. Kişisel verilerin ele geçirilmesi, korunmasız hale gelmesi veya izinsiz olarak kullanılması, bir kişinin özel hayatına ve haklarına zarar verebilir.
Kişisel Verileri Ele Geçirme Suçunun Cezası
Kişisel verileri ele geçirme suçu, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan suçlardan biridir. Bu suç nedeniyle hapis cezası verilebilir. Ele geçirilen kişisel verilerin kullanımına bağlı olarak, suçun cezası artırılabilir.
Özellikle, kişisel verilerin toplanması, elde edilmesi, depolanması veya kullanılması, bir suçun işlenmesi amacıyla gerçekleştirilirse, ceza daha da ağırlaşabilir. Kişisel verilerin toplumu veya kişileri ciddi bir şekilde etkileyebilecek bir suçta kullanılması durumunda, ceza daha da ağırlaşabilir.
Sonuç
Özetle, kişisel verileri ele geçirme suçu, bir kişinin, başka bir kişinin kişisel verilerine izinsiz olarak erişmesi, bu verileri kullanması veya başka bir şekilde ele geçirmesi durumunda işlenen bir suçtur. Bu suç, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan suçlardan biridir ve cezası hapis cezasıdır. Kişisel verilerin korunması, birçok ülkede yasalarla düzenlenmiştir ve bu verilerin korunması son derece önemlidir.
Kişisel Verileri Yayma Suçuna İlişkin Emsal Yargı Kararları
Kişisel Verileri Yayma Ve Ele Geçirme Suçu-Yargıtay Kararları
Yargıtay Kararı – 12. CD., E. 2015/4349 K. 2016/5349 T. 30.3.2016
Suç : Kişisel verilerin kaydedilmesi CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraat Kişisel verilerin kaydedilmesi suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, “birol güven” isimli sahte facebook profili oluşturarak ilgi duyduğu katılana arkadaşlık isteği göndererek bir süre yazıştıkları,
katılanın, sanık tarafından kullanılan profilin sahte hesap olduğunu anladıktan sonra, sanığın kullandığı sahte profili arkadaşlık listesinden çıkardığı,
sonrasında sanığın kullandığı sahte profile, katılanın facebook hesabından elde ettiği resimleri koyarak,
kişisel verilerin kaydedilmesi suçunu işlediği iddiasına konu olayda,
TCK’nın 135 ve 136. maddelerinde düzenlenen “Kişisel Verilerin Kaydedilmesi” ve “Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme” suçlarının konusunu oluşturan kişisel veri kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı, herkes tarafından bilinmeyen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olmayan,
kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerektiği, belirli veya belirlenebilir bir kişiye ait her türlü bilginin, hukuka aykırı olarak kaydedilmesi,
TCK’nın 135. maddesinde “Kişisel verilerin kaydedilmesi” başlığı altında, belirli veya belirlenebilir bir kişiye ait her türlü bilginin, başkasına verilmesi, yayılması ya da ele geçirilmesi,
aynı Kanunun 136/1. maddesinde “Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” başlığı altında birbirinden bağımsız iki ayrı suç olarak tanımlanmıştır.
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun maddi konusunu oluşturan “kişisel veri” kavramından,
kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı nüfus bilgileri (T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi),
adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi,
DNA’sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantıları gibi kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan,
kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerekir.
Herkes tarafından bilinen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olan kişisel bilgiler de, yasal anlamda “kişisel veri” olarak kabul edilmekte ise de, anılan maddenin uygulama alanının amaçlanandan fazla genişletilerek,
uygulamada belirsizlik ve hemen her eylemin suç oluşturması gibi olumsuz sonuçların doğmaması için, maddenin uygulamasında, somut olayın özellikleri dikkate alınarak titizlikle değerlendirme yapılması, olayda herhangi bir hukuk dalı tarafından kabul edilebilecek bir hukuka uygunluk nedeni veya bu kapsamda nazara alınabilecek bir hususun bulunup bulunmadığının saptanması ve sanığın eylemiyle hukuka aykırı hareket ettiğini bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunun da ayrıca tespit edilmesi gerekir.
