- +90 312 911 1168
- info@mdmhukuk.com
- Kızılırmak Mah. 1443. Cad. Ankara 1071 Plaza A Blok No:25/58 06510 Çankaya/ANKARA
Emre İtaatsizlikte Israr Suçu ve Cezası
Makale Başlıkları
Emre itaatsizlikte ısrar suçu AsCK’da itaat ve inkıyadı bozan cürümler arasında düzenlenmiştir. Suçun basit hali kanunun 87.maddesinde nitelikli halleri ise 88 ve 89.maddelerinde düzenlenmiştir. Maddede düzenlenen eylem, yetkili amir tarafından verilen ve hizmete ilişkin olan emrin hiç yapılmaması, yerine getirilmesinin söz veya fiil ile açıkça reddedilmesi veya emir tekrar edildiği halde yapılmamasıdır.
Emre itaatsizlikte ısrar suçunda korunan hukuki menfaatin belirlenmesi için suçun düzenlendiği bölüme bakılması gerekmektedir. Bu bağlamda suç “itaat ve inkıyadı bozan cürümler” altında düzenlenmiştir. Bu nedenle bu suçla korunan hukuki yararın askeri disiplin, askeri itaat, askeri hizmet ve görevlerdeki devamlılık olduğu anlaşılmaktadır.
Her suçta olduğu gibi emre itaatsizlikte ısrar suçunda da iki adet temel unsur bulunmaktadır. Bunlar maddi ve manevi unsurlardır.
Emre itaatsizlik suçunun Maddi Unsurları: Bu suçun oluşabilmesi için öncelikle hizmete ilişkin olan ve görev gereği yerine getirilmesi gereken bir emrin var olması gerekir. Hizmete ilişkin bir emrin var olmadığı durumlarda, emre itaatsizlikte ısrar suçu oluşamaz. Emrin hizmete ilişkin olmasının yanı sıra emrin süre ve failin yetenekleri doğrultusunda yerine getirilebilir nitelikte olması da gerekmektedir.
Kanunun lafzından anlaşılabileceği üzere suç seçimlik hareketlerle oluşabilmektedir.
Bu seçimlik hareketler emri “hiç yapmamak”, emrin yerine getirilmesini “söz veya fiili ile açıkça reddetmek” veya emrin tekrar edilmesine rağmen “emri yerine getirmemek” şeklinde icra edilebilir.
Kanun koyucunun kanunda “veya” kelimesini kullanması bu fiillerden herhangi birinin yapılması halinde suçun oluşacağını ifade etmektedir. Ayrıca bu seçimlik eylemlerden herhangi birkaçının birlikte yapılması durumunda da tek bir suç oluşacaktır.
Buna karşın hareketin türüne göre kanun koyucu suçun cezasını farklı öngörmesinden dolayı birden fazla seçimlik hareketin yapılması durumunda cezası ağır olan eylem dikkate alınacaktır.
Emre itaatsizlikte ısrar suçu icrai veya ihmali eylemlerle oluşabilir. Buna göre yap şeklindeki bir emri hiç yerine getirmeyerek ihmali hareketle veya yapma şeklindeki bir emri yaparak icrai bir hareketle bu suç işlenebilir.
Belirtmek gerekir ki emre itaatsizlik suçunun oluşabilmesi için suçun kısmen dahi olsa yerine getirilmemesi gerekmektedir. Kısmen dahi olsa emrin yerine getirilmesi suçun oluşmasını engelleyecektir.
Emre İtaatsizlik Suçunun Manevi Unsurları: Emre itaatsizlikte ısrar suçu yalnızca kasten işlenebilen bir suçtur. Bu suçun taksirle işlenebilmesi mümkün değildir. Bu suçun oluşabilmesi için failin eylemleri veya eylemsizliği neticesinde suçun oluşacağını bilmesi ve sonuçlarını öngörerek istemesi gerekmektedir. Aranan kast bakımından ise genel kast yeterlidir.
Teşebbüs: Emre itaatsizlik suçu bir hareket suçudur. Dolayısıyla failin eylemlerini yerine getirmesi veya eylemsizliği ile suç oluşur. Dolayısıyla failin eylemlerinin sonrasında bir sonucun oluşmasının beklenmesinin suçun oluşup oluşmamasına bir etkisi bulunmamaktadır. Ancak hareketin parçalara ayrılabilmesi halinde suça teşebbüsün mümkün olabileceğini söylemek mümkün olabilir.
İçtima: Kanunda yazan seçimlik hareketlerden birinin yapılması halinde suç oluşmaktadır. Dolayısıyla birden fazla eylemin yapılmasının suça bir etkisi bulunmamaktadır.
Zira bu durumda dahi tek bir suç oluşmaktadır. Ancak bu durumda her durum için farklı bir ceza öngörüldüğünden dolayı cezası fazla olan eylem dikkate alınacaktır.
Ancak belirtmekte fayda var ki fail emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlerken kanunda yazan “amire hakaret” ve benzeri suçları da işleyebilir. Bu durumlarda ise gerçek içtima uygulanacak ve her iki suçtan dolayı ceza verilecektir.
Emre itaatsizlikte ısrar suçunun basit halinin cezası eylemlerin cinsine göre belirlenmiştir.
Buna göre hizmete ilişkin emri hiç yapmayan asker kişiler bir aydan bir seneye kadar, emrin yerine getirilmesini söz veya fiili ile açıkça reddeden veya emir tekrar edildiği halde emri yerine getirmeyenler,
üç aydan iki seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. Bu eylemlerin seferberlikte yapılması durumunda beş, düşman karşısında yapılması durumunda ise on yıla kadar hapis cezası verilir.
Bu eylemleri toplu asker karşısında veya silah başı emrine karşı veya silahlı iken veya hizmetten kısmen veya tamamen sıyrılmak kastı ile yapanlar altı aydan beş yıla kadar hapis,
seferberlikte beş yıla kadar ağır hapis ve düşman karşısında on yıldan az olmamak üzere ağır hapis cezası ile cezalandırılırlar.
Askeri Ceza Kanunu kapsamında işlenen suçlara ilişkin olarak HAGB hususu Türk Ceza Kanunu uyarıca yapılan yargılamalardan farklılık gösterebilmektedir. Bu bağlamda emre itaatsizlikte ısrar suçu için her ne kadar HAGB kararı verilebilse de şartları farklıdır. Buna göre sırf askeri suç olan emre itaatsizlikte ısrar suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararı verilebilmesi için suçun seferberlik döneminde ve düşman karşısında olmadan işlenmesi ve mahkemece verilecek olan cezanın altı aydan daha az olması gerekmektedir. Bu sonuçların bir arada bulunması halinde HAGB kararı verilebilecektir. Genel olarak TSK ile ilgili olan konuları ve güncellemeleri BLOG sitesinden takip edebilirsiniz.
Emre itaatsizlik suçu nedeniyle yapılan yargılama sonucunda beraat ve HAGB dışında bir karar verilmesi halinde bu durum adli sicil kaydına işlenmektedir. HAGB kararı verilmesi halinde ise bu durum ayrı bir kayda alınıp, başka bir yargılamada kullanılmak için hakimler ve savcıların talep etmesi hali dışında hiç kimse tarafından görülemez.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; ASCK’nin 87’nci maddesinde düzenlenen emre itaatsizlikte ısrar suçunun oluşabilmesi için, amir tarafından verilmiş bir emrin bulunması, emrin konusunun askeri hizmete ilişkin olması, bu hizmet emrinin suçun faili olan ast yönünden özelleştirilerek somut hale getirilmesi ve bu özel unsurların dışında sanığın emre itaatsizlikte ısrar kastıyla hareket ederek emrin gereğini hiç yerine getirmemesi gerekmektedir.
Somut olayda; sanığın mal sorumlusu olarak alması gereken malzemeleri zimmetine alması hususunda defaten verilmiş emirleri yerine getirme hususunda tereddüt etmesini gerektirir dosyaya yansımış bir sebep bulunmaması, sanığın malzemeleri teslim almak için çaba sarf etmemesi,
buna karşın defaten verilen emre rağmen malzemelerin zimmetini üzerine almadığının ve verilen emrin gereğini yerine getirmediğinin de sabit olması karşısında sanığın suç işleme kastıyla hareket ederek üzerine atılı emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği sonucuna varıldığından sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve askeri savcının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’ nin 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA,
yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 04/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede; Askeri Mahkemece, sanığın kendisine tebliğ edilen emir hilafına hareket ederek hastaneye servis aracını beklemeden kendi imkanlarıyla gitmek suretiyle emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediğinden bahisle mahkumiyetine karar verilmiş ise de; Bir emre aykırı davranışın emre itaatsizlikte ısrar suçunu oluşturması için, bu emrin askerî hizmete ilişkin olması gerektiğinde hiçbir kuşku bulunmamaktadır.
TSK İç Hizmet Kanunu’nun 6’ncı maddesine göre; “Hizmet”; kanunlarla nizamlarda yapılması veya yapılmaması yazılmış olan hususlarla, amir tarafından yazı veya sözle emredilen veya yasak edilen işlerdir.
8’inci maddesine göre, “Emir”; hizmete ait bir talep veya yasağın sözle, yazı ile ve sair surette ifadesidir. 9’ncu maddesine göre ise, “Amir”; makam ve memuriyet itibariyle emretmek yetkisine sahip kimsedir.
ASCK’nin 12’nci maddesine göre de; “Bu Kanunun tatbikatında, Hizmet tabirinden maksat gerek malûm ve muayyen olan gerek bir amir tarafından emredilen bir askerî vazifenin madun tarafından yapılması hâlidir.”
Bu kapsamda; sanığa tebliğ edilen “hastaneye servis aracı ile gidileceğine yönelik” emrin, muhatapları açısından askerî bir vazifenin yapılmasından ziyade tek taraflı bir hizmet arzı ve tavsiye niteliğinde olup, kendileri bakımından yol gösterme niteliğinde bulunduğu ve hizmete ilişkin olmadığı, dolayısıyla söz konusu emirlere aykırı hareket edilmesi halinde emre itaatsizlikte ısrar suçunun oluşmayacağı anlaşıldığından atılı suçun unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilerek sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kabule göre;
1) Adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin sevk maddesi olarak TCK’nin 52/4. maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nin 232/6. maddesine aykırı davranılması,
2) Sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında taksit aralığının gösterilmemesi suretiyle
TCK’nin 52. maddesine aykırı davranılması, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak,
HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA,
yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 26/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Faydalı Linkler:
MDM Hukuk ve Danışmanlık; Ankara merkezli faaliyet gösteren bir avukatlık bürosudur.
Büromuz; ülke genelinde avukatlık mesleğinin yasal ve etik değerleri çerçevesinde hukukun bir çok alanında yetkin kadrosuyla avukatlık ve danışmanlık hizmeti sunmaktadır.
Bu web sitesi ve içindeki bilgiler, Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kurallarına göre ve özellikle reklam yasağına uygun olarak tasarlanmıştır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinin tüm bilgi ve materyaller sadece bilgilendirme olup bunların tamamına veya bir kısmına dayanılarak yapılan işlemlere, eylemlere ve bunların sonuçlarına ilişkin hiçbir sorumluluk kabul edilmez. Söz konu bilgilerin aktarılması ile kullanıcılar ve web tarayıcıları ile MDM HUKUK & DANIŞMANLIK arasında bir avukat-müvekkil ilişkisi yaratılması amaçlanmamıştır ve bilgilerin bu kişilerce alınması hiçbir şekilde bu yönde bir ilişki oluşturmayacaktır. Müvekkiller veya okuyucular hiçbir şekilde mevcut duruma ve özelliklerine ilişkin olarak uygun hukuki veya başka herhangi bir profesyonel görüş almadan, MDMHUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinde yer alan herhangi bir hususa dayanarak bir eylemde bulunmamalıdır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK, bu web sitesi aracılığıyla ulaşılan üçüncü kişilere ait içeriklerden hiçbir şekilde sorumlu değildir.
MDM Hukuk ve Danışmanlık Tüm Hakları Saklıdır.