- +90 312 911 1168
- info@mdmhukuk.com
- Kızılırmak Mah. 1443. Cad. Ankara 1071 Plaza A Blok No:25/58 06510 Çankaya/ANKARA
Kıymetli-Evrak-İle-İlgili-Görülen-Dava-Türleri-Nelerdir
Makale Başlıkları
Kıymetli evrak hukukunda en sık rastlanan dava türleri; ziyaı ve iptal davası, menfi tespit davası, kıymetli evrakta istirdat davası, kambiyo senetlerinden kaynaklanan sebepsiz zenginleşme davasıdır.
Ziyaı ve İptal Davası: Kıymetli evrakın çalınması, yırtılması, harap olması gibi durumlarda senet yok olsa dahi senede bağlı hak sona ermez. Senet yok olursa eğer senedin hamilinin alacağını alabilmesinin yolu yoktur ve bu ağır bir sonuçtur. Bu sebeple zayi durumları kanun koyucu tarafından düzenlenmiştir. Senedi zayi olan kişi mahkemeden senedin iptal edilmesini talep edebilir. Böyle hem kaybolduğunda eline geçen kişinin senedi tahsil etme olasılığı hem de gerçek hamilin alacağına ulaşamama olasılığının önüne geçilebilecektir. Senedi zayi olan kişinin yapması gereken ilk şey mahkemeden ödeme yasağı kararı aldırmak olmalıdır. Çünkü senedi haksız ele geçiren kişi senetteki miktarı tahsil etmek isteyebilir. Bu karar alındıktan sonra senedin kimin elinde olduğunun bilinip bilinmemesine göre işlem tesis edilecektir. Senedin kimin elinde olduğu bilinmiyorsa eğer iptal davası açılmalıdır. Eğer senedin kim elinde olduğu biliniyorsa bu halde istirdat davası açılmalıdır.
İptal Davasının Şartları: İptal davası açılabilmesinin ilk şartı zayi olmuş bir kıymetli evrakın varlığıdır. Zayi olmasından kasıt ise senedin ibraz edilememesi, hak sahibinin rızası olmadan senedin elinden çıkması durumlarıdır. İkinci koşul ise senetteki hakkın devam ediyor olmasıdır, yani hak talep edilebilir durumda güncel ve geçerli olmalıdır. İptali talep edebilmek için aktif dava ehliyeti şartı vardır bunun anlamı ise şudur, bu talepte bulunan kişinin senet üzerinde malik olması veya sınırlı ayni hakkının mevcut olmasıdır. Diğer şart ise kıymetli evrakın zilyetliğinin yeniden devredilmesinin mümkün olmamasıdır. Son şart ise senedin kıymetli evrak niteliğine haiz olmasıdır. Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş olan bütün kıymetli evraklar iptal davasının konusu olabilir. Diğer senetler için iptal davası açılması mümkün değildir. Örnek vermek gerekirse, limited şirketlerin çıkardığı senetlerin kıymetli evrak niteliği yoktur bu sebeple iptalleri talep edilemez. Davacı senedin zayi olduğu zamandaki senette hak sahibi olan kişi ve mirasçılarıdır. Davacı senedin kaybını inanılır kılacak şekilde ispatlayabiliyor olmalıdır. Bu dava hasımsız olarak açılır yani davalı taraf yoktur. Dava kıymetli evrakın ödeme yeri mahkemesinde ya da hamilin yerleşim yerinde ya da evrak çek ise muhatap bankanın bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabilir. İptal davası çekişmesiz bir ticari dava niteliğindedir. Bu sebeple davanın açılmasında asliye ticaret mahkemesi görevlidir. Dava sonucu senedin bulunması için ilan verilir ilan sonucu da bulunamazsa eğer senet iptal edilir. Bu iptal maddi hukuk bakımından kesin hüküm teşkil etmez. İptal sonucu davacı hakkını borçluya karşı kıymetli evrak elinde bulunmadan ileri sürebilir hale gelir.
Kıymetli Evrakta İstirdat Davası: Eğer kıymetli evrakın hak sahibi olmayan bir kişinin elinde olduğu düşünülüyorsa istirdat davası açılmalıdır. Bu dava için senedin kimin elinde olduğunun bilinmesi gereklidir. İki şekilde bu dava açılabilir, ilkinde mahkeme tarafından önleyici tedbir olarak ödeme yasağı kararı aldırılmasından sonra açılacak istirdat davası, ikincisi ise yapılan ilanlardan sonra senedin mahkemeye ibraz edilmesi sonucu açılacak istirdat davasıdır. Bu davada ispat yükü davacının üzerindedir. Tanık dahil her türlü delil ile kıymetli evrakın elinden çıktığını ve davalı tarafın senedi kötü niyetli şekilde senedi iktisap ettiğinin ispatlanması gerekmektedir. Senedi kazanımının da ağır kusurlu olduğunu ispatlamalıdır.
Menfi Tespit Davası: Bu dava, davalı tarafın varlığını iddia ettiği hukuki ilişkinin aslında mevcut olmadığını ispatlamak, tespit ettirmek için açılan davadır. Bu dava ancak davacının hukuki yararı mevcutsa açılabilir. Bu davanın açılması için farklı süreler öngörülmüştür. Örnek vermek gerekirse hata ve hilenin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl içinde, satılan şeyin ayıplı çıkmasından itibaren 2 yıl içinde açılmalıdır. Sıklıkla kıymetli evraka dayanarak açılan menfi tespit davası bedelsiz senet için açılan davadır. Bu durum çoğunlukla hatır senedi düzenlenmesinin ardından senet hamilinin senet bedelini tahsil etmek istemesi sonucu oluşur, aslında ortada temel bir borç ilişkisi yoktur. Menfi tespit davaları yargılama açısından genel hükümlere tabiidir. Yani Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na tabidir.
Dava konusu borç(ticari nitelik) niteliği taşıyor ise ticaret mahkemesinde, tüketicinin korunması hakkında bir olay sebebiyle açılıyorsa tüketici mahkemesinde, işveren ve işçi arasındaki iş akdine dayanan bir sebeple açılıyorsa iş mahkemesinde dava açılır. Yetkili mahkeme açısından ise davalı alacaklının yerleşim yeri mahkemesi icra takibi sonrası bu dava açılacak ise icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi yetkilidir. Menfi tespit davasında kesin yetki kuralı yoktur.
Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz Zenginleşme Davası: Senet sahibinin borçluya başvuru hakkını kaybettiği durumlarda veya kıymetli evrakın zamanaşımına uğraması sonucu icra takibi yoluna gidilememesi gibi durumlarda bu dava açılabilir. Kıymetli evrak düzenlendiğinde iki türlü borç doğar ilki kıymetli evrakın düzenlenmesine sebep olan temel, asıl borç ilişkisidir. İkincisi ise alacaklıya kambiyo senedi düzenleyip vermek borcudur. Kambiyo senetleri ticari hayatta en sık kullanılan kıymetli evrak türüdür. Bu senedin tahsilinin artık talep edilemez hale geldiği durumlarda asıl borç ilişkisine dayanarak alacak talep edilebilir. Bu davada davalı tarafın sebepsiz zenginleşmediğini ispatlaması gerekmektedir. Zamanaşımına uğramış senetler açısından bu dava zamanaşımına uğramış tarihi takip eden 1 yıl içerisinde açılmalıdır. Bu tür sebepsiz zenginleşme davası asliye ticaret mahkemesinde açılır.
Ayrıntılı bilgi ve danışmanlık hizmeti için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
MDM Hukuk ve Danışmanlık; Ankara merkezli faaliyet gösteren bir avukatlık bürosudur.
Büromuz; ülke genelinde avukatlık mesleğinin yasal ve etik değerleri çerçevesinde hukukun bir çok alanında yetkin kadrosuyla avukatlık ve danışmanlık hizmeti sunmaktadır.
Bu web sitesi ve içindeki bilgiler, Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kurallarına göre ve özellikle reklam yasağına uygun olarak tasarlanmıştır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinin tüm bilgi ve materyaller sadece bilgilendirme olup bunların tamamına veya bir kısmına dayanılarak yapılan işlemlere, eylemlere ve bunların sonuçlarına ilişkin hiçbir sorumluluk kabul edilmez. Söz konu bilgilerin aktarılması ile kullanıcılar ve web tarayıcıları ile MDM HUKUK & DANIŞMANLIK arasında bir avukat-müvekkil ilişkisi yaratılması amaçlanmamıştır ve bilgilerin bu kişilerce alınması hiçbir şekilde bu yönde bir ilişki oluşturmayacaktır. Müvekkiller veya okuyucular hiçbir şekilde mevcut duruma ve özelliklerine ilişkin olarak uygun hukuki veya başka herhangi bir profesyonel görüş almadan, MDMHUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinde yer alan herhangi bir hususa dayanarak bir eylemde bulunmamalıdır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK, bu web sitesi aracılığıyla ulaşılan üçüncü kişilere ait içeriklerden hiçbir şekilde sorumlu değildir.
MDM Hukuk ve Danışmanlık Tüm Hakları Saklıdır.