Bu bilgiler ışığında somut olayımız açısından, sanık tarafından oluşturulan sahte facebook profilinde, katılanın facebook profilinden elde edilen resimlerin yayınlanması eyleminin suç olarak kabul edilmesi halinde, eylemin kişisel verilerin kaydedilmesi suçunu değil, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturabileceği, bahse konu resimlerin dosya kapsamında bulunmadığı, ancak; Sanığın kovuşturma aşamasında verdiği ifadesinde “Davaya konu fotoğrafları ben facebook isimli sosyal paylaşım sitesinden aldım.
Ben bu sitede kendisi ile arkadaştım. Zaten bu fotoğrafları herkese açıktı, müştekinin benim elimde herhangi bir fotoğrafı yoktur.” şeklindeki savunması, katılanın kovuşturma aşamasında verdiği ifadesinde “benim fotoğraflarım arkadaşım olmayanlara engelliydi.
Sadece bir tane profil fotoğrafım herkese açıktı.
Sanık büyük ihtimalle o fotoğrafımı almış olabilir.” şeklindeki beyanı dikkate alındığında, bahse konu fotoğrafın, katılanın herkese açık profilinden elde edildiği, bu fotoğraflara kolaylıkla ulaşılabildiği,
fotoğrafın özel hayata ilişkin olduğuna dair bir iddiada da bulunulmadığı dikkate alındığında, özel hayata ilişkin olmayan, herkese açık facebook profilinden kolaylıkla elde edilen fotoğrafların, ilgilinin isim ve soyismi kullanılmadan,
sadece başka bir facebook profilinde yayınlanması eyleminin suç olarak kabul edilemeyeceği, bu eylemlerin yalnızca özel hukuk yaptırımlarına konu olabileceği göz önüne alındığında mahkemece sanık hakkında beraat kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup,
Yapılan yargılama sonunda yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan,
mahalli Cumhuriyet savcısının, atılı suçun unsurlarının oluştuğuna ve mahkumiyet istemine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle,
beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 30.03.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi
Yargıtay Kararı – CGK., E. 2017/829 K. 2017/363 T. 4.7.2017
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı verileri hukuka aykırı olarak yayma suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından; Sanığın adına ve Antalya’da bulunan adresine kayıtlı ADSL hattı üzerinden 12.04.2007 tarihinde “88.226.178.19” IP numarası ile “www.temizhava.com” isimli arkadaşlık sitesinde “canans” rumuzu kullanılarak oluşturulan profilde, katılanın telefon numarası ile gezip eğlenmeyi seven erkeklerle tanışmak istediği bilgisine yer verildiği, siteye giren kişilerce katılanın telefonuna çeşitli mesajlar gönderildiği,
Yeni Medya Elektronik Yayıncılığın 23.07.2008 tarihli yazısına göre; katılan adına oluşturulan profile 88.226.178.19 nolu IP ile giriş yapıldığı, Türk Telekominikasyon Anonim Şirketinin 05.11.2008 tarihli yazısına göre; 88.226.178.19 nolu IP’nin, sanığın adına ve Antalya’da bulunan ikamet adresine kayıtlı ADSL hattı üzerinden kullanıldığı, Bilgisayar mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre; suça konu üyelik işleminin, sanığın ikamet ettiği adreste sanık adına kayıtlı ADSL hattını kullanan bilgisayar üzerinden gerçekleştirildiği, anlaşılmaktadır.
