- +90 312 911 1168
- info@mdmhukuk.com
- Kızılırmak Mah. 1443. Cad. Ankara 1071 Plaza A Blok No:25/58 06510 Çankaya/ANKARA
Makale Başlıkları
Yargılama Hukuku’nda, görev sözcüğü bir yargı yerinin konusu itibariyle bir davaya bakmaya yetkili olup olmadığını belirtmek amacıyla kullanılır. İdari uyuşmazlıklarda görevli idari yargı yerleri ve bu yargı yerlerinin görevleri, birer organik kanun olan 2575 sayılı Danıştay Kanunu ile 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunda belirtilmiştir.
Vergi mahkemeleri, İdari Yargı Düzeninin özel görevli mahkemeleridir. Bu yargı düzenini genel görevli mahkemeleri ise, idare mahkemeleridir. Bunun anlamı; özel görevli idari mahkeme olan vergi mahkemelerinin görev alanının kanun belli edilmiş bulunması; kanunda sınırları çizilen bu alan dışında kalan ve özel görevli başka bir idari yargı yerinin alanına da girmeyen idari uyuşmazlıkların idare mahkemelerince çözülmesinin gerekli olmasıdır.
2576 sayılı kanunun 6.maddesi vergi mahkemelerinin görevleri şu şekilde belirtilmiştir.
Mükellefler, kendi beyanları üzerine tarh edilen vergilere karşı dava açamazlar. Bunun iki istisnası vardır. Birinci istisna vergi hatasının varlığıdır. Vergi hatası, vergiye ilişkin hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar dolayısıyla haksız yere eksik veya fazla vergi istenmesi veya alınmasıdır. Yani hata verginin tarh aşamasında yapılabileceği gibi tahsil aşamasında da yapılabilir. İkinci istisna ise beyannamenin ihtirazi kayıtla verilmesidir. İhtirazi kayıtla beyan, mükelleflerin vergiye tabi olmadığını düşündükleri veya gelirleri veya istisna, muafiyet gibi nedenlerden dolayı vergiye tabi olup olmadığı konusunda şüpheye düştüğü matrahlar için başvurdukları bir yoldur. Verilen beyanname üzerine tarh edilen vergiye karşı açılan dava, verginin ödenmesini durdurmamaktadır.
Dava açılması ile, mahkeme karar verene kadar verginin taahhuku ve dolayısıyla tahsili ertelenmektedir.
Vergi mahkemesi kararı, mükellefin lehine ya da aleyhine verilmiş olabilir. Karar mükellefin lehine ise istenen vergi veya cezaların ödenmesi söz konusu olmaz.
Kararın aleyhe olması ise taahhuk aşamasındaki vergiler açısından verginin taahhuku anlamına gelir. Böyle bir durumda, mükellefin aleyhine olan mahkeme kararının vergi dairesine tebliği üzerine, idare vergiyi taahhuk ettirip bir ihbarname ile mükellefe bildirilir.
Yeni Uyuşmazlık Giderme Yolu “Ombudsmanlık”: Vergi idaresi ile çözüm ve yargı organları önünde çözüm yöntemlerine ilave olarak yeni bir uyuşmazlık çözüm yönetimi getirilmiş kamuoyunda “ombudsmanlık” olarak bilinen Kamu ‘enetçiliği Kurumu’ oluşturulmuştur. Kamu Denetçiliği Kurumu ile ilgili temel düzenleme “Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı” başlığı altında Anayasa’nın 74. maddesinde yapılmıştır. Bu açıklamalar ışığında, vergi idaresinin, hakkında haksız işlem yaptığını düşünen mükellefler, yargı yoluna gitmek yerine, Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvurup haksızlığın giderilmesini isteyebilirler. Ancak, kuruma başvurulmadan önce İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda öngörülen idari başvuru yolları ile özel kanunlarda öngörülen zorunlu idari başvuru yollarının tüketilmesi gereklidr. Kuruma gerçek ve tüzel kişiler başvurabilir. Başvuru, mülki idare amirleri (illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklar) aracılığıyla da yapılabilir. Başvurucudan herhangi bir ücret alınmaz. Dava süresi içinde yapılan başvuru dava açma süresini durdurur. Kurumun verdiği kararlar öneri niteliğinde olup idare bu önerilere uymak zorunda değildir. İdarenin 30 gün içinde karara uymadığı durumlarda dava esas konu hakkında dava açılabilir fakat dikkat etmek gerekir ki 30 günlük süre içerisinde dava açma süresi işlemeye devam eder.
Bu kapsamda çıkarılan KHK ile kamu idareleri bünyesinde, üst yönetici tarafından belirlenen ve içinde hukuk birim amiri ile uyuşmazlıkla ilgili birim amirinin de bulunduğu en az üç üyeden oluşan Hukuki Uyuşmazlık Değerlendirme Komisyonları oluşturulmuştur.
Komisyon, idare ile gerçek veya tüzel kişiler arasında çıkan her türlü hukuki uyuşmazlığın, sulh yoluyla çözümlenmesi, takiplerinden veya verilen kararlara karşı kanun yollarından vazgeçmeye, davaları kabul veya feragata, ceza uyuşmazlıklarında şikeyetten vazgeçmeye veya uzlaşmaya ilişkin olarak yetkili makam ve mercilere görüş sunmaktadır.
MDM Hukuk ve Danışmanlık; Ankara merkezli faaliyet gösteren bir avukatlık bürosudur.
Büromuz; ülke genelinde avukatlık mesleğinin yasal ve etik değerleri çerçevesinde hukukun bir çok alanında yetkin kadrosuyla avukatlık ve danışmanlık hizmeti sunmaktadır.
Bu web sitesi ve içindeki bilgiler, Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kurallarına göre ve özellikle reklam yasağına uygun olarak tasarlanmıştır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinin tüm bilgi ve materyaller sadece bilgilendirme olup bunların tamamına veya bir kısmına dayanılarak yapılan işlemlere, eylemlere ve bunların sonuçlarına ilişkin hiçbir sorumluluk kabul edilmez. Söz konu bilgilerin aktarılması ile kullanıcılar ve web tarayıcıları ile MDM HUKUK & DANIŞMANLIK arasında bir avukat-müvekkil ilişkisi yaratılması amaçlanmamıştır ve bilgilerin bu kişilerce alınması hiçbir şekilde bu yönde bir ilişki oluşturmayacaktır. Müvekkiller veya okuyucular hiçbir şekilde mevcut duruma ve özelliklerine ilişkin olarak uygun hukuki veya başka herhangi bir profesyonel görüş almadan, MDMHUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinde yer alan herhangi bir hususa dayanarak bir eylemde bulunmamalıdır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK, bu web sitesi aracılığıyla ulaşılan üçüncü kişilere ait içeriklerden hiçbir şekilde sorumlu değildir.
MDM Hukuk ve Danışmanlık Tüm Hakları Saklıdır.