

Tesis Güvenlik Belgesi Nedir?


YÜRÜTMEYİ DURDURMA
Makale Başlıkları
İstihkak Davası Nedir ?
İstihkak davası, bir kişinin hak ettiği hakkın veya alacağın tanınması veya ödenmesi için açılan bir davadır. Bu davalar, genellikle alacak davaları olarak da bilinir. İstihkak davaları, bir kişinin başkaları tarafından kendisine verilmesi veya tanınması gereken bir hak veya alacak olduğunu iddia ettiği durumlarda açılır. Mahkeme, delilleri ve tarafların beyanlarını değerlendirerek kararını verir. İstihkak davaları, hukuki yollarla hakların korunması ve alacakların tahsili amacıyla başvurulan bir yol olarak kullanılır.
İstihkak davası, bir kişinin bir mal veya hakkın kendisine ait olduğunu iddia ettiği durumlarda ortaya çıkar. Örneğin, bir mülk üzerinde mülkiyet hakkına sahip olduğunu iddia eden bir kişi, bu hakka dayanarak istihkak davası açabilir. Davacı, söz konusu mülkün kendisine ait olduğunu kanıtlamak ve mahkeme kararıyla mülkiyet hakkını tescil ettirmek isteyebilir.
Mirasta istihkak davası da sıkça görülen bir türdür. Mirasçılar arasında mal paylaşımında anlaşmazlık olduğunda, bir mirasçı, kendisine düşen miras payını talep etmek için istihkak davası açabilir. Mahkeme, miras payının ne olduğunu ve mirasçının hak sahibi olduğunu tespit eder ve mirasın paylaşımını düzenler.
Tazminat talepleri de istihkak davalarının bir başka örneğidir. Bir kişi, bir zarar veya kayıp nedeniyle maddi veya manevi tazminat talep ediyorsa, bu talebi savunmak için istihkak davası açabilir. Davacı, zararının veya kaybının boyutunu kanıtlamalı ve tazminat hakkını mahkemede talep etmelidir.
İstihkak davaları, hukuki hakların korunması ve ihtilafların çözülmesi için önemli bir mekanizmadır. Davacı, hakkına sahip olduğunu kanıtlayabilmek için gerekli delilleri sunmalı ve mahkemenin kararına tabi olmalıdır. Bu tür davalar genellikle hukuki süreçlerin uzun ve karmaşık olabileceği durumları içerdiğinden, hukuk danışmanlığı almak ve bir avukattan destek almak önemlidir.
İstihkak Davasının Amacı Nedir?
İstihkak Davası Kim Açar?
İstihkak davasını açma hakkına sahip olan kişi, bir hak veya alacağa sahip olduğunu iddia eden ve bu hakkın veya alacağın tanınmasını veya ödenmesini talep eden kişidir. İstihkak davası genellikle bir kişinin bir malın mülkiyetini veya bir hakkın tanınmasını talep ettiği durumlarda ortaya çıkar. Örneğin, bir kişi bir taşınmaz malın kendisine ait olduğunu iddia ederek mülkiyet hakkını korumak için istihkak davası açabilir. İstihkak davası, hak sahibinin hakkını korumak ve alacağını talep etmek amacıyla yasal bir yol olarak kullanılır.
Istihkak davası nedir TMK?
TMK, Türk Medeni Kanunu’nun kısaltmasıdır. İstihkak davası da Türk Medeni Kanunu’nun 742. maddesi kapsamında düzenlenmiştir. İstihkak davası, bir kişinin taşınmaz malın mülkiyetini iddia ettiği bir davadır.
TMK’nın 742. maddesi, “Bir kimsenin taşınmaz malın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu iddia ettiği hallerde, istihkak davası açabilir” şeklinde ifade eder. Bu maddeye göre, bir kişi bir taşınmaz malın mülkiyetine sahip olduğunu iddia ediyorsa, bu iddiasını mahkeme yoluyla kanıtlamak için istihkak davası açabilir.