Katılan … 13.04.2007 tarihinde Beykoz Cumhuriyet savcılığında; üzerine kayıtlı cep telefonu numarasının kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından “www.temizhava.com” sitesine “canans” rumuzu ile aktarılmış olduğunu, siteden telefonunu bulan kişilerce rahatsız edildiğini, telefon numarasını siteye aktaran kişi ya da kişilerden şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede; eşi Yaşar Nuri Öztürk’ün, tanık … ile 2006 yılından beri gayri resmi birliktelik yaşadığını, Şahane Sultan’ın babası olan sanık …’in Halkın Yükselişi Partisinde bir dönem MYK üyeliği yaptığını ve bu partiden Adana birinci sıra milletvekili adayı olduğunu, eşinin Şahane Sultan ile ilişkisini sürdürerek 2009 yılında da aleyhine boşanma davası açtığını,
Katılan vekili 30.05.2011 tarihli dilekçesinde; katılanın hiçbir şekilde sanığın evinde kalmadığını,
Tanık …; babası olan sanık …’nun bilgisayar kullanmayı bilmediğini, sanığın bilgisayarı çocuklarının kullanması için aldığını, ağırlıklı olarak da kendisinin kullandığını, bilgisayarı parti çalışmaları için gittiği yerlere de götürdüğünü, katılanın da parti genel başkanının hanımı olduğu için bu siyasi çalışmalara iştirak ettiğini, katılan ile aralarında çıkan siyasi gerginliğe katılanın eşi olan genel başkanın son verdiğini,
parti çalışmalarının Antalya’da olduğu dönemlerde katılanın kendilerinde kaldığını, katılanın partinin internet ve tüm bilişim işlerinden sorumlu kurucu üyesi olması nedeni ile bilgisayar ortamında parti internet sitesine veri aktarıp aldığını,
kendilerinde kaldığı günlerde bu bilgisayarı ve IP adreslerini kullanarak internete bağlandığını, modemin kablosuz ağ bağlantısı olması ve sonraki süreçte katılan ile aralarındaki gerginliğin devam etmesi de dikkate alındığında katılanın 500 metre gibi bir alandan ADSL hatlarına bağlanarak kendi IP adreslerini kullanıp kendi lehine delil yarattığını düşündüklerini,
eğer bu işi kendisi veya babası yapmış olsa idi, evlerinden değil de internet cafeden yapacaklarını, katılanın komplo kurduğunu, ifade etmişlerdir.
Sanık … kollukta;
IP numarası tespit edilen diz üstü bilgisayarı 3-4 sene önce Halkın Yükselişi Partisi Başkanı Yaşar Nuri Öztürk’ün meclis danışmanı ve MYK üyesi olan kızı Şahane Sultan’a hediye ettiğini, kızının bu bilgisayarı çoğunlukla parti çalışmalarında kullandığını, kendisinin hiç kullanmadığını,
Mahkemede; katılan ile aralarında bir kısmı ceza bir kısmı da tazminat olmak üzere davalar olduğunu, bilgisayarı evdeki diğer bireylerin kullandığını, kendisinin ise kullanmayı bilmediğini, evindeki internet bağlantısının kablosuz olduğunu dolayısıyla evine 300 metre mesafede bulunan birinin bu hatta girerek kullanabileceğini, kocası ile evlerine gelen katılan tarafından dahi bu işin yapılmış olabileceğini, 14.02.2014 havale tarihli dilekçesinde; kızı Şahane ile Yaşar Nuri arasında ilişki olduğunu düşündüğü için katılanın kendisine iftira attığını, savunmuştur.
TCK’nun “Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” başlıklı 136. maddesi; “(1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” şeklinde düzenlenmiş, suç tarihinden sonra 06.03.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6526 sayılı Kanun ile suçun cezasının alt sınırı “iki yıla” çıkartılmıştır.
TCK’nun 136. maddesinde korunan hukuki değer genel olarak kişilerin özel hayatı ve hayatın gizli alanı, özelde ise kişisel verilerdir. Bu düzenlemeler ile tüm kişisel veriler koruma altına alındığından kişisel verilerin mutlaka gizli olması zorunlu değildir. Gizli olmayan ve herkes tarafından bilinen kişisel veriler de hukuka aykırı eylemlere karşı korunmalıdır.
