

Boşanmada Çocuğun Velayeti


Cebir Suçu ve Cezası (TCK 108)
Makale Başlıkları
Nişanlanma
Nişanlanma , ileride birbiriyle evlenmek isteyen ayrı cinsten iki kişinin bu isteklerini karşılıklı olarak birbirlerine açıklamalarıdır. Nişanlanma ile bu iki kişi arasında nişanlılık dediğimiz hukuki ilişki meydana gelmiş olur.
Nişanlanma evlenmenin ön aşamasıdır; zira evlenecek olan kimseler önce birbirleriyle nişanlanırlar. Nitekim Türk Medeni Kanunumuzun 118.maddesinde de belirtildiği gibi nişanlanma evlenme vaadiyle olur.
Nişanlanma olabilmesi için hukukumuza göre birtakım şartlar gerekmektedir. Bu şartlar:
- Nişanlanma Ehliyeti: Medeni Kanunumuzda nişanlanma için özel bir ehliyet şartı öngörmemekle birlikte, tam ve sınırlı ehliyetli kişilerin nişanlanma ehliyetleri de tamdır. Bu kişilerin kendi başlarına nişanlanmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Bununla birlikte sınırlı ehliyetsiz olan ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar ise ancak yasal temsilcilerinin rızası ile nişanlanma sözleşmesi yaparlarsa kendilerini bağlayacaktır. Tam ehliyetsiz kişilerin ise nişanlanma sözleşmesi yapma ehliyeti yoktur. Ayrıca belirtmek gerekir ki Medeni Kanunumuzda nişanlılık için asgari bir yaş öngörülmemiştir.
- Nişanlanma İradesi: Sarih (açık) ya da zımni (kapalı) açıklanması fark etmeksizin nişanlanma için bizzat nişanlanmanın tarafları nişanlanma iradelerini açıklamaları gerekmektedir.
- Nişanlanma Engelleri: Evlenmesinde tıbbi sakınca bulunan akıl hastası olma durumu, halen evli olma veya taraflar arasında yakın derecede kan ve sıhrî hısımlığın bulunması durumları nişanlanmayı kesin olarak önleyen durumlardır.
Nişanlanmadan Doğan Yükümlülükler
a)Evlenme Yükümü
Nişanlılara düşen ilk ve en önemli yüküm, evlenme hazırlıklarına girişmek ve tarafların bir süre sonra birbirleriyle evlenmesidir. Bu yükümü yerine getirmeyen tarafa karşı yani evlenmekten kaçınan nişanlıya karşı diğer nişanlının dava açarak hâkimden onu evlenmeye zorlayan bir karar alması Medeni Kanunumuza göre mümkün değildir. Yine evlenmeden kaçınma hali için öngörülen cayma tazminatı veya ceza şartı dava edilemez; ancak yapılan ödemeler de geri istenemez.
b)Sadakat Yükümlülüğü
Evlenme yolunda büyük ve önemli bir adım atan nişanlıların evlenmede olduğu gibi nişanlılık süresi boyunca da birbirlerine karşı sadakat yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sadakat yükümlülüğünün kapsamına aile sırlarını saklama, cinsellik yönünden sadık olma ve nişanlılık ile bağdaşmayan evliliğin tehlikeye girmesine neden olabilecek davranışlardan kaçınma girebilmektedir.
c)Dayanışma Yükümlülüğü
Nişanlılar yardımlaşmakla ve maddi manevi birbirlerine destek olmakla yükümlüdürler. Bayramlarda ve diğer önemli günlerde birbirlerine hediye vermek ve bir yuvanın oluşması için gerekli davranışları birbirlerine karşılıklı yapmaları gerekmektedir.
NOT: Nişanlılıktan doğan yükümlülükleri taraflardan birinin yerine getirmemesi durumunda, diğer tarafın nişanlılığı haklı nedenle sona erdirme hakkı vardır.
Nişanlılığın Sona Erme Sebepleri
- Evlenme
- Ölüm – Gaiplik
- Çifte Nişanlanma
- Kesin Bir Evlenme Engelinin Ortaya Çıkması
- İmkânsızlık
- Anlaşma
- İrade Bozukluğu
- Tek Taraflı Dönme
Nişanın Sona Ermesinin Sonuçları
1)Hediyelerin Geri Verilmesi Davası
Nişanlılığın evlenme dışındaki bir sebeple sona ermesi durumunda nişanlıların birbirlerine veya anne ve babasının ya da onlar gibi davranan kişilerin diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir. Nitekim doktrindeki bir görüşe göre, bir fotoğraf veya mektubun nişanlıda kalması, diğer nişanlının kişilik haklarını zedeliyorsa geri verilmesi gerekmektedir.
Hediyelerin geri verilmesini isteme hakkı nişanlılar, onların anne ve babaları veya onlar gibi davranan kimselere ait bir haktır.
Eğer nişanlılık nedeniyle verilen hediyeler aynen veya milsen geri verilemiyorsa, bu durumda sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanacaktır.
2)Tazminat Davaları
Tazminat davası, ancak nişanın haklı bir sebep olmaksızın veya bir tarafın kusuru yüzünden nişanın bozulması halinde mümkündür. Zarara uğrayan taraf maddi ve manevi tazminat davası açabilir.
a)Maddi Tazminat Davası
Maddi tazminat davası ile tazmin edilecek zararlar, kusursuz tarafın eğer nişanlanmamış olsaydı uğramayacağı zararlardır. Bu zararlara menfi zararlar da denmektedir. Bu zararın kapsamına; evlenme amacıyla yapılan harcamalar, nişan giderleri gibi masraflar girmektedir.
Maddi tazminat isteme hakkı hukukumuzda kusursuz olan nişanlı, anne ve babası ya da onlar gibi davranan kimselere tanınmıştır. Maddi tazminat isteme hakkı, sağlararası bir işlemle başkasına devredilebileceği gibi miras yoluyla mirasçılarına da geçebilir.
Maddi tazminat davası 4721 sayılı TMK madde 120’de düzenlenmiş olup bu tazminatın miktarını hakim somut olaydaki duruma göre takdir edecektir.
b)Manevi Tazminat Davası
TMK madde 121’de düzenlenen manevi tazminat davasını açabilmek için:
- Nişanı bozan tarafın kusurlu olması,
- Tazminat isteminde bulunan nişanlının nişanın bozulmasında herhangi bir kusurunun bulunmaması,
- Kusursuz olan nişanlının kişilik hakkının nişanın bozulması yüzünden saldırıya uğramış olması gerekmektedir.
Belirtmek gerekir ki maddi tazminat davasından farklı olarak manevi tazminat davası nişanlılar arasında açılan bir davadır. Nişanlıların anneleri ve babaları ile diğer ilgililer manevi tazminat davası açamazlar.
Manevi tazminat davasında da maddi tazminat davasında olduğu gibi miktarını hakim uygun bir miktar para olarak takdir eder.
NOT: Nişanın bozulmasından dolayı duyulan olağan üzüntü nedeniyle manevi tazminat açılamaz. Nişanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları TMK madde 123 hükmü gereği sona ermeyi izleyen tarihten itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
Konuyla ilgli ayrıntılı bilgi ve danışmanlık hizmeti almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.