İstihkak davası, maliklik hakkının belirlenmesi amacıyla açılan bir davadır. Davayı açan kişi, taşınmaz malın kendisine ait olduğunu kanıtlamak zorundadır. Mahkeme, tarafların delillerini değerlendirerek maliklik durumunu tespit eder.
TMK’nın 742. maddesi, taşınmaz mal üzerindeki mülkiyet ilişkilerinin düzenlenmesine ve hak sahiplerinin haklarının korunmasına yönelik önemli hükümler içermektedir. Bu hükümler çerçevesinde, istihkak davası, maliklik iddialarının çözümlenmesi için etkili bir hukuki yol olarak kullanılmaktadır.
Istihkak iddiası nasıl yapılır?
Delillerin Toplanması: İstihkak iddiasını desteklemek için gerekli delillerin toplanması önemlidir. Bu deliller, maliklik hakkını kanıtlayacak belgeler, tapu kayıtları, satış sözleşmeleri, miras belgeleri, şahit ifadeleri gibi unsurları içerebilir.
Hukuki Araştırma ve Hazırlık: İstihkak iddiasının dayandığı hukuki gerekçelerin incelenmesi ve araştırılması gerekmektedir. Uygun hukuki kaynaklar ve uzman görüşleri ile desteklenmiş bir hukuki argüman hazırlanmalıdır.
İstihkak Davasının Açılması: İstihkak davası, iddia sahibi tarafından ilgili mahkemeye yazılı olarak başvurularak açılır. Davanın doğru bir şekilde hazırlanması ve gerekli belgelerin eklenmesi önemlidir.
Delillerin Sunulması: Mahkeme sürecinde, istihkak iddiasını destekleyen delillerin mahkemeye sunulması gerekmektedir. Bu deliller, iddia sahibi tarafından ve gerekirse tanıkların ifadeleriyle birlikte sunulur.
Mahkeme Süreci: İstihkak davası, ilgili mahkeme tarafından incelenir ve tarafların delilleri değerlendirilir. Mahkeme, iddia sahibinin maliklik iddiasını kanıtlaması veya karşı tarafın iddiayı çürütmesi üzerine karar verir.
İstihkak iddiası yapmak ve istihkak davası açmak karmaşık bir süreç olabilir. Bu nedenle, bir hukuk danışmanından veya avukattan profesyonel destek almanız önemlidir. Avukatınız, sizin adınıza gerekli hukuki adımları atacak, delilleri toplayacak ve mahkeme sürecinde sizi temsil edecektir.
Hacizde İstihkak Nedir?
Haczedilen bir malın kime ait olduğuna dair çekişmeli bir durum var ise istihkak davasına başvurulmaktadır. İcra İflas Kanunu’nun 96. maddesi ve devamında, istihkak davasının usulünden ve maddi unsurlarından bahsedilmiştir. İcra hukuku bünyesinde açılmış olan istihkak davası, mülkiyetin kimde olduğuna dair bir tespitte bulunmaya çalışmamaktadır.
Haciz sebebiyle açılan istihkak davasının araştırdığı konu malın haczedilip edilemeyeceğidir. İstihkak davası yapısı itibariyle ivedilik gerektiren dava türlerindendir. Bu sebepten ötürü kanun koyucu dava süreleri bakımında kısa süreler öngörmüş ve davanın görülmesi açısından da basit yargılama usulünü öngörmüştür. İstihkak davasının açılması için mülkiyet gerekli görülmemiştir.
Yargıtay’ın görüşüne göre Bir mal üzerindeki bulunan her türlü hakka dair istihkak davası açılabilir.istihkak davası nedir
İstihkak Davası Nedir Açma Süresi Ne Kadardır?
İstihkak davasının açılabilmesi için istihkak iddiasının bulunması gerekmektedir. İstihkak iddiası haciz sırasında öne sürülmelidir. Bu iddia haciz memuru tarafından haciz tutanağına yazılır.
Eğer haciz durumu sonradan öğrenilmiş ise haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde haczi yapan icra dairesine istihkak iddiasında bulunmak gerekir. İstihkak iddiasında bulunulmuş olması halinde icra müdürlüğünce, alacaklıya istihkak iddiası bildirilir.
Alacaklı, 3 gün içerisinde istihkak iddiasına itirazda bulunursa icra müdürü ivedilikle dosyayı icra mahkemesine göndermelidir. İcra mahkemesinin İstihkak iddiasın incelemesi sonucu bir karar vermesi gerekmektedir. İcra mahkemesi tarafından verilen kararın tebliğ ve tefhiminden itibaren 7 gün içerisinde istihkak davası açılabilmektedir. istihkak davası nedir
İstihkak Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme Neresidir?
Haciz konusunda istihkak davası icra mahkemelerinde açılabilmektedir. Hangi icra mahkemesine başvurulacağı ise önem arz etmektedir.
Genel olarak icra takibinin başlatıldığı yer veya hacze konu olan malın bulunduğu yerde dava açılabilmektedir. Fakat uyuşmazlık konusu mal taşınmaz mal ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince dava taşınmaz malın bulunduğu yer mahkemesi yetkili mahkemedir. istihkak davası nedir.
İstihkak Davasına Konu Olabilecek Haklar
İstihkak davası mülkiyet hakkından kaynaklanabileceği gibi rehin hakkından da kaynaklanabilmektedir. Ayrıca Yargıtay kararlarında istihkak davasına her türlü hakkın konu olabileceği belirtilmektedir.
Kişisel haklar bakımından ise istihkak davasına konu hakkın tapu kütüğüne şerh düşülmesi halinde istenmesi mümkündür. Örneğin alım, önalım ve geri alım gibi kişisel haklar istihkak davasıyla haciz yoluyla talep edilebilmektedir.
Bütünleyici parça ve eklenti ayrımında ise bütünleyici parçalar asıl parçadan bağımsız olarak istihkak davasına konu edilemezken eklentiler ayrıca istihkak davasına konu edilebilmektedir.
Emsal Karar Yargıtay Kararları
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, E. 2004/12150 K. 2005/1146 T. 15.2.2005
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, E. 2006/11533 K. 2007/6258 T. 10.4.2007
Danıştay 10. İdari Dava Dairesi, E. 2014/5094 K. 2016/1517 T. 18.3.2016
Karar düzeltme dilekçesinde öne sürülen hususlar karar düzeltme isteminin kabulünü gerektirecek nitelikte görüldüğünden Dairemizin düzeltilmesi istenilen 12.2.2014 tarihli ve E:2010/12449; K:2014/801 sayılı kararı kaldırılarak, temyiz istemi yeniden incelendi.
Dava; davacı Bankanın İstanbul İli, Otosanayi-Levent Şubesince üzerinde rehin kurulan mülkiyeti dava dışı F1 İnş. Müh. Gıda. Hay. San. Ltd. Şti.’ye ait N1 plaka numaralı aracın,
rehinli olmasına rağmen davalı idarece haciz işlemi sonucunda satılması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 12.000,00 TL (aracın satış bedeli) zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
İstanbul 4. İdare Mahkemesince; davacı banka şubesi tarafından 01.08.2005 tarihinde araç üzerinde rehin kurulduğu, bu tarihten sonra davalı idarece haciz işlemi uygulanmak suretiyle aracın satıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülen anılan İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 77 ila 87. maddelerinde menkul malların haciz ve satışına ilişkin hükümler yer almıştır.
Aynı Kanun`un “Borçlu elinde haczedilen mallara karşı istihkak iddiaları” başlıklı 66. maddesinde, “Borçlu, elinde bulunan bir malı üçüncü şahsın mülkü veya rehni olarak gösterdiği yahut üçüncü bir şahıs tarafından o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği takdirde,
haczi yapan memur bunu haciz zaptına geçirir. Keyfiyet, iddia borçlu tarafından yapılmışsa üçüncü şahsa, üçüncü şahıs tarafından yapılmışsa borçluya bildirilir.
Tahsil dairesi, haciz zaptını aldığı tarihten itibaren 7 gün içinde iddiayı reddetmediği takdirde istihkak iddiasını kabul etmiş sayılır. Üçüncü şahıs, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itiraz etmediği takdirde istihkak iddiası dinlenmez.
İstihkak iddiası tahsil dairesince kabul edilmez veya borçlu tarafından istihkak iddiasına itiraz edilirse, 7 gün içinde mahkemeye müracaat etmesi lüzumu tahsil dairesince üçüncü şahsa bildirilir.
Müddetinde dava açılmadığı takdirde istihkak iddiasından vazgeçilmiş sayılır.” hükmüne; “Üçüncü şahıs elinde haczedilen mallara karşı istihkak iddiaları” başlıklı 67. maddesinde, “Haczedilen mal borçlunun elinde olmayıp da, o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia eden üçüncü bir şahıs elinde ise keyfiyet, haczi yapan memur tarafından haciz zaptına geçirilir.
Malın borçluya ait olduğu iddiasında bulunan tahsil dairesi keyfiyeti alacaklı amme idaresine bildirir. Alacaklı amme idaresi bildirme tarihinden itibaren 15 gün içinde dava açmadığı takdirde istihkak iddiası kabul edilmiş sayılır.
Borçlu ile birlikte ikamet etmekte olan şahıslar tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu takdirde mal borçlunun elinde sayılır.” hükmüne; “İstihkak iddiaları ile ilgili diğer hükümler” başlıklı 68. maddesinde ise, “istihkak davalarına bakmaya haczi yapan tahsil dairesinin bulunduğu mahal mahkemesi salahiyetlidir. İstihkak davaları diğer işlere takdimen görülür.
Davacı takibin tehirini istediği takdirde kendisinde mevcut delillerin mahiyetine göre ve muhtemel zarara karşı kafi teminat alınmak suretiyle takibin tehirine mahkemece karar verilebilir.
İstihkak davası üzerine takibin tehirine karar verilir ve neticede dava reddolunursa, dava mevzuunu teşkil eden mahcuz malın değerinin % 10 u tutarında tazminat hükmolunur.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı banka lehine rehinli bulunan, F1 İnş. Müh. Gıda Hay. San. Ltd. Şti.’ne ait aracın, anılan şirketin vergi borçları nedeniyle davalı idarece haczedilerek satıldığı,
davacı tarafından rehin hakkının öncelikli olduğu bu hususun gözetilmeyerek zarara uğratıldığı iddiasıyla bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Satılan menkul mal üzerinde rehin hakkı bulunduğunun ileri sürülmesi bir istihkak iddiasıdır. 6183 sayılı Kanun’un 68. maddesinde ise, istihkak davalarına bakmaya haczi yapan tahsil dairesinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğunu hükme bağlamış bulunmaktadır.
Olayda, davacı tarafından, lehine rehinli aracın satılması üzerine, araç satış bedelinin taraflarına ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açıldığı gözetildiğinde,
uyuşmazlığın istihkak iddiasından kaynaklandığı, dolayısı ile çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle,
temyiz isteminin kabulü ile İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 29.1.2010 tarih ve E:2009/272, K:2010/147 sayılı kararının BOZULMASINA,
yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine 18.3.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Danıştay 4. Vergi Dava Dairesi, E. 2004/1780 K. 2005/1608 T. 27.9.2005
…. Müzik Medya Taahhüt Ticaret Limited Şirketine ait vergi borçlarının tahsili amacıyla haczedilen menkul malların satış işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır. İstanbul 6. Vergi Mahkemesi 10.5.2004 günlü ve E:2004/22, K:2004/1371 sayılı kararıyla; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 66 ncı maddesinde;
borçlu elinde haczedilen mallara karşı istihkak iddiaları düzenlenmiş olup, aynı kanunun 68 inci maddesinde de;
“İstihkak davaların bakmaya haczi yapan tahsil dairesinin bulunduğu mahal mahkemesi selahiyetlidir. İstihkak davaları diğer işlere takdimen görülür…” hükmünün yer aldığı, olayda, davacı şirket tarafından rehin hakkı iddia edilen menkul malların … Müzik Medya Limited Şirketi’nin borçları nedeniyle vergi dairesince haczedilerek 12.12.2003 tarihinde satıldığı, rehin hakkı iddia edilen ve haciz tutanağına üçüncü şahısların bu rehni şerh edilerek icra dairelerine bildirilen haciz ve satışta üçüncü şahıs davacı şirket tarafından menkul mal ihalesinin feshi ve satışın iptalinin istendiği,
bu iddianın yukarıda anılan kanun hükümleri uyarınca borçlu elinde bulunan menkul mallar için ileri sürülen istihkak iddiası niteliğinde olduğu, ihalenin feshine ilişkin olarak ileri sürülen iddialarında idari yargı mercilerince incelenebilecek hususlardan olmadığı açık olup uyuşmazlığın çözümlenmesinde adli yargının görevli bulunduğu gerekçesiyle dava görev yönünden reddedilmiştir.
Davacı, 6183 sayılı Yasanın uygulamasından doğan uyuşmazlıkları çözümlemekle vergi mahkemelerini görevli kılan 2576 sayılı Kanunun 6/b maddesi uyarınca vergi mahkemesinin görevli bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi Kumru Örnek Demirtaş’ın Düşüncesi: 6183 sayılı Kanunun 99 uncu maddesinde gayrimenkullerin satışında ihalenin feshine ilişkin başvuruların icra tetkik mercii tarafından incelenip sonuçlandırılması öngörülmüştür. Ancak aynı kanuna göre yapılan menkul mal satışlarında ihalenin feshi konusundaki başvurular için bir merci öngörülmediğinden, bu konudaki başvuruların idari yargı yerlerinde görülüp çözümlenmesi gerektiğinden davayı görev yönünden reddeden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı İbrahim Erdoğdu’nun Düşüncesi: İdare ve yergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
…… Müzik Medya Taahhüt Ticaret Limited Şirketi’ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla haczedilen menkul mallarla ilgili satış işleminin iptali istemiyle açılan davayı; Adli Yargının görevli olduğu gerekçesiyle, görev yönünden reddeden Vergi Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 6/b maddesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulamasına ilişkin davaların vergi mahkemesince çözümleneceği hükme bağlanmış, 6183 sayılı Kanunun 99 uncu maddesinde ise gayrimenkullerin satışında ihalenin feshine ilişkin başvurulann icra tetkik mercii tarafından incelenip sonuçlandırılması öngörülmüştür. Ancak aynı Kanunun menkul malların haczi ve satışı başlıklı ikinci bölümünde yer alan 77 ve 87 inci maddelerinde menkul mal satışlârındaki ihalenin feshi konusundaki başvurular için bir merci belirtilmemiştir.
Olayda, davacı, vergi dairesinin usulüne uygun olmıyan işlemlerle ihaleye katılımı engellediği, hacizli malların rayicin çok altında düşük bedelle satışını yaparak alacaklıların menfaatlerini ihlal ettiği, böylece menkul mal ihalesinin usulüne uygun yapılmadığını ileri sürerek işlemin İptalini istediğinden, 6183 sayılı Kanundan kaynaklanan ve hacze dayalı olarak gerçekleştirilen menkul malların satış işleminin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümü idari yargıya aittir.
Açıklanan nedenlerle, İstanbul 6. Vergi Mahkemesinin 10.5.2004 günlü ve E:2004/22, K:2004/1371 sayılı kararının bozulmasına 27.9.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Danıştay 7. Vergi Dava Dairesi, E. 2018/1876 K. 2020/3190 T. 8.9.2020
Dava Konusu İstem: Petrol piyasasında dağıtıcı lisansına sahip … Akaryakıt Dağıtım Ticaret Anonim Şirketi tarafından ithal edilen ve bir kısmı antrepo dışındaki milli tanklara aktarılan, bir kısmı ise antrepo tanklarında mühür altına alınan motorin cinsi eşyanın,
dağıtıcı lisansına sahip davacı şirket tarafından satın alınmasından sonra, bu eşya hakkında adı geçen şirketin vergi borçları nedeniyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında alınan ihtiyati haciz kararı üzerine davacı şirket tarafından asliye hukuk mahkemesinde açılan davada verilen istihkak iddiasının kabulü ve akaryakıtın davacı şirkete teslimi yolundaki karar doğrultusunda eşyanın teslimi istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun,
özel tüketim vergilerinin ödenmemesi veya bu borca karşılık yeterli teminatın gösterilmemesi nedeniyle serbest dolaşıma giriş işlemleri tamamlanmayan ve gümrük gözetim ve denetimde bulunan motorin cinsi eşyanın gümrük mevzuatı uyarınca tasfiye edileceğinden bahisle reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; … Akaryakıt Dağıtım Ticaret Anonim Şirketi tarafından 2013 yılının muhtelif tarihlerinde ithal edilen ve antrepoda bulunan akaryakıtın … tarih ve … ve …1 sıra no’lu faturalarla davacı şirkete satıldığı,
faturalarda akaryakıta ilişkin olarak özel tüketim vergilerinin ayrıca gösterildiği, fatura bedellerinin internet bankacılığı aracıyla 19/11/2013 tarihinde adı geçen şirketin hesabına transfer edildiği,
ödemeye ilişkin banka dekontların dosyada mevcut olduğu;
bununla beraber, davacı şirkete satışı yapılan akaryakıt hakkında sözü edilen şirketin vergi borçlarından ötürü alınan ihtiyati haciz kararı nedeniyle davacı şirket tarafından istihkak iddiası ile açılan davada … Asliye Hukuk Mahkemesince istihkak iddiasının kabul edildiği ve haczin kaldırılmasına karar verildiği,
bu kararın 12/10/2015 tarihinde kesinleştiği,
Mahkemelerince verilen 05/05/2017 tarihli ara kararı üzerine dosyaya sunulan belgelerin incelenmesinden, ihtilaf konusu akaryakıta ilişkin olarak, ithalat işlemleri sırasında … Akaryakıt Dağıtım Ticaret Anonim Şirketi tarafından … TL götürü teminatın verildiği, bu teminatın anılan şirketin vergi borçları nedeniyle ilgili vergi dairesi tarafından irat kaydedildiği,
ihtilaf konusu akaryakıtın alıcısı konumunda olan ve özel tüketim vergisi ödenmesi bakımından ithalat işlemleri sırasında mükellefiyeti ve sorumluluğu bulunmadığı anlaşılan davacı şirketin, mülkiyetin aidiyetine ilişkin yargı kararına dayanılarak akaryakıtın kendisine teslim edilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun,
özel tüketim vergisinin ödenmesi veya karşılığında teminat gösterilmesi gerektiğinden bahisle reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Gümrük işlemlerinin tamamlanmaması nedeniyle serbest dolaşımda bulunmayan akaryakıtın teslim edilemeyeceği, davacı şirketin söz konusu eşyayı satışa konu etmesinden ötürü mülkiyet hakkından söz edilemeyeceğinden davada taraf sıfatının bulunmadığı, yurda giriş şartlarının sağlanmamasından kaynaklanan zararın muhatabının ithalatçı firma olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usûl ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
Temyiz isteminin reddine, … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 08/09/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Faydalı Linkler:
- BANKA HUKUKU
- Araç Haciz Talebi
- Genel Haciz Talebi Nedir?
- Vergi Hukuku
- Vergi Cezalarını Kaldıran Haller Nelerdir?