Zira kişisel verilerin korunmasına ilişkin suçlarda korunan hukuki değer “sır” olmayıp, verinin ilgilisi olan kişinin kişilik haklarıdır.(Murat Volkan Dülger, Bilişim Suçları ve İnternet İletişim Hukuku, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2014, 4. bası, s.579, 588-593) TCK’nun 136. maddesindeki “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçu, seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenmiştir.
Hukuka aykırı olarak kişisel verilerin başkasına verilmesi, kişisel verilerin yayılması ve kişisel verilerin ele geçirilmesi şeklindeki seçimlik hareketlerin birinin gerçekleştirilmesiyle suç işlenmiş olacaktır.
“Kişisel verileri bir başkasına verme” seçimlik hareketinde, maddede geçen “başkası” gerçek bir kişi olabileceği gibi tüzel kişi de olabilecek, veriler bu kişilere elden, posta ya da internet üzerinden elektronik posta ile vb. şekillerde verilebilecektir.
Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlüğünde “vermek”; “üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek, düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek” şeklinde açıklanmıştır.
Bu seçimlik harekette verilerin hukuka uygun ya da aykırı yöntemle elde edilmiş olmasının önemi bulunmamakta olup, önemli olan husus verme eyleminin hukuka aykırı olmasıdır.
“Kişisel verileri yayma” seçimlik hareketi de çeşitli şekillerde gerçekleştirilebilecektir. İnternet üzerindeki bir web sitesinde kişisel verileri yayınlamak, birçok kişiye elektronik posta ile ya da telefondan kısa mesajla göndermek, yazılı ya da görsel medyada yayınlamak gibi… Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlüğünde “yaymak”; “birçok kimseye duyurmak, çevreye dağılmasına sebep olmak” olarak açıklanmıştır.
“Kişisel verilerin ele geçirilmesi” seçimlik hareketi ise; kişisel verilerin kayıtlı olduğu belgelerin alınması ya da kayıtlı olduğu bilişim sisteminden ele geçirilmesi vb… şekillerde gerçekleştirilebilecektir. Ele geçirme fiili, başkasının hakimiyeti altında bulunan bir kişisel verinin, failin hakimiyeti altına girmesi ile gerçekleşmiş olacaktır.
Bu suçta herhangi bir neticenin gerçekleşmesi aranmadığından maddede sayılan seçimlik hareketlerin yapılmasıyla suç oluşacaktır.
Bu açıdan TCK’nun 136. maddesindeki “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” soyut tehlike suçudur.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Sanığın adına ve Antalya’da bulunan adresine kayıtlı ADSL hattı üzerinden 12.04.2007 tarihinde “88.226.178.19” IP numarası ile “www.temizhava.com” isimli arkadaşlık sitesine “canans” rumuzu kullanılarak oluşturulan profilde, katılanın rızası dışında telefon numarası ile gezip eğlenmeyi seven erkeklerle tanışmak istediği bilgisine yer verildiği, siteye giren kişilerce katılanın telefonuna çeşitli mesajlar gönderildiği olayda;
Katılanın, suçun Antalya ilinde işlenmesinden bir gün sonra Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığına bizzat şikâyette bulunarak sanığın kızı ile aralarında bulunan husumetten dolayı eylemi sanığın gerçekleştirdiğine dair beyanı;
katılana ait telefon numarasının verildiği arkadaşlık sitesindeki üyelik işleminin, sanığın adına kayıtlı ADSL hattını kullanan bilgisayar üzerinden gerçekleştirildiğine ilişkin bilirkişi raporu ile Yeni Medya Elektronik Yayıncılık ve Türk Telekominikasyon Anonim Şirketi yazıları karşısında; sanığın,
eylemin evlerine gelen katılan tarafından gerçekleştirildiği ve kendisine komplo kurulduğuna dair savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğunun kabulü ile itibar edilemeyeceği cihetle, üzerine atılı verileri hukuka aykırı yayma suçunu işlediği kabul edilmelidir.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, sanığın atılı suçtan mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
1- Beykoz 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.03.2014 gün ve 681-101 sayılı direnme hükmünün, sanığın atılı suçtan mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.07.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.
Faydalı Linkler: