Ceza Hukukunda Seri Muhakeme Usulü Nedir?
Makale Başlıkları
Ceza Hukukunda Seri Muhakeme Usulü; 24.10.2019 tarih ve 309278 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da düzenlenen Seri Muhakeme Usulü hukukumuzda 01.01.2020 tarihinden itibaren uygulanmaya başlamıştır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250.maddesinde düzenlenen Ceza Hukukunda Seri Muhakeme Usulü; soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısı tarafından kamu davasının ertelenmesine karar vermediği durumlarda, şüphelinin müdafii yanında açık rızasının alınması koşuluyla, savcılık makamı tarafından uygulanacak yaptırımın belirlenip yarı oranında indirim yapması ve mahkeme tarafından denetlenip hüküm kurulması yoluyla kanunda belirtilen bazı suçlarla sınırlı olarak uygulanmak üzere ortaya çıkarılan alternatif bir çözüm yoludur.
Normal bir ceza yargılamasında soruşturma aşamasını yürüten Cumhuriyet Savcısı, şüpheli hakkında suç işlediğine ilişkin yeterli şüphe oluşturacak delilleri elde etmesi ve kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilemeyecek durumlarda iddianame düzenleyerek kamu davası açılmasını talep etmekteydi. Ancak seri muhakeme usulü ile birlikte şartları oluşması halinde iddianame düzenlenmeden ve kovuşturma aşamasına geçilmeden artık hüküm kurulabilme imkânı gündeme gelmiş oldu.
Türkiye Barolar Birliği ve Adalet Bakanlığının ortak çalışması sonucu hazırlanan Yargı Reformu Strateji Belgesi sonucu ihdas edilen seri muhakeme usulünün getirilmesindeki amaç; yargılama faaliyetlerindeki süreleri kısaltarak zaman, mali kaynak ve emek açısından tasarruf sağlamaktır. İspatı nispeten kolay, mağdurları belirli olmayan ve yaptırımları hafif sayılabilecek olan bazı suçlar açısından yargılama sürecinin bazı aşamalarından vazgeçilerek süreç daha da basit hale getirilmiştir. Ceza Hukukunda Seri Muhakeme Usulü
Ceza Hukukunda Seri Muhakeme Usulü Seri Muhakeme Usulüne Tabi Olan Suçlar Nelerdir?
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250.maddesinin 1.fıkrasında sayılan:
- Hakkı Olmayan Yere Tecavüz (madde 154/2,3)
- Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması (madde 170)
- Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma (madde 179/2,3)
- Gürültüye Neden Olma (madde 183)
- Parada Sahtecilik (madde 197/2,3)
- Mühür Bozma (madde 203)
- Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan (madde 206)
- Kumar Oynanması İçin Yer Ve İmkan Sağlama (madde 228/1)
- Başkasına Ait Kimlik Veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması (madde 268)
- 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun madde 13/1,3,5 ve madde 15/1,2,3 de belirtilen suçlar
- 6831 sayılı Orman Kanunu madde 93/1’de belirtilen suç
- 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanun madde 2’de belirtilen suç
- 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ek 2.maddesinin 1.fıkrasının 1 numaralı bendinde belirtilen suç
Seri Muhakeme Usulünün Uygulanması İçin Gerekli Şartlar Nelerdir?
- İşlenen suçun ön ödeme ve uzlaştırma kapsamında olan bir suç olmaması gerekir.
- Kanunda açıkça sayılan suçlardan birine yönelik yürütülen bir soruşturmanın olması gerekmektedir.
- Kamu davası açılması için gerekli olan yeterli şüphe gerektirecek delilin bulunması gerekmektedir.
- Cumhuriyet Savcısı tarafından kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmemiş olması gerekir.
- Şüphelinin seri muhakeme usulü ve sonuçları hakkında aydınlatılması ve müdafii huzurunda alınacak özgür iradesi ile seri muhakeme usulünün uygulanmasını kabul etmesi gerekir.
- Şüphelinin akıl hastalığı, yaş küçüklüğü, sağır ve dilsizlik gibi bir halinin bulunmaması gereklidir.
Seri Muhakemenin Uygulanamayacağı Durumlar Nelerdir?
Suç, seri muhakeme usulü kapsamında olsa bile;
- Türk Ceza Kanununda yer alan; yaş küçüklüğü (madde 31), akıl hastalığı (madde 32) veya sağır ve dilsizlik (madde 33) hâllerinde,
- Seri muhakeme usulü kapsamındaki suçun, iştirak hâlinde işlenmesi durumunda şüphelilerden birinin bu usulün uygulanmasını kabul etmemesi veya birinci fıkra kapsamındaki kişilerle birlikte işlenmesi hâlinde seri muhakeme usulü uygulanmaz.
Seri muhakeme sonucu verilen karar sadece mahkûmiyet kararı olabilir ve bu karar Adli sicile kaydedilir. Ayrıca bu suç hakkında verilen karar tekerrüre esas olur ve genel anlamda mahkûmiyetin tüm sonuçlarını doğurur.
Ceza Hukukunda Seri Muhakeme Usulü Yaptırımın Belirlenmesi ve Talepname Nasıl Yapılır?
CMK madde 250/4 hükmüne göre Cumhuriyet Savcısı, TCK madde 61/1’deki hususları göz önünde bulundurarak, suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında tespit edeceği temel cezadan yarı oranında indirim yapmak suretiyle yaptırımı belirleyecektir. Cumhuriyet Savcısı tarafından bu suretle belirlenen hapis cezası koşullarının oluşması şartıyla TCK madde 50’ye göre seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya TCK madde 51’e göre ertelenmesine karar verebilecektir. Aynı şekilde koşulların oluşması durumunda CMK madde 250/6 hükmüne göre Cumhuriyet Savcısı CMK madde 231’de belirtilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verebilecektir.
31.12.2019 tarihinde ve 30995 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Seri Muhakeme Yönetmeliği’nin 4.maddesinin 1.fıkrasının (ç) bendine göre talepname, seri muhakeme usulünde Cumhuriyet Savcısı tarafından mahkemeye sunulan talep yazısıdır. Buna göre Cumhuriyet Savcısı şüpheli hakkında uygulanacak yaptırımı belirledikten sonra seri muhakeme usulünün uygulanmasını talepname tanzim ederek görevli mahkemeden ister. Klasik ceza muhakemesindeki iddianame yerine seri muhakeme usulünde farklı olarak talepname tanzim edilir. Seri Muhakeme Usulü Yönetmeliği madde 12/2’de talepnamede bulunması gereken hususlar düzenlenmiştir. Buna göre:
- Seri muhakeme usulünden yararlanacak şüphelinin kimliği ve müdafii,
- Suçtan zarar görenler veya mağdurun kimliği ile varsa vekili veya kanuni temsilcisi,
- İsnat olunan suç ve suçla ilgili kanun maddeleri,
- İsnat edilen suçun işlendiği tarih, yer ve zaman dilimi,
- Şüphelinin tutuklu olup olmadığı ve eğer tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
- İsnat edilen suçu oluşturan olay veya olayların özeti,
- Cumhuriyet savcısı tarafından seri muhakeme usulünün uygulanmasının şüpheliye teklif edildiği ve şüphelinin müdafii huzurunda bu teklifi kabul ettiği,
- Cumhuriyet Savcısı tarafından belirlenen ceza ve/veya güvenlik tedbirleri ile uygulanmış ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), hapis cezasına seçenek yaptırımlar veya hapis cezasının ertelenmesine ilişkin hususlar yer alır.
Hüküm Kurulması Nasıl Olur?
5271 sayılı CMK madde 250/9 hükmüne göre, mahkeme, şüpheliyi müdafii huzurunda dinledikten sonra 3.fıkradaki şartların gerçekleştiği ve yapılan eylemin seri muhakeme usulüne tabi olan bir eylem olduğu kanaatine varırsa talepte belirtilen yaptırım doğrultusunda hüküm kurar; aksi takdirde talebi reddeder ve soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması için soruşturma dosyasını Cumhuriyet Başsavcılığına gönderir. Ancak belirtmek gerekir ki mazeretsiz olarak duruşmaya katılmayan şüpheli seri muhakeme usulünün uygulanmasını kabul etmemiş sayılır.
Dolayısıyla bu düzenlemeye göre, hüküm Cumhuriyet Savcısı’nın belirlendiği şekilde kurulması gerekmektedir. Ancak aksi durumda yani mahkeme seri muhakeme usulünün şartlarının oluşmadığı veya eylemin başka bir suç teşkil ettiği veya başka bir cezanın uygulanması gerektiği kanaatinde ise bu durumda Cumhuriyet Savcısının talebini reddedip dosyayı iade etmesi gereklidir.
CMK madde 250/14’e göre bu şekilde Cumhuriyet Savcısının talebi doğrultusunda mahkemece kurulan hükme genel hükümler çerçevesinde itiraz edilebilir.
Yargı Kararları
Yargıtay Kararı – 12. CD., E. 2020/11105 K. 2021/1580 T. 16.2.2021
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 250. maddesinin 2. fıkrasında “Cumhuriyet savcısı veya kolluk görevlileri, şüpheliyi, seri muhakeme usulü hakkında bilgilendirir.”, 3. fıkrasında “Cumhuriyet savcısı tarafından seri muhakeme usulünün uygulanması şüpheliye teklif edilir ve şüphelinin müdafii huzurunda teklifi kabul etmesi hâlinde bu usul uygulanır.”, 10.fıkrasında ise “Seri muhakeme usulünün herhangi bir sebeple tamamlanamaması veya soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi hâllerinde, şüphelinin seri muhakeme usulünü kabul ettiğine ilişkin beyanları ile bu usulün uygulanmasına dair diğer belgeler, takip eden soruşturma ve kovuşturma işlemlerinde delil olarak kullanılamaz.” hükmü yer almaktadır,
İncelenen dosyada, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından CMK’nın 250. maddesi uyarınca şüpheliye seri muhakeme usulüne ilişkin gerekli bilgilendirme ve teklifin yapıldığı, şüphelinin teklifi müdafii huzurunda reddetmesi nedeniyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca genel hükümlere göre soruşturma tamamlanarak düzenlenen 02/07/2020 tarih ve 2020/64403 soruşturma, 2020/25681 esas, 2020/19877 sayılı iddianamenin, İstanbul Anadolu 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/07/2020 tarih ve 2020/506 sayılı iddianame değerlendirme sayılı kararı ile “….suçun seri muhakeme usulüne tabi olduğu, HSK’nın 02/01/2020 tarihli seri muhakeme usulü ihtisas kararına göre seri muhakeme usulü kapsamında kalan işlere e)Elli veya daha fazla Asliye Ceza Mahkemesi bulunan yerlerde 4,5 ve 6 numaralı Asliye Ceza Mahkemelerince bakılmasına karar verildiği” gerekçesiyle iade edildiği, Cumhuriyet Başsavcılığınca karara yapılan itirazın İstanbul Anadolu 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/07/2020 tarih ve 2020/855 değişik iş sayılı kararı ile reddedildiği, iddianamenin iadesi kararında bahsi geçen CMK’nın 250. maddesinde düzenlenen seri muhakeme usulü açısından ihtisas mahkemeleri belirlenmesine ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 02/01/2020 tarihli kararının “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesinin birinci fıkrasına göre seri muhakeme usulü kapsamında kalan işlere; … Elli veya daha fazla asliye ceza mahkemesi bulunan yerlerde 4, 5 ve 6 numaralı asliye ceza mahkemelerinin bakmasına” şeklindeki 1/e nolu bendi ile “Ondan fazla asliye ceza mahkemesinin faaliyette bulunduğu yerlerde, 5271 sayılı Kanunun 250. maddesinin birinci fıkrasına göre seri muhakeme usulü kapsamında kalan işlere bakmak üzere ihtisas mahkemesi olarak belirlenen asliye ceza mahkemelerinin, bu işler dışında (arşiv, kanun yolu incelemesi gibi nedenlerle gelecek işler hariç olmak üzere) tevziye kapatılmalarına, bu çerçevede bu mahkemelere belirtilen işler dışında herhangi bir esas, değişik iş veya talimat evrakının tevzi edilmemesine” şeklindeki kararın 4 nolu bendi dikkate alındığında, şüphelinin seri muhakeme usulüne ilişkin teklifi kabul etmemesi üzerine Cumhuriyet Başsavcılığınca genel hükümlere göre iddianame düzenlendiği, bu itibarla Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 02/01/2020 tarihli kararının bu halde uygulanma yeri bulunmadığı gözetilmeden, bu yönden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş olup,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, İstanbul Anadolu 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/07/2020 tarihli ve 2020/855 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenine göre aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 173/6. maddesi gereğince bir karar verilmek üzere müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay Kararı – 12. CD., E. 2021/5 K. 2021/5715 T. 13.9.2021
Somut olayda, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şüpheliye hakkındaki isnat, seri muhakeme usulüne ilişkin açıklama ve bu usule ilişkin haklarını içerecek şekilde tekliften önce Ceza Muhakemesinde Seri Muhakeme Yönetmeliğinin 10/13. maddesi uyarınca; “Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı istinabe evrakına hazırlamış olduğu seri muhakeme usulü kabul tutanağını da ekler. İstinabe evrakının gönderildiği yer Cumhuriyet başsavcılığı bu Yönetmelikte belirtilen usule uygun olarak derhal davet işlemlerini yapar ve davete icabet eden şüpheliyi bu usul hakkında bilgilendirir. Şüphelinin müdafii huzurunda teklifi kabul etmesi halinde istinabe evrakı ekinde yer alan seri muhakeme usulü kabul tutanağı Cumhuriyet savcısı, şüpheli ve müdafii tarafından imzalanır ve istinabe evrakı soruşturmayı yürüten Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir.’’ düzenlemesi gereği soruşturma aşamasını yürüten ve seri muhakeme usulü kabul tutanağını hazırlayan Cumhuriyet savcısının duruşmaya katılarak mütalaa vermesine ilişkin bir zorunluluk olmadığı anlaşılmakla, yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri kapsamında hukuka uygun olduğu gözetilmeden, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 16/11/2020 gün ve 94660652-105-34-16392-2020-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve evrak tevdi kılınmakla;
Bakırköy 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/09/2020 tarihli kararı ile asliye ceza mahkemelerinde Cumhuriyet savcısının bulunması gerektiğinden bahisle itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de, Ceza Muhakemesinde Seri Muhakeme Yönetmeliğinin 13. maddesindeki “(1) Mahkeme, talepnamenin verildiği gün incelemesini derhal yapar, şüpheliyi müdafii huzurunda seri muhakeme usulü ile ilgili olarak dinler ve usulü sonuçlandırır. Şüphelinin seri muhakeme usulü hakkında dinlenmesi SEGBİS veya istinabe yoluyla da yapılabilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, seri muhakeme usulüne tabi dosyalarda Cumhuriyet savcısının duruşmaya katılarak mütalaa vermesine ilişkin bir zorunluluk olmadığı gibi yargılamanın kısa sürede bitirilmesine dair getirilen seri muhakeme usulünün amacına da uygun olmayacağı, kaldı ki talepnamede hüküm kısmının Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlendiği dikkate alındığında, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne ilişkin mercii kararında isabet görülmemiş olup,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/09/2020 tarihli ve 2020/524 esas, 2020/647 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne ilişkin Bakırköy 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/09/2020 tarihli ve 2020/964 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde Ağır Ceza Mahkemesince